• elitisliklerin en güzelidir.
  • en basitinden hollanda 'yı görmeyen ya da o ülke hakkında bilgi sahibi olmayan kişlilerin bisikletle elitistliği bağdaştırdığı durum.
    bilseydi bisikletin spor ya da eğlence dışında aslında hayatımızın bir parçası, daha doğrusu trafik ve ulaşımın bir parçası olduğuna, olması gerektiğine kanaat getirirdi.

    şayet bisiklet fotoğraf çekebilme özelliğine sahip olsaydı baş tacı edilirdi bu ülkede!
  • bisiklete binmeyen birisi olarak hiç görmediğim elitistlik. olm siz ne yiyip içiyorsunuz ya nereden kaynaklanıyor bu kadar eziklik? yeminle merakımdan soruyorum laf sokmak için değil.

    adam bisiklete biniyor amk. bi sik let. hatta mal sürücüler yüzünden ölüm tehlikesi falan da atlatıyor. adam gelmiş elitistlik diyor ya.
  • kimsenin elitislik olarak görmediğini elitislik sanmak için ağır ezik olmak lazım. arabası varken toplu taşıma kullanıp metrobüs'te ezilmek de elitislik mi ezik kardeş ?
  • her şeyden huylanıp "elitist oğlum bunlar yeaa" diyenlerce iddia edilen durum. sen de bin, bisiklet işte madem. her söylemin ya da tavrın içinde elitizm arayıp huylanmaya müsait bünyelerin lakırdısı.
  • ölüme meydan okumaktan kaynaklanır.

    ulan gel izmirin anadolusu bucaya. bin bisiklete burdan sasalıya gitmeye çalış bakalım. kaç tane ölüm tehlikesi atlatıyorsun.

    zaten en fazla 5 kez yaparsın bunu 6ncıda para versem yapmazsın zaten korkudan.

    türkiye gibi afrika ülkelerinde bisiklet = ölüme meydan okumaktır. adamlar bu koşullarda bisiklete binmeye devam edebilirlarsa elitistliği geçtim en büyük artisliği yapmaya hakları var.
  • eski saray yolu üzerinden edirne o taraflara giderken görürüm, yolda 5, 10 bisikletli pedal basıyorlar. bana akıl işi hiç gelmemiştir, haa göbeğime bakarak zaten öyle bir şey yapmaya kalksam muhtemelen yolda çatlarım.

    işte bu noktada demek istediğim şeye geliyoruz, o adam bunu bir hayat tarzı haline getirmiş. yani bilalciğim yaşamının merkezine yerleştirmiş. tıpkı vücut çalışan adam gibi. vücut çalışan adama git benim göbek üstüne akşama kadar konuşur, biseps tripses anlatır da anlatır ama bu onu elit yapmaz. kimse de çıkıp olm biz köyde 100 kilo fındık çuvalını sırtlardık, ne diyorsun demez.

    eskilerin tabiri ile
    (bkz: yarası olan gocunur)

    birinin hevesle anlattığı şeyi adam elitlik diye ısrar ediyor.
  • türkiye'de istenilse de yapılamaz. devlet bu konuyu en ufak şekilde siklemediğinden özellikle şehir ortamında bisikleti maksimum 3 gün hevesle sürebilirsin. sonra da "çekilmez bu çile" diyerek bırakırsın. keşke imkanımız olsa da yapsak şu elitistliği ama yapamıyoruz sevgili dingil, imkanımız yok.

    amsterdam'a, barcelona'ya gidebilenlerimiz belli bir süreliğine imrenerek bakabiliyoruz anca insanlara. tayvan diye bir ülke var mesela, trafik sistemi tamamen bisikletlere odaklı kurulmuş. amk elitlerine bakar mısın sen? bir türkiye'ye gelseler de medeniyet nedir görseler keşke
  • bisiklete binmenin elitistliği mi olur dediğim hede.
    toplumsal duyarlılık adına özellikle metropolde yaşayan bireyler olarak özel araçlarımızı değil de toplu taşıma ya da bisiklet gibi çevreye zarar vermeyen ulaşım araçlarını kullansak tertemiz bir dünyada yaşamız oluruz. ancak bunun istanbul gibi kentlerde mümkün kılınması hayli zor zira trafik magandaları, ehliyetsiz ya da alkollü sürücüler sebebiyle oldukça risklidir. yine de bisiklet kullananlara saygım sonsuz. aman dikkat etsinler.
hesabın var mı? giriş yap