• sene iki sene evvel. ben ve eski, pasaklı ev arkadaşlarım, yüz yetmiş metrekare bir öğrenci evinde ikamet ediyoruz.

    bahar gelmiş, benim içime de bahar gelmiş. ev arkadaşlarım evde yok ve ben evimde ilk defa misafir ağırlayacağım hafta sonu için ama evi bok götürüyor afedersiniz. toz kalkıyor halılardan yürürken misal, o derece.

    başımda tülbent, elimde elektrikli süpürge bütün evi süpürmeye çalışıyorum var gücümle ama torbası dolmuş namussuzun çekmiyor. dışarı çıkıp yeni bir torba almaya üşeniyorum ve odamın ortasında oturup, elimi torbanın içine sokup avuç avuç boşaltmaya çalışıyorum içindeki pislikleri. toz duman içinde kalıyor ortalık, daha beter oluyor. baştan süpürüyorum odayı. siliyorum paklıyorum, dolapları açar da bakarlar diye kıyafetlerimi tekrar katlayıp, düzenliyorum. balkonları yıkıyorum, duş perdesini bile makinaya atıp yıkıyorum.

    yorulduğuma değiyor, ev pırıl pırıl. perdeleri düzelteyim diye davranıyorum ki,

    ''aha!'' diyorum. ''camların haline bak! ya camdan bakarlarsa!''

    baksalar da kendilerinden başka bir şey göremezler zaten. dışındaki çamurdan ayna olmuş camlar, dışarısı görünmüyor.

    bir kova su hazırlayıp çıkıyorum balkona, dışarıdan silmeye başlıyorum ama temizlenecek gibi değil. bez değdikçe daha beter çamur oluyor camlar da, kovadaki su da.

    ''bu böyle olmaz.'' diyerek dahiyane planımı devreye sokuyorum. takıyorum banyonun musluğuna hortumu, alıyorum elime fırçayı, araba yıkar gibi yıkıyorum, bir binanın dördüncü katındaki odamın camını. aynı anda altta kalan katların camlarını da tabi.

    alt kattaki teyze sesleniyor,

    ''yavrııııııııım ne ettin, ben nasıl sileyim bu camı şimdi bükük belimle?'' diyor.

    haklı kadın.

    ''tamam safiye teyze, gelip temizleyeceğim birazdan.'' diyorum.

    camsilimi, cam bezimi alıp alt kata yollanıyorum. oranın mahvettiğim camlarına sil parlat yapıyorum bir de. safiye teyze söylenip duruyor,

    ''kızlarım gelecekti bu hafta bana temizlik yapmaya ama gelemediler yavrım.'' diyor. ''iki süpürge bile açamıyorum eve, bir gelen olsa halim harap.''

    acıyorum haline. tek başına yazık, kocası da ölmüş.

    ''süpürgen nerede? ben süpürüvereyim safiye teyze.'' diyorum. hiç itiraz etmiyor.

    koltuk minderlerinin, yatakların altına kadar süpürüyorum odalarını. ödül olarak bana bir çift patik, bir de uğur böceği motifli lif veriyor.

    ''annene ver, çeyizine koysun yavrım.''diyor.

    feribot iptal oluyor rüzgardan. misafir neyin gelemiyor o akşam evime anlayacağınız. gelse kalkıp kapıyı açacak halim bile yok zaten.

    oh ile of arası bir iç çekişle, bütün yorgunluğumla, tertemiz evimde kirli rüyalara dalıyorum ben de.
  • annemin okey taşlarını ve ıstakayı çok kirlendikleri için bulaşık makinesine attığı an.
    ıstakaları silmek evet bence de mantıklı bi hareketti ama hepsinin bulaşık makinesinden çıkışını görmek her bünyenin kaldırabileceği bir olay değil.
    bundan önce bir de okey taşlarının çamaşır suyuna yatırılması hadisesinde aynı kontrol yitirilmişti ancak okey taşlarının renkleri silinip de okey oyununun amacına hizmet edemez hale geldiklerinde sanki biraz dengelenmişti. bulaşık makinesinin renk attırmamasının keşfi hiç iyi olmadı. gitti kontrol. öyle böyle değil. önünü alamadık.
    edit: psikolog sulugoz düzeltti sağolsun tekrar tekrar ıslaka yazmışım ne demekse artık.
  • erkeğin hemen yokolması gereken andır o an. yoksa yok koltuğu kaldır, yok perdeleri tak, anası ağlar alimallah...
  • t=0 anıdır.
  • bu kadinlardan biri apartman komsunuz ise, çocugu ile sizin çocugunuz arasinda söyle bir diyaloga konu olabilir:

    (x: temizlik hastasi kadinin çocugu, y:bizim tombalak)

    x: asagi gelseneee, bahçede oynaris birliktee

    y: su an gelemeeem! annemle üç taş oynuyorus, onu yenmem lasim!

    x: annenle miii ?

    y: eveet, annemi hep yeniyorum ki been! sen annenle oynarken kim kazaniyoo?

    x: annemle oyun oynamios ki bis

    y: niya?

    x: annemin isi vaar, o yüsden

    y: ama senin annen çalismiyo kii?

    x: ama evde isi vaar. bissürü isi var hep!

    y: o zaman isini bitirince oynar seninle ?

    x: ama çok isi var. bissürüü!
    y: ... ?

    x:hep temislemesi laaasimm. evimisin tertemis olmasi laaasim!

    bahsi geçen hanim teyzemiz gece gündüz temizlik yapar. garibim çocuk apartmanin bahçesinde kendi kendine büyür öyle.. çünkü evin içinde oyun oynadiginda ortaligin dagilip kirlenmesi riski vardir, oynayamaz. ablamiz ise hep temizleer, hep temizler..
  • kadının temizlik yapmaktan vaz geçtiği andır. temizlik bezlerini camdan atar bir sigara yakar "allah belanı versin" der be pislik içindeki evi temizlemeye yardım edicek bir yöntem bulmayı dener. sonuç? bir sonraki gece yapılacak olan parti! e o kadar eylendikten sonra temizler artık herhalde. öyle umuyorum en azından. *
  • raflarinda usulca oturan yuzlerce dvd, kitap ve cdnin tek tek tozunun alinmaya baslandigi andir efendim. hatta bu islem, once nemli bez ardindan kuru bezle gerceklesir. piriz ustu temizligi de bu anin akabinde vuku bulur. yaklasik 32 dk sonra "ne bu beaa!? hizmetciniz miyim ben sizin?! kalkin iki toz da siz alin uyusuk herifler!" narasi atilir ve kosenize sinersiniz.
  • eve temizlikçi kadın gelmeden bi gün önce temizlik yapmaktır.. hatta temizlikçi kadın gittikten sonra bile temizlik yapan anneler mevcuttur memlekette..
  • (bkz: neat freak)
  • kadının kendini durduramadığı ve bunu henüz farketmediği andır.

    masayı toplar, bulaşıkları kaldırır, "dur şu mutfak dolaplarını bir sileyim" der, siler...
    "ayy bari şu camları da bir alayım" der, onu da halleder, ee tabi ki yerler tozlanmıştır, pislenmiştir, haydiii, yerdeki kilim atılır makinaya, yerler süpürülür, silinir...
    ee şimdi diğer odalardan buraya toz gelecek dediği an toz olma vakti gelmiş demektir.
    o an dikkatli bakarsanız yanan devrelerden dolayı o kadının kulak arkasından inceden dumanlar tütmeye başlamıştır.
hesabın var mı? giriş yap