• biz kafa olarak bu ülkeden kaçmaya çalıştıkça ülke üzerimize geliyor a.q.
  • öyle aman aman bir dizi değil bence. başladığım dizileri bitirme takıntım olduğu için izliyorum. uss callister bölümü güzeldi ama hakkını yemeyeyim.
  • 4.sezonu aslında çok kalburüstü ve bence harika 4 bölüme sahip. buna rağmen tüm sezonlar içinde en kötü 5 bölümden 2'sinin bu sezonda olması insanların midesini ekşiten şey oldu bana kalırsa.

    bir de şu iamwaldo faciasından sonra insanların biraz hevesi kaçtı, üstelik 1-2 kötü bölüm gelince de insanlar daha büyük aşkla gömdüler.

    edit : eğer bu esra erol'lu black mirror reklamı resmi ise allah netflix türkiye'yi kahretsin demek istiyorum. elindeki en kıymetli mallardan birini ancak bu kadar kötü lansman yapabilirlerdi. la bu black mirror izleyen insanları esra erol seyrediyor mu sanıyorsunuz yavrum siz?
  • benim durumumda olanlar için yazıyorum. ilk duyduğumda kulağa müthiş geliyordu. bilim-kurgu, gerilim, distopya... daha ne olsun? ilk bölümü izledim ve şukela modunda yukarıdan aşağı doğru okuyunca anlattıkları ince detayları da bilmediğimden sığır gibi gayet kötü buldum. zaten tarkovski'yi de sevmem, bergman'ı da sevmem. en sevdiğim üç film esaretin bedeli, baba ve geleceğe dönüş'tür. ya da olağan şüpheliler. böyle de bir düz adamım.

    neyse, öyle kötü buldum ki bir daha uzun süre izleyemedim. bu arada tv8'de rising star başladı. millet birbirine "gördün mü, işte black mirror'ın anlattığı dünyayı yaşıyoruz hmmm mmmm" demeye başladı. içimden dedim, tamam işte süper konu.

    "atlayarak izle" dediler, "her bölümün konusu bağımsız" dediler. bunları biliyordum ama öyle sevmiyorum ben, sırayla izlerim.

    nihayet bundan üç ay önce ikinci bölümü izlemeye ikna edebildim kendimi. ilk bölümden de kötüydü. başı ayrı, sonu ayrı kötüydü. konu iyi olabilecekken amatör oyuncularla çekilmiş gibi (belki öyleydi gerçekten) kötü bir şey çıkmıştı ortaya. eeeh eytere bea diyerek bıraktım.

    sonra dördüncü sezon gelince o kadar konuşuldu, o kadar kişiden duydum ki, bir şans daha verdim. ve bugün üçüncü bölümü izledim.* güzeldi be, oh be! nihayet güzeldi!

    sanırım sonrakiler de güzeldir, artık bunun olabileceğine inanıyorum en azından. bakalım bakalım.
  • daha önce de söylendi, ben de ekleyeyim:
    bu dijital bilinçlere aşırı mana yüklenmesi olayı iyice baymaya başladı. hem tekrara düşüyorlar, hem de konu gereksiz dramatikleştiriliyor. sayamadım bu 5. 6. falan işleyişleri herhalde. istediğin kadar teknolojiyi ilerlet, bilinci aktaracak seviyeye gel, sonuçta yaptığın şey yapay zeka üretmekten ibaret. ne insanı yedeklemiş oluyorsun ne köleleştirmiş, sadece kodlar. başlarda yapay zekanın sosyal etkilerini kaliteli bir şekilde eleştirirken şimdi iyiden iyiye "ama kodlara işkence yapmayalımmm :((" seviyesine düştü, çok çocukça romantizmler.

    edit:
    --- spoiler ---

    4x6'dan sonra 4x1'i izledim, yine aynı konu. bu sefer bi de işi iyice abartmışlar. tabii ki ana mesaj bu değil ama "kodların da canı var" mottosu gerçek hayattaki insanın hayatına mal oluyor. bunu normalleştirmeleri hoş olmamış. üstelik black mirror ayarında bi eleştiri de olmamış, ne çarpıcı ne de düşündürücüydü. kimseye zararı olmayan kendi halinde bir oyun yapmış adam. hangi insan başkaları için hayal dünyasında rahatsız edici şeyler kurgulamıyor ki?

    --- spoiler ---
  • anyone who knows what love is şarkısına takık dizi.

    günümüz teknolojisinden çok daha üst düzeyde bir teknolojiyi konu alıp bundan mükemmel kurgular çıkaran farklı bir dizi olmuş. aşırı beğendim. farklı bir düşünce, farklı bir işleyişi var. her bölüm farklı oyuncularla, farklı konulara değiniyor. bu da onu daha güzel kılıyor.

    “neden?” diye sorgulatıyor adama. “neden yaptı, neden etti?”
    seviyor akılda soru işareti bırakmayı. *

    top 5 listem:
    1- 2x2
    2- 3x6
    3- 1x3
    4- 2x4
    5- 4x4

    aşağıya da her bölümle ilgili görüşlerimi bırakıyorum.

    --- spoiler ---

    1x1
    kurgusuyla falan gayet güzel bir bölümdü bence. başlayacağımı söylediğim bazı arkadaşlarım “ilk bölümü izleme.” demişlerdi, kötüymüş çünkü onlara göre ama bence gayet kaliteliydi. evet, domuzun olayı orada iğrenç olabilir biraz; başbakana üzülerek geçirdim tüm bölümü ama beni rahatsız eden kısım, bahsettiğim gibi tam olarak “neden?” sorusuna bir cevap bulamamak.
    neden yani? tamircinin derdi neydi de başbakana bunu yaptırdı, neden kaçırdı prensesi? başbakan dediğini yapsın ya da yapmasın, sonunun böyle olacağını biliyordu; ifşa olmamak için ölmesi gerektiğini de biliyordu, neticede eninde sonunda ifşa olacaktı. o zaman bu bir intihar değil mi düpedüz? yani zaten ölecekti, “ölmeden önce bir çılgınlık yapayım.” diye düşündü de mi oldu tüm bunlar?

    1x2
    zenci çocuğun adını hatırlamıyorum şu an ama eh be çocuk! kardeşinden kalmış o kadar puan, anlıyorum vizyonsuzsun ama hepsi verilir mi bir kıza? hayır yani niye yapıyorsun bunu, kendisinden ve sesinden hoşlandın diye mi? al, değdi mi? sen şarkıcı olsun diye verdin, kız gitti pornocu oldu. mutlu musun?
    millet sahneye çıkmak için haftalarca beklerken bu kızla oğlanı hemen sahneye davet ettiler, neden? ne özellikleri var? bak, şeyi anlarım, kız güzel, kendi porno sektörlerine almak istedikleri bir kız ve güzelliğini gördüklerinden onu öne çekmiş olabilirler. ama zenciye ne oluyor? sahnenin ortasına çıkıp isyan edeceğini bilmiyordu kimse ya da konuşma yeteneğinin olduğunu? ayrıcalıklarının sebebi nedir?
    kendinde bir yetenek bulamayan çocuk, hoşlandığı kızın vaziyetinden sonra neden dans edebildiğini keşfetti mesela? ya da dans edebilme yeteneğini biliyordu da acaba kızdaki cesareti görünce gaza mı geldi?
    esasında tüm derdi oraya çıkıp isyan edebilmekti ve tüm o dans öğrenme çabaları, pedal çevirmeler bu yüzden miydi? madem öyleydi, onların teklifini neden kabul etti? içinde o zaman isyanla beraber bir miktar keşfedilme ve pedal çevirmeden kurtulma tutkusu vardı belki de.
    ne sıkıcı hayat be! keşfedilmezsen pedal çevir dur. youtube’da, orada burada çıkan reklamlara tahammülümüz kalmadı bizim; bunlar bu reklamları yok etmek için pedal çevirmelerinden harcıyorlar.
    yalnız o horozlu alarma bayıldım ya. gerçekten keşke reelde de olsa.

    1x3
    yukarıda da belli olduğu gibi, her şeyi bu kadar düşünen biri olarak, grain sahibi olsam muhtemelen kafayı sıyırmıştım. anılarla yaşa yaşa dur, "ay şuna ne demişim, ay buna ne demişim" diye diye hayatı yaşayamazdım. bölümü, gerçekte grain diye bir şey olmadığının farkındalığının verdiği mutlulukla izledim resmen.
    yalnız fi ablacığım, sendeki de iyi cesaret. hem grain diye bir teknoloji var hem de kocan paranoya derecesinde bir gözlemci; nasıl oldu da aldatmayı göze aldın adamı, helal olsun.
    liam'a da üzüldüm be, ah minnoş...
    bu arada, bu en baştaki iş görüşmesi sahnesi bir sonuca varılmadı gibi ama aslında varıldı sanırım. yani bu, bizim mülakatlardaki popüler cümle olan "biz sizi ararız." hesabı, "seni görmeyi umut ediyoruz." diyerek bir nevi olumsuz cevabı belirtti diye düşünüyorum.

    2x1
    martha, anlıyorum acın büyük, ne tuhaf tuhaf işlere kalkıştın öyle! gerek var mıydı? hadi yaptın bir çılgınlık, atıverseydin ya o robotumsu saçma yaratığı aşağıya. kadın bu yaratığı resmen büyütmüş, çocuğuna da sevdirmiş. kendi psikolojisi bozulmamış gibi çocuğun da beynini mıncıklamış.
    bu arada ash neden öldü ya, niye soru işareti bıraktırıyor aklımda bu dizi benim?

    2x2
    erken konuşuyor olabilirim ama dizinin en muhteşem bölümü değil miydi bu? şu ana kadar izlediğim diziler arasında da en muhteşem bölümlerden bir tanesiydi bence. niye bilmiyorum ama oldukça etkilendim.
    ülkemizdeki tüm çocuk katillerine de yapılsa ya böyle şeyler keşke! gör bakalım, yapıyor mu bir daha.

    2x3
    anlamlı bölümlerdendi.
    vote for waldo!
    seviliyorsun waldo reyiz.
    jamie sen de büyük bir salaksın bu arada, bunu söylemesem olmaz.

    2x4
    ya bu geliştirdikleri sistem harika değil mi? insan kafayı yer yemin ediyorum. 2x2’ye rakip çıkacak güzel bölümdü, ikisini de “ahhh bizde de uygulansa şunlar suçlulara!” diyerek izledim. seviyorum böyle bölümleri sanırım.
    beth ablacığım, başkasından çocuk peydahlamanın sonuçlarını gördün mü? hoş, allah senin belanı verdi zaten de olsun yani. vaziyet bu.

    3x1
    ya bu insanların birbirini oylaması çok rahatsız edici bir olay değil mi sizce de? samimiyetsizlikten ölecekti herkes, puanı düşük olanlar sadece kendisi gibi davranıyorlardı ki sanıyorum zaten o yüzden puanları düşüktü. aslında günümüzdeki bakış açısını biraz göstermeye çalışmışlar gibime geliyor. artık insanlar oraya buraya fotoğraf atarken “kaç beğeni gelecek?” düşüncesiyle atıyorlar. yani fotoğrafı kendisi beğenmese bile insanların beğeneceğini düşünerek, fazla beğeni getireceğini umarak atıyor instagram’a falan. şu dizideki sistemi günümüze uygulasalar adapte olacak insan sayısı ciddi miktarda fazla olacaktı, sanırım o koşullarda elenirdim.
    sarışın abla, başroldeki işte, adını unuttum şimdi de, resmen azimle sıçtın ve duvarı deldin. ama biraz fazla deldin sanırım. * işler pek istenildiği gibi gitmedi. canın sağ olsun, popülarite uğruna kendini yedin bitirdin. aklın başına gelir umarım.
    blue mountain state’deki thad’i görünce çok mutlu oldum ama. özlenmişsin kral.

    3x2
    çoluğun çocuğun deneyine üç kuruş para için denek oldun, o da seni öldürdü be cooper’ım. üzüldük... inception gibiydi olay döngüsü. cooper “kim olduğumu bilmiyorum.” diye ağlarken “bok yolunda harcadınız çocuğu.” dedim, sonra o çekik gözlünün odasında gözlerini açtığında bayağı sevinmiştim; derken beterin beteri olmuş, öldü gitti adamcağız. vah vah.
    güzel bölümdü ama. bu bilinçaltına girip korkuyla yüzleştirme muhabbeti bayağı iyiydi aslında.

    3x3
    paranoyak ettin bizi be.
    internetteki tüm hesaplarımı kapatasım, teknolojik aletleri camdan fırlatasım geldi.

    3x4
    sanal dünyanın boku bu kadar çıkarılabilirdi.
    zenci ablamız da güpgüzel kız, ne buldu o sümüklü kızda hiç anlamadım.

    3x5
    ciddi ciddi her bir pislik varsa bu insanların içinde, onları böcek olarak nitelendirmek bayağı mantıklı.
    zira ben o zombimsi vampirimsi yaratıkları görene kadar gerçek anlamda bildiğimiz o çok sayıda ayakları olan, küçük, sert kabuklu yaratıkların peşinde olduklarını zannediyordum.
    maske olayını beğendim. o maske olmasa öldüremezler böcekleri kolayca. güzel bir teknoloji.

    3x6
    en beğendiğim ikinci bölüm olabilir. ama hep yakındığım şey yine oldu işte. neden? neden bu adam tüm bunları yaptı? can sıkıntısından mı, amaç nedir yani?
    “adı” dedikleri şey mükemmel ötesi bir tasarımdı ve garrett denilen elemanın bu derece manyak olmasını sevdim.
    ve blue... favorimsin güzelim.

    4x1
    bu geliştirilen oyun sistemi müthişti, robert gerçekten harika bir dehasın ama insanları kopyalayıp zorla bunu yaptırmak, ne bileyim, sanırım sadece o kısmı sevemedim.
    nanette, harikasın harika. #teamnanette

    4x2
    sara mı haklı, annesi mi? ben karar veremedim.
    tek bildiğim, sara büyük bir psikopat. bırak anneyi, düşmana öyle vurmazsın. evlerden ırak...
    annesinin de hayatına böyle müdahale etmesi çok çok çok kötü de böyle dövülmeyi hak ediyor muydu kadın be? bence hayır.

    4x3
    mia’nın elinden kurtulman imkansız, kadın küçücük kör bebeği bile öldürdü. keşke hamsterı öldürseydin ablacım be. neticede onlar da görebiliyor da işte senin sadece öldürerek delilleri yok etme mantığındaki kafan, bu kadarını düşünememiş. zamanında yediğin hurmalar, gelir totişini tırmalar hesabı oldu senin olay.

    4x4
    bölümü aşırı beğendim ama sıkıntı şu, ben hiçbir şey anlamadım ya. tüm bunlar neydi yani? oraya tırmanınca ne oldu? beynim yandı resmen. bu sistem dedikleri mevzu bir uygulamaydı ve bölüm sonuna kadar yaşananlar sims tarzında bir şey miydi? anca o şekilde yorumlayabildim çünkü.

    4x5
    o ne iğrenç bir yaratıktı öyle? ciddiyim bir peşini bırakmadı kadının. işte çok güzel bir mücadeleydi ablacım da bu varlığının bir anlamı olmayan rezil yaratık galip geldi.
    sahi hep mi kötüler kazanır?

    4x6
    çok güzel bir bölümdü ya, kızın intikamı harikaydı. rolo haynes, yaptıklarından sonra cidden böyle bir ölümü hak ediyordun aslan parçam.
    teknolojinin gelişmesi güzel ama böyle insanlar oldukça, insanların hayatında büyük değişiklikler yaparken sonuçlarını umursamayanlar oldukça gelişmesin ya teknoloji falan. gerek yok yani.
    --- spoiler ---

    edit: 5. sezon incelememi #91105620 no'lu entry'de görebilirsiniz.
  • bir bütün olarak ele alınmasından öte tek tek bölümler halinde değerlendirilmesi gereken şahane bir kooperatif.
  • iritasyonda zirveyle takip ettiren dizi.
  • --- s4e4 ---

    athelstan reyizin dini imanı dünyalık zevkler için bıraktığını gördüğümüz bi bölüm olmuş*

    --- spoiler ---
hesabın var mı? giriş yap