• dedem marangozmuş ve gerçekten çok fakirlermiş. babam üniversite sınavını kazandığı halde çalışmak zorunda kaldığı için üniversiteye gidememiş.

    babam küçükken eve doğru düzgün et bile alamazlarmış. dedem de nur içinde yatsın yemeğe çok düşkün biriymiş. geceleyin kalkar kimseden habersiz mutfakta hamur açar onu bir güzel pişirir, babannem görmesin diye etrafı temizleyip yatarmış. dedemin de en çok istediği dışarıda köfte ekmek yemekmiş.

    babam işe başladıktan sonra ilk maaşıyla dedeme köfte ekmek ısmarlamış. ışte bu babamın şimdiye kadar ki adam 60 yaşına geldi, yaşadığı en büyük mutluluk olmuş. sonra dedem gut hastalığından vefat etti, mekanı cennet olur inşallah
  • annem artık biraz olsun iyileştiğinde babam bizi adalar'a götürmüştü.

    ben daha el kadar bebe idim o vakit. vapurda giderken anneme dedi ki:

    " bu denizin kokusunu sen tekrardan içine çekene kadar bekledim ben de... "

    biraz ağlaştılar falan.

    sonra lahmacun satan bir adam geldi yanımıza. babam martılara atmak için lahmacun aldı lan üç beş tane. gözlerinin içi gülüyordu.
    lahmacun dediğime bakmayın ha!

    babam o günkü gezi için muhtemelen günlerce ek iş yaptı, daha az yedi içti.

    ben desen bir lahmacun için su sattığım, araba temizlediğim zamanlar.

    lâkin umrumuzda bile değildi. nasıl hoşuma gitmişti martılara lahmacun vermek.

    o gün annem iki tane erkeğin gözlerinin içindeki mutluluğa şahit oluyordu.

    varsın yansındı dünya...
  • 6 saat idrar tutmak zorunda olduktan sonra inilen otogarda hunharca işemek.
  • kesinlikle sevdiğin kadınla evlenmek ve akabinde güzel bir hayat yaşamak.

    ne bileyim diğer şeyler biraz somut oluyor. seks bi şekilde yapılır. çok güzel kadınlarla da yapılır. gerekirse işin içine para girer yine yapılır. okul, kariyer vs hepsi seninde elinde olan şeyler. güzel bi yemek, istediğin bir şeyin hediye edilmesi insanı çok mutlu edebilir. ama sevdiğin kadın öyle bir şey değil abi. anlık değil.
  • sevdiği kadınla dolu dolu bir hayat yaşamak.
  • "tümörünüz iyi huylu çıktı" cümlesini duymak.

    (bkz: woody allen)
  • kumsalda elinde 2 tane soğuk bira ile bekleyen yeşil gözlü, kızıl saçlı, hafif çilli hatun. ben de denizden çıkmışım tabii o arada.

    (bkz: anti silence was here)
  • türkiye şartlarını gözönüne alacak olursak sofraya bir lokma ekmek koyuyor olmak yeterli gelecektir.
hesabın var mı? giriş yap