• eurovision şarkısından çalıntı dediler, dinleyeyim dedim. allah kahretsin, çalıntı falan değilmiş, bildiğin yalın şarkısı dinlemiş oldum sizin yüzünüzden. hatta yalın şarkıyı kendisinden çalmış olabilir, önceki 21346 şarkısının aynısı çünkü. öf.
  • youtube dan dinledim şarkıyı. dedim acaba şarkıyı upload eden ismi yanlış mı yazmış.
    bir benzerlikten bahsediliyor ama benim dinlediğim bit pazarı şarkısıyla fairytale arasında bir benzerlik yok. yalın ı çok sevmem, şarkıyı da çok beğenmedim açıkcası ama çalıntı falan diyerek, yalın ı durduk yere karalamaya gerek yok.
  • dün bitpazarına gittim, işime yarayacak birkaç eşya ve çeşitli konularda birçok kitap aldım. pazarlık esnasında hele hele akşam üzeriyse eğer gözünüze kestirdiğiniz 3-5 kitabın yanında akşam üzeri toplayacağı tezgâhındaki eşyalar daha az olsun diye fazladan birkaç kitap veya eşya verebilir haliyle dün aldığım kitaplar arasında bir not defteri çıktı.

    not defterinin sahibi kadın o kadar dolu dolu yazmış ki duygularını empati yaptığınızda etkileniyorsunuz. hissettiği özlemi, acıyı, umudu, karamsarlığı ve sevgiyi kâh kimi şairlerin dizeleriyle kimi zaman da kendi dizeleriyle yazarak anlatmış. sevgilisini çok sevmiş ama anlaşıldığı üzere zamansız bir ayrılık yaşanmış haliyle bunu sindiremiyor ve ayrılık acısının özlemle harmanlandığı bir duygu yoğunluğu var.

    tarihler 94 yılının sonbahar kış aylarını gösteriyor notlarda, son sayfaya kadar umut hep yukarda ama son sayfada bir sitem bir kırgınlık duygusuyla yazılmış akrostiş şiir var, sanırım pes ediyor defter sahibi kadın

    defteri sahibine vermek isterdim, elimdeki tek ipucu arka sayfasında bulunan abd de veya kanada da yaşan bir kadının ev adresi ve telefonu

    01
    02
    03
    04
  • bu hafta midemi bulandırdı. aktarayım;
    yer: beyazıt meydanı

    yerde yarım kiloluk yoğurt kabı boyutlarında kocaman bir kutu. üzerinde meyveli resimler var ve büyük harflerle body butter yazıyor times fontuyla. kolsuz atlet giyen rambo vicutlu adamın biri geldi, çömeldi ve kutuyu açtı.. güneşin altında ayrana dönmüş kremden ( sıvı, yağ yahut her ne) ise avucuna bir miktar dökerek elini yıkar gibi güzelce yağladı elini. burnuna götürüp kokladı filan
    satıcı;
    -birader o yüz maskesi, el kremi değil, dedi
    -hmm.. güzel kokuyo ama erimiş bu sıcaktan.
    -yüz maskesi o. yüz maskesi cıvık olur.. yanında duran küçük bi krem kutusunu göstererek;
    -o yanındakini de maskeyi yüzden temizledikten sonra sürüyon yüzüne, dedi,

    rambo abi nihayet büyük kutunun üzerinin yazıyı okuyabildi;
    -ne maskesi, bu bildiğin vücut yağı, görmüyor musun body yazıyor..
    -her neyse işte, dedi satıcı. o kadar vakur karşıladı ki bu bilgiyi.. gökyüzüne baktı bir iki saniye, hemen toparlandı.. biraz önceki güzellik uzmanı kesilip teknik bilgiler veren adamdan hiçbir şey eksilmedi, utanmadı, aldı kapağı açık kutuyu kapağını kapattı.. bir miktar sıvı dışarı sızdı kutudan eline bulaştı, tekrar yerine koydu..

    rambo abinin elleri hala parlıyordu.. elleri yanda öylesine dururken bir ara serçe parmağından bir damlanın yere düştüğünü gördüm...

    iki gündür aklımdan gitmiyor. sizin neyiniz eksik...
  • alexander rybak'ın 2009 eurovision şarkı yarışması'nda norveç'i temsil edeceği "fairytale" parçası ile introları fena halde benzemekte olan yalın parçası. fairytale zaten bir çok yerde yarışmanın favorilerinden gösteriliyordu. eee, bi' şey tuttu ya, illa gözünü çıkartmamız mı lazım milletçe? işin ilginç yanı, genelde rock ve az-çok metal dinleyen, müzik ile ucundan-bucağından da olsa uğraşan biri olarak yalın sevdiğim 2-3 pop müzik sanatçısından biriydi, ilginçtir ama sever-dim. ne bileyim, canlı performansını takdir ederdim mesela ya da yazdığı parçaları arada sırada dinler, onlarla neşelenir ya da hüzünlenirdim. peki bundan sonra aynı şekilde dinleyebilecek miyim? ya da şöyle düşünelim; benim gibi az da olsa kulağına güvenen, bu "benzerliği" * * fark eden kaç kişiyi kaybetti yalın bu "benzerliğe" göz yummakla? ki bunun kesinlikle farkında olduğunu düşünüyorum; zira müzikle uğraşan, bu işten hayatını kazanan biri olarak, eurovision'un da bu denli popüler olduğu ülkemizde kesinlikle "ne varmış bakalım bu yıl yarışmada?" diye meraktan da olsa fairytale'i dinlemiştir, yaptığı işin de zaten bilincindedir...

    yazık...

    ---edit---
    kötüle arkadaşım kötüle, istediğin kadar aban o çok kötü butonuna, hatta mouse'unu kır; ama üzgünüm, bu durum şarkıyı değiştirmeyecek. ayrıca bana inanmıyorsan aç kulağını da her iki parçayı da bi' dinleyiver, baktın yine de yalın'ın "bit pazarı" gayet orjinal bir şarkı gibi geliyor, bi' kulak-burun-boğaz uzmanına görün.

    ---eurovision sonrası gelen edit---
    rybak birinci de oldu ya, bütün yaz bik bik bik "bit pazarı" dinleriz artık.
  • bit pazarı'nı üst üste dinlememe rağmen fairytale'den çalıntı diyemedim. sadece aralarda keman çalması benziyor. artık her keman sesi duyulan parçayı fairytale ile mi kıyaslıcaz?
    her iki şarkıyı da dinlemek isteyenler için;
    http://haber.gazetevatan.com/…i_mi/239053/8/magazin
  • murat kekilli'nin en sevdiğim şarkısı. tam kendisi hakkında yazayım derken, bir de ne göreyim: murat kekilli, şarkıyı yeni albümü için yeniden yorumlamış. çok da beğenmiş olacak ki albümün adını da bit pazarı koymuş.

    şarkının aslı murat ve yolcular'ın eşek gözlüm albümünde bulunmakta. bu albümdeki bu akşam ölürüm ve seni çılgın daha sonra yeniden yorumlanıp, kekilli'ye şöhreti getirmişti. ancak kanımca bit pazarı, sert sözleri ve bu sözlere eşlik eden hırçın müziği ile albümün yıldızıydı.

    sözler mustafa pijankaya. müzik murat kekilli. ancak şarkıyı yine de orijinal versiyonundan dinleyelim derim.
  • (bkz: bitpazarı)
  • ingilizce, almanca ve türkçede birebir bit pazarı yani aynı isme sahip oluşu ilginç geliyor bana… büyük ihtimal üçü de ortak bir yerden mesela fransızca marché de puce'dan almıştır.

    (bkz: flohmarkt)
    (bkz: flea markt)
  • çalıntıdır/değildir tartışmasından daha çok; sırf kafiye olsun diye kelimeyi yanlış kullanmaktansa, "makina" yerine "makine" kullanılmış şarkı. buradan sözü yazanı tebrik etmek istiyorum.
hesabın var mı? giriş yap