• zifnab 3 kişilik bir grup halinde bisiklet yolundan yürüyen kadınların arkasından yaklaşır. sert frenler yaparak, grubun kendisini duyup yol vermelerini ümit eder. nitekim duyarlar ve yol verirler. zifnab aynı bisiklet yolunda turladığı için 5dk aralıklarla sürekli aynı kadınlara rastlar. en son seferinde ise zifnab grubu geçtikten sonra arkadan kadınlardan birisinin, diğerine söylediği şeyi duyar.

    - burası bisiklet yolu mu yoksa?

    (bkz: zeka fıskiyesi)
  • yine 3 kişilik bir grup, yine zifnab, yine aynı bisiklet yolu. grup bir erkek, bir kadın ve bir hayvandan oluşmaktadır.

    h : oğlum bin defa geçtin şuradan.
    z : bisiklet yolu burası..
    e : aa, bisiklet yolu mu burası?
    h : (el kol hareketleri eşliğinde zifnab'a hitaben) yaa git işine. aile yürüyor burada, git ortadaki yoldan.

    zifnab bir kaç pedal atmıştır, ama bu lafa cevap vermek için tekrar durup arkasını döner. çünkü kendisi haklıdır.

    z : orası yaya yolu, neden orad...
    h : bak halaa konuşuyorr!

    diğer adam, "sen bakma ona, git git" işareti yapar sessizce.

    h : terbiye kalmamış hiç*.

    zifnab tekrar bisikletini durdurup cevap vermek üzere arkasını döner. bunun üzerine hayvan, zifnab'ın üzerine yürümeye başlar. yanındaki adam ise onu kolundan tutar. zifnab ise hakkın, hukukun olmadığı bu ülkede ya hayvandan dayak yiyeceğini ve bunun hayvanın yanına kar kalacağını yada boşverip gitmesi gerektiğinin bilincinde olduğundan döner ve bisikletini sürmeye devam eder.

    hayvana ne mi olur? bir sonraki turunda zifnab, grubun yaya yolundan yürümekte olduğunu görür.
  • evet, bu sene de öğrenemediler. hala öğrenemediler. o tabeladaki kocaman bisiklet işaretini görmediler. o yola resimlenmiş kocaman bisiklet tasvirini görmediler. ve asla görmeyecekler. kornaya basıp yol istediğinizde de tuhaf tuhaf bakmaya devam edecekler.
  • bostancı-fenerbahçe hattında sıkça rastlanan modeldirler. asla taviz vermezler, yürüyüşlerini murlaka bisiklet yolundan yaparlar. hatta çocuklarını da bu yolda yürütürler ki biri gelip rahatça çarpsın.
    arada sırada "ay bu bisikletler de " diye başlayan cümleler kurarlar kendilerince, insanın sinirlerini zıplatırlar.
    kimileri çok kibar olur ama haklarını yememek lazım. çok özür dilerim deyip bir an önce yaya yoluna geçenler de yok değildir ama tabi ki azınlıktır bu modeller.
  • bostanlı-mavişehir arasındada bol bol görülen genelde 40 yaş üstü insanlar ve zibidi gençlik kesiminden oldukları tarafımca tespit edilen bide ikaz edildiğinde üste çıkmaya çalışan insanlardır... hatta bu insanlardan birini ezmiş ve biri yüzündende düşmüş olmama rağmen sonuna kadar savaşacağım insan grubudur. üste çıkmaya çalıştıklarında verilmesi en makbul cevap sıkıysa çık anayolda da böyle yaya yaya yürü dür.
  • hobi olarak mı embesil olduğunu yoksa embesillikten ek gelir mi sağladığını bir türlü çözemediğim insandır.
  • ben bu insanla değil, bu zihniyetle kavgalıyım. dünyanın yalnızca kendisi etrafında döndüğünü sanan, bencil, benmerkezci tiplerle alıp veremediğim var.

    günde ortalama 60 km bisiklet sürüyorum. normal kalın lastikli şehir bisikleti de değil. bildiğiniz çok ince lastiği olan yol-yarış bisikletlerinden.

    tarabya sahilini bilen bilir. karaköy'den sarıyer'e kadar uzanan sahil hattının en geniş kaldırımlı kısmıdır.

    bu mavi şeritli bisiklet yolunu gören pembe şişme montlu, kocamı işe yolladım sıfatlı kokoş gacılar, bu hattın içinde portakal kabuğu selülitlerini daha iyi yakacaklarını düşünüyorlar. aksi gibi aynı zamanda balık tutan, kadayıf amcalarla bu güruh birleşince ölümlerden ölüm beğeniyorsun. bugün bu 10 metrelik kaldırıma sığamayıp mavi şeritli bisiklet yoluna anlık atlayan koç mezunu tipli 30 yaş altı 2 kokoş yüzünden, ben diyim arif erdem siz diyin burak yılmaz'ın 90+5. dakikada penaltı almaya çalışması gibi bisiklet pedalının hemen yandaki banklara takılmasıyla 2 metre havaya uçtum. kafamın arkasını zemine çok sert çarptığını hatırlıyorum (kask vardı). bisikletimde ve kaskımda hafif hasarlar var. omzumun üzerine düşmeme rağmen herhangi bir yaralanma yaşamadım.

    peki bu parfümü 25 metre öteden gelen full makyaj ve şişme montla spor yapan pelinsular ne yaptı? “aa manyağa bak sabahın köründe nasıl uçtu” der gibi bakıp yollarına devam ettiler. yardıma bi ispark görevlisi koştu. o da kulübeden getirdiği çayı ikram etti.

    lütfen bisiklet yolundan yürümeyin!
  • bisiklet yolunu bilmiyor ki adam, kaldırımdan giden bisikletlilerin ya da kaldırıma park eden araçların olduğu gibi.
  • zamanında "ben burayı hayvan yolu sandım" diye bir adedine denk geldiğim insan türü. hayvan yolu olduğunu düşündüğü yerde yürümeyi tercih eden insan evet...
  • bir elinde tespih, diğer elinde çekirdek olan dayılar yürüyor genelde. gençler bu konuda hassas ve dikkat ediyorlar, bazen farkında olmadan bisiklet yoluna girdiğinde de, zil çalınca fark edip kenara çekiliyorlar.

    dayılar mi? dayılar neden zil çalıyorsun diye önce ters ters yüzüne bakıp, muhtemelen arkadan sövüyorlar. adam orasının bisiklet yolu olduğunun farkında bile değil. mağaradan çıkmış, sahile inmiş!
hesabın var mı? giriş yap