• bir miktar vergi avantajı(devlet katkısı denen şey) ve bir miktar da bireysel tasarruf disiplininden ibarettir.

    bu 2 faktörün dışında, sektörün kısmen içinde biri olarak hiç lafı dolandırmadan söyleyeyim, emeklilik şirketlerinin çalışanlarının maaşlarının, yöneticinin kiralanmış passat ve audilerinin finansmanına daha çok yarayan bir sistemdir. öyle gerçek, reel piyasa üstü getiriler beklemeyin, saflık etmeyin.

    kapitalizmdir, bu işler böyledir bebeğim.

    bütün bu kısa özet, bulaşmayın anlamına gelmez. tasarruf tasarruftur, zaman çabuk geçer. atın kıyıya 3-5 kuruş, ama mucize beklemeyin o kadar. yoksa yapacağınız muhabbet taksi plakasına gider...

    şöyle düşün, haftada 2-3 kere arayıp sana bunu satmaya çalışan ebru isimli kız, senin hayatını kurtarmak istiyor olabilir mi?
  • cehalet başka birşeydir, herkes her şeyi bilecek veya anlayacak diye bir şey yok, bunda kınanacak bir şey de yok, ama hayatta kalabilmek için her insana bahşedilmiş bir muhakeme kabiliyeti herkeste vardır.

    gelin sokrates usulü bir tartışma yapalım

    ortada 3 tane taraf var
    - devlet
    - emeklilik şirketi
    - birey

    bunların üçünün birden kazandığı bir sistem olabilir mi ya da sürdürülebilir mi?

    olamaz diyorsanız bu yukarıda yazdığım 3 tarafı kazanması muhtemel olanlar ve kaybetmesi muhtemel olanlar diye ayırın, cevabı bulacaksınız.
  • çıkan haberlere göre devlet yeni bir pilot uygulama üzerinde çalışıyormuş. işe yeni başlayan kişilere zorunlu bireysel emeklilik yapılacakmış. kişi devam etmek istemezse poliçesini iptal ettirecekmiş. amaç kişilerin bireysel emeklilik ile tanışmasını sağlamakmış. devlet yine yolunacak kaz arıyor anlaşıldı.

    şimdi herkes yazmıştır muhtemelen ama ben de sistemden ayrılmak isteyince biraz daha net öğrendim o yüzden yazmak istiyorum. bu ülkede bu sisteme güven olmaz arkadaşım. bu bahsedilen getirileri alabilmen için emekli olman lazım net. yani en az 10 yıl yatıracaksın sonra da sanırım 57 idi sınır o yaşa kadar bekleyeceksin. ancak o şekilde dedikleri %25 lik devlet katkısını alabiliyorsun. eğer 10 yıl yatırdın ve paranı alıp çıkmak istedin. o zaman bu %25 lik katkının %25 ini haketmiş oluyorsun. 5-10 yıl içinde ayrılırsan %25 lik katkının %15 ini haketmiş oluyorsun. 5 yıldan önce ayrılırsan %25 lik katkıdan ancak babayı haketmiş oluyorsun.

    onun dışında 5 yıldan önce ayrılırsan sistem zaten yok erken ayrılma kesintisi yok bilmem ne aidatı diye epey bir paranı kesiyor ve yatırdığın paradan daha düşük bir meblağ ile ayrılmak zorunda kalıyorsun olay bu kadar basit. ayrıca velev ki para kesmediler yine de neredeyse sıfır kazanıyorsun artık nasıl değerlendiriyorlarsa paranı. mesela benim 3600 liralık param 2,5 yılda 127 lira getirmiş ahahaha. lan kenara 2 bidon benzin alıp koysan daha çok getirisi olurdu bu sürede. e tabi 5 yıldan önce çıktığım için totalde 200 lira gibi bir zararla ayrılmış oldum.

    şimdi türkiye de neden güven olmaz bu sisteme? olum böyle devlet varken güvenilir mi lan? adam ötv vergilerini hiç etmiş ihtiyacı olduğunda emin ol bu paraları da bir şekilde sana vermemek için elinden geleni yapacaktır. aynı şekilde key ödemeleri sonunda milletin başına gelenleri de hatırlatmak isterim. o yüzden dostlar bence uzak durun. para biriktiremiyorum yaw diyosanız her ay annenize yollayın yatıracağınız parayı. 5 yıl sonunda emin olun yaklaşık 2 katı kadar geri alırsınız :)
  • türkiye'de tahvil-bono vs. yatırım fonları ve türev piyasalara yapılan yatırımların çok düşük olduğu malumunuzdur. borsa oynayan adama bile şöyle bir bakarlar. ama güçlü bir finansal piyasanın temeli piyasaların derin olmasına, yani çok fazla katılımcı olmasına bağlıdır.

    bireysel emeklilik sistemi de % 25'lik devlet katkısı pazarlamasıyla işte bu piyasayı güçlendirmeye çalışıyor ve yatırımcının ağzına tabirci caizse bir parmak bal çalıyor. ama işin aslına bakarsanız, bes'e katılmak yapılabilecek en kötü yatırım şekli. paranızı klasik tl vadeli hesaba bile yatırsanız daha iyidir. çünkü en azından paranızın zaman değeri paralelinde değer yitirmesini engelleyebilirsiniz. ayrıca paranızı dilediğiniz zaman çekip sistemden ayrılabilirsiniz.

    şimdi bes'in en büyük cazibe kaynağına gelelim; o da şudur: %25'lik devlet katkısı. örneğin 100 lira yatırırsanız, her ay 25 lirayı devlet katkısı olarak hesabınıza aktarıyorlar. daha sonradan karışıklık olmaması adına bes'in diğer temel özelliklerini de belirtelim. bes'ten alınacak devlet katkısının belirli şartları var: sistemde 10 yıl kalmak ve 56 yaş haddini doldurmak gibi. bu durumda, paranızın ve getirisinin tamamını alabiliyorsunuz. 6. yılda ve 3. yılda ara dönemde sırasıyla % 30 ve % 60'lık kayıplara rıza göstererek de sistemden ayrılabiliyorsunuz.

    şimdi gelelim örneğimizdeki 100 liraya aldığınız 25 lira katkı payına. % 25 deyince bir cazibe yaratıyor insanlarda ama işin aslı öyle değil. bu işin en büyük numarası, bu paranın sabit olmasıdır. mesela 100 liraya alacağınız 25 lira katkı payının enflasyon karşısında yaşadığı erimeyi düşünelim. 25 liranız 10 sene bes sistemi içinde öylece bekleyecek ve 10 yılın sonunda aslında size zarar olarak dönecektir. çünkü bu para her sene % 6-10 arasında değişen enflasyon karşısında yitip gitmektedir. tabii her para yatırdığınız dönemde alacağınız katkı payının sistemde kalma süresi azalıyor ama sonuç olarak fark eden bir şey yok. aslında katkı payından kar ettiğiniz filan yok. bilakis zarar ediyorsunuz. alacağınız % 25'lik katkı payı, yıllar içerisinde enflasyon, hatta hiperenflasyon karşısında durduk yere aldığınız bir riskten başka bir şey değil. yani, durduk yere enflasyonu yener miyim diye risk alıyorsunuz. üstelik kar etmeyeceğinizi bile bile. hatta alacağınız kar paylarında belirli dönemlerde % 30-60'lık kesinti yapılmasının da esprisi bu zaten. yani demek istiyorlar ki, sistem içerisinde yeterince kalmadın ve enflasyon karşısında sana verdiğimiz o katkı payları var ya, onlar yeterince değer yitirmedi. az kalsın bu sistemde kar edecektin bizden seni köftehor... sistem bunu söylemektedir işte.

    devlet, sizi sisteme alarak kendi finansal sistemini güçlendirmeye çalışıyor, yatırımcısının hiçbir karının olmayacağını bile bile. ama başta dediğim gibi vadeli tl hesabına geçseydiniz ne olacaktı? yılda mesela %7-10 arası bir faiz alacaktınız. bu alacağınız faiz her dönem anaparanın üstüne eklendiğinden aslında bileşik faizle anaparanızı en azından enflasyon karşısında korumuş olacaktınız. çünkü katkı payında olduğu üzere, öylece bekleyen ve 10 yıl da sabit kalacak olan 25 tl'lik bir katkı payının size hiçbir faydası yok, hatta zararı var.

    http://uppix.com/…an_al__nt__s_53ba44550016f18a.png

    mesela şurada aylık 100 tl yatırarak, 5 yıl sonunda elde edeceğiniz faizi gösteren bir tablo var. bunu bir bankanın gücel mevduat hesaplama tablosundan aldım. 1395 lira net faiz getirisi var. bunu bir de 10 yıl üzerinden düşünün siz. devlet size bu 5 yıllık dönemde ne verecekti. aylık 25 yani yıllık 300 liradan 5 yılda 1500. tabii 5 yıl içinde sistemden ayrılırsanız bunun en fazla yarısını alırsınız ki, buyurun zarar ettiniz bile. 10 yıl içinde bu fark daha da açılacaktır. devlet katkısının tamamını alsanız bile.

    bu durumda siz bes'e katılarak riskli yatırım fonlarıyla haşır neşir olmaktan başka bir şey yapmadınız. risksiz ve çok düşük getirili b tipi likit fonları da zaten kendiniz alabilirdiniz. üstelik enflasyon riskini göze almadan. çünkü mazallah bu ülkede 10 sene içinde faizler yükselip enflasyon da tepe taklak olup fırlarsa o zaman aldığınız risk dudak uçuklatacaktır. sistem şu halde akıllı uslu ilerlerken bile zarar ediyorsunuz zaten.

    bes'e katılanlara üzülüyorum. üstelik bankada yönetici pozisyonuna kadar gelmiş olup, işin aslını anlayamayan, hala kenara para atıyorum işte diye sevindirik olan yöneticiler bile var. bir tane hesabı varken bir tane de annesine açmış eheheh. en basit vadeli yatırım hesabı karşısında bile tutunamıyor sistem. yazık günah ya. hadi hayırlı tıraşlar.

    not: yüzde 25'lik devlet katkısının da işletildiğine dair mesajlar alıyorum. zaten sorun da buradan kaynaklanıyor. ben bu işletme olsa dahi, anapara ve katkı paylarının enflasyon karşısında - her şey normal seyrinde gitse dahi; başımıza rusya'nın başına gelenler gelmeyecek olsa dahi - tutunamayacağını söylüyorum. zaten anapara + katkı payının, enflasyon karşısındaki tutarsızlığını; farkını* bu yüzden vurguladım.

    not2: bu bir bes'e katılın/katılmayın entrysi değildi. burada belirtmek istediğim esas konu, yatırım yapmasını bilmeyen hanehalkının gözünün boyanmasıydı. zaten entry'nin girişinde bahsettiğim, piyasalarımızın derin olmaması hadisesi bunun açık bir göstergesi. ama ben senin karşına çıkıp, dostum sen yastık altı para biriktiriyorsun; ben bunu işleteyim; senin ruhun bile duymaz dersem; bunun reklamlarını yaparsam; bu noktada ben, devlet bir bakıma çöpçüler kralı gibi oluyoruz. kiraları topladıktan sonra, bunu übeyit bey'de işleten kemal sunal'ı hatırlayalım. kemal sunal buradan bir çıkar sağlıyor. bu etik midir? buranın cevabını size bırakıyorum işte. ben buna bir yanıt vermedim. ben insanların aymazlığına kızdım. hepsi bu.

    not3: sizler için küçük bir birikimli mevduat hesabı yaptım. çünkü bankaların birikimli mevduat hesap makineleri ya çalışmıyor, ya kaldırmışlar ya da en fazla 5 yıllık hesaplama yapıyorlar. bakın kardeşler; anüite'nin formülü şurada;

    şimdi enpara.com'dan aylık mevduatları için yıllık faiz oranı'na bakıyorum da; bunun %10,60 olduğunu görüyorum.

    10,60'lık bu vadeye yatırıldığında aylık 0,79 kazanç verdiğini görüyoruz. yani aylık faiz oranına binde 8 yani yüzde 0,8 diyelim. şimdi anüite formülünde i yerine 0,008 yazalım. (1+i)^n-1/i= burada n yerine de 120 (ay) yazarız. 10 yılda 120 ay var. sonuç 200 çıkıyor. 200 x aylık kenara koyacağınız para. buna da 100 lira diyelim. cevap ne oldu; 20.000 tl. her ay 100 lirayı bankaya değil yastığın altına koysaydınız, 120 ayda, 12.000 lira yapardı. bankaya koydunuz; 20.000 tl yaptı. karınız? 8.000 tl. yani yüzde 66,6. yani bes'çilerin %25'lik devlet katkısıyla kıyaslanamayacak kadar fazla. çünkü burada birikimli mevduat var; yani bileşik faiz.

    şimdi şu sorular kesin gelecek; o yüzden peşinen cevap vereyim;

    - aylık faizden de kesintiler olabiliyor; nasıl yüzde 66,6 dersin?

    evet, ama bu % 66,6'lık getiriyi ne kadar eritir? keşke bir bankanın birikimli mevduat hesabı çalışsaydı da bunlarla uğraşmasaydık ve daha net bir cevap görseydik o bankanın grafiklerinde veya tablolarında. ama bir yanda, sizin deyiminizle, ana parayla beraber katkı payı da tasarruf fonlarında işleyen, bununla birlikte sistemden erken ayrıldığınızda yaşınızı doldurmadığınızda kesintiler yapabilen anapara + yüzde 25'lik devlet katkısı var. diğer tarafta; hiçbir özelliği olmayan; paranın zaman değeri karşısındaki erimesini önleyen basit bir yatırım aracı olan vadeli mevduat ve 10 yıllık süreçte onun yüzde 66,6'lık getirisi var. durum bu, gerisini siz düşünün.

    - garantici, normal, atak tipi yatırım fonlarından kar elde edilmiyor mu?

    ediliyor ama bunun takibini kaç bes'çi yapabiliyor? ekonomi kötü giderse bunun hesabını kim verecek? neden kendimi böyle bir sisteme entegre etmek zorundayım ki? bu gibi soru ve sorunlar ortaya çıkıyor.
    sorun aslında baştan beri şu; neden kendimi bir sisteme mahkum edip, belirsiz bir riski üstleneyim ki?!
  • 2 yıldır garanti emekliliğe yatırdığım 9810 lira -190 lira getiri ile ( aynen böyle yazıyor ) 9620 lira olmuştur efenim.

    yıllık faizin ortalama %15 civarında olduğu bir ekonomik ortamda para faizde kalsa en kötü 11500 lira olacaktır. 10 bin lira gibi bir birikimde enflasyona karşı zarar yaklaşık 2000 lira. tam bir 'vatandaşın cebindeki 3 kuruşa göz dikme' programıdır. ilk fırsatta nalet olsun deyip çıkacağım saçmalıktır.
  • tayyip'in son açıklaması ile birikimlerimi sonlandırıp çekmeyi düşündüğüm birikim aracı.
    tayyip'in iş arkadaşları bu fondan sağlanan kredileri batırınca (ki batıracaklar) birikimler gidecek.
    paraları kredi olarak dağıtacağını söylediyse planını yapmış ve uygulamaya hazırlanmıştır bile.
    şimdiden gözümün önünde "bes'imizi geri verin", "bes'imizi yedirmeyiz" pankartları ile polisten dayak yiyen topluluklar canlanmaya başladı.
  • 10 yıl kesilen tutarı her ay aynı değerde gram altın alsaydınız en az 2 kat birikiminiz olurdu şuanda. ince hesap yaparsak belki 3-4 kat bile çıkabilir.

    edit: denedim % 100 çalışıyor*
  • adı ile insanları yanlış yönlendiren hede. ikinciye emekli falan olunduğu yok, senden aldığı paralarla oluşturulan fondan para kazanmak, sana da ileri bir tarihte (olur da zararına çıkmaz isen) taksitle ödemek.

    bu saçmalığı defalarca farklı banka ve sigortacılık temsilcisinden dinledim.

    açıkçası bir kere dinlemek yetmişti, sonrakiler "bakayım bı saçmalığı nasıl anlatacak" merakından öte değildi.

    faiz ile karşılaştıran arkadaş gördüm yukarıda üzüldüm. sanırım döviz ile karşılaştırmaya cesaret edemedi.
  • her sene yüzde 25 devlet katkısı, her sene yüzde 2 oranındaki fon kesintisi tarafından eritilmektedir.

    çünkü %25 katkı ödenen tutar üzerinden bir kereye mahsus verilirken %2 fon kesintisi her sene toplam varlık üzerinden kesilmektedir.
    mesela 100 lira ödeme yaptınız, devlet de 25 lira katkı ödedi. 125 liranız oldu.
    ilk sene 125 lira üzerinden %2 fon kesintisi yapılır.
    ikinci sene 125 lira üzerinden %2 fon kesintisi yapılır.
    üçüncü sene 125 lira üzerinden %2 fon kesintisi yapılır.
    dördüncü sene 125 lira üzerinden %2 fon kesintisi yapılır.
    beşinci sene 125 lira üzerinden %2 fon kesintisi yapılır.
    bu böyle gider.

    yani sonuçta devlet katkısı size değil, bireysel emeklilik şirketine ödenmiş olur.

    (#42591808)
  • iyi bir şey olsaydı zorunlu olmazdı. saçma sapan açıklamalar yapmanın alemi yok.
hesabın var mı? giriş yap