• bugüne kadar kitlelere malolmamasına hem sevindiğim hem üzüldüğüm ahmet muhip dıranas şiiri.

    bir bıçak saplı durur göğsünde,
    hangi su tasına uzansan boş ;
    hangi pencereye koşarsan koş
    aynı siyah güneş gökyüzünde.

    aynı siyah güneş, aynı siyah,
    aynı susayış, aynı koşuş, aynı ...
    of ... hep aynı şey, aynı şey, aynı şey,
    aynı, aynı, aynı, aynı, aynı ...
  • calisan kisinin masaustunde wallpaper olarak durursa gunluk calisma zevkini kirmasi muhtemeldir.dusunceden dusunceye iten ,calisip hayati otomatige almis kisilere tavsiye edilemeyen ozel oldugu kadar guzel olan siir .
  • kış, günlerden pazar...
    puslu bir hava var, için dışın pus hani.

    hani için dışın yalnızlık,
    dört yanın ayrılık,

    hani hava soğuk olduğu kadar karanlık ve başucundaki en yakın el kararsızlık.

    işte öyle bir anın, öyle anların şiiri.
  • çocukluğumda çok yaşardım bunu. annem sıkı can iyi olur çabuk çıkmaz diyerek her karşılık verdiğinde daha çok sıkılır sonra ağlar sonra da uyurdum.
    öyle çok tekrarını yaşadım ki bu olayın aynı kısır döngü devam ediyor.

    önce sıkılıyorum, sonra ağlıyorum, en son sarılıp yastıklara uyuyakalıyorum...
  • fahriye abla filmi müziklerinde en sevdiğim parçalardan birine söz olmuş eser. ne yazık ki hiçbir yerde temiz kaydına ulaşmak mümkün değil. bestecisi rahmetli atilla özdemiroğluna vefatından bir iki sene önce ulaşıp sorduğumda "inanmayacaksınız ama bende de yok.. " demişti.

    filmde kullanılan kısmı için https://youtu.be/-kyeoqwhhui?t=385
  • hani o insanın içindeki boşluk var ya, hah işte tam olarak bu. son zamanlarda ne yersem yiyeyim ne içersem içeyim ağzımda hep kül tadı var...
    bundan bir yıl önce yaptığım ve deli gibi zevk aldığım şeyler artık hiçbir şekilde eskisi gibi zevk vermez, beni mutlu etmez oldu. ağzımda hep o kül tadı var, geçen senelere bakıyorum, şu anki durumumdan daha kötü daha zor ve yıpratıcı fakat gel gelelim gene de ağzımdaki kül tadından kurtulamadım, kazancım arttı, hobilerimi eskisinden daha fazla icra edebilir oldum ama gene o kül tadı, yanlızlık mı koyuyor artık diye düşünüyorum ama gel gelelim kim ile tanışırsan tanışayım gene ağzımda o kül tadı var, belki alkol dindirir diyorum içiyorum ama gel gör ki alkol bile külden imal edilmiş sanki, çok canım sıkılıyor sözlük çok. herşeyim varmış gibi hissediyorum ama içimde bir yerlerde hep bir şeylerin eksikliği var, ben kendime yetemiyorum gibi geliyor sözlük. işin komik tarafı da ifade edemiyorum, kelimelerim yetmiyor, o içimde olan boşluğun tam olarak kelimeler ile tarifi yok, hani böyle bir şey olur da içiniz sıkışır ya hah tam olarak hep öyle dolaşıyorum, ne bir şeyler yetiyor ne de tatmin ediyor, ağzımın içinde hep bir kül tadı geliyor. oturuyorum düşünüyorum bazen, diyorum ki en azından sağlığın yerinde, insanlar ne zorluklarla başa çıkıyor, bu kadar bencil olma diyorum ama gel gelelim kendimi ikna edemiyorum. içimde bir boşluk var ve gene ağzıma kül tadı geliyor. çok uzun zaman önce seyahatlerimin birinde bir ağaç görmüştüm, dışardan bakınca heybetli ve güçlü gözüküyordu, yaklaştıkça ağacın dışının sağlam ama dallarında hayatın olmadığı, içinin kuru olduğunu görmüştüm, kendimi o ağaç gibi hissediyorum sözlük, dışardan bakınca hâlâ canlı ve heybetli ama içi çürümüş içi ölmüş. kim bilir belki de kül tadı oradan geliyordur. saygılarımla.
hesabın var mı? giriş yap