• kampüsünde içki satışının serbest olmasına rağmen tüketilmesinin yasak olması.

    (bkz: uludağ üniversitesi)
  • sabah 8.30'da başlayan dersin hocasının kız öğrencilere:
    "kızlar size benden izin, saat 9 da gelin ama biraz makyaj yapın ya ne bilim bakımlı gelin,böyle gelmeyin."
    demesi.
  • bir üniversite öğrencisini yamultabilecek gani gani olaylar silsilesidir. müfredatta daktilo ve bilgisayar derslerinin bir arada bulunması bunlardan biridir mesela, üstelik iletişim fakültesinde bu durum ile karşılaşmak mevzuyu katmerlendirir. ayrıca bir hocanın sınavda tüm soruları sırasıyla yanıtlamamızı istemesi ve aksi halde cevap kâğıdının okunmayacağını ifade etmesi bir diğeridir bu olayların. ki aynı hoca mutlaka tükenmez kalem kullanmamızı isteyecektir. koca dört yıl boyunca bir kere sinema filmi izlemek de iletişim fakültesinde okunduğu göz önünde bulundurulunca dumurumtraktır. sonracığıma, öğrenciler sınav öncesi anfi önünde konuşurlar hiç hazırlanmadıkları konusunda ve sınavdan hemencecik çıkmak üzere anlaşırlar; ama ilk beş dakikada sadece sen çıkarsın ve beklersin diğer erkencileri, ne bileyim bir kahveye iki sigara falan sürer. eli satırlı kimseciklerin mutlu mesut yürüyüşleri. eski devrimcilerin düşüşleri. sivil polisin matematik dersinde kendini ifşa etmesi. simitçinin tirili tirili ötmesi. bir erkek öğrencinin sevgilisini tokatlayabilmesi. hemen herkesin araba, para pul derdinde olması..... aklıma bunlar mı geldi? sanırım. çoğaltabilir miyim? sanırım. ama gerek yok. en azından benim hatırladıklarımı sıralayıp durmama. çünkü bir yerde üniversiteye es verildi. verdiler. en fecisi ne olabilir, diye düşünmüyorken bile, en hayat dolu arkadaşlarından biri tuvalette ölü bulunur. sifona kendini asmış fidan boylu bir delikanlı. kloroform. ölüm.
  • ders anında amfiye kedi girmesidir.
  • okulun içinde yaşayan köpeğimiz, kumrularımız var. baya hayvanat bahçesi gibi okuluz. ders yaparken sınıfın önünden köpek geçiyor. yürürken kafanıza kuş sıçabiliyor falan.
  • amfi binasındaki tuvalette, pisuvarın içinde bok görmüşlüğüm var. sağolsun temiz iş çıkarıp yerlere sıçratmamış. bir süre seyredip, "nasıl yapmış olabilir acaba?" diye düşündüğümü hatırlıyorum.
  • yıldız teknik üniversitesinde final haftasıdır. servis derslerinden birinin finali için koca bir bina bütün mühendislik öğrencilerine ayrılmıştır. sınıflar hınca hınç doludur, yaklaşık 2000 kişi filan var fizik 2 dersini alan. sınav başlar. tabi binada pür sessizlik vardır. üniversitenin meşhur kedilerinden biri koridora girmiştir. ve miyaaaauw, maaaaaaa, wieeaaaaa şeklinde garip sesler çıkarmaktadır. yaklaşık 5 dakika sonra sınıflardan birinden gelen şu yakarış ile bütün bina gülme krizine girer;

    kedi: maaaaaaauuuw miyeeeeeeeeev
    biri: laaaan siktir git artık amuğa godumun kedisiiiiiii, dersi 5. kez alıyorum valla keserim seni bak şerefsiiiiiz.
  • üniversitenin damının akması, damın altındaki bilgisayarların su içinde yüzüp bozulması. (bkz: marmara üniversitesi atatürk eğitim fakültesi)
  • kampüsün ortasında yürürken karga tarafından kafaya ceviz atılması. sen orada ne olduğunu anlamaya çalışırken karganın gayet rahat şekilde önüne gelip kırılmamış cevizi önünden alıp gitmesi, akabinde koşarak en yakın binaya girmen. ulan nerden buldun o cevizi?

    ayrıca kantinde otururken önündeki patates kızartmasının bir papağan tarafından çalınması.
    (bkz: buca eğitim fakültesi)
hesabın var mı? giriş yap