• konuşası yoktur.

    çay edebiyatı baydı.
  • su içsin
  • debeye giren entrye istinaden.

    buradan tavsiye alarak hareket etmeyin zaten ama yine de genç arkadaşların yanlış bilgi edinmesini önlemek için yazayım.

    susmak bir sike yaramaz. susmaya hak verebileceğim tek konu karsinizdakinin aşırı aptal/cahil olmasi, meraminizi anlamanıza rağmen bu bilgiyi işlememesidir. cahille sohbet yani. bunun dışında susmak bir işe yaramaz.

    "susmak seviyeyi aşağı çekmenize izin vermez" hey allahım nasıl ilişkiler yaşıyorsunuz da böyle cümleler kurmaya yanasiyorsunuz anlamak mümkün değil. iletişim kurmamak/kuramamak yüceltilecek bir şey değil. bir konu hakkında konuşun, sizi rahatsız eden şeyleri dile getirin. susarak süpürmek bir işe yaramaz. biri seviyeyi aşağı çekecekse her türlü çeker.

    "susması nedeniyle haklı çıkamamak zor geliyorsa zaten haksizsindir"

    mahkemelerde susalım en iyisi. haklı ve haksız vardır, susmak bunu değiştirmez. hatta çoğunlukla iki tarafın kendince haklı gerekçeleri vardır. haklı haksiza da indirgemek pek mümkün değil.

    ha o gün kötü hissedersin, tartışma kaldıracak durumda değilsindir, insanlık halidir. karşındakine uygun bir dille şuan tartışmak istemediğini anlatırsın, uygun bir vakitte konuyu konuşup çözersiniz.

    susun, en hakli olduğunuz anda ağlayın gibi saçma sapan tavsiyelere atlamayın. sonra vay niye ayrıldık vay niye bişey yürütmek zor. tek tekerle araba mı gider?
  • akıllı bir kadının verebileceği en büyük ceza susmaktır. işte bu kendi kendinizi sorguya çekmenize sebep olur ki bazen bundan daha büyük ceza olmaz.

    burada kast edilen şey küsmek eylemi değildir. susmak eylemidir. küsmek itici, susmaksa çekicidir. susmak bir kadının değerine değer katan en nadide özelliktir.

    bir kadın susarsa cevap dahi veremez, hiçbir şey için şikayet edemez, saçma sapan yorumları da artık yapamazsınız. seviyeyi aşağılara çekmenize izin vermez.
    siz inersiniz bazen farkında olmadan aşağılara, başınız yukarıya kalkınca anlarsınız indiğiniz yeri. el uzatırsınız sonra beni de çeksin tekrar yukarı diye. beklersiniz öylece.

    eğer susması nedeniyle haklı çıkamamak zor geliyorsa bu zaten en baştan haksız olduğunuz anlamına gelir. sensin haklı der arkasını döner ve tek kelime bile etmeden acı bir ders verir.

    ancak en acısı bu da değildir. daha acı olanını şeker portakalı’nda ki şu diyalog özetler.

    +biliyor musun insanları öldürüyorum portuga..
    -nasıl yapıyorsun bunu zeze?
    +onları unutarak..
  • yahu bir kadın susuyorsa susuyordur yani buna bir anlam niye yüklüyoruz siz de susun bakalım o kadın susmaya devam ediyor mu ?
  • hissedeceğiniz tek şey korku; beklentinizse fırtınadan önceki sessizlik olsun. kadının suskunluklarını çoğaltmayın, susmalar iç dünyada "dur ve değiş" komutunun habercisidir. evet, bunu eyleme dönüştüremeyen belki milyonlarca kadın var dünyada ama aynı çatı altında susmaya devam eden bir kadın o yuvadaki hayat belirtisinin fişini de çoktan çekmiştir. yüzü zoraki gülen birinin içi de elbet ölmüştür.

    kadını da erkeği de gözden kaçırıp olumsuz birikim yapmalarına sebep olmayalım. üzmek, kırmak ne kadar kötüyse içe atmak da intikamın kolay yoludur. dile getirme alışkanlığını kazanalım. yoksa toparlamak çok zor oluyor. açık olalım, aydınlanalım.
  • içinde fırtınalar kopuyordur, her susuşunda da deniz kızları ölüyordur o kadının. asdfh şaka lan şaka. allah'ım bir de son dönem böyle sepya tonuna basılmış gereksiz üç noktalı paylaşımlarla susan kadın, rakı içen kadın, insülin direnci olan kadın falan diye boktan methiyelerle paylaşım yapan sikimsonik tipler türedi.

    bence genel olarak bir insan susuyorsa, boktanlık seviyenizi ve yaptıklarınızı bir gözden geçirin. demek ki laftan sözden anlamayan saygısız, leş gibi bir insansınız ki karşı taraf size artık tek bir harf bile sarf etmek istemiyor. gönül tomris uyar alıntılayıp gönlünüzü hoş etmek isterdi ama bcd ile ancak sprite'dan acı gerçekler, sorry not sorry.
  • s..tir edin. kadınlara bu kadar yüz verip üstüne düşmeyin.
  • bir kadının bir erkeğe yapacağı en acı şey, en haklı olduğu anda ağlayarak haklısın demesi ve susup kenara çekilmesidir.
    onun o şekilde susmasının sizin bittiğiniz yer olduğunu anlamazsınız bile. kazandığınızı en çok düşündüğünüz anda mağlubiyetin dibini yaşar ama o anda farkında bile olamazsınız.

    bazı şeyler için artık çok geç kaldığınızı boşlukta süzülürken anlarsınız.
    bazen öyle susar ki triplerini, kızmalarını özlersiniz. kızdığı anda aslında her şeyin yolunda olduğunu o sustuğunda anlarsınız.

    susması da değildir asıl felaket. daha kötüsü arkasını döndüğünde bıraktığı dağ gibi boşluktur.

    işte erkeklerin asıl kaldıramadığı şey o değerli kadınlardan kalan boşluğu bir türlü dolduramamasıdır. kadın-erkek ilişkilerinin çıkmaz sokağı, tüm sorunların kaynağı da burasıdır.

    sonra gülüşleri gelir aklınıza uçurumlardan düşerken...
    hayattayken gömülmenin, ölüm acısını yaşarken hissetmenin dayanılmaz ızdırabını işte o an iliklerinize kadar hissedersiniz.

    sizi affetmiş olsa da eski gülüşler yoktur artık. bir gün yolda giderken bir kamyon takılır önünüze. arkasında yazan “rüzgar özür dilese de dal kırılmıştır bir kere” sözleri çarpar gözünüze. kamyon şoförlerini kendinizle kıyaslar, aslında onların sizden ne kadar da zarif insanlar olduğunu düşünürsünüz.

    bir başka gün bir kitap cümlesi çıkar karşınıza ve der ki,

    “kadınlar ağlayarak temizlenir, adam ağlatarak kirlenir. bir kadının gözünden akan her damla yaş, onu ağlatan adamın alnındaki kara lekedir”

    sonu gelmeyen özürleriniz sonunda kapanmış gibi görünse de bazı şeyler, siz yine de her aynaya baktığınızda görürsünüz o kara lekeyi.

    alnına kara leke bulaştıranlardan olmayın. bazı suçlar o kadar ağır oluyor ki hiçbir paraşüt yavaşlatamıyor inişinizi. uçuruma yuvarlanmanıza neden olan sevdiğiniz bile artık istesede kurtaramıyor sizi.
  • ölmüştür. allah rahmet eylesin.
hesabın var mı? giriş yap