• kalemi sağlam bir arkadaş. daha sık yazmalı.
  • ibrahimoviç'e benzerliğiyle hayretler uyandırmış kişidir.
  • sağlıkla ilgili yaşadığı bir sorunu entry olarak paylaşmıştı. elimden geldiğince
    herkesin anlayabileceği sadelikte basitleştirerek çözüm yolunu ilgili başlıkta entry
    olarak yazıp, proleterkral'a mesaj atarak haber vermiştim.

    (tabii sonra benim bilimsel makale niteliğindeki bu yazım tıp fakültesine gidip,
    hırsızlığın suç olduğunu idrak edemeyecek bir zat-ı muhterem tarafından sanki
    kendisinin yazdığı bir makaleymiş gibi kullanılmaya çalışıldı ayrı bir mesele)

    bu şekilde tanışıp arkadaş olduğumuz, yazdıklarını beğendiğim bir yazar.
  • peşinen söylemeliyim ki kullanıcı adımın altına entry giriyor olmak beni epey mutsuz ediyor. ancak tıklayıp da yukarıdaki entry'i görenler için yazacağım.

    eskilerden 2 kısa öykümü şu entry'de (bkz: #92528126) paylaştım.
    aradan 5 dakika geçti yukarıdaki arkadaş entry'sini girdi. dosya 20 küsür sayfa. (normal kitap formatıyla düşününce daha bile fazla) okumadan niçin saldırdı acaba diye kendime sorarken hesabına girdim ki birçok insana aynı tavrı sergilemiş. ben bu tip insanlarla baş edebilen biri değilim, özellikle sanal ortamlarda. burada birine saldırdığını belli etmek, sevdiğini saydığını belli etmekten çok daha rahat işliyor. bu da bizim önemli eksikliklerimizden biri. neyse... mesaj atmayı denesem de kapatmış. nedeniniyse "ergenler çok olduğu için" şeklinde açıklamış. uzun zamandır bundan daha çelişkili bir tavırla karşılaşmadım. yanıt olarak şunu yazdım: (bkz: #92528748) ve engelledim.

    (siyasi gündem dışında) boş entryler girmekten elimden geldiğince kaçınıyorum. bu entry'i de doldurabilmek için kurgu dışı 46 kitap önerimi paylaşayım en azından. sevgiler.
  • maalesef "silver apples" arkadaşın entry'sine ithafen:

    sevgili dostlar, 30 yaşındayım, 2007'den beri internetteyim. çoğunlukla felsefe, sosyoloji, psikoloji, fizik alanlarıyla ilgilenen entelektüel insanlarla, sosyalistler ve ekoloji hareketleriyle, eski ilgi alanım sebebiyle edebiyatçılarla tanıştım. epey çok insan tanıdım böyle. ama nerede tırt birini gördüysem, orada istisnasız edebiyat ve sanat camiasından insanlar vardı.

    yukarıda yazdığı her şeyin açıklamasını yaptığım, dostça iki mesaj attım kendisine; ancak hala dil üzerine "tahakküm"den bahsettiği ergence bir mesajla yanıt verdi. yani anlayacağınız, dil hususu haricinde yazdığı hiçbir şeyin manası yok ve belli ki 2 yıl önceki, bu unutulup gitmiş olayı arkadaşımız içerlemiş. bana o dönem 7 arkadaş öykü gönderdi (twitter), 6'sının öyküsüne tek cümle söylemedim çünkü iyiydi. belli ki bu arkadaşın teması iyi, dili amatörmüş. ama şunu da söyleyeyim; sırf diyalog kurabilelim diye "pek edebiyattan anlamıyordum zaten, öykünü piç etmişimdir muhtemelen" gibi cümleler kurdum kendisine. hatta "tanısan arkadaş olabilirdik" dedim, tanımadan bunları yazdığı için. lakin karşımda ergen zekasına ve karakterine sahip biri olduğunu tahmin etmemiştim. şu olayın arka planını liseli bir kardeşime anlatsam güler ve "abi çoluk çocuğu mu takıyorsun kafana" der. ben bu sitede millete durduk yere söven troll adamla bile diyalog kurmayı başardım, "yaptıklarımın yanlış olduğunu biliyorum ama insanlardan da nefret ediyorum, zevk alıyorum böyle yapmaktan, kusura bakma" dedirttim. bu arkadaşla diyalog kuramadım ama, algının ve entelektüel kapasitenin hangi seviyede olduğunu varın düşünün.

    neyse, her şeye rağmen hala dostça ifadeler kullandığım son mesajın son cümleleri şuydu; "senin adına sevindim dostum; konuya gösterdiğin motivasyon, yazdığın entry ve verdiğin cevap gerçekten imrendirici. hayatı böyle yaşamayı çok isterdim."

    verdiği yanıtsa şu olmuş: "benim gibi olabilmek ya da benim gibi yazabilmek için kırk fırın ekmek yemen lazım, demek isterdim, ama yesen bile olamazsın."

    adam yazdığım cümleyi bile anlamamış... şu saate kadar engellememiştim, engellemek durumunda kaldım... bu ülkenin insanları 23 yaşından sonra büyümüyor dostlarım. zeka, karakter ve hayat tecrübesi düzeyleri 15-23 yaş arası bir yerlere sıkışıp kalıyor.
    --------

    edit:. tüm bu gerizekalılığı okumak zorunda kalan arkadaşlardan özür dilerim. telafi etmek için (bkz: sentezfikir)'de yayınladığım (bkz: zygmunt bauman) röportaj çevirimi bırakıyorum. sevgiler.
hesabın var mı? giriş yap