• pek anlamlı değildir.

    erkeğin sevdiği kadın olmak, kadının sevdiği erkek olmak hep kendini avutmaktır dostlar. aşk başka sevgi başka tartışmalarına girmeye de hiç gerek yok, o taraklarla anlatılacak bez değil bu zira.

    ister aşk olsun yaşadığın ister sevgi; iki kişiden bahsediyorsak öyle işin türevlerine falan kaçmadan, net isek, herkesin anladığı şeyse konu; alış-veriştir mevzu.

    o vermedi, ben almadımlarla açıklanan şeylerle anca problemleri çoğaltırsınız.

    işin kedını erkeği yok; değer vereni, vermeyeni var, umursadığın veya umursamadığın var.

    ve herkes de hepsini mis gibi yapar.

    kimini öyle görürsün iplemezsin, kimini bambaşka görürsün, yanarsın, o seni iplemez.

    doğa kanunları. iş basit.

    alamadığından (almadığın bile demiyorum, iyimserim hala) fazlasını vermeyeceksin.

    son söz de mevlana'dan olsun: "sevgide fedakarlık yolunu bulamayanları asla gönül kapınızdan içeri sokmayın"

    yani dostlar, gençler; emojiyle aşk, whatsapp'la iletişim olursa, gerçeği bitlerle ifade edersen, sonra facebook'ta nispet yapmaya, instagram'da halini göstermeye, twitter'da laf çarpmaya; gerçek dersin. foursquare'da check-in yapmak da yıkılmadım ayaktayım paçozluğu olur.

    hepinize diyorum: "please, come back to reality!"
  • o kadına karşı aynı duyguları hissedemeyince bi cacığı olmayan.
  • hayattaki en güzel duygu değildir. eğer ki bu aşk karşılıklı değilse, ciddi bir vicdan azabı sizi yiyip bitirmeye başlar. yalnızsınızdır ancak yine de yapamazsınız sevmediğiniz biriyle. uzun zamandır kimseyle aşk yaşamasanız da başında yanlış gireceğiniz bir ilişkinin sonunda daha çok acı vereceğini bilecek kadar tecrübelisinizdir.
  • bazen ilahlaşmaktır. çünkü dışarıdan ve içeriden, yani her şeyden sakınmak üzere yetiştirilmiş kadınlar, sevgi kırıntısını aldığında muhatabını ilahlaştırır. ancak bir ilah onu bunca tehlike(?)den korur çünkü. bu yüzden tapınır gibi sevmeye başlar. onun aslında hiçbir kutsiyet taşımadığını, en kusurlu canlı türünün* bir örneği olduğunu anladığında, ondan en azından ilahmış gibi davranmasını bekler. e bu da olmayınca hayal kırıklığına uğrar. bu sefer de -en azından babasının yaptığı gibi- erkeğin onu korumasını bekler, çocuklaşır. bu, mitolojiyle başlayan ama sonra çark edip sonu saçma sapan biten bir hikâyedir ve nedense biteviye tekrar edilir.

    böyle bir kadının aşık olduğu erkek olmak zordur. ona önce dünyadan, sizden ve en nihayet kendisinden korkmamayı öğretmeniz gerekir ve ne yazık ki bunu öğrendiğinde, o kadın artık başta tanıyıp sevdiğiniz kadın olmayacaktır. ama artık cesur bir kadının aşık olduğu adamsanız, tebrikler; eksik bir adam olarak ölmeyeceksiniz.
  • can dündar'ın da dediği gibi bir kadının gerçek aşkı olmuşsanız hayat sizin için artık asla eskisi gibi olmayacaktır.
  • kadının tüm dünyası erkeği olacağından erkek için bunaltıcı bir durumdur. zira olay tersine dönünce de aynı şey. ilişkilerde hep biri az sever zaten. iyisi mi bırakın bu işleri. sevmek de sevilmek de insanın üzerinden kamyon geçiren duygular. ve her şey bittiğinde, duygularınız tamamen geçtiğinde insanı ruhsuzlaştıran şeyler. yapmayın etmeyin kurban olayım.
  • ''sevip de söyleyemediğim şarkılar var,
    bir dizesini asla hatırlayamadığım şiirler,
    keşke, keşke o ben olsaydım dediğim
    hikaye kadınları,
    düşlerim var.
    uyandığımda yalnızca başını hatırladığım
    ve asla sonuna kadar görmeyi beceremediğim,
    bir adam var düşümde, tam dokunacakken uyandırıldığım
    bir adam.
    sonumuzun ne olacağını hiç öğrenemediğim
    düşümde bir adam var. benim mi bilemediğim
    bir adam var diyorum, düşünüp düşümden ayrı kaldığım...''
  • adamda tabana kuvvet başka bir kadına koşma arzusu uyandırır.
    şaşmaz yani.
hesabın var mı? giriş yap