• basrollerinde leonardo di caprio, jennifer connelly ve djimon hounsou'nun yer aldigi edward zwick tarafindan yonetilen film..

    danny archer roluyle izledigimiz leonardo di caprio gercekten de sinemada artik cok fazla oyunculuk gerektirmeyen karakterleri oynamaktan sikilmis olacak ki gercek bir performans ortaya koymus. oynadigi filmlerde surekli kendisine yakin karakterleri canlandirdigi icin sinemaseverlerde surekli ayni etkiyi birakan di caprio blood diamond ile kariyerinde birkac basamak birden cikmis. daha filmin hemen basinda senaryo geregi degistirdigi aksani goze carpiyor. usta oyuncularin aciklamalarindan yola cikarak afrika yerlisi gibi ingilizce konusmanin ne kadar emek gerektiren bir is oldugunu goz onune alirsak sirf bu cabasiyla bile takdiri hak ediyor. film boyunca ceviklik gerektiren bircok sahnede dublor kullanmamis olmasi da ondaki gelisimi gozler onune seriyor. zaten bu performansini sonrasinda the departed ve body of lies'ta da izleme sansina sahip olduk.

    djimon hounsou ise solomon karakteriyle tam anlamiyla bizi buyuluyor. daha onceden gladiator ve amistad'taki cok basarili performanlariyla hafizalarda silinmesi zor bir yer edinen hounsou afrika'daki ic savas ortaminda ailesini korumaya calisan bir babayi o kadar guzel canlandirmis ki etkisinden cikmak imkansiz. catisma sahnelerindeki basarili hareketleri, ogluyla karsi karsiya geldigindeki mimikleri ve yuz ifadeleri, multeci kampinda ailesini gordugundeki davranislari dort dortluktu. benim cok sevdigim bir oyuncu oldugu icin yardimci erkek oyuncu heykelciginde onu iddiali goruyordum ama ciddi rakipleri vardi ve maalesef alamadi.

    film genel olarak gercekten cok gorkemli. toplamda 5 dalda oscar adayi olan filmin muzikleri takdiri hak ediyor. afrika'daki gun batimindan yeniden ic savas ortamina gecilen sahnelerdeki insanin icini bir yandan kipir kipir eden bir yandan da huzne sevkeden soundtrackler aldigi odulleri sonuna kadar hak ediyor. james newton howard imzali muzikler ilerde cok yerde kullanilacak gibi. filmin ana temasi olan kirli elmaslar o kadar guzel islenmis ki ozellikle amerikan halkinin bundan sonraki hayatinda yer edinecege benzer. yine oscar adayi kurgusunda ve senaryosundaki basari da belki de daha once neredeyse hic islenmemis konusuna ve gercek hayattan alinmasina dayaniyor. ic savas temasi ve vermek istedigi mesaj bakimindan hotel ruanda ve lord of war filmlerini animsatsa da yardimci ogelerin bambaska olmasi filmi ozgun ve kalici kiliyor. gerek solomon'un ailesinin yasadigi dram, gerek paradan baska bir dusuncesi olmayan elmas tuccarinin yasadigi olaylarin etkisiyle nasil icindeki iyiyi ortaya cikardigi, gerek verilmek istenen "ask fedakarlik ister" anlayisiyla film izlenmeyi hak ediyor. unutmadan filmde onemli karakterlerden biri de mumya serisindeki imhotep. gorunce yuzunu hemen hatirliyorsunuz, filme renk katmis.ben filmden bayagi etkilendim ve artik tek tas yuzuklere baska gozle bakiyorum.

    "temiz elmas yoktur..."
  • "insanlar aldıkları elmasın bir insanın eline mal olduğunu bilselerdi asla satın almazlardı" repliğiyle akıllara kazınan film.
  • özellikle sevgililer gününe yaklaştığımız şu günlerde ısrarla pırlanta isteyen sevgililere günde dört öğün izletilmeli bu film. ne yiğitler yıkılıyor 20 gramlık taş için breh breh...
  • spoiler olabilir

    "sana bir şey söyleyeyim mi? sen de kanlı elmas satıyorsun. çıkardığım taşları kim satın alıyor sanıyorsun? masal gibi bir düğün ve o politikası düzgün dergilerinizdeki reklamlarda gördükleri tek taşı isteyen hayalperest amerikalı kızlar. o yüzden sakın buraya gelip beni yargılamaya kalkma, tamam mı?"

    sözleriyle en sağlam medya eleştirilerinden birini yapmayı ihmal etmemiş film. aslında içinde bulunulan batağın müşterek bir ortaklık ve şahitlik ile meydana geldiğini, ülkeler arası sosyal eşitsizliğe neden olanın, bu bitmek bilmez tüketim ve onun gerekliliği medya ve reklamcılık üzerinden gerçeklendiğini gerek sondaki mesajıyla, gerekse maddy'nin ilerleyen sahnelerdeki "bu haber, okuyan insanı ağlatmaya yetebilir, hatta bir çek yazmalarına bile, ama bunlar hiçbir şeyi durdurmaya yetmeyecek" sözleriyle anlatmış. bu bakımdan da sanırım one hundredth of a second ile düşünmek istediklerime bir boyut daha kazandıran bir hikayesi olduğunu da söyleyebilirim.
  • derler ki; bu filmi izleyen bir kadin, evlenince pirlanta tek tas istemezmis. tabi kisa bir sureligine...
  • önkabulümüzü önden yapalım: holivud'da yapımcıdan yönetmene, senaristten oyuncuya, setçiden sete pizza getiren çocuğa kadar herkes yavşak, herkes amerikan emperyalizminin yılmaz savunucusu ve köpeği, herkes gerçekkötü. bu yapım da bu pure evil'ların işi olduğuna göre, amaç dikkat çekmek değil, klişeler denizinde yüzüp, bir çanlar kimin için çalıyor sekansıyla filmi bitirip cukkayı indirmek, vicdan masturbasyonuyla kitleleri boşaltmak, rahatlatmak.

    biçimle içeriğin amına koymuş olabilir, asıl yapmak istediği her şeyi gözler önüne serip olağanlaştırmak olabilir, hatta adam eski sevgilisine aldığı tek taşların acısını bu filmle çıkartmış bile olabilir de, insanların kollarını kesiyorlar, çocuklara cinayet işlettiriyorlar, insanı bir taş parçasının peşinde maymun ediyorlar ve biz de oturup bunu izliyoruz.

    sorun yalnızca bir holivud sorunu değilmiş gibi. tüm suçu holivud'un üzerine atmak, tam da filmin son sahnesindeki gibi bir vicdan masturbasyonu yapmaya, daha da kötüsü, işin bize düşen kötülük payından bir redediş ile kurtulmaya benzemiyor mu? lars von trier nihayete erdirmediği üçlemesinin ismini tek kötü amerika olduğu için mi koydu yani? sana diyorum, aloo!

    - abim içim geçmiş bi an, leonardo'nun aksanı diyordun en son?
  • leonardo dicaprio'nun muhteşem bir aksan yeteneği olduğunu kanıtlayan film. kariyeri açısından doğru yerde doğru zamanda doğru filmde yer aldığı çalışmadır kanlı elmas. kesinlikle izlenilesi.

    -ha? ha?...ya! ya!

    --- spoiler ---

    bir de bu filmde leo'nun cidden çok iyi ölü taklidi yaptığı kanıtlandı. (bkz: titanic, the departed, blood diamond)

    --- spoiler ---

    ekleme: bir de ana haber bültenlerine kurban olan bir film müziği vardır. bilseydim ki kanlı elmasın theme'iydi o dinldiğimiz atraksiyon müziği çok önceden küfredip üzülmeye başlardım film müziği için. (bkz: village attack)
  • film değildir. aldığım nefes kadar gerçektir.

    http://vimeo.com/6550140
    http://vimeo.com/6562394
  • di caprio'nun döktürdüğü, izlenmesi gereken film. elmasın sadece cam kesmediğini, insan kestiğini de anlatır.
hesabın var mı? giriş yap