pilavlık ^*

• sünnetten elde edilen gelir.
  çok gelirli değildir, zira sunnetlik cocukların sütünden ve derisinden faydalanılamaz; sadece etinden faydalanılabilmektedir. (o da bir seferliğine...)
  (bkz: sunnet)
• kaliteli pirinci tarif eden sifat.
• bulgur ayırt etmek için de kullanılan bir sıfat. pilavlık olan bulgur daha iri tanelidir. ayrıca (bkz: köftelik)
• ramazan süresince evde yemek yapan kişiye hediye edilen altın anlamında da kullanılırmış, büyüklerimizin; küçüklerini yemek yapmaya özendirmeye yönelik bi çalışmasıdır. kanımca.
• çukurova yöresinde ; çocuklar arasında oynanan oyunlarda , dışarda kalmaması veya ağlamaması için oyuna alınan ama oyuna herhangi bir etkisi olmayan küçük çocuklar.
• mahallelerde bir oyun için eşleşme yapıldığında, en sona kalan ve hiçbir takıma dahil olmayıp ortalıkta koşturup duran kişidir pilavlık.
  
  her çocuk mutlaka yaşamıştır. sobelenir, yakalanır, ama bütün bunlara rağmen ebe olmaz. futbol maçlarında allah ne verdiyse topun peşinde koşturup durur pilavlık. iyidir pilavlık olmak, taraf olmamaktır, tarafsızlıktır bir bakıma. siyasi bir mertebedir biraz da, kimi daha çok sevdiysen rakibine tekme atmaktır acıtmasa da.
  
  pilavlık olmak her türlü kazanmaktır, kaybeden takımda işiniz ne? her iki taraf da sizindir.
  
  mahalle maçlarında top toplayıcısıdır pilavlık. terlikle gezer, ışıklı spor ayakkabısına kıyamayıp.
  
  türkiye cumhuriyetinde müstahdem ve hizmetlilerden sonra en kıdemli ikinci kişidir pilavlık. istediğini yapar, hiçbir şey olmaz.
  
  © beni baglamayan baglac