• bilmeceler prensesi.
  • bazi sorular yanitsiz kalamaz, ugruna olum goze alinir. bazen olum yanit verilemeyen sorularla gelir...
    -gece kasvetli insanlarin uzerinde kanat acan kutsal hayalet ... kalpte her gece dogan ve her sabah olen gezgin hayalet ...
    -ates, guc, ihtiras... ates olsa da, öldügünde sogumaya baslayan, buyuk utkularda yeniden alevlenen ...
    -atese atan buz... oyle bir atese ki yanginini daha da donduran. ozgurlugunu verirse kole yaptiran, kole olarak alirsa kral yapan ...
    -büyük sır..
  • puccini'nin son operasi.
  • (bkz: nessun dorma)
  • giacomo puccini'nin tamamlayamadan vefat ettigi, librettosu giuseppe adami ve renato simoni tarafindan kaleme alinmis, kendisinin ve belki de opera tarihinin en guzel yapitlarindan biri. hikaye venedik'li yazar gozzi'nin ayni adli oyunundan alinmistir. librettoya sadece liu karakteri gozzi'nin oyununda olmamasina ragmen eklenmistir. liu hemen hemen her puccini operasinda gorulen aski icin her turlu seyi goze alan, zayif ama fedakar bir kadin tipidir. (bkz: madame butterfly)

    eserin hikayesinin odaklandigi, cin prensesi turandot'un kendisi ile evlenecek kisiyi secmek icin sordugu, basarisizligin cezasinin olum oldugu ama calaf'in yanitlamayi becerdigi unlu bilmeceler ve yanitlari ise kisaca soyledir:

    gecenin gelmesi ile ortaya cikan, kanatli hayalete benzeyen, gunesin dogmasiyla kaybolan sey nedir?
    - umut
    aleve benzeyen, olum yaklasinca akan, zafer ihtirasini doruga cikaran, gun batimi renkli sey nedir?
    - kan
    hem buz, hem ates olup, ozgurlukten kolelige surukleyen, tutsaktan kral yaratan kimdir?
    - turandot

    puccini'nin oldukten sonra biraktigi ucuncu perdenin birinci sahnesinden sonrasi, notlarindan yararlanilarak arkadasi franco alfano tarafindan tamamlanmistir. 25 nisan 1926'da milano'da la scala operasinda ilk sergilenisi esnasinda unlu sef arturo toscanini tam o anda performansi durdurarak seyirciyi bir sure sessizlige davet ettikten sonra eseri tamamlamistir.

    besteci bu eseri ile operada yepyeni bir kapi aralamis, 20. yy klasik muzik temalarini opera sahnesine tasimistir. arnold schoenberg'in oniki ton muzigi ve igor stravinsky'nin perkusyon partisyonlarini kullanmasi, hikaye ile muzigin uyumundaki titizligi bir cok bakimdan oncudur.

    birinci perdenin sonuna dogru calaf'in "non piangere, liu!" (aglama liu!) diye baslayan aryasi ve liu, timur, ping, pang ve pong'un katilmalari ile doruga cikan muzik ve perdenin kapanisi, tartismasiz muzik tarihinin en gorkemli dakikalarindan biridir. herhangi bir insanin duygusal olarak kayitsiz kalmasi imkansizdir.
  • puccini'nin, son perdesini yazamadan öldüğü eser. eksik kalan kısım franco alfano tarafından tamamlanarak 1936'da sahnelenmiştir ilk.
  • hem maria callas'lı, hem de birgit nilsson'lu turandot kayıtlarını dikkatle dinlemiş biri olarak şunu söyleyebilirim ki, en mükemmel turandot kaydı kesinlikle zubin mehta kondüktörlüğünde ve londra filarmoni orkestrası eşliğindeki joan sutherland, luciano pavarotti, montserrat caballé, nicolai ghiaurov kaydıdır. hatta bu kayıt, dünya opera tarihinin en mükemmel kaydıdır diyebilirim.
  • her gece doğan, her tanda ölen umuduma,
    dokunan, alev gibi, titreyen kızıl can suyuma,
    buz suretinde kor gibi yanıp
    anımı donduran, canımı yandıran,
    kanımı donduran, tanımı yandıran…

    antidotun yok senin,
    turandotum yok benim.

    beden ayrıldı zihinden, yok hiç beis,
    umut kanıyor prenses, loş bir yeis.
  • puccini'nin ihtiraslı, kıskanç ve acımasız kadınları ele aldığı operalarından sonuncusu. yer yer wagnerian tarzlar taşısa da italyan operasının en güçlü etkilerini, yine italyan romantizmi ile ele aldığı bir eseridir. tosca'dan sonra, uzak doğu kültürü ile ilgilenmeye başlamış ve madame butterfly ve turandot doğmuştur.
    ilk kez 1926'da milano'daki la scala operasında sahnelenen turandot'u puccini kendisi seyredememiştir (1924'de ölmüştür)
    operadaki "nessun dorma" aryası 1990'daki dünya kupasında sıkça söylenmiştir ve turnuvanın resmi parçası olmuştur.

    en iyi performansa gelince: aslında turandot'un (liu rolünde) renata tebaldi'nin sesi için bestelendiğini söylebiliriz. tabi bu sadece bir fikir. la scala'nın 3 divasından biri olan renata tebaldi'nin en güzel yorumları turandot performanslarına aittir. tıpkı maria callas'ın tosca için, leyla gencer'in de norma (bellini) için en iyi yorumcu olarak kabul edildiği gibi.

    1955 kayıtlı decca'dan basılan renata tebaldi yorumu turandot için de oldukça iyidir. hala basılıyor mu bilmiyorum ama benim elimdeki baskı cd formatında dijital olarak yeniden temizlenmiş kaydıdır. şef alberto erede'nin yönettiği orchestra dell'accademia di santa cecilia roma orkestrasına, renata tebalti'nin (liu rolünde) yanısıra, daha sonra elektra performansları ile yıldızı parlayacak olan mezzosoprano inge borkh (turandot rolünde) ve aynı zamanda hem leyla gencer'le hem de maria callas'la da bir çok rol paylaşan 50'lilerin ünlü tenörlerinden mario del monaco (calaf rolünde) harika bir yorum kabiliyeti ile eşlik etmektedir.

    elimdeki kaydın, orijinal halini şurdan dinleyebilirsiniz

    (liu'nin aşkı için işkenceyi göze aldığı ve sonunda işkencelere dayanamayıp öldüğü sahne). burda borkh ve tebaldi harika bir şekilde düet yaparlar. şiirin akışı içersinde iki kadının aşk ve gurur için mücadelerinin yansıması sesleri ile gösterilmeye çalışılır. bu sahne mutlaka ama mutlaka görülmelidir. çünkü standart bir opera izleyicisi haricinde, opera kültürüne sahip olmayan bir izleyiciyi dahi gözyaşlarına boğabilir. düetin sonunda "tu che di gel sei cinta" aryası'nı tebaldi'den başkası bu kadar güzel yorumlayamamıştır. liu'nun ölümü ile turandot'un son umutlarının da tükenişi ve bunun halkına da yansıması ile çaresizce aşka teslim oluşu, nefretin aşka dönüşeceğinin belirtisidir.

    (bkz: http://www.youtube.com/watch?v=umtz_cjjkga)
hesabın var mı? giriş yap