• ...
  • konuşmasa dahi, hayatında ilk defa yabancı görmüş gibi otuz iki dişiyle sırıtmasından, aval aval bakmasından rahatlıkla anlaşılabilir. anlamadan bile söylenen her lafa kafa sallamasından da belli olur.
  • ispanyol bir arkadaş kişisinin yorumuna göre türklerin ingilizce konuşması rusların ya da fransızların olmadı ispanyollarınki kadar karakteristik değilmiş. anlamak zor oluyormuş.

    karakteristik dil açılımı gibi bişey yapamıyo muyuz?
  • bir metni sesli okurken sayılarda duraklıyorsa tamamdır, olmuştur. çünkü "i love doksans".
  • doğru bir tesipt. ancak bu konuşmasının çok kötü, rezil olması kaynaklı değil, türkçe konuşurken yaptığı dil/çene hareketleri ile ingilizce konuşması kaynaklıdır. bize çok tanıdık ve yavan gelen bir ingilizce, bir ispanyol veya italyana hoş gelebilir. bu başka bir dil konuşurken kendi diline benzeterek konuşma olayı, ingilizce konuşan bir türk'ün ne dediğini rahat anlamamızı da sağlar. örneğin bir ispanyol'un asla anlayamayacağı bir telaffuza sahip bir türk'ü diğer türk rahatça anlayabilir. aynı şey bana çok sempatik gelen ancak anlamak için bir tarafımı yırttığım italyan arkadaşımın ne dediğini diğer italyanların aksamadan "hıhı hıhı, evet" nidaları ile anlamaları olayında da görülmüşür.

    örneğin; particularly kelimesini bir italyan kendi dilindeki gibi "parrr-tikularrrrr-liyy" olarak söylerken, bir türk kendi dilinde olmadığı için ingilizceye yakın olan "parti-kyulırli" olarak telaffuz eder ve diğer dilleri konuşanlar tarafından daha rahat anlaşılırlar.

    ekleme: ayrıca dilimizde olmayan sesleri dilimizde olanlara benzetmemiz de bizi ele verir. th ikilisinin iki tür okunuşu vardır. kimi yerde çok abartılı olmayan bir peltek s ile t karışımı olarak okunurken (thursday, thick, think, thought); kimi yerde dilin ucunun ısırılması ve hızlıca geri çekilmesi ile d-z arası bir ses ile okunur (the, that, this, these). w ise türkler tarafından her zaman v olarak okunur. bu en kulak tırmalayan yanlıştır, ancak suç bizde değil, bunu bize öğretmeyen öğretmenlerdedir. en azından bana okulda "v ile w arasında fark yoktur demişti" boğaziçi mezunu hoca. w adı üzerinde "çift u"dur. yani baskın olmayan bir u olarak okunur. dudaklar birbirine değmeden telaffuz edilir. baskınca "vörld" dendiği zaman, "ve aleyküm selam gardaş" diyesi gelir insanın. seslilere yanlış vurgu vermek ve açık e/kapalı e seslerine vakıf olmamak da türk'ü ele verir. biz nasıl mert ve elif derken iki farklı e kullanıyorsak vokal olarak, ingilizcede de kimi e'ler farklı okunur. very, vary; bed, bad gibi.
  • arnavut birinin dediğine göre " smooth " ya da " three " gibi kelimeleri yumuşatmadan " sumut " ya da " tri( ağaç anlamındaki gibi )" diye söylendiği zaman anlaşılıyormuş.
  • '' congratulations '' dedikten sonra, telaffuz doğru ise haklı bir gururlu yüz ifadesidir.
    bu yüz ifadesi ile türk kolaylıkla ayırt edilebilir.
  • normalde anlamak çok kolaydır türk olup olmadığını. ancak bazıları konuşunca tereddüte düşersiniz türk mü diye. daha dün başıma geldi hocanın odasında muhabbet ediyoruz, bir çocuk geldi müsait misiniz, bir şey sorabilir miyim diye sordu hocaya. o hocadan ders almak istiyormuş dersleri ingilizce anlatıyor diye diline katkısı olacağını düşünmüş. ben bir durdum bu konuşmalar geçerken. çocuk türk mü diye bakıyorum çünkü çok güzel ve akıcı bir ingilizce konuşuyor. en son elinde türkçe bir roman olduğunu görünce türk olduğuna kanaat getirdim. bence o dilin daha fazla gelişmesine gerek yok. o dil evrimini tamamlamış. hoca bile şaşırdı bu kadar iyi ingilizce konuşan bir öğrencim olmamıştı diye. tabi taş benim kafamı da feci yardı.
38 entry daha
hesabın var mı? giriş yap