*

  • baba mesleğini devam ettirme konusunda en büyük ihtimali alan çocuk grubu. baba işçi ya da memursa babanın yanında pek kalınıp işi özümsenemez ama esnaf babanın yanında durulacaktır ve mesleği küçüklükten beri ayrıntılarına değin öğrenilecektir.
    avantaj; cepte var bir meslek. dez avantaj; ufuk daralması, babanın mesleğine göre şekil alacak gelecek durumu.
  • oraletin eşsiz tadını, telefonda konuşurken "ismiyle çelisen tükenmez kalemler" kullanarak orayi burayi anlamsiz sekillerle çizmeyi, bulmaca ilminin en ücra sınırlarında caka satmayi, hesap makinasiyla yazi yazarak artizlik yapmayı, gazetelerdeki resimler üzerinde biyik-sakal-saç çalişmaları yaparak kolaj sanatına yatkın olmayı, radyoyu çalıştırabilmek için bitmiş pili sıcak suya batırarak geri doldurmayı, sattığını kasa yerine cebe atarak yapılan kaçamakların tadını, çaycının marka alırken fazladan alıp almadığını çaktırmadan kontrol etmeyi, ticaret yapabilmek için yalan söylemenin mübah olduğunu, lakin aynı zamanda dürüst olarak bilinmenin çok önemli olduğunu, dilencileri gözlerinden tanıyıp "daha sabah verdik, ne istiyorsun bi daha" demeyi, ve en önemlisi hayatının tümüne yayılacak bir can sıkıntısı hastalığının ne kadar sinir bozucu olduğunu;

    yaşıtlarından çok daha erken öğrenen çocuktur..
  • yazacağım fakat başlıktan tiksindim. gerçi sadece bu başlıkla alakalı değil. nerede bir x çocuğu tamlaması görsem, hep aklıma aynı şey gelir. sizin de aklınıza geliyor, kandırmayalım birbirimizi. ehe ehe. giriş için gereken şakayı, komikliği vermeye çalıştım. alamadıysanız beni ilgilendirmez.

    ortalama bir esnaf çocuğu, babası ne iş yaparsa yapsın, çocukluk evresinden itibaren gerek işi, gerekse hayatı öğrenmek adına , genelde babası tarafından sabahın körü diye tabir ettiğimiz vakitlerde işe sürüklenir. öğrenimi süresince bu hafta sonları ve yaz tatilinde olur. yapılan işe göre, okuldan artan zamanlarınızda da devam ettirilebilir. öğrenim süresi kısa sürdüyse, hayatın geri kalan kısmında bu işe devam edilir. öğrenim süresi uzun sürdüyse (bilmiyorum bu konu hakkında bir düşünceniz var mı ama esnaflık yapan aileler çocuklarının okumasını [ve kendi işlerini devam ettirmemelerini] en az memuriyetle geçinen aileler kadar isterler) bu süreç iş bulana kadar devam eder.

    esnaf çocukluğunun memur çocukluğundan bariz şekilde ayrılan kısmı ise bence bütçe kısmıdır. bir esnaf çocuğu olarak o gün/ay/yıl elinize geçecek parayı bilemezsiniz. çocuk olarak bilmeniz de gerekmez aslında ama sürekli babayla işe gidiyoruz ya hani, oradan bir şeyler duyuyoruz elbet. mal geldi mi, parayı tahsil edebildik mi, muhasebeci mi kaçmış? vay orospu çocuğu, ne bok yiycez lan falan derken ucundan kıyısından sürekli bir ön muhasebe elemanı gibi akıldan defter tutarken buluyorsunuz kendinizi. sürekli, istemeden de olsa, işin içinde olduğunuz için aile bütçesi hakkında belki anneden çok bilgi sahibi oluyorsunuz ve unutmayınız ki bilgi güçtür. bu güç size ilk gençlik yıllarında tatlı gelebilir.

    sürekli işin içinde olduğunuzdan kelli ele geçen para miktarı işçi-memur çocuğu arkadaşlardan biraz fazla olabilir. evet, hala ergenlik dönemindeyiz. bununla övünmeye gerek yok zira arkadaşlarınız evine her ay belirli bir miktar para giriyor. zamanla, işler bozuldukça onlara gıpta edebilirsiniz. hayat bu. ne oldum dememeli... (ben hiç demedim. olur da 13-14 yaşında biri okur diye yazıyorum. lan hiç kimse okumasın da en azından eşek yeğenlerimden biri okusun be..)

    giriş ecük uzun oldu. benim söylemek istediklerim tam olarak bunlar değildi. gözlemlerime dayanarak söylüyorum, genelleme yapmaktan da çekiniyorum. işine gelen üzerine alsın ne diyeyim.. neyse:
    memur çocukları genelde standart harçlık alır. alınan maaş üzerinden kendi payları hesaplanır ve 6 aylık zam dönemine kadar genelde bu şekilde devam eder. bu harçlık ilişkisiyle paralel olarak genelde babalar ile daha bir mesafeli olunur. baba parayı kazanır, faturaları öder, harçlığı verir, kodu mu oturtur.
    esnaf çocuğu ise sürekli yapılan işe dahil olduğundan harçlığı biraz daha fazla olur. bununla beraber babanın verdiği tavizler de diğerine göre fazla olur. yine de kodu mu oturtmaya çekinmez, o ayrı.

    yazdıklarıma karşılık yine de bir esnaf çocuğu vs memur çocuğu başlığı açamam, uktesi veremem.. bunu layıkıyla değil ama en azından senden benden daha iyi şekilde dolduracak insanlar ancak babası memuriyetinin 10. yılında istifa etmiş eski memur, yeni esnaf çocuklarıdır diyorum ben. doldurulmasa da olur.
  • illa baba mesleğini öğrenmek zorunda kalanları da olmaz, benim gibi peder hazretleri yaz tatiline çıktığında "dükkana göz kulak ol x abin para çalmasın, kasayı kontrol et" denilerek ergenlik sonrası ek bir nöbet gibi 8-12 vardiyasına tıkılanları da vardır.

    eğlencelidir yani dışarıdan ve geçici bir süre için katlanıldığı bilindiğinden eğlencelidir; bunun yanısıra hem babadan hem de babanın diğer esnaf arkadaşlarından klişe müşteri kandırma lafları da öğrenilir, bilinir. dahası gelen ve sizi "yahu ya çırak bu ya da işsiz bişey" diye hor görmeye çalışan ve "ehe okuyo musun" sorusuna "evet hacettepe felsefe'deyim" lafını çaktığınızda yüzlerinde oluşan o şaşkınlık ifadesini görmek oldukça hoştur. benim özel durumumda gelen abuk subuk şekilde, normal şartlarda o şekilde bozulamayacak bilgisayarlara uğraşıp tamir etmek de size ilginç bir tanılama yeteneği kazandırıyor.

    amma velakin esnaf çocuğu olup o hayatı görüp, hala esnaf olmak isteyen kaç tane çocuk vardır bilmiyorum. bir gün 0 çekersiniz, atıyorum, ertesi gün 1 milyar ciro yaparsınız. ha bu geçen gün niye 0, ertesi gün 1 milyar yaptığınız bir muammadır. stabilite arayanlardan çok macera adamlarına göre bir meslek olduğunu anlarsınız. en azından ben böyle gördüm, bana uygun olmamasını böyle anlamlandırdım.
  • haliyle almıştır bünyeye tüm siniri stresi; zordur esnaf çocuğu olmak..

    http://i.imgur.com/n4nd4.jpg (bkz: uğur gürsoy)
  • ilkokul ve ortaokul zamanlarında kimsenin bilmediği seyleri bilmeleri nedeniyle yer yer hayranlıkla bakılırdı bu cocuklara. o yaslarda onemi yoktu verdikleri cogu bilginin ama genel gecer bilgilerin cok otesinde, buyuk insan bilgisi olmalarından oturu bir hayranlik uyandirirdi korpe dimaglarimizda.

    mesela tahtakalede en iyi kilim nerede, cakmak gazi en ucuz nerede doldurulur, eminonune gitmenin en hızlı ve kolay yolu nedir, cay ocaklarinda turk kahvesi kac liradir, bir kilo alcinin fiyati nedir, diferansiyel nasil calisir hep bunlardan ogrenebilirdiniz. kisacasi esnaf cocugu olmak demek, havali bilgilerle donanmis olmak demekti.
  • lisedede ticaret meslek lisesi okursanız muhasebe dersinde herkesten hızlı fatura v.b. şeyler kesebiliceğiniz,defterlere işlenen hesap kodları ve ne anlama geldiklerini daha erken kavrayabileceğiniz için hep bir sıfır önde olursunuz.
  • ileriki hayatinin mallikla (essege altin semer vursan da yine de essektir) veya parasi pulu imkami yerinde bir canti olarak gecip gecmeyecegine kendi karar verecek olan, ama bu karari veris surecinin farkinda olmadan yasayacak olan insan evladidir. temennin odur ki hepsinin etrafinda ufuklarini genisletecek buyukleri ya da arkadaslari olsun. bu tiplerin en buyuk dusmani sahip olacagi egosudur. ki yukarida saydigim sanslari olmayan cocugun egosuz buyumesine imkan yoktur. bunun tersi durumda esnaf babasi tarafindan ezilen, fabrikator olup ogluna zirnik koklatmayan ama oglunun da arkasindan "oldugunde ferrari alacagim" dedigi mal babalar yok degildir. yani bambaska bir dunya bambaska bir insan grubu barindirir. tez konusu olacak derinlikte hikayeler hep eski istanbul'dan (yer diyorum yer, devir degil. yani eminonu ve etrafi kardesim) cikar.
  • kıymeti kendinden menkul bir erdemin var olduğunu ifade emek için cümle içinde kullanılır. sanırım babalarının çakallıkları aklımıza gelmesin diye yapıyorlar bunu.

    esnaf çocuğu... iyi bişi olmalı herhalde. esn*af çocuğu.
hesabın var mı? giriş yap