• sorumsuz lavuğun tekidir.

    bu adamın daha komplike bir türü de sen cebindeki üç kuruşu vermiş ve bir süre idareli gitmeye çalışırken; bu param yok diye ağlayan yavşak ona buna yemek ısmarlar, sigarasından da taviz vermez.
    senin gitmek isteyip de "neyse kalsın şimdi çok gerek yok" dediğin bütün konserlere gider, tatilini yapar.
    bir süre sonra zaten borç zaman aşımına uğrar; sen de paranın gelmeyeceğini anlayıp hesaplarını bu yönde revize edersin.

    ayrıca

    (bkz: alacağını istemenin borç istemekten daha zor olması)
  • benim bir arkadaşım. daha doğrusu, arkadaşımdı. ev alıyordu. borç para istedi. verdim. aradan iki yıl geçti. ödemedi. istanbul'a gittiğimde telefon ettim. "nasılsın? iyi misin?" muhabbetinden sonra, kendisine istanbul'da olduğumu, şu para işini nasıl halledeceğimizi sordum. "yarın buluşup konuşalım. büyükçekmece'ye gelebilir misin?" diye sordu. kendisi bakırköy'de oturuyor. gelirim, dedim. telefonu kapattık. ertesi gün oldu. bunu arıyorum ama devamlı meşgule düşüyorum. sonra, ayıktım: ayfonundan beni engellemiş. tamam, dedim; iki saat sonra başka bir numaradan aradım. iki çalıştan sonra telefonu açtı. "ulan yavşak! neden beni engelledin" diye çıkıştım. o da küfretti. telefonu yüzüme kapattı. sen misin bunu yapan. evine gittim. zilini çaldım, ama kimse çıkmadı. ben de aşağı indim, evi gören bir köşede bunun gelmesini bekledim. geldi de... arabasından indi. eşi ve çocukları da vardı yanında. çok sinirliydim ama "bana yakışmaz" dedim. oradan ayrıldım ses etmeden ve kimseye görünmeden. sonra, bunun abisi aradı. ne oldu diye sordu. benim rahmetli babamı tanır. konuştuk. abisi, adam gibi adammış. hallederiz. istersen senet yapalım, dedi. istemedim. adam, beş taksit dedi. üçünü ödedi. geri kalan ikisini de ödeyecek işte.

    ceremesini sevdiklerine çektiren kişidir yani...
  • artık kimseye borç para vermememe sebep olan durumdur..
    arkadaş 2 kişiye borç verdik, 2 sene oldu , ben istemeye utanıyorum ama adamlarda utanma yok..
    gezme tozma gırla, yeme içme hiç durmaz..
    tatilin biri gelir biri gider..
    ama borcunu ödeme konusu hiiiç aklına gelmez..
    dur bakalım beklemedeyim , ne zaman yapacaklar..
  • büyük paralar için sıkıntı değil aslında, adama 50bin lira borç vermişsin aradan dünya zaman geçmiş sabah akşam hatırlat tabi, bunun ayıbı da yok..

    ama bu çakallar, bu karaktersizler özellikle 100-300-500 lira gibi paraların üzerine yatarlar.. öyle kritik eşiklerdir ki bunlar, arayıp sorsan "ulan ne 300 liraymış be arkadaş, aklından çıkmıyor" durumuna düşersin.. ulan delikanlı gibi aldığın parayı hatırlasan da adam gibi geri versen, kimse de stresini yaşamasa olmaz mı?

    bu herifleri hiçbir zaman anlayamadım, ben kazara birinden borç alsam, hayatımda onu geri vermekten daha acil bir iş olmaz.. üzerimde yük olur lan, o yükten kurtulmadan içtiğim çaydan bile keyif almam.. nasıl oluyor da bu kadar gamsız olunabiliyor hayret ediyorum.
  • sandığımızdan çok çok daha fazlalar ve bu yüzden tayyip gibiler seçiliyor.
  • verdiğim borcu da unuturum diyorsa net yalan söylüyordur.

    bu tip insanlar, hep borç aldıkları için borçları da alacaklarından hep fazladır. dolayısıyla böyle bi yalan uydururlar işlerine geldiği için.

    tecrübeyle sabittir.
  • maddi durumunun olmaması ayrı bir konu. ama sırf bu tipler yüzünden bankaların uyguladıkları temerrüt faizi veya haciz gibi şeyleri bazen haklı buluyorum. ancak belli bir yaptırımla karşılaşınca veya karşılaşma ihtimali olunca ciddiye alıyorlar çünkü. herkesin başına geldiği gibi benim de başıma geldi. ve o meşhur "kaçmıyoruz ya ödeyeceğiz kardeşim" cevabını aldım.
  • insanın başkası adına utanma durumudur.

    icra katibiyim, bütün gün milletten başkasının borcunu tahsil ediyorum, hacze gidip gaddarca işlemler yapmak zorunda kalıyorum ama kendi borcumu isteyemiyorum.
  • uzun yıllar görmediğim ortaokul arkadaşımla sosyal ortamda karşılaştık, hal hatır vs. sonrası telefonlarımızı aldık ve sonra vedalaştık.akabinde 1 hafta kadar sonra arkadaşım aradı, iş yerime yakın olduğunu söyleyerek çayımı içmek istediğini söyledi ve ofisime geldi.

    sohbet sırasında babasının hastalığından bahsetti ve maddi açıdan sıkışık durumda olduğunu, önümüzdeki hafta ödeyeceğini belirterek bir miktar borç istedi, kırmamak için yarısını verebileceğimi söyleyerek parayı verdim.ödeme yapacağını söylediği hafta arkadaşımdan ses çıkmadı bende parayı toparlayamadığını düşünerek ses çıkarmadım,

    sonrasındaki 3 hafta boyunca da ses çıkmayınca aradım ve fakat arkadaşım telefonlarıma cevap vermiyordu. sms gönderdim yine cevap gelmiyordu. parayı toparlayamadığı için mahçubiyeti nedeni ile böyle davrandığını düşünüp sms ve aramalara son verdim.

    aylar sonra işim gereği oturduğu semtte gittim biliyordum ki yıllardır ailesi ile aynı yerde oturuyordu, babası ile karşılaştık. -"geçmiş olsun ....... abi" dediğimde adamın şaşkın şaşkın baktığını gördüm zira hasta falan değildi. bu defa dolandırıldığımı düşünüp hem kendime kızdım hemde daha çok hırslandım. sözde arkadaşıma sms atıp babası ile karşılaştığımı hasta olmadığını bildiğimi ve karakola giderek polislerle geri döneceğimi belirttim. 10 dakika geçmeden aylardır telefonlarıma çıkmadığı halde aradı gayet soğuk bir ses ile nerede olduğum soruldu ve yanıma geldi. benden yaklaşık 5 ay önce aldığı paranın %20 kadar'ı eksik olduğu halde parayı verdi ve şu cümleyi ekledi;

    " arkadaşlığımız bitti, bir daha görüşmeyelim"

    şaşkın bakışlarıma aldırmadan arkasını döndü ve gitti hala geriye kalan %20'lık ödenmemiş borcu alabilmiş değilim.
  • hatırlattığın zaman da bir daha unutmak için erteler.

    bir borcu ödemeye niyetli insan o borcu unutmaz.
hesabın var mı? giriş yap