• stefan zweig'in bir kadının aniden ortadan kaybolması ve insanların bu olayla ilgili yaptıkları yargılayıcı dedikodular üzerine bir kitabı.
    yine çok güzel bir anlatım ve ve duygu geçişi mevcut.

    --- spoiler ---

    kadının kayboluşunu aynı otelde kalan genç bir adamla kaçmasına bağlıyor insanlar. evli ve 2 çocuklu bu kadın hakkında yakın arkadaşları çok acımasız eleştiriler yaparken anlatıcı kadını savunuyor.
    şu cümle çok hoşuma gitti.
    'şahsen ben, bir kadının içgüdülerinin peşinden özgürce ve tutkuyla gitmesini, bilinen örneklerdeki gibi kocasını onun kollarındayken,gözlerini kapayarak aldatmasından daha dürüstçe buluyorum.'
    aslında düşününce aldatma sadece fiziken değildir cümlesinin çok güzel anlatımı gibi..
    --- spoiler ---
  • stefan zweig kitabı. indigo yayıncılık’ın 12. baskısını okudum. kitabın adından esinlenip ben bunu 24 saatte bitiririm deyip kendimle yarışa girdim.(96 sayfa nedir ki?) bu yarıştan mıdır , kitabın sürükleyiciliğinden midir , bilemem bu süreden de az zamanda bitirdim kitabı da çokça beğendim. bir çırpıda bitti , mola verdikçe merak ettim. okurken şaşırdım falan. yazarın karakter psikolojilerini başarıyla yansıtıp kadınların ağzından onların iç dünyasını başarıyla anlatmasına alışkınım diğer kitaplarından.tasvirler çok hoş uzun uzun. olayların bağlanması, birden anlatılan olaydan kopup anlatıcının o anki haline , tavrına geçişler vs. çok başarılı. yağmurdan etek uçlarınız ıslanmış ya da tutkudan elleriniz titriyor gibi hissediyorsunuz iyice kaptırınca. öyle ki okurken pek not bile alamadım. öyle aktı gitti.
    --- spoiler ---

    sürpriz bozanımsı
    --- spoiler ---

    bir otele gelen yakışıklı ve nazik bir beyefendi ile kaçan, 2 çocuğunu ve talihsiz eşini başına bırakan kadının dedikodusunu yapan hatta bu sırada kendi aralarında fanatikliğe varacak şekilde tartışan bir grup insan var. yazarımız bu kadının bir anlık gafletle , kafa karışıklığı ile kaçtığını ve kadını yargılamadığını söylerken diğer grup kadını resmen aforoz ediyorlar. bu esnada bayan c adında masanın gizli başkanı ağır başlı leydisi ile yazarımız bu olayla ilgili kısa bir konuşma yapıyorlar ve ardından yemeklerde dinlenirken bahçede falan muhabbet ediyorlar. kadın yazara bir mektup yazıp ona ve kendisine anlatması gereken şeyler olduğunu ancak bunu ahali içinde yapamayacağını bir saatini kendisine ayırıp ayıramayacağını soruyor. yazarımız kabul ediyor ve bayan c tüm içtenliği ve objektifliğiyle hayatının en değişik diye addettiği 24 saatini yazara anlatıyor. meğersem kendisi eşini kaybettikten bayağı bir süre sonra yirmilerinde bir kumar bağımlısı gence tutulmuş , onu hayata nasıl döndürmeye çabaladığını, onun kadında nasıl duygular uyandırdığını , neler hissettirdiğini tüm ayrıntılarıyla ve olabildiğince objektifliğiyle anlattı. ardından bu yirmidört saatten sonra neler yaptığını , o gencin daha sonra canına kıydığını öğrendiğini fakat bu haberin onun için pek bir şey ifade etmediğinden bahsedip geçenlerde otelde olan olayda kadına arka çıkıp 24 saatin bir kadının yazgısını tamamen değiştirebileceğini canla başla savunduğu için kastedilenin kendisi gibi hissettiğini ve ona minnet duyduğunu , yaşadıklarını bir kez anlatıp ruhunu rahatlatmak istediğini söyledi. anlatacakları bittikten sonra ise yazardan tek yorum duymak istemediğini ona minnetar olduğunu söyledi yazarın onun elini öpmesiyle kitap sona erdi. kitapta kumarın ve tutkunun ne denli gözü dönmüşlüklere sebep olabileceği uç şeyler yaptırabileceğini göstermiş yazar.

    dediğim gibi pek not alamasam da bazı kitaptan beni etkileyen bazı cümleler şunlar:

    ~böyle saniyeler , yaşamın ölçülebilir zamanlarından farklı akar.

    ~minnet duygusu nadiren görüldüğü için nadiren görüldüğü için mutlu eder insanı, şefkat ise insana iyi gelir.

    ~zamanın üzerimizde büyük etkisi, yaşlanmanınsa her türlü duygularımızın şiddetini sönümleyen gücü vardır.

    ~acı korkaktır.

    ~yaşlanmak dediğimiz şey geçmişten artık korkmamaktır.
  • o sonlara doğru genç adamın orta yaşlı kadına siktir çekmesini o kadar iyi anlatmış ki pikseli pikseline gözumde canlandı o sahne.
  • stefan zweig'ın karakter tahlili konusunda muazzam yeteneğe sahip olduğunu bir kez daha hatırlatan kitap. kadın dünyasının bakış açısına çok hakim. bunu nasıl başarmış bilmiyorum, hayatını derinden araştırmadım. kadınları anlıyor ve tutarlı görüşleriyle bunu nasıl bir erkek yazmış diye düşünüyorum bazen. kaldı ki bilinmeyen bir kadının mektubu kitabında da kadın dünyasına bakış açısındaki ustalığını anlamak okuyucuya geçiyor. son zamanlarda oldukça artan popülerliğini neye borçluyuz bilmiyorum. bir anda parladı adam. oysa karakter tahlili konusunda 20. yüzyılın en başarılı yazarlarından birini okumak hatta tanımak bu kadar geç olduğu için kendi adıma utandım.

    --- spoiler ---

    ben şahsen bir kadının özgürce, tutkuyla kendi içgüdülerinin peşinden gitmesini, genelde yaygın olduğu üzere kocasını onun kollarında gözlerini kapatarak aldatmasından daha dürüstçe buluyordum.
    --- spoiler ---
  • --- spoiler ---

    ama dünyada hiçbir şey çaresizliği,yitirilen yaşama gücünü, yaşarken ölü olmayı;
    bu hareketsizlik kadar,bardaktan boşanırcasına yağan yağmur altında böyle kımıldamadan, duygusuzca oturmak kadar, ayağa kalkamayacak ve birkaç adım atıp sığınacağı damın altına gidememe derecesinde yorgun olmak kadar, kendi varlığına böyle kayıtsız kalmak kadar sarsıcı bir şekilde ifade edemezdi.
    --- spoiler ---

    --- spoiler ---

    kitap sonuca ulaşmadan soru işaretleriyle bitiyor. ama yine de anlatıcının yaşadığı aşkı, pişmanlığı, öfkeyi ve üzüntüyü tam anlamıyla hissediyorsunuz.
    bide ne yaparsanız yapın, huylu huyundan vazgeçmiyor. siz insanlar için ne kadar çabalasınız da tanrıya verdikleri sözleri yeminleri bile yerine getirmeyen insanlar sizi çok kolay feda edebiliyor. bir insanı değiştirmek çok zor..
    --- spoiler ---
  • hayatımdaki kadınlara yaklaşımımı şekillendiren kitaplardan biridir. kendilerine ve onların fikirlerine duyduğum saygının içinin daha da dolu bir hal almasına vesile olmuş bir kitaptır. oldukça severim ve okunmasını tavsiye ederim.
  • ölmemeye çalışmak. sürekli gard alarak dışarı çıkmak. tenha sokaklardan geçmemek ve dolmuşta kalan son kişi olmamak. taksiye binecek kadar nakiti yanında hep bulundurmak. taksi plakasını çekebilmek için akıllı bir telefona sahip olmak.
  • bağımlılığın insana neler yaptırabileceğini; kadınların ise, kendilerini mantıklı bulanların bile, aslında ne kadar kolay etkilenebileceklerini çok güzel bir biçimde anlatmıştır zweig. kadınlar olarak duygularımızın esiriyiz farkında olmasak da.
  • yeni başladığım stefan zweig kitabı.
hesabın var mı? giriş yap