role

• ing. rol
• (bkz: fantasy role playing)
• (bkz: rol)
• the king is alive^* filminden edindiğimiz bilgiye göre, fransızcadan değil de ingilizce rolldan geldiğini öğrendiğimiz sözcük.
  sebebi de eskiden copy-paste-print in olmayışı, her oyuncunun oynayacağı rolün ayrı ayrı (bkz: rulo)lara yazılıyor olmasıymış. yaaaa...
• rulo fırça'nın amele dilinde telafuzu
• gemide olması muhtemel değişik durumlara veya tehlikelere (bkz: yangın)(bkz: çatışma)zamanında ve yerinde müdahale etmek maksadıyla personele verilen değişik görevler.
• ofiste az çalışıp çok yoğun çalışıyor görünebilen minimalist yazar.
• hep yanlis hikayeler yanlis oyunlar yanlis filmler yanlis siir secmis biriymisim meger.
  sevdigim bir sevgilim yokken cok icsellestirdigim samuel becket in bu siirinde de oldugu gibi
  ...
  2.
  tekrar söylüyorum
  öğretmezsen öğrenemem
  tekrar söylüyorum bir son var
  son defanın bile sonu
  yalvarmanın son seferi
  sevmenin son seferi
  rol yapmayı bilmemeyi bilmenin
  söylemenin son seferinin bile bir sonu var
  beni sevmezsen sevilemem
  seni sevmezsem sevemem
  bayat sözlerin yayığı gene kalpte
  eski lavabo pompasından aşk aşk aşk diye fışkıran ses
  dövüle dövüle kesilmiş sütün suyu
  değiştirilmesi imkânsız sözcükler
  korkutuyor gene
  sevmemek
  sevmek ve seni değil
  seviliyor olmak ve senin tarafından değil
  rol yapmayı
  rol yapmayı bilmemeyi bilmek
  ben ve seni sevecek olan diğerleri
  severlerse seni
  ...
  fazlasiyla edilgenlik iceriyo ve bu benim ozumde dusunus- yasayis sistemime aslina bakarsak, ters. suruncemeli iliski, bu da bana ters. amaann insan bana gore degil dedigi herseyi omru yeterse gun geliyor yapiyor o yuzden bu tur beylik laflarima son veriyorum ve duvarimda asili olan bu siirin gecenlerde kendini yere atmasindaki isareti goz onunde bulundurarak icsellestirip sevmeme son veriyorum.
  
  karamsar ve bir o kadar gercekci olmasi da artik umrumda degil. daha umutlu bir siir sevmeliydim ve simdi biliyorum.
  
  sonra the phatom off opera muzikalini sevdim, icsellestirdim. kotu olani seviyordu kiz cok sevdigi hatta cocukluk aski olan birini bulmasina ragmen biliniyordu ki aklinin ve belki kalbinin bi kosesinde ona cok deger katan operanin hayaleti vardi. cunku o na muzik yapabilmesini ve daha birsuru seyi ogretmisti. hayaletleri ve surekli gelecek olan beyaz atli prensi, yine samuel backet in eseri olan waiting for godot goruntulerini de masallarda, muzikallerde tiyatroda ve sinamada izlemeye karar veriyorum. her ne kadar mukemmel bir insan olsamda o cok iyi olan ultra mukemmel prensler de aslinda bana gore degiler. fazla iyiler cunku. iigghh iighh hic cekici degil.
  
  kendimden daha fazlasini bekledigim icin olacakki sevmiyorum beni. bundan eminim, yani kendimden daha çok şey beklediğim kısmından eminim. oldugum gibi kabullenememisken beni bir baskasini nasil oldugu gibi kabul edip sevebilirim ki. illa isterim degismesini, degismemizi. bikez becerdim bunu belki yine yapabilirim.
  
  kisisel gelisim olarak jöleyi biraktigimi soylerim. cunku daha fazlasina ihtiyacim yok, simdi biliyorum. ilgi duydugum seyleri seviyorum canim istedigi kadar aliyorum. bos degilim. eglenceli bile sayilabilirim. konusurken karsimdakini sikma endisemi de artik bi kenara birakicam ve bi nebze de olsa edilgenlik iceren iyi dinleyici rolumu de az biraz geri cekicem. sonucta benim de soyleeceklerim var ;)
  
  kimi zaman bakimli guzel bi kiz olup kendimi iyi hissetmeye calisirken cogu zaman bir hafta yikanmayarak saglarim bu iyi hissetme isini. ne kadar az mudahaleli ise o kadar mukemmel gibi bag kurgular beynim. neandertallere ozenti suresi; 5 gibi. yani demem o ki
  her zaman mudahalesiz guzelligi degerli bulmusumdur. neyse konumuz bu degil guzellik de goreceli ve durumuna gore seksi bi konu.
  
  madem beni anımsatıyor bu müzikal, öyleyse tekrar louudin. bir kaç ay önce ilk defa dinlediğim bu eserden ayrılamıyorum.
  ve müzik başlar. (bkz: http://www.youtube.com/watch?v=9v2d59ov88q)
  
  ikili iliskilerimde ben de istiyorsam eğer kolay binsanım, hep inanmayı, anlatılanın, söylenenin doğru olduğunu düşünmeyi tercih ederim. bu yuzden fazla kontra degilimdir. lakin tam tersi oldugunda yani inanmaktan vazgecmissem iste o zaman vay haline, diyemem yine. bi kosede birakirim yine kontralığımı. çünkü bilincim yaşamımı sürdürüp soyumu ileri taşımam ve dolayısıyla ölümsüz olmak için yanıp tutuşur. bu yuzden capkin biskolata erkegi bana gore degildir. elimde olan bişey değil bu, her neyse, ve her kolay olduğunu düşünen ama kendini değerli kılmaya çalışan insancık çırpınışı olarak kolay olmama karşın ben de, bende kalmanın çok zor olduğunu söylerim. aslında sevemem. sevmek için çırpınırım, her yapılanı olumlu değerlendirim, emek veriririm verilen emeği görürüm ama sevemem. belki beceriksizlik belki eksiklik.
  
  yaklasik bir bucuk ay sonra 30 yasinda olacagim, oyleyse;
  tum on yargilarimi bir kenara birakmayi dileyip yasamima devam edecegim. kararlarimi daha hizli alip yol alacagim. gucsuzluklerimi alt edip guzel tatli muzikler dinleyerek belki bisiklet surecegim belki muzigi ben yapacagim sonucta amator ruhu barindan bir suru yenilikten hoslaniyorum, belki denize atlayacagim, sirt ustu yani nereye gittigimi bilmeden kulac atacagim. veyahut gucsuluklerimi kabul edip kendimi uzmeyecegim. kendimden daha fazlasini bekleme isinden vazgececegim.
  ve
  sevecegim.
• acil bir durum anında görev dağılımının hızlı ve düzenli olmasını sağlayan işbaşı düzeni.
• policy-role-user(instance) şeklinde gider. scope da onun nerde geçerli olduğunu belirler. role (what)-->user or security principal(who) --> scope (where ) sorularını cevaplar.
  
  hükümet politika belirler. bir görev oluşturur (role). bu görev(role) için bir koltuk (instance) ihtisas edebileceği gibi bir kullanıcı yani kadro/memur da atayabilir. bu memur kendine ait bekçok koltuk oluşturabilir.
  
  kendisi-çevresi-verifikatör teslisine göre analiz edebilir miyiz: (bkz: teslis/@bakalim)
  kişi (user) veya insantance(koltuk) kendisidir. çevre role yani görev yönergesi çerçevesidir. verificatör de policy olur.
  
  edit: kişilik bölünmesini sağlayan bir araçtır. şahıs x savcı rolünde polise emretti.//şahıs x vatandaş rolünde polise arz etti.
  (bkz: kişilik bölünmesi/@bakalim)