• "dün gece sen uyurken
    çiçeklere su verdim
    ve insanların korkunç
    öykülerini anlattım onlara"

    sabaha solmuşlardır bence. derdimiz onları bile çürütür. o yüzden motivasyon içerikli yapılmalıdır. tomurcuğuna tezahurrat olur, tutan köküne alkış olur, açan çiçeğine aferin olur, boynu büküldüyse gayretlendirmek olur. işe yarıyor ki anneanneme solgun gelen dal budak yaprak çiçek olup coşuyor. onun çiçeklerini sevişini duysanız saksıda bi menekşe bi sardunya falan olasınız gelir zaten*.
  • bitkilere laf atmak da olabilir bu. yanlarından geçerken, iki laf edersiniz mesela. aslında bizi duymuyorlar ya da konuştuklarımızı anlamıyorlar diye düşünüyoruz. halbuki mesele hiç de öyle değilmiş.

    öldü ölecek bitkinin birine, -adını şimdi telaffuz etmek istemiyorum- arada bir yanından geçerken "geber" dediğim oluyor. saksı tabağında biriken suyu görünce kızıyorum, içmiyor suyunu diye. bir dediği iki edilmeyen bir "bit-ki" böyle yaparsa diğer arkadaşları ne yapsın. ayıp.

    daha sonra hatanın bende olduğunu fark ettim. "bitki"ye geber denmez. ayıbı ben etmişim, bitkiyi de kaybedecek gibiyim. tek dileğim beni affetmesi, o kadar.

    -fesleğen ile ikindi konuşmları,
    kuşkonmaz sokak, 2006-
  • bitkiler karşılık verdiğinde biraz denişik olan eylem;

    http://sketchtoy.com/68547598
  • bir de öpücük kondurunca tomurcuklarına, beraber açalım deyiverince, tomurcuklar çiçeklenince, bir garip mutluluk hali...
    hani böyle, senin dilinden kimse anlamazken, o anlıyor ya, güzel, çok güzel..
  • insanlık olarak hep sesli ya da yazılı iletişime alıştığımız için bilmeyene pek mümkün değil gibi gözükür bitkilerle konuşmak. ama sizin konuştuklarınıza bitkilerin sessiz tepkileri olur. zamanla öğrenirsiniz o sessiz dilleriyle neye ihtiyaç duyduklarını, neler dediklerini.

    evde 20’den fazla bitki türüm var. urban jungle olma yolunda ilerliyor. ve gittikçe de artacak gibi.

    sabah kalktığımda kasvetli bir güne uyandık. güneşin zerresi yok. balkondan odama aldığım, çünkü uyanınca görmek istediğim bir bitkim var. (ficus lyrata)

    “bugün güneş yok. ama böyle günlerimiz de olacak. balkonda bile olsan hiç güneş gelmeyen zamanlar olur. bunlara da alışmalısın sen güçlü bir bitkisin.” derken buldum kendimi.

    aaa aa.
  • sık sık yaptığım zaman zaman parmaklarımın ucuyla da dokunarak desteklediğim eylem. bir şeyler olduğuna ve solmakta olan çiçeğin birkaç gün boyunca yeniden dirildigine çokça şahit oldum. biraz da toprağına dokunuyorum konuşurken direkt dokunup incitmektense.
  • bir süre öncesine kadar sürdürdüğüm eylemdi.

    küçük bir çam ağacım var. kurumasına rağmen aylardır. sulamaya devam ediyorum. yaşatmaya çalışıyorum. toğrağını havalandırdım. olmadı, toprağını değiştirdim.yine olmadı.

    ikimizde zor zamanlar geçiriyorduk. ona diyordum ki:sen yaşayacaksın, ben de yaşayacağım. tabi bunu söylerken kurumuş bir çam ağacından hayatımın dersini alacağımı bilmiyordum.

    ağacım asla iyileşmedi ama toprağını değiştirdikten sonra topraktan çok güzel yabani bitkiler çıkmaya başladı. neredeyse çam ağacının boyuna geldiler ve ben anladım ki önemli olan kuruyan, biten, tükenen şeyler değildi. önemli olan yeni hayatlar yeni başlangıçlar ve bunlar için her zaman içimizde tuttuğumuz potansiyeldi.
  • ekim ayında bir limonun çekirdeğinden ektiğim 2 limonu da uzunca bir süre her sabah sulayıp, küçük öpücüklerle uyandırıyordum.

    5-6 günlük şehir dışı turumdan sonra arkadaşımın her gün sulamasına rağmen kuruyan bebek limonlarımdan yalnızca birini yoğun ilgi sayesinde geri getirebildim.

    tekrar şehir dışına çıktığımda yine sulanmasına rağmen ilgi görmediği için tamamen kuruyan limonumla son bir kaç gündür umutsuzca geri gelmesini isteyerek konuşuyorum ve kökünden başlayarak yavaşça canlanmaya başladı. küsmüş meğersem eşek!

    gerçekten konuşmak, dokunmak şarkı söylemek onların küçük ruhlarına işliyor ve bu bence çok büyülü bir şey.
  • ben konuşuyorum hatta öpüyorum çokça. sabahları günaydın, geceleri iyi geceler diyorum. yanlışlıkla çarptığımda özür diliyorum. garipsiyor tabii insanlar ama gerçekten onlarla konuştuğumda daha iyi hissediyorum. üstelik daha bi canlı açıyor çiçekler sanki bana karşılık veriyormuş gibi. canlarım benim, bitaneciklerim.
  • bitki sizle konuşmadıkça sorun yok.
hesabın var mı? giriş yap