• bir çocuğun deniz kenarında yaptığı kumdan kalesini yıkmayın,
    bir çocuğun kış günü yaptığı kardanadamı parçalamayın,
    bir çocuğun keyifle yaptığı puzzle'ı bozmayın,
    bir çocuğun kurduğu hayal dünyasını dağıtmayın,
    bir çocuğun şefkatle size gelişini görmezden gelmeyin,
    bir çocuğun şımarıklığını ondan ayırmayın,
    bir çocuğun gözyaşını silmeyi unutmayın,
    bir çocuğun sevgisini küçümsemeyin,
    bir çocuğun kalbini kırmayın, içini acıtmayın*
  • aklının, ruhunun beslenmesi, kendisini ve sizi kabul ederek büyüyebilmesi sevgi, tolerans, otorite, sabır ve inanma işidir.
  • omzuna daha küçücükken o kadar yük yüklemeyin. kendileri gibi omuzları da minicik çünkü. sonra o yükü ömürleri boyunca taşımak zorunda kalıyorlar, altında eziliyorlar, taşıyamadıkları zamanlarda da hep kendilerini suçluyorlar
  • bir çocuğun duygularını bastırmasına neden olmayın.. bırakın her ne yaşıyorsa her ne hissediyorsa izin verin ona.. paylaşacağı ortamın hazırlayıcı olun.. baktınız duygusunu bastırmayı öğreniyor siz onu tuzu olun yine gelsin o tuzlu suya bassın duygusunu.. o duygunun üzerine bassın ki yalnız olmadığını, anlaşılabildiğini, hissettiği için cezalandırılmayacağını, sadece uslu çocuk olduğu için değil huysuz çocuk olduğu için de yani her hali ile kabul edilebileceğini, her şeye rağmen sevilebileceğini sizin yanınızda öğrensin.

    bir çocuğun ömrü hayatı duygularını bastırmak ile geçmişse, sırf kendini korumak adına o duyguları uzaklaştırmışsa kendinden, sırf yaralanmamak adına hepsini saklamayı öğrenmişse ve görülmesin diye gömmüşse zemine bir gün geliyor ki kendisi de göremez bilemez bulamaz oluyor. zemin ağır, zemin soğuk zeminin üzerine kaç harç dökülmüş ki öyle sert, öyle derinde.. istese de çıkaramıyor... öyle yaşamaya alışıyor sonra sonra.. belki başka insanlara ayna oluyor, başka insanların duygularına dokunabiliyor, başka insanlar hissedebilmeye kendilerine izin versinler diye antenleri açık oluyor ama kendine işlemez oluyor hiçbiri..

    biraz kendine yaklaşma için adım attığında bir iç çocuk varmış diye öğreniyor da bilmiyor gömdüğü cenazeyi artık kim kabul eder, kim sever, kim yanında olmak ister.. bir çocuğun iç çocuğu da kendini affedemiyor sonra.. yaşayabilse bari
  • " bir çocuğun üç ebeveyni vardır: annesi, babası ve anne-baba arasındaki ilişki. bu üçüncü ebeveyn, çok etkilidir. "*
  • yetişkin iradesine daha çocukken boyun eğmek zorunda kalan, bir yetişkinle olan mücadelesini kazanmak için çok güçsüz olan çocuk sırf kendini ifade ettiği için etiketlendikçe, azarlandıkça, cezalandırıldıkça kendi isteklerinin ve ihtiyaçlarının sesini, bedenini bastırır susturur. başkasına denmesi yasaklanan “hayır”ı, kendine, isteklerine ve ihtiyaçlarına karşı uygulamaya başlar. gün olur zaman geçer çocuğun gözünde dinlenilesi, görülesi, anlaşılası kendi varlığı yok olur, ne kadar bir yetişkin olarak hayatta kalmayı başarmış olsa da bir tarafı daha kırılgan, daha hassas, daha duyarlı kalır.

    kişilerarasındaki ilişkilerinde bedeni, sesi, davranışları içindeki çocuğun enerjisi ile daha meraklı, daha enerjik, daha aktif, daha spontan bir yetişkin gibi var olurken, bu hassas noktaya temas eden kendi içsel deneyiminde enerjisinin bir kısmı geçmişte kalır. öylesi vakitlerde öteki türlüsünün de mümkün olduğunu yani veremediği tepkiyi verebilmenin, sesinin, bedeninin, varlığının olduğunu, basit bir cümle olan “bunu şimdi konuşmak istemiyorum” diyebilmenin mümkün olduğunu farketmesi, bunu kabul etmesi ve buna inanması güvenmesi oldukça zor olur. çünkü yarım kalan-dağılan- donan enerjisi ile sizinle sanki kötü bir şey yapmış gibi utandığı için göz teması kuramaz, cezalandırılmaktan korktuğu için bedeni kasılır, nasıl cevap vereceğini bilemediği için ses çıkarmaz, kendinden üçüncü bir kişiymiş gibi bahseder, kelimelerini dikkatlice seçerken söylediklerinin etkisini azaltmak, gizleyebilmek için gülümsemeye çalışır. halbukisi belki komik gelecek ama öyle zamanlarda onu ancak başka bir çocuk anlayabilir, konuşturabilir, harekete geçirebilir. öteki türlüsünün de mümkün olduğunu keşfetmesini sağlayan aklındaki çocukça sorularına verilen sabırlı ve güven veren yanıtlar o kırılgan, hassas, duyarlı tarafın güçlenmesi için en temiz çimento olur. çünkü daha önce böyle bir çimento ile karılmamıştır zihni,kalbi
  • psikolojik öksüz ve/ya yetim olmaması için doğurmakla kalmayın, ilgilenin. iletişim.
  • bir çocuğun hayallerini yıkmayın.
  • içine bakıp da sessizliğinde kısırdöngüye girdiğini görüyor, ne öfkeni çıkarabildiğini, ne sevgiyi kabul edebildiğini, ne bedeninin katılığından kurtulabildiğini, ne sığındığı ortamlar veya ilişkilerde ihtiyaç duyduğu güveni bulamadığını, ne de başını koyup da ağlayamadığını yani kendini desteksiz ve sevgisiz kalmış hissettiğini farkettiğinizde, usulca yanına yaklaşıp, sımsıkı sarılıp da başını okşayıp ona şefkat göstererek ve gözlerinin içine bakarak kendisini sevmeyi, kendisine güvenmeyi, kendisine inanmayı yeniden öğretebilirsiniz. anlayacaktır.

    çocuklar çabuk öğrenir.
  • bir çocuğun aklının temelde sert, köşeli ve tehlikeli ya da yumuşak, akıcı ve açık olarak evrilmesi büyük ölçüde annenin düşüncelerinin ve duygularının olumsuz ve çelişkilere saplanmış ya da olumlu ve güçlendirici olmasına bağlıdır.
hesabın var mı? giriş yap