• da vinci'nin son akşam yemeğine yeğdir.* manyak gibi yemek yenilen sahnedir. et yemeği yenir. et kuzu etidir. kola yoktur, ayranla idare edilir.
  • soluksuz izleten sahnedir.
  • muhtesem sahnedir. koy yerlerinde cok bulunmuslugum var, buradaki muhtar karakteri muthis bir gozlem yeteneginin, oyunculukla birlestirilmis hali adeta. cok hayattan, o sahnedeki her sey cok gercekci. mesela muhtarin tam olarak gegirmek sayilmasa da ona yakin bir hareketi var konusurken dikkat edin. ince ve guzel bir ayrinti. el kol hareketleri, bal hazirlatirken yaptigi seslenisler vs. izlemeye doyulamiyor bu yuzden.

    "dee mi? et kuzu etidir. yani yinecek et de kuzu etidir."
  • "kola var mı?" denilen yerde benim filmi izlediğim salondaki herkesin güldüğü sahnedir.

    halbuki sahne komik değil acıklıdır, suçlu artık özgür değildir ve kola istemeye de hakkı yoktur.

    yılmaz erdoğan'ın bu sahnede verdiği milisaniyelik duraklama, sahnenin anlamını bulandırmıştır bence.
  • "kola var mı?" denilen an bildiğin komik bir sahnedir. sahnenin neredeyse tamamı mizahı ögelerle dolu olduğu gibi soruyu soran karakterin de film boyunca aynı çizgide bir yapıya sahip olması bu soruyu onun sormasındaki sebeplerden biri. misalen bu soruyu fırat tanış sorsaydı herhangi bir güldürü ögesi taşımazdı. o yüzden de soruyu o değil öteki zanlı soruyor.

    sahnedeki asıl acıklı ve özgürlüğün kısıtlanışının olduğu an muhtarın katil zanlısına dürüm yapılmasını önerdiğinde yılmaz erdoğan'ın orda verdiği tepki ve fırat tanış'ın da sonraki bakışlarında yatmaktadır.
  • muhtarın elektrik kesildikten sonraki tripleri aşırı gerçekçidir. köyün elektirk sorununu düzeltmeyip elektrik kesildikten sonra suçu rüzgara atıp, oluşan sessizliği " allah can sağlığı versin elektrik de suda gelir" diyerek geçiştirmeye çalışıp, durup dururken besmele çekmesi müthiştir. sahnenin geneli de her zamanki gibi aynı gerçekçilikle çekilmiştir. aynı anda konuşmaya başlayan oyuncuları başka bir filmde ya da dizide hala göremiyoruz.
  • bu sahnenin ardindan, icisleri bakanligi ercan kesal'a fahri ic anadolu koyu muhtarligi unvani vermistir.
  • (bkz: cemile)
    (bkz: cansu demirci)
    belki şu köyde bir cemile vardır...
  • (bkz: #46046626)
  • izlemeden önce hiç haberim yoktu bu sahnenin bu kadar ünlü olduğundan. izlerken sıradan görünen ama içten içe kendisine çeken bir şeyler vardı. hayranlıkla izlemiştim doğallığı, oyunculuğu. filmden sonra anladım yalnız olmadığımı.

    -yalnız, bir şey söyleyim et on numara
    -diemi

    adamın ağzından sadece ''değil mi?'' çıkıyor ama o duraksamada, memnun oluşta, konuşmada o kadar şey saklı ki. bir insan ancak bu kadar muhtar olabilirdi.
hesabın var mı? giriş yap