• aksine, milletin değer bildiği abuk subuk şeylerden yüz çevirdiği için hedefine ulaşmıştır.

    dünya sıralamasında ilk 200’de

    ayrıca boğaziçi, 28 şubat döneminde saçma başörtüsü yasağına uymayan tek üniversitedir. bizzat solcu öğrencilerin desteğiyle başörtülülerin derslerine girebildiği tek üniversitedir. demokratlığı birilerininki gibi sözde değildir yani.

    sizin kafanızdaki ideal üniversite modelini her ilde açtığınız beton çöplüklerinde fazlasıyla görüyoruz.

    örneğin, milletin değerlerine yaslanarak doçent ilanı veren bir üniversite.

    ne güzel yaslanmış milletin değerine. maşallah. karamanoğlu mehmet bey üniversitesi bence bu süratle 50 yıla araba kaportası üretir sayın cumhurreisim.
  • doğru olabilir. belki de o nedenle bilim üretebilmekte ve dalkavukluk yapmamaktadır.
  • akp'nin "no context" sevdasının ürünü mükemmel bir tespit.

    "boğaziçi, ülkemizin en prestijli yüksek öğretim kurumlarından biridir. bu milletin değerlerine yaslanamadığı için hedeflerine tam manasıyla ulaşamamıştır. üniversitemizin temeli yabancı bir eğitim kurumuna dayanıyor olması bu zemine oturtulmasına asla mani değildir. çok seslilik ile kendi ülkesine yabancılık arasındaki çizgiyi doğru bilmeden de bunu yaşatamayız. asıl mesele fiziken nerede olduğunuzdan ziyade zihin olarak nerede durduğunuz meselesidir. merhum istiklal şahidimiz mehmet akif'in 'asım'ın nesli' vaadiyle, tevfik fikret'in oğlu haluk'un nesli arasındaki farkı asla unutmamalıyız."

    - ilk tümce önemsiz bir ifade.
    - ikinci tümcede ne milletin değerlerinin ne olduğundan ne de milletin değerlerine "yaslanmamak" nedeniyle hangi hedeflere ulaşılamadığına dair hiçbir bilgi verilmiyor. içi boş bir saptama. devam eden tümcelere bakıyoruz bu nedenle.
    - hangi zemin olduğu yine belli değil, milletin değerlerinin ne olduğundan ve bahsi geçen üniversitenin hangi değerleri görmezden geldiğini belirtmediği sürece de bu "zemin" ifadesi fazlasıyla boş kalacaktır.
    - dördüncü tümceye geldiğimizde bir önceki tümceyi desteklemeye çalışır gibi görünürken aslında bir önceki tümcedeki içi doldurulmamış saptamayı devam ettiriyor. tamam, çok seslilik ile kendi ülkesine yabancılık arasında bir çizgi çekiyorsun ama nasıl çok sesli olduklarından veya neden yabancılık tasladıklarından bahsetmiyorsun ki yabancılaşmadan dem vururken bunu yapmak abes kaçıyor.
    - zihin olarak nerede olduğunun konu ile bir ilgisi yok. yine içi boş bir söylem.
    - son tümcenin konuyla hele hele kopukluğu ayrı bir garip. yahu, bu örneklerin konuyla ilgisi ne? ne gibi bir içerik katıyorlar? yok, bomboş.

    "...konuşulması güzel de acaba uygulamaya gelindiği zaman, diyelim ki boğaziçi üniversitesi, buradaki hocalarımız, bu işe nereye kadar acaba şöyle pergellerini açıyorlar? burası çok önemli. çünkü belli bir fikrin savunucusu olanlara kapıyı aç, belli bir fikrin savunucusu değilse ona kapıyı kapa. bu mu özgürlük? çünkü eğitim öğretim kurumlarının bu noktada bir defa kefeni yırtması lazım."

    - hah, bu üç tümce içerisinde önceki söylemlerine biraz içerik sağlar gibi oluyor. ancak yine hiçbir içerik doldurmuyor. hocaların belirli bir fikre kapı açtığını iddia ediyor ama hangi fikir olduğundan bahsetmiyor. milletin değerleri ile bu fikirlerin çatıştığı noktaların neler olduğundan hala bihaberiz. hangi fikirlere kapı kapandığı için milletin değerlerine yaslanamayıp hangi hedeflere ulaşamadıkları hala meçhul.

    buradan şunu anlamanız gerekiyor. öyle sağda solda "erdoğan aslan parçası, ne güzel konuşuyor" diye sallayanlar ya da herhangi bir akp'li için "iyi konuştu" diye bol keseden atanlar var ya, onlar işte ya duydukları tümcelerin içeriğiyle hiçbir vakit ilgilenmemiş bireyler ya da söylenilen her sözcük ve her tümceden bilhassa adamına göre anlam çıkarmayı alışkanlık, hatta saplantı haline getirmiş bireyler. son ihtimali sağlayan birçok insanın da komplo teorisyenliği, maaşlı troll'lük ve provokatörlük yapma ihtimallerinin yüksek olduğunu iddia etmem mümkündür, hem artalan bilgime dayanarak hem de bu olguların birbirlerini desteklediklerini göz önünde bulundurarak.

    iyi sözdizim demek manalı tümceler kurmak demek değildir. bunu, bu insanların ve oluşturdukları poetik kültürün yüzüne her zaman vurmak zorundasınız.
  • "belli bir fikrin savunucusu olanlara kapıyı aç. belli bir fikrin savunucu değilse kapıyı kapat. bu mu özgürlük?" diye bir cümleyle devam eden açıklama.

    sanki boğaziçi üniversitesi, öğrencilerini ösym'nin yaptığı sınavla almıyor. bir de bu sınavları kaldırıp torpilin önünü açan da akp değil sanki.

    eğer akademisyenleri kastettiyse; daha vahim bir ironi söz konusu.
  • o zaman millet üniversitelere yaslansın? sonuçta üniversitelisi de dahil herkes bu milletin insanı.
  • "memlekette bir yaslama, yaslanma sevdasıdır aldı başını gitti" diye düşünen gözlerle okuduğum açıklamadır.
  • (bkz: milletin değerleri)

    öncelikle bunu bir açıklamak gerekiyor, nedir bu milletin değerleri,
    kime göre, neye göre oluşuyor?

    görülebileceği üzere her hangi bir konuda uzlaşma sağlayamayan bir toplumda ucu çok açık bir konu.

    değer dediğimiz şey eğer, sosyolojik tanımlamalarsa ortak bir kanıya varmak mümkün değil

    genel olarak bir " din kardeşliği" söylense de bu da tam olarak bir bütünlük vermiyor, toplumun kesimleri farklı değer yargıları taşıyor,

    dolayısıyla milletin değerleri derken kast edilen kültürel anlamda değil, milli projeler olmalı yoksa kültürel değerler subjektif bir yaklaşım olacak, milli projeler ise üniversitelerin değil hükümetlerin on ayak olması gereken bir konu

    nereden bakılırsa içeriği boş açıklamalar olduğu görülecektir , içeriği boş derken " söylenmek " için söylenmiş bir açıklama
    yoksa üniversitelerin milli değerler gibi bir kavram üzerinden hareket etmesi olağan bir durum değil, olasılığı da yok, milli projeler için ise imkan sağlanmalı bu da politik bir konu.

    üniversiteler, milli teknolojik ürünler yaratabilir gerekli destek verilirse ama üniversiteler, milliyetçi mühendis, muhafazakar sosyolog yaratamaz, istese dahi olmaz.
  • üniversiteler, yüksek düzeyde eğitim, öğretim, bilimsel araştırmalar ve yayın yapan fakülte, enstitü, yüksekokul ve benzeri birim ve bölümlerden oluşan, evrensel ölçekte bağımsız yapılar olduğu için olabilir mi acaba?
hesabın var mı? giriş yap