• * kitap adı üstünde kedili. hem ismi hem de içeriği kedili. lili için kitabın baş kedi kahramanı bile diyebiliriz:)
    * hani kedilere nankör ve bencil diye iftira atarlar ya işte 100 sayfalık romanda insanların ne denli bencil ve nankör olduklarını okuyoruz ...
  • spoiler

    en normal karakterin kedi olduğu kitap.

    spoiler
  • jaguar yayınları kitaplarını zevkle okuyorum.tanizakinin bu kitabı uç sevgilerden kedi sevgisini konu ediyor.
    iki kadın ve kedisi arasında kalan gamsız ve aylak şozo kediisi lililiyi sevebilmek için neler yapıyor onu görüyoruz.
    öyle sonlu kitaplardan değil ancak konu çok güzel bence beğenirsiniz okuyun
  • e bu ben.
  • “şozo, annesinin ve karısının ona kendi ayakları üzerinde duramayan, geri zekalı bir çocuk muamelesi yaptıklarının farkındaydı ve bu duruma çok üzülüyordu. ama dert yanabileceği bir dostu olmadığından hepsini içine atmak zorunda kalıyor, kendisini yalnız ve çaresiz hissediyordu. bu, lili’ye olan aşkını daha görkemli kılıyordu. bu yalnızlığa olan esaretini ne şinako ne fukuko ne de annesi anlayabilirdi. sadece lili, hüzünlü gözleriyle esaretin zincirini parçalayarak ona huzur verebilirdi."
  • ablam bahçedeki kedimi zorla veterinere verip geri almadığı bir zamanda okumaya başlayıp şozo'nun neden buna daha şiddetle karşı çıkmadım diye hayıflanmasına içlenip ağladım. teşekkür ederim bazı kitapları bazı zamanlarda okumamak gerekiyormuş.
  • uzakdoğu kitaplarını, batı edebiyatından daha çok kültürümüze yakın bulurum, batı edebiyatı hikâyeleri, ortamlar, kişiler daha hayal gibi gelirken, bu kitaptaki gibi doğu kültüründeki karakterler her gün gördüğümüz, kendimize daha yakın bulduğumuz karakterler. fazla uzatmadan, okuyucuyu yormadan kitabı bitirmesi güzel olmuş, tiyatro izler gibi hissettiren bir kitap.
  • kısacık kitapta kedi hariç tüm karakterler beni sinir etti. ama en çok karaktersiz ve pısırık adam beni deli etti. gerçi adamın eski eşine üzüldüm baya. keşke kitabın sonu olsaydı da kadın ve adam asla bir daha muhatap olmak zorunda kalmasaydı ve yeni karısı da onu boynuzlayıp bıraksaydı.
  • cuniçiro tanizaki'nin 1937 yılında yayımlanan romanı. bendeki ithaki yayınlarının bu sene çıkardığı japon klasikleri serisinden.
    kitabı beğendim. bu bana kalırsa esasen sevginin, sevmenin nasıl olması gerektiğine dair yazılmış bir kitap. sevmek sevilmek deyince akla ilk gelen ikili ilişki üzerinden anlatılması olurdu belki ama kedi insan ilişkisi üzerinden de gayet güzel anlatılmış.

    --- spoiler ---

    kitapta şozo karakterinin liliyle olan hikayesini okuyunca sanıyorum hayvan sahibi olup onu gerçekten seven hemen hemen herkes aynı bağı kurmuştur. hatta o kısımları okurken gözlerim doldu. yazarın kedisi var mıydı bilemiyorum ama betimlemeleri o kadar başarılıydı ki direkt benim evladımla olan ilişkime benzettim.

    hikayedeki en güzel şey başlangıçta kediyi sevmemesine hatta eziyet etmesine rağmen lili sayesinde sevmeyi öğrenen şinako bence. kediye mama da versen kumunu da koysan bunu yaptın diye seni sevmez. kedi sahipleri de bir karşılık beklemez, sevginin karşılığı olmaz çünkü. fakat kitapta ve kendi hayatınızda da bolca görebildiğiniz gibi herkes sevgisinin karşılığında bir şey yapmanızı bekliyor. buda pek sevgi gibi durmuyor. şinako'nun da bu değişimini okumak güzeldi keşke daha uzun olsaydı bu karakter değişimi biraz hızlı oldu bittiye gelmiş gibi. fakat yine de güzeldi.

    --- spoiler ---
  • tanizaki aklımla oyun oynuyor. bir sayfada okuyup evet böyle dediğim şeyi diğer sayfaya geçince savunamıyorum. karakterleri hamur gibi yoğurmuş. onların kişiliklerinin, düşünce biçimlerinin kıvrımlarında geziniyor. okuyucusunu da sıklıkla ters köşe bırakarak alabora ediyor.

    bir kedi, bir adam, iki kadın... terk edilen kadın kırık bir çömlek alıp çıktığı evden sadece evin kedisi lili’yi ister. çünkü bir hayvanın, bir nesnenin ya da bir anının, hatta bir kokunun hayatlarımızın neresinde kıvrılıp yattığını, hangi boşluğa tekabül ettiğini bilemeyiz bazen. jenga oynarken aradan küçük bir tahta parçasını bile çeksen her şey yıkılır ya hani? lili işte o küçük tahta parçası.

    kitabın sonu muğlak, tam bir yere bağlanmıyor. ve bu benim en sevdiğim "son" tarzı.
hesabın var mı? giriş yap