• kafe acip, 3-5 hamburger satmak icin mahalleyi yag kokusuna bogan, bununla da yetinmeyip defalarca uyarilmasina ragmen, bunu cozmek icin ugrasacagina, uste cikmaya calisan ve sonunda belediyeden faaliyet gosteremez karari ciktiktan sonra muhur yememek icin tasinmaya karar verip, bu sebepten dolayi sosyal medya araciligi ile yag kokusundan bunalmis komsularina ve tum mahalleye camur atip, uzerine de yapilan tum yorumlari silen, simdi de hasircibasina tasinan mekan...simdi hasircibasi dusunsun...
  • çok soğuk tanıtımları olan, fleabag çakmasına benzeyen dizi. peki ama neden?

    edit: blutv'ye hiç yakışmayan bir iş olmuş. komedisi çok vasat altı, draması inandırıcılıktan çok uzak. en fazla youtube dizisi olurmuş.
  • yayımlanan ilk 3 bölümünü az önce bitirdiğim dizi. genel olarak beğendim. pandemi dolayısıyla memlekete dönmek zorunda kaldığım bu zamanlarda bana kadıköy sokaklarını ve ruhunu özlettirdi izlerken. başroldeki kızı izlerken çok keyif aldım. gayet başarılıydı.

    tabii diziyi açıp izleme sebebim sergen deveci'ydi. dizide daha ağırlığı olmasını beklerdim. olur herhalde ilerde. seviyoruz seni sergen reyiz. bir gün tanışırız umarım.

    15'er dakikalık bölümleriyle blu tv'de çerez niyetine izlenecek yapımlardan. ben çok keyif aldım. izleyiniz izlettiriniz efendim.
  • we need some kadın hikayesi right now! ama fleabag'den çıkıp kadıköy'e dönünce karşılaştığımız manzara bu mu olmalıydı?

    derhal yeni bir başrol oyuncusuyla yeniden çekilsin! maliyeti düşük çıksın diye mi böyle oldu, phoebe w-b iki işi de kotardı, ben de yaparım diye mi düşünüldü?

    esinlenmeye kesinlikle varım bu arada, fleabag'den esinlenmesi hiç sorun olmaz, çünkü dediğim gibi, kadını merkezine alan ve ezber bozan bir hikayeye çok ihtiyacımız var. ama başrol de işi izletir be kardeşim. kötü başrolü senaryo da izletir belki, ama onun için breaking bad ayarında bir senaryoya ihtiyaç var.

    özetle, kadını merkeze alan, geleneksel senaryo saçmalıklarından uzak duran her iş ok, ama başrol olmak ayrı meziyet. yine de elinize sağlık!
  • baya fleabag çakması gibi duruyor ilk 3 bölüm sonucu. tamam belki fleabag izlemeyen adama yutturulabilir de muhtemelen blu tv’de bu diziyi izleyenler fleabag’i de izlemişlerdir. yine de çerezlik fena olmamış duruyor. bu arada lütfen şu dakikayı bi standarta bağlayın artık dünyayı baştan yaratmayın. dünyanın her yerinde bu format 20-22 dakika arası sürüyor ama blu tv’de aynen aynen 5-7 dakka bu dizi 15 dakka bu ne arkadaş? 20 dakikaya ayarlamak çok zor olmamalı bir bölümü.
  • geneli kadıköy’de çekilen ancak, kafe sahneleri zamanında asmalımescit’te takıldığımız bir mekanda geçmesiyle güzel anıları tekrar hatırlatan bir blue tv dizisi.

    kafenin ismini sormayın, popüler olmasın. zaten normalde bir tabelası bile yoktur. istanbullular geldi bodrum bozuldu mode off.
  • yayinlanan ilk uc bolumu bitirdigim ve begendigim dizi. modern, bohem ve tekil yasam tarzini cok guzel yansitmislar. yeni bolumleri iple cekiyorum. yanarim da universiteden sonra mal gibi hemen hayat gailesine atildim. bir donem serkes dolasmak isterdim.
  • fleabag çakması blutv dizisi. olmamış.

    evet böyle bir konsept tr'de eksik olabilir ama çok daha iyi bir oyuncu kadrosuyla yapılması gerekirdi. ve daha iyi bir senaryoyla. çok amerikanvari kalmış.

    başroldeki hanım da ne yazık ki çok kötü oynuyor. fleabag gibi olayım derken konservatuvar 1. sınıf öğrencisi performansı sergilemiş.
  • sırf bir kafe ve kafeyi işleten kadın var diye bu diziye fleabag çakması olmuş demek doğru değil. fleabagde olaylar kişiler üzerinden dönerken, bu dizide bildiğimiz batan bir işletmenin hikayesini anlatıyor. fleabag çökmüş bir kadını anlatırken, bonkis çökmüş bir işletmeyi anlatıyor.
  • ilk 3 bölüm itibariyle pek de beğenemediğim blu tv dizisi. tipler fazla karikatür olmuş. oyunculuklar da genel olarak iyi değil ve senaryo olarak pek bir şey vadetmiyor gibi. allahtan bölümler kısacık da geçti gitti hemen. *
hesabın var mı? giriş yap