• orhan veli'nin nahit hanıma yazdığı mektuplardan oluşan yalnız seni arıyorum isimli kitapta, bu konuyla ilgili ilginç bir bölüm var; orhan veli bir gece sabahattin ali ile içerken, ortamdaki hafifmeşrep bir hatunu, sabahattin ali nahit hanım'a benzetiyor. orhan veli duruma içerliyor ve çok da şaşırıyor çünkü onun bildiğini sandığı nahit hanım'ın bu kadınla alakası, benzerliği olmasının imkanı yok. sabahattin ali de bunun üzerine insan denilen varlığın sekiz cephesi olduğunu, her bir insana bir diğerinin bu sekiz cephesinden sadece üçünün göründüğünü söylüyor.
    bu yüzden baktığımız cepheleri farklıysa aynı insanı bambaşka biçimde tanıyor veya tanıdığımızı sanıyor olabiliriz. belki bu anlamda birinin gerçek yüzünü görmek yoktur da, birinin diğer yüzlerini, diğer cephelerini görmek vardır.
  • sizle beraberken yaşadığı bir olayı üçüncü bir şahsa nasıl anlattığını gözlemleyerek başarılabilir. ben şahsen öyle yapıyorum. olayın bütününü ve detayları iyi aklında tutan bir insan olarak; mezkur şahsiyetin olayları olduğu gibi mi, abartarak mı, bire bin katarak mı anlattığını öğrenmiş oluyorum. bir kaç kez deneyip teyit aldıktan sonra o şahsın anlattıklarının ne kadar güvenilir olduğu hakkında fikir sahibi olabiliyorum böylece.
  • sizinle arası iyiyse eğer, başkalarına nasıl davrandığını gözlemleyerek fark edebilirsiniz.

    eğer sizinle arası iyi değilse, size yaranmak için hiç bir sebebi kalmadığında doğrudan size olan davranışlarını ölçerek görebilirsiniz.

    aslında genelde çoğu zaman fark ederiz bence insanların gerçek yüzünü, ama herkes kendini bir istisna olarak görmeyi tercih eder. neticede ben onlar gibi değilim, bana bunu asla yapmaz demek gurur okşayıcıdır bi anlamda. ama maalesef öküz ölüp ortaklık bozulduğunda istisna olmadığınızı diyetini ödeterek öğretirler adama. o yüzden başkalarının canını gözünü kırpmadan acıtabilen insanlara karşı ne olursa olsun gardını düşürmemekte fayda vardır. olmaz olmaz demeyin, bi gün piyango size de vurabilir.
  • biri hakkında sahip olunan varsayımların hatalı olduklarını fark edip bambaşka varsayımlar edinmek ve bu yepyeni kabullere bir sonraki uyanış anına kadar sımsıkı sarılmaktan ibaret hal, durum, olgu..
  • sodom ve gomorra'da marcel proustun, erkekliğiyle övünen maço baron m.charlus'u genç bir erkekle (jupien) sevişip sohbet ederken görmesi üzerine şu şekilde tanımladığı durum; "bu sahnenin başından itibaren, gözlerim açılmış, m. charlus'ün sihirli bir değnekle dokunulmuşçasına eksiksiz ve hızlı bir değişime uğrayışını izlemiştim. her insanın kusuru (dil kolaylığı açısından böyle adlandırıyoruz), varlığı bilinmedikçe görünmez olan cin gibi kendisine eşlik eder. iyilik, kalleşlik, isim ve sosyete ilişkileri göze görünmezler, onları gizli olarak taşırız. odysseus bile, başlangıçta athena'yı tanımamıştı. ne var ki tanrılar tanrılara anında görünür, insan da benzerine hemen kendini gösterir; işte m. charlus de jupien için öyle olmuştu. o ana kadar m. charlus'un karşısındaki tutumum, dalgın bir adamın hamile bir kadının karşısında, ağırlaşmış bedenini fark etmeyip, kadın gülümseyerek, "eh, bu aralar biraz yorgunum" dedikçe patavatsızca "peki ama neyiniz var?" diye sormakta inat etmesine benziyordu. bu dalgın adama birisi, "hamile o" dediği anda, adam birden kadının karnını görür ve ondan sonra da başka bir şey göremez olur. gözümüzü açan, açıklamadır; bir hatanın ortadan kalkması bize fazladan bir duygu kazandırır."
  • aynı kişiye bir daha asla aldanmayacak olduğunuz için sevindirirken, aynı oranda kahreder, keşkelerle dolu cümleler kurdurur insana.
  • istemediğim birşey , cehalet mutluluktur.
  • --- spoiler ---

    "bazı kadınların şövalye sandıkları adamların,aslında alüminyum folyo ile kaplanmış denyo olduklarını görmeleri baya zaman alıyor"
    --- spoiler ---
  • karşı tarafla çıkarlarınızın çatıştığı andır. üstelik burada sadece karşı tarafın gerçek yüzünü değil, kendinizi de görürsünüz.
hesabın var mı? giriş yap