• yeni bir yedinci nesil yazar. ho$gelmi$.
  • (bkz: festina lente)
  • kuştur baykuş kuş*.
  • cok dikkatli yedinci nesil bir yazar.süt gibi dost.
  • ankara zirvelerini seven,tanışmış olmaktan memnun olunan yazar.neşeli,güleryüzlü,canayakın,daha ne olsun.
  • hippi'nin önde gideni.
  • ankara midye dolma ve bira zirvesi 11'in midyesiz geçmesine gönlü razı olmayan insan. anadolunun ücra köşelerinden gelen misafirlerin midye dolma yemeden geri dönmesine gönlü razı gelmedi demekki bi poşet midye dolmayı aldı kafama çarptı. bende yedim.
  • (bkz: unutama beni)
  • bu kadar büyük bir kalbi bir insan bedenine nasıl sığdırdığını merak ettiğim kişi.

    "dost" kitabevinde başlamış bizim yolculuğumuz; kitaplarla, en güzel şarkılarla, felsefeyle, geyikle ve daha sayılamayacak bir sürü güzellikle örülü. sık sık sırdaşım, gerektiğinde yoldaşım, ben ne kadar korksam da inatla psikanalistim, ama hep dostum oldu. en kötü gecelerimde saçma sapan dertlerimi dinleyip önemseyerek çare bulmaya çalışan, en güzel günlerimde bütün kötülüklere ve kötülere inat benimle gülmeyi başaran... iyi ve güzel adına ne varsa sakınmadan dünyama sunan...

    der ki ; ben araftaymışım, o ise salınıp duran, gidip gelen. halbuki ben sallanıp durdum ordan oraya, savruldum sürekli. hayatla aramda zor da olsa oluşturmayı başardığım iplerin kopmamasını sağlayan hep oydu. duygularımın esiriyken mantığım, mantığımla kendimi heder ederken duygusal yanım oldu. ezeli mutsuzluğuma derman oldu hep bilmese de.

    sevmek nedir, nasıl sevilir, sevince ne olur, ne olması gerekir, nasıl gösterilir.. bunlar benim özürlü olduğum konular. hani insana doğduğu günden itibaren yaşadığı şeylerle bir şekilde kazandırılır ya, bende bir yanı hep eksik kalmış. öğrenmekten imtina etmişim belki de bugüne kadar. derinlere inmeyi başaramamışım ya da, derinlik korkusu böyle bir şey olsa gerek. kısacası korktuğum, çekindiğim, bilemediğim, belki de aklımın ve kalbimin yetmediği bir şekilde sevmeyi öğretti bana. hem de sadece göstererek. artık biliyorum bu soruların cevabını, artık unutmayacağım, unutmak istemiyorum çünkü. yaşadığım ve genelde kirletip attığım onca şeyin aksine hafızamın en parlak yerinde tutup; ihtiyaç duyduğum zamanlarda değil, hatırlamak istediğim zamanlarda değil, uykuya dalmaya çalışırken beni mutlu etsin diye değil... her an, soluk almaya devam ettiğim sürece her an, içime dönüp her baktığımda göreceğim orada.

    3 paragraf olmuş, hep kendimi anlattım. beni nasıl etkilediğini. daha onu anlatmaya fırsat bulamadım. hep arkamda durdu çünkü, kaya gibi sapasağlam, düşmeme engel oldu. ve hep arkamdaydı, hiç öne atmadı kendini, isteklerini, beklentilerini, düşlerini. evet paylaştık hepsini ama bir adım geride durdu hep. bencil olan bendim, sevginin içinde bencilliğin esamesinin olmaması gerektiğini bilen o. kafası karışık olan bendim, kendini bilen o. dostun ne olduğunu bilmeyen bendim, bunu bana öğreten o. ne diyebilirim ki şu saatten sonra, öyle bir yere gelmişim ki bütün bildiklerim yalan olmuş.

    gitsin istemediğim, arkasından ağlanan olmuş o artık. ben göstermekten korkmuşum galiba yerini, ama tahmin edebileceğinden daha önemli. anlamak istemediğim bir şekilde acı verdiğim yüzüme vuruldukça ondan daha çok üzüldüğümü de söyleyemedim hiç. insan sevdiğine acı verir mi? inat değil ki bendeki, olandan farklı konuşamayacak kadar dürüst oldum şimdiye kadar, bundan sonra da farklı davranamam ki. ve korkarım, "aramızdaki uçurum büyüdükçe söylenecek sözler birikiyor, ama söyleyebilecek derman kalmıyor artık". bu uçurumun varlığını ben istemedim, engel olmaya gücüm yetmedi.
    şimdi ben araftayım.o, giden. gerçekten bir sarkaçsa geri dönüşü olur diye ummaktan başka çarem yok şimdilik....

    doğum gününde ona hediyelerin en güzelini vermek isterdim, baktım sözlerimden başka kıymetli bir şey yok elimde. sözlerimi verdim ben de dilim döndüğünce.

    doğum günü kutlu-mutlu olsun.
  • o kadar iyi bir insan ki, snooze ozelligi bile var. sabah beni arayip uyandirmasi yetmezmis gibi daha ben bir sey soylemeden onbes dakika sonra ararim diyor bu adam. hayir, bir de onbes diyip onyedi dakika sonra aramasi, sevdiklerini boyle kucuk surprizlerle mutlu etmesi yok mu sabah sabah, tadindan yenmiyor haberi yok! *
hesabın var mı? giriş yap