• sekizinci nesil çaylak, inşallah yakın zamanın aslanlar gibi yazarı. (bu cümledeki anlatım bozukluğunu bulunuz)
  • üç senedir beytepe'nin benim için çekilir hale gelmesine büyük katkılarda bulunmuş neşe küpü, sabık bölümdaşım, geleceğin çevirmeni, yepisyeni sözlük yazarı.
    (bkz: hanimiş de hanimiş)
  • an itibariyle sorgulamaların $ahını yaşayan kişi.
  • hayatını roman yapması gereken yazar, hatta dili döndüğünce bildiği dillere de çevirmeli. pişmiş tavuk kadar şanssız, çizgi film karakteri olsa kafasının üsünde bir fırtına bulutuyla gezerdi.

    belki de mesleği gereği dinlemeyi biliyor. esas can alıcı nokta "okuduğumuzu anladık mı" bölümündeki başarısı. insanın içinden bütün hayatını anlatıp analizini yaptırmak geliyor.

    en paranoyak insana bile kısa sürede güven aşılayabiliyor. çözüm üretmekte üstüne yok ama bildiğin terzi, kendi söküğüyle başa çıkmaya çalışıyor.

    otokontrol mekanizması dostu bir arkadaş, zor anlarda yeni olips reklamındaki teyze* gibi çıkıp "dersini çalış, sütünü iç" diye zihinde beliriveriyor. güzel tesadüflerden...
  • hakkımda en ufak bir fikri olmadan, yalnızca ricamı kırmamak adına, benimle keyifli bir röportaja imza atmış sevimli yazar. mesleğine, çocuk yaşlarda dinlediği yabancı şarkıları anlamaya çalışmakla başlamış ve şu gün örnek bir mütercim-tercüman olmuştur. takdir edilesidir.
  • antalya kemer zirvesi 2de karsınıza cıkmış olan bir mucizedir. sevgili yazarımız hiç bir fikre hayır demeyerek ne kadar uyumlu oldugunu gostermiş, danslarıyla insanları buyulemiş, rus danscıların oldugu platforma tırmanmaya calısmıs ve birlikte cok iyi vakit geçirilmiştir.
  • babil balığı, çılgın atma baş sopranosu.ben bunu heryerde istiyorum.hayatımızda yeterince deli yokmuş gibi bunun deliliği de bi başka datlı geleyo.şalvarını sevdiğim*
  • bu insan evladı ayağında 10cm topuklu ayakkabıyla çarpık çurpuk kaldırımlarda bir kez bile sekmeden tıngır mıngır yürüyebilir.
    bu özelliğine bakıp da kendisinin bir denge eksperi olduğunu falan sanmamak lazım. zira durum pek bir vahim. ofiste mutfağa doğru yürürken ayağındaki lastik papuçlarına rağmen cillop gibi parkelere takılıp düşüyor. düz yolda bağcıklı spor ayakkabılarıyla yürürken ayağını burkuyor, düşüyor. evde çoraplarıyla yürürken halıya takılıyor, düşüyor. otobanda arabayla gayet makul bir hızda giderken hiçbir sarsıntı, dönemeç, hız değişikliği yokken bir anda ön koltuğun önüne doğru yuvarlanıyor, düşüyor. en son "bürosit tepesinde" otururken ne olduğunu anlayamadan paldır küldür yere kapaklandığını görünce kendime engel olamıyor, kafamdaki tanım veya örnekleri eklemeden duramıyorum.

    kendisi bir tuhaf insan.
  • - nedir bu kızların derdi, ahandanick?
    + ehheh spesifik olarak sorduğunda cevap verebilirim, ama kızlar bile kendi problemlerini bilmiyor, yemin ederim! kadınları anlamaya çalışmak gerçekten faydasız, onlar daha kendilerini anlayamadı.
    - diyorsun?
    + diyorum.
  • procrastination kardeşim.

    enerjimizi doğru kanalize edebilme çalışmaları vol.4372:

    aditia: bak "avoiding procrastination" başlıklı bir makale buldum.
    ahandanick: hmm güzelmiş bu. sonra okurum.

    daha ne diyeyim.
hesabın var mı? giriş yap