• bogomilizm, ortaçağ avrupası'nda ortaya çıkmış bir dini akımdır. akımın kurucusu bogomil (tanrı’nın sevdiği) adında bir köy papazıydı. bu akımın mensupları kendilerini hıristiyan diye nitelemelerine rağmen birçok konuda yaygın hıristiyan anlayışından farklı inanca sahiptiler. örneğin, teslise inanmıyor, isa'nın tanrı'nın oğlu değil, peygamber olduğunu düşünüyor, papalık otoritesini tanımıyor ve haç gibi dini sembolleri kabul etmiyorlardı. bogomiller bu özelliklerinden dolayı ortaçağ boyunca papalığın büyük tepkisiyle karşılaştılar. engizisyon mahkemelerinde idama mahkûm edildiler. birçoğu işkenceye uğradı ve sürgün edildi. bogomiller bahsedilen bu özelliklerinden dolayı, türklerin bosna hersek'i fethetmesiyle karşılaştıkları islamiyet'i kendilerine yakın hissetmişler ve kitleler halinde müslüman olmuşlardır.
  • anadolu alevîliğinin de beslendiği en önemli damarlardan biridir. ancak ne yazık ki, bogomillere dair tarihsel kaynaklar tahrip ya da tahrif edildiğinden, haklarında çok az veri bulunmaktadır. zîra, bogomiller tâbiri câizse "ötekinin de ötekisi"dirler. şöyle ki; bir kere mensup oldukları ırk anlamında zaten "öteki"dirler, çünkü dünyada ilk olarak (siyahîlerden de önce) köleleştirilen ırka; "slav" ırkına mensupturlar. batı dillerinde slavlar köleleştirilmeden önce, köle kelimesinin karşılığı olarak; "server" kelimesi kullanılmasına karşın, slavların köleleştirilmesinin ardından slav ırkına yapılan atfa binâen "slave" kelimesi kullanılmaya başlanmıştır. yine konuya ilişkin bir başka örnek vermek gerekirse; 2. dünya savaşı'nın da filmler, belgeseller, kitaplar vs. yoluyla anlatılırken, sürekli "yahudi mağduriyeti" üzerinden anlatıldığını görmekteyiz (ki antisemitist değilim). oysa, orta büyüklükte bir ülke nüfusu kadar slav öldürülmüş ve hitler'in "ârî ırk teoremi" tamamıyla slavların aşağılanması ve köleleştirilmesi üzerine inşâ edilmiş olmasına rağmen, 2. dünya savaşı anlatılırken slavların yaşadıkları mağduriyetlerden neredeyse hiç bahsedilmemektedir. ki slavlar, faşizmin ilerleyişinin durdurulması ve yenilgiye uğratılması noktasında da şanlı bir direniş örneği gösterip paha biçilemez başarılar kazanmışlardır. bu bakımdan, insanlık slavlara borçludur da. 2. dünya savaşı tarihine bakıldığında, hitler'in yahudilerin sahip olduğu maddi zenginliği ele geçirmek dışında yahudilerle pek de problemi bulunmamaktadır aslında. ki oluşturulan ârî ırk teoremine göre; slavlar tanrı'nın köle olsunlar diye yarattığı aşağılık bir ırktır ve slav kadınları fahişelik yapmak için dünyaya gelmiştir. ancak bogomiller, kendi kavimleri tarafından da, slavların büyük çoğunluğunun ortodoks hıristiyanlığa mensup olmasından ve bogomilizmin heterodoksi bir akım niteliği taşımasından mütevellit yine ötekileştirilmişler, akıl almaz kıyımlara ve iftirâlara mâruz kalmışlar, yok sayılmışlardır. tarihi ne yazık ki, kaynaklar ve veriler anlamında egemenler yazmaktadır. dolayısıyla, bogomillerle ilgili kaynaklar da ya tahrip ya da tahrif edilmiştir. ülkemizde balkan göçmenlerine doğu'daki kürt nüfusun dengelenmesi adına, bir dönem -her ne kadar kalıcı olamasa da- zorunlu iskân politikası uygulanmıştır. o yüzden, türkiye'de bulunan balkan göçmenleri kendi geçmişlerine ilişkin âdeta bir sis perdesine mahkum edilmişlerdir. işte bu şekilde ötekileştirilenlere uygulanan kitlesel kıyımları meşrulaştırmak adına kullanılan yöntem de oldukça ilginçtir; "mazdakçıların, komünistlerin, alevîlerin, bogomillerin, katharların ötekileştirilmelerinde, onlarla ilgili nefret söylemi üretilirken cinsel hayatları çok merkezdedir. ‘mûteber sünnîlere karşı müptezel kişiler’ denklemi oluşuyor. cinsel hayatlarını konu ederek oluşturulan dil, bir grubu toplum gözünde mahlûkatlaştırmak için birebirdir. mahlûkat gibi görmez ve göstermezseniz, öldürmek veya toplu kıyım da zorlaşır. kitlesel nefret suçlarını işleyen kimselerin akıl sağlığının korunabilmesi bu yolla sağlanıyor." (ilgili değerlendirmenin tamamı için link*) ör: mumsöndü iftirâları, eşcinsellik yakıştırmaları vs.. ayrıca, mumsöndü iftirâsının târihi için bkz*
  • zerdüştsasanilerce sapkın ilan edildiği için anadolu’ya sığınan ve görünürde hıristiyan olmuş manicilik'in etkisiyle oluşan düalist kiliselerdir. anadolu’da olduğu kadar balkanlarda da gelişen bu popüler hıristiyanlık anlayışı halkı geniş ölçüde etkiledi.

    kilise, iyilik ve kötülük tanrısı veya prensibi şeklindeki bir inanca dayanmaktadır. inanışa göre iyilik tanrısı görünmeyen metafizik alemi; kötülük tanrısı ise, görünen maddi alemi yani gökyüzünü ve yeryüzünü, insanları yaratmıştır ki bu, tanrının cennetten kovulan ilk oğlu satanel(şeytan)’dir

    kiliseye göre tanrı evreni ateş, hava, su ve toprak diye bilinen dört unsurdan var etmiştir. sonra, tanrı'nın ilk oğlu satanel cennetten atılınca yeni bir gök ve yer yarattı. arkasından, bedenleri de yarattı ama onlara ruh veremediği için bunu tanrı’dan istedi. oğlunun yakarışını kabul eden tanrı da insan bedenine hayat ruhunu üfledi. insan, böylece iki karşıt gücün yaratmasıyla meydana geldi: bedenini kötü yaratıcı şeytandan, ruhunu ise iyiliğin yaratıcısı olan tanrıdan aldı.
  • heretik bir akım. bogomilizme göre insan ruhu tanrının, bedeni ise şeytanın eseridir. düalist bir inanış olan bogomilizm ortaçağda balkanlarda yayılmıştır.
  • pomakların da islâmiyetten önceki dinidir.
  • “et ve kan tanrı'nın krallığının vârisi olamaz.” (pavlus)

    batı'nın bu düalist 'sözde sapkınları' ateşte can vermişlerdir. engizisyon mahkemelerinde ölüme mahkûm edilmiş, büyük askerî harekâtlar sonrası uzun süren kanlı operasyonlarla çoğu öldürülmüş ya da tutuklanmıştır.

    --- spoiler ---

    "xı. ve xıı. yüzyıllarda bogomilizm balkanlarda ve anadolu’da çok yandaş bulmuş ve yaygınlaşmıştı. yaygınlaşmanın temel nedeninin mezhepte mal beraberliği kuralı oluşu ve belli bir ruhbanın olmayışı; kurtulmuş denilen önde gelenlerin de bütün dünya zevklerinden el çekmiş dervişler oluşu olduğu düşünülmektedir. gerçekte bu özellik, buraya kadar anlatılan o dönem kardeşlik mezheplerinin hepsinin ortak özelliğiydi. bogomiller ve buradan devam edecek olan katharlar, şeyh bedrettin, simavnavi hareketi, ismaililer hep aynı temel ilkeleri benimsemekteydiler. belli derecede kamu ortaklığı, zâhirî olan yaygın inançların ötesinde bâtınî olan anlamı kavramaya çalışma çabası, buna ulaşabilmek için güçlü bir kardeşlik birliği, ezoterik bilgi ve bu ezoterik bilgiye giden yolda inisyasyonla başlayan ve uzun süren aşamalı yükseliş temel biçimlenmeydi.

    bogomilizm, bizans’ın içinde 1100 yılında büyük karışıklıklara yol açtı ve hareketin o sıradaki önderi basil, kent ortasında yakılarak cezalandırıldı. inancın bundan sonraki etkisi özellikle bosna üzerinde oldu. xıı. ve xv. yüzyıllar arasında bu hareket bosna’nın ulusal kimliği hâline geldi. bulgaristan’da da bogomilizm türklerin gelişine kadar bizans’a kafa tutan önemli bir grup olarak kaldı. türklerin balkanlara gelişiyle bu hareket mensupları oldukça özgür kalmış olmakla birlikte pek çoğu da pomak ve boşnak adlarıyla müslümanlığı seçtiler. ancak bu müslümanlar günümüze kadar islâmiyet içinde daha özgün ve giderek aydınlanan bir grup oluşturmuşlardır. bu müslümanlaşmış bosnalılar ve bulgarların, yani boşnak ve pomakların arasında, islâmiyet’i bir bogomilizm yolundan geçtikten sonra kabul eden diğer bölge halkları, makedonlar, arnavutlar ve benzeri gruplarda, daha sonraları bektaşîlik ve sûfî tarikatlar da çok güçlü bir potansiyel bulmuşlardır."

    --- spoiler ---

    bogomiller ve ismâilîye mezhebi için bkz
  • öğretileri islam dinindekilerle benzerlik gösteren bir hristiyan mezhebi. 10. yy da bulgaristanda bir köy papazı tarafından kurulmuştur. uzun yıllar boyu engizisyonda yargılanana bu dinin mensupları, çareyi güvenli buldukları bosna, hersek ve dalmaçyaya kaçmada bulmuşlardır.
  • 10.yüzyıl'da bulgaristan'da ortaya çıkan heretik bir hristiyan inancı. adını bogomil adlı bir köy rahibinden alır. bogomilizm inancına göre manevi dünya'yı tanrı, maddi dünya'yı ise şeytan yaratmıştır. bu yüzden maddi dünya ile mümkün olduğu kadar ilgilenmemeye çalışmışlardır. bogomilizm'e göre kilise, haç, ikona gibi maddi eşyalar ve papa, patrik, rahip gibi dini hiyerarşik sınıflandırmalar doğru değildir. bunun yanında feodal sisteme ve krallara da karşı olan bogomilistler vergi vermeyi, serfliği ve savaş zamanı feodal lordların ve kralların ordusuna katılmayı da reddederler. teslis inancına karşıdırlar ve isa'nın sadece bir peygamber olduğunu kabul ederler.

    bogomilizm en çok balkanlarda etkisini gösterse de anadolu'ya ve avrupa'ya da yayılmıştır. özellikle bosna ve bulgaristan'da çok etkili olmuştur. hem katolik kilisesi hem de ortodoks kilisesi bogomilizm'i sapkın bir inanç görüyordu, bu yüzden bogomilizm özellikle bulgar kralları ve bizans imparatorları tarafından bitirilmeye çalışılmıştır. en güçlü zamanlarında konstantinopoli'de gizli bogomilistlerin lideri basil, halkın görebileceği şekilde meydanda canlı canlı yakılarak öldürülmüştür. günümüzde aslında bogomilizm ile ilgili pek fazla bilgi yoktur. bunun en önemli sebebi kilisenin, bogomilizm ile alakalı her türlü öğretiyi yasaklaması ve var olanların yok edilmesi. 15. ve 16. yüzyıllarda osmanlı'nın balkanları işgalinden sonra sayıları giderek azalmıştır. islam inancıyla benzerliğinden dolayı osmanlı döneminde pek çok bogomilistin müslüman olduğu düşünülüyor. bogomilizm'in en çok yayıldığı bosna, bulgaristan ve günümüzde kuzey makedonya bölgesinin en çok müslüman nüfusun olduğu balkan toprakları olduğu düşünüldüğünde bu iddia pek de saçma gelmiyor.
  • bogomilizm özel mülkiyete, çok çalışmaya, evlenmeye, cinsel ilişkiye girmeye, krallara, hayvansal gıda ve içki tüketmeye karşı çıkan heretik bir hıristiyanlık mezhebiydi. ancak bu saydıklarım sadece bogomillerin “seçkinler” (perfecti) sınıfı dediğimiz tabakası için geçerli oluyordu. “inananlar” denilen sınıf için geçerli değildi. inananlar sınıfı köylü, evlenen, çocuk yapan ve para kazanmakla işi olan sınıftı. cosmas’ın dediği üzere pek de bogomilliği bilmeyen alt tabakadan oluşuyordu. bogomilliğin “inananlar” katmanının yaygın olmasının nedeni ise bogomilizm’in özel mülkiyete karşı çıkarak zenginlere, derebeylerine ve krallara tepki gösteren bir politik hareket olmasıdır. bu yüzden de fakir halk arasında revaç bulmuştur. bogomiller aynı zamanda asketik (çileci), düalist, gnostik ve heretik bir mezhep olarak dünyayı tanrı'nın değil şeytan’ın yarattığına inanarak böyle bir dünya ancak bir şeytan’ın eseri olabilir demektedir. doğruluğa ise çile yoluyla varılacağına inanırlar ve kendilerini dünya nimetlerinden kısıtlama yoluna giderler. bogomilizm’de açıkça maniheizm etkisi de gözlemlenmektedir. bogomiller oldukça kötümser inançlara sahipti. aynı zamanda meryem'in kutsal olmadığına, isa'nın tanrı’nın oğlu değil sadece bir peygamber olduğuna inanırlar. teslis inancına ve haça da karşılardır. tek olan bir tanrı’ya inanırlardı. aynı zamanda bogomillerin sembolü ise haça karşı kullanılan ay yıldız sembolüdür. bogomil inancına göre ölen bogomillerin ruhları ay’a ve yıldıza giderek bir süre orada bulunurlar. bu yüzden bogomil mezartaşlarında ay yıldız sembolleri bulunmaktadır.

    bogomiller kadın erkek karışık ibadet ederlerdi. kadın erkek eşitliğine inanırlardı. bogomil bir kadın inananlar sınıfından seçkinler sınıfına yükselip dinî faaliyetler gösterebiliyordu. bogomiller günah çıkarmaya karşı olup onlarda sadece birbirlerine günahlarını itiraf etme uygulaması vardı. aynı zamanda bogomiller günde beş defa ibadet edip tanrı’ya diz çöküp saygı gösterisinde bulunurlardı. bogomiller çocuklarını vaftiz ettirmezler, kominyon’a inanmayıp ekmeğin isa’nın eti olduğu inancını reddetmektedirler. kominyon’da içilen şarabı ise şeytan’ın içkisi olarak kabul ederler. bir bogomil apokrifine göre şeytan havva’yı elma ile değil üzüm ile kandırdı. bu yüzden üzümden yapılan şaraba lanetle bakarlardı. bogomiller hayvan öldürmeye günah olarak bakarlardı, ancak salyangoz istisna. çünkü bogomillere göre salyangoz şer güçlerin tecessüm bulmuş bir halidir.

    bogomiller karamsarlıklarının bir sonucu olarak yeni dünyaya gelmiş bir bebeğe acıyarak bakarlardı.

    bogomilizm sanılanın aksine bosna menşeli değil bulgaristan menşeli bir mezheptir. adı bulgar bir keşiş olan bogomil’den gelir. anlamı ise tanrı’nın sevgilisi demektir. bu mezhebin düşmanları ise bogomillere “bogonomil” yani tanrı’nın düşmanları demektedir. bazı araştırmacılar tarafından bogomilliğin bulgaristan menşeli olmasının nedenini bulgarların bizans’ın içişlerine karışmasına politik inanç bazında bir tepki olarak ele almışlardır. bogomillik bulgaristan’da roma’nın latinleştirmesine ve konstantinapol’ün de bizanslaştırmasına karşı bir tepki konumundaydı.

    bulgar kelimesi o dönemler heretik kelimesiyle eşdeğer olmuştu. bulgaria kelimesi o zamanlar heretikler diyarı anlamına geliyordu. bu yüzden bulgarlara bu dönemlerde hıristiyanlarca hoş bir gözle bakılmıyordu.

    öte yandan bogomillerin selefi olan bulgaristan bogomilleri olan patarenler incil’de geçen paraklet kelimesinin hz. muhammed ile eş değer olduğuna inanıyorlardı. paraklet ise “teselli edici” anlamına geliyor. tesellli edici kutsal ruh olarak muhammed peygamberi gördükleri için bogomillerin atası patarenler’in islam’a kolayca ihtida ettikleri düşünülmektedir.

    keşiş basil bogomillerin ilk şehidi olarak kabul edilir. bizans döneminde 1111 yılında hapse atılmış, 1119’da arkadaşlarıyla birlikte kazığa geçirilerek yakılmıştır.

    sırbistan’daki bogomiller zulüm gördüklerinden ve kazıklara geçirilip diri diri yakıldıklarından dolayı bazıları bosna’ya göç etmiştir ve orada bogomillik yayılmıştır.

    bogomilizm bosna’da 12. yüzyılda ban kulin tarafından resmi mezhep olarak ilan edilmiştir. 1203 yılında papa ııı. ınnocente macar kralının da desteğini alarak ban kulin’i katolik olmaya zorladı ama ban kulin bu teklifi reddetmiştir. zamanla bogomillik boşnaklık kimliğiyle tam anlamıyla bütünleşmiştir. bogomilizm boşnaklar için papalık, venedik, hırvat, macar ve sırp tehdidine karşı bir ulusal kimlik haline gelmiştir. bogomillerin maruz kaldığı bu çok yönlü baskılar karşısında osmanlıyı karşılarında bulmaları nefes almalarını sağlamıştır ve boşnak halk fatih sultan mehmet’in 1463’te bosna’yı fethetmesi sonrası tedricen islamiyeti tercih etmiştir.
  • bogomilizm akımının mensupları kendilerini hristiyan diye nitelemelerine rağmen birçok konuda yaygın hristiyan anlayışından farklı inanca sahiptiler. mesela teslise inanmıyor, isa'nın tanrı'nın oğlu yerine peygamber olduğunu düşünüyor, kilise hiyerarşisini ve dolayısıyla papalık otoritesini tanımıyor ve haç gibi dinî sembolleri kabul etmiyorlardı. bogomiller bu özelliklerinden dolayı ortaçağ boyunca papalığın büyük tepkisiyle karşılaştılar, engizisyon mahkemelerinde idama mahkûm edildiler. birçoğu işkenceye uğradı ve sürgün edildi.

    bütün olumsuzluklara rağmen hızla yayılan ve bulgaristan sınırları dışına taşan bogolizm'in kalesi 13. yüzyıl boyunca bosna-hersek'ti. bogomilcilik, balkanlar'daki 15. yüzyıldaki osmanlı fetihlerine kadar etkinliğini sürdürdü. bogomilciler, osmanlı fethi sonrasında kitleler hâlinde islâm dinine geçmişlerdir.
hesabın var mı? giriş yap