• hakkında entry girilirken izlenilen filmin senesinin de yazılmasını savunduğum, aynı isimle iki adet versiyonu olan film.

    1974 yılındaki harikayken, 2006 yapımı olan 1974 yılı filmin yeniden çekimi olup çöptür.
  • 2006 yapımı kötü bir korku filmidir bu , esasında cast ın ana dörtlüsü $ahanedir ; mary elizabeth winstead , michelle trachtenberg , katie cassidy ,lacey chabert filan oynamı$tır ama çok kötü bi filmdir , eldeki malzeme berbat edilmi$tir. e hep gavur yapıyo dememek lazım , bu sefer batırmı$lardır , halbuki bu 4lü benim elimde olsa sadece bi kamerayla öyle $ahane bi film yaparım ki dünya kamuoyu $oke olur.
    edit: imla
  • bob clark'in yonettigi 1974 yapimi slasher filmlerinin onculerinden bir korku filmidir. 1978 yapimi halloween'in bu filmden fazlasiyla etkilenilerek yapildigi soylenir.

    basrollerde olivia hussey ve margot kidder vardir.

    --- spoiler ---

    sorority evine bela olan agzi bozuk bir telefon sapiginin, onunla dalga geçen evdeki kizlari ve alkolik tombis tatli ev sorumlusunu* tek tek ortadan kaldirisini anlatir film.

    1970'ler korku filmlerinden alisik oldugumuz gibi cinsel ozgurlugu doya doya yasayan kadinlar bas tehdittir katilimiz için. bunun yaninda, çati arasinda sık sık adini anip bir seyler soyledigi agnes kimdir? bilemeyiz.

    film boyunca surekli telefon çalmasi en az katilin "agnes, it's me, billy" demesi kadar sinir bozucudur. oyle ki, telefon basrollerden birinde demek yalan olmaz.

    sonunda katilin kim oldugunu ogrenemeyiz. dahasi erkek arkadasindan hamile olup kurtaj yaptirmak isteyen, olaylar gelistikçe katilin sevgilisi oldugundan suphelenip onu olduren olivia hussey'in basina neler gelecegini de ogrenemeyiz.

    --- spoiler ---

    bu film 1000 facts about horror movies kitabinda yazdigina gore, steve martin ve elvis presley'in en sevdikleri korku filmiymis.

    her halloween ve noel'de gunun anlam ve onemine uygun izlenebilecek enfes bir filmdir*.
  • 1974 yapımı olan orijinal versiyonu bu janrın klasiklerinden biri kabul edilir.

    --- spoiler ---

    katil kim amk?

    --- spoiler ---
  • https://enteresefilmadlari.blogspot.com/…stmas.html

    1974 tarihli kanada yapımı baş rollerinde john saxon (elm sokağında kabus) oliva hussey (romeo ve juliet) margot kidder (superman 1978) olan film.
  • (26 aralık 2009’da yazıldı)

    korkuseverim diyen herkesin mutlaka izlemesi gereken, klişe öncüsü, kült korku filmi.

    bob clark, kariyerine “children shouldn’t play with dead things” ve “dead of night” gibi ilginç zombi filmleriyle başlamış ama sonradan komedi-fantastik aile filmleriyle devam etmiş ilginç bir yönetmen. düzensiz bir filmografisi olsa da belli bir düzeyi tutturduğu aşikar. korkuseverlerin yüreğinde taht kurmasına sebep veren, belki de en iyi filmi “black christmas”, günümüzde bir klasik haline gelmiş bulunmakta. onun yolunu izleyen “halloween”e bile esin kaynağı olan konusu, yatılı kız yurtlarında (sorority) geçen slasherların veya telefonla rahatsız edilen güzel kızların bulunduğu filmlerin patlamasına da yol açmıştır diyebiliriz. daha da önemlisi “scream” serisi tamamen bu filmin yapısı üzerine kurulmuş. ipucu vermemek için benzerliklerini açıklayamıyorum.

    ??? derneği kız yurdunda noel öncesi bir parti verilmektedir. oğlanlar evden ayrılınca geride kalan kızlar yavaş yavaş toparlanırlar. annesiyle telefonda kavga eden evin kötü kızı barb (margot kidder)’ın tatil hayali sona erer. o ve birkaç kız dışında diğer arkadaşlarının hepsi gitmektedir; geride jess (olivia hussey), phyl (andrea martin) ve evin bakımından sorumlu bayan mac (marian waldman) kalacak gibi görünmektedir. kızlara musallat olmuş bir telefon sapığı vardır; moaner (inleyici) adını verdikleri bu sapık sesini değiştirerek bazen küçük bir çocuk, bazen de bir kadın sesi çıkarmaktadır. bir tür karakter bunalımı yaşayan sapık devamlı “bill” ve “agnes” adından bahsetmekte, bazen de bunların ebeveynlerinin ağzından konuşmaktadır. iş edepsizliğe ve tehdite varınca barb ahizeyi eline alır ve küfürle cevap verir. ertesi gün babasıyla buluşacak olan clare, ağzı bozuk ve alkolik barb ile kavga ederek odasına çıkar. ertesi gün onu hiç kimse görmez!

    sabah saatlerce kızı clare’i bekleyen bay harrison (james edmond) kampüse gelir ve kızının nerde olduğunu sorar. zavallı adam evin halini görünce (her yer cinselliği çağrıştıran objelerle doludur) görevli bayan mac’i sorumsuzlukla suçlar. gerçi yaşlı kadın adamı pek takmaz; evin her köşesine sakladığı küçük şişelerden yavaş yavaş demlenmekten başka derdi yoktur. muhtemelen aile meseleleri nedeniyle bu hale gelen barb’ı ayık kafayla görmek mümkün değildir, üstelik astım hastasıdır. jess ise müzik öğrencisi sevgilisi peter (keir dullea)’dan hamile kalmıştır. peter’ın istekli davranışlarına rağmen genç kız ne çocuğu doğurmak ne de evlenmek niyetindedir.

    filmin uzunca bir bölümü clare’i aramakla geçen bir polisiye gibi duruyor. özellikle sonlara doğru gerilim üst seviyeye çıksa da bu filmde bol kanlı sahnelere rastlamayacaksınız. çünkü hiçbir ölüm sahnesi gösterilmiyor.

    filmin başında katilin bakış açısı (pov) ile ev içinin dikizlendiği sahneden başlamak üzere atmosferde bir giallo havası seziliyor. eğer ölüm sahneleri kanlı olsaydı argento’nun bir filmiyle karşı karşıya olduğumuzu zannedebilirdik. fakat filmin sağlam olay örgüsü ve kişiliklerin işleniş tarzı, slasher dediğimiz kanlı bıçaklı filmlere pek uymuyor. o yüzden gerilim olarak değerlendirmek daha doğru geldi bana. halbuki bu konudan yola çıkarak (kız yurdu, telefonla musallat olan sapık…), genç kızların teker teker doğrandığı bir sürü slasher çekilebilir (çekilmiş de; üstelik bazı çıplak kızlar duşta telefonla konuşurken bile öldürülüyor). yani ortam hazır ama film tamamen başka yönde ilerliyor. tarihi göz önüne alındığında (bu tür filmler klişeden yararlanmaz, klişe yaratır) kolaylıkla klişe bayatlığına düşmesi beklenirken tam tersine ezber bozuyor. sona kalması gereken masum kız en başta ölüyor. başroldeki karakter ise bu tür filmlerde hayatta kalma şansı olmayacak şekilde “evlilik dışı ilişki” yaşadığı gibi bir de hamile kalıyor. yetmedi kürtaj planlıyor! cinayet sahneleri gösterilmiyor, çıplaklık sıfır… o yüzden “black christmas”ı slasher gözüyle değil, sağlam senaryolu bir gerilim gibi izlemek gerekiyor. bu arada 2006 tarihli remake’inden uzak durmalı, aman!

    filmin atmosferi harika! evin dıştan görünümü hakiki bir gotiği yansıtıyor. sapığın eve sızmasını sağlayan tavanarasına değinmiyorum bile. bu görüntüleri destekleyen garip müzik de kulakların pasını temizleyecek kalitede. filmin klasikleşmesini sağlayan birçok unsur var. şimdiye kadar saydıklarım dışında oyuncular kalbur üstü bir performans sergilemişler.

    başroldeki olivia hussey, çocuk denecek yaşta franco zeffirelli’nin “romeo and juliet” adlı klasiğinde juliet’i canlandırarak başladığı kariyerine, masum güzelliği sayesinde rol aldığı değişik korku ve macera filmleriyle devam etse de asla ana akım starlık mertebesine erişememiş. ben ayrıca kendisini oxploitation filmi “turkey shoot” ile de tanırım ve o filmde ne aradığını merak eder dururum. halbuki problemli kız rolünde harikalar yaratan margot kidder, daha sonra superman (1978)’de lois lane’i canlandırarak star olmuştur. filmin diğer bir tanıdık yüzü ise b-movie starı, kült oyuncu john saxon. hepsi harika olsalar da film yan karakterlerin inandırıcılığı üzerinde daha çok mu durmuş ne…

    klasikleşme demişken ünlü sahnelere değinmeden olmaz. telefon unsuru, scream serisine dek ulaşmış bir buluş ki bir gece buna benzer sinir bozucu bir telefon görüşmesi yapsanız, değil evi şehri bile terkedersiniz. filmin başında clare’in naylon elbise kılıfıyla boğulması da ünlüdür. ben, kafaya geçirilen ve nefes aldıkça ağız içine bombeleşen naylon poşet veya benzeri şeylerle işlenen cinayetleri bu filmden sonra gördüm. bilmiyorum daha öncesinden böyle bir cinayet sahnesi var mıydı… peki kedi zannedip sesine doğru gittiğinizde, kedi taklidi yapan bir sapıkla karşılaşsanız ya da kapı aralığından size bakan faltaşı gibi açılmış tek bir göz görseniz altınıza sıçmaz mısınız? bu sahneler etkileyiciliklerini hala muhafaza ediyor.

    https://youtu.be/kq2cnqercf4

    künye:
    yönetmen: bob clark
    senaryo: roy moore
    yapım: 1974, kanada süre: 98 dakika
    oyuncular: olivia hussey, keir dullea, margot kidder, marian waldman, john saxon, andrea martin, james edmond
  • izleyiciyi çok iyi yakaladığını hissettiğim, 1974 yapımı korku filmi.

    74 yılında çekilmiş bir film olarak çok az gereksiz sahne dışında gerçekten seyir zevki yüksek bir film.

    --- spoiler ---

    telefon sapığının kim olduğunu ve iç dünyasında böyle bir karakter barındırmasının sebeplerini öğrenebilseydik keşke.

    film boyunca izleyiciye, sapığın-katilin peter karakteri olduğu intibası veriliyor. filmin sonunda ise peter, sevgilisi jess tarafından öldürülmesine rağmen, tavanarasında hâla birinin olması ve çalan telefon gösteriyor ki sapık başka birisi, burayı anlayamadım. hatta, acaba kişilik bozukluğu yaşayan kişi jess miydi diye düşünmeye başlamıştım fakat kafamda oturtamadım yine de.

    --- spoiler ---
  • 1974 yapımı bir teen-slasher film.

    bana göre iki tip teen-slasher vardır. birincisi the texas chain saw massacre ve izinden gidenler, ikincisi black christmas ve izinden gidenler. birinci tip; çölde, dağda, bayırda, ormanda geçer. ikinci tip ise şehirde, evde, öğrenci yurdunda ve kampüste geçer. black christmas ikinci tip olup, halloween alt yapısının %50'sini atmıştır.

    bu türü sevenler bile black christmas'ı adeta dışlamış ve yok saymıştır. değeri anlaşılamamıştır. bu olumsuz tutumla birlikte adını duyuramayıp beklenen ilgiyi görememiştir. belkide bunun en büyük nedeni popülerleşen halloween ve friday the 13th serileridir. ancak bana göre black christmas türün atası olduğu için değil, gerçekten birçok açıdan güzel bir eser olduğu için en iyi teen-slasher listesi yapsam 3. sıraya koyarım kendisini. ve bu listede halloween 4. sırada kalır bana göre.
  • 1974 yapımı, korku sineması için mühim bir filmdir, teen slasher denen alt tür içinse adeta kilometre taşıdır.

    teksas katliamı ile başlayan ve taşraya giden gençlerin ölümüyle sonuçlanan teen slasherda korkuyu bizzat evin içine sokmuştur.
    gençler için tehlike yabancıdan değil, yanı başındaki kişilerden gelmektedir, katil içeride olduktan sonra kilidin bir önemi yoktur.
    halloween gibi filmlere önayak olmuştur.
    scream, when a stranger calls gibi filmleri doğrudan etkilemiştir.
    artık seri film olmamasından mıdır bilinmez, korku sinemasını bu denli etkileyip de bu kadar kıyıda köşede kalması da filme yapılan haksızlıktır.
    belki de sinema tarihinin en underrated filmlerindendir.
    kanla vahşetle değil yavaş yavaş izleyeni istim üstünde tutarak gerer.

    --- spoiler ---

    aynı zamanda katil kim sorusunu sordurtur. bu açıdan ilk filmdir. dikkatle izlendiğinde katilin iki kişi olduğu fark edilebilir. biri jess'in sevgilisi peter, diğeri ise ilk ölen kızın sevgilisi chris'dir

    --- spoiler ---

    yeni yıla girerken izlenebilecek en iyi filmlerdendir, hele ki tercihini korku filminden yana kullanmak isteyenler için en iyi tercihtir.
  • kanada yapımı olduğu için slasher ve teen slasher filmler tarihinde hak ettiği yeri pek bulamadığını düşünüyorum.
hesabın var mı? giriş yap