• yan okulun öğrencilerinden dayak yiyen müdürün, okula gelip 7 öğrenci ile anlaştıktan sonra, yan okulun müdürünü çay içmeye çağırıp,anlaştığı 7 öğrencinin yan okulun müdürünü dövmelerini gülerek izlemesi.
  • sınıf: lise son
    tarih: asırı sıcak bigün
    yer: 3.kattaki sınıfımızın en arkası cam kenarı
    olay: herkesin kafası bulanmıs, bir yandan soru cözüyolar, bir yandan hocayı dinliyolar (!) büyük dikkatle. ben de bitse de gitsek kıvamındayım. koymusum basımı pencerenin kenarına dısarıyı seyrediyorum. birden gözümün önünde bir cift ayakkabı belirdi. yukarı kaldırdıkca kafamı bir cift bacak ve iste tam da karsımda yan sınıfın ögrencisi. evet pencereden pencereye bizim sınıfta. bunu benden baska kimsenin görmemesi ve hocanın farketmemesi.
  • müzik dersinde öğretmenin ''çocuklar ağzınızı böyle açacaksınız ki sesiniz çıksın '' diyerek () şeklinde bi şey çizmesi.
    bunu takip eden günlerde okulda öğretmen sınıfta tahtaya am çizmiş diye bir söylentinin çıkması.
  • fizik dersi sınavı için ders çalışmak yerine oturup kopya çekme aleti olarak bir duvar saati tasarlanır. bu saate uzaktan kumandayla hükmederek akrep ve yelkovanı hareketli hale getirilir. akrep soru sayısını yelkovan ise şıkları temsil edecek şekilde tüm ayarlamalar yapılarak sınava girilir. sınıfın en başarılı öğrencisinin yanına yerleşen uzaktan kumandanın hükümdarı başlar soruları tek tek saatle tüm sınıfa duyurmaya. hoca bi şekilde (muhtemelen balımıza) olayı farketmez. böylece tüm sınıf hayatınn en egzantirik ve en bol notlu sınavını geçmiş olur.
    (bkz: ybal)
  • lise sonda kantine verdikleri parayı iddaaya yatırmayı planlayan 3 gencin, 1 ytlye plastikten yapılma bir su ısıtıcısı almaları, okul kuralları dahilinde yasak olduğu için su ısıtma işlemi sırasında aletin üzerine ceket örtmesi; hem su ısıtıcısının adi olması hem de yüksek sıcaklıktan dolayı ceketin derste ucundan alev almaya başlaması, sonuç olarak da alınan 2 kutu lipton, 1 kutu sıcak çikolata, 1 kutu meyve çayı ve 1 adet adi su ısıtıcısının 3 genç ile beraber müdür muavininin odasını boylaması.
  • ingilizce dersinde ingilizcesiyle hocayı dovebilecek kapasitedeki ogrenciye hocanin suan bilinmeyen bir nedenden dolayi cok sinirlenip vurmasi sonucunda arkadasin ayaga kalkip "nobody can hit me!" diye bagirip okulu ayaga kaldirmasi.
  • almancası pek de iyi olmayan almanca hocasına "herr heusen die beinder ne demek hocam?" diye sorulması. hocanın "nereden duydun bunu? böyle sözcükleri öğrenmeyin çocuklar, argo bunlar" demesi.
  • öss'ye girilecektir. kapılar açılmış, öğrenciler sınıflara alınmıştır. sınava 10 dakika kala bütün öğrenciler tuvaletlere hücum eder. hela kalabalıktır ama trafik akıcıdır. ilk baştaki sıraya girilir. bütün sıralar ikinci turu yaparken, girilmiş olan sıra bir türlü ilerlemez. son 10 dakikanın 5'i tükenmiştir. sıradakiler dayanamaz ve kapıya vurmaya başlar. 'hadi bilader, sıçmaya mı geldin, evinde halledip gelseydin, millet işeyip gidecek!' nidaları yükselmektedir. kapı aralanmaya başlar, sıradakiler öfkeli gözleri kapıya dikmiş beklemektedir... biraz daha aralanan kapının ardından kıpkırmızı bir kadın suratı belirir. yanlışlıkla erkek tuvaletine giren gözetmen, kısa bir özürle hızla mekanı terk eder.
  • yeni yapılan lise binasında ders yapılmaktadır. teneffüs olur ve henüz inşaat işleri bitirilememiş olan tuvalete birkaç arkadaş girilerek ihtiyaç giderilir. bu sırada suyla şakalar, itişip kakışmalar olur. ardından kapı kulbu olmayan kapı, ben ve bir arkadaşımızın üstünden kapatılır.

    ben ve arkadaşım içerde kalmışızdır artık. ben bunun üzerine hararetle küfürlerimi savururken dışardaki arkadaşlar da bizi ordan kurtarmak için seferber olur ancak faideli bir sonuç elde edilemez. derken teneffüs dakikaları hızla geçer ve göt tutuşması baş gösterir bende ve diğer arkadaşta. dışarıdan kapı açılmak için zorlanırken ben küfürlerime kombo halde devam etmekteyimdir.

    kapı açıldıktan sonra anlaşılır ki ettiğim küfürler "kır" soyadlı okulun en psikopat hocasına edilmiştir. hoca yediği küfürlerin de etkisiyle kapıyı açıp sürekli söven kişi olan bana ulaşma arzusuyla yanıp tutuşmaktadır. emeline ulaşır, beni karşısında görmesiyle tokadını etli yanağıma geçirir ve ben kıvılcımlar görürüm. hoca rahatlar, ben de öyle. çok çişim vardı o gün.
  • felsefe hocasının, kimya dersi sırasında kapıyı çalıp, hocaya nanik yapıp, el kol hareketi de yaptıktan sonra, öğrencilere dil çıkarıp, koşarak uzaklaşması.
hesabın var mı? giriş yap