• boynuzlarınızı baştan takın sonra sürpriz olmasın, cinselliğini her zaman kullanacaktır. içiyorsa sapıtana kadar içecek, seviyorsa sizi bayıltana kadar sevecektir. nefret ediyorsa götü kollayın, gebertebilir. bir gün bütün hayatı olursunuz, ertesi gün tanımaz. her şey ya çok iyi gidiyordur ya da ölmek istiyordur. siz bütün bunları boşverin, "ben bakkala gidiyorum hayatım sigara almaya" deyin ve dönmeyin bir daha.
  • "bu insanların ıstıraplarını dindirmek için yapmayacakları şey yoktur belki de.
    sizinle sevişen bir insanın aslında kiminle savaştığını bilemezsiniz.
    sizi öperken kimi öldürmeye çalıştığını,
    sizi severken kimden nefret ettiğini tahmin bile edemezsiniz..."
  • herşeyi ya zirvelerde ya da diplerde yaşamak durumunda kalmaktır. birgün deli gibi sevilirken, hatta sevgiden bunaltılırken ertesi gün görünmez olmak, ha bire bir kayıtsızlık duvarına toslamaktır. duvara toslamaktan kafayı gözü ve de özellikle yüreği dağıttıktan sonra bir cesaret gitmeye kalktığınızda, binlerce görünmez ip, kocaman sevgi sözcükleri, teatral sevgi gösterileriyle durdurulmaktır. dönüp geldiğinizde ne zaman sevecek, ne zaman görmeyecek bilmediğinizden kumsalda ayaklarınız çıplak deniz kenarında durmak gibi yaşamaktır. her dalga biraz daha kum götürür çekilirken ayaklarınızın altından. yerin ayağınızın altında sallanmasıdır bu yüzden. her dafasında çıkarıldığınız yükseklikten yere düşe düşe pare pare olmaktır. güveninizi kaybetmektir. herkese, herşeye. ne kadar yükseğe çıkarsanız o kadar yüksekten düşersiniz çünkü. ve gerisi... giderek ona dönüşmektir. kontrolünüzü kaybetmek, tepkilerinizi ayarlayamamak... borderline olmak.
  • cidden sorunlu bir ilişki olacaktır.sizi görmek için delirirken, hayatıyla ilgili planlarına sizi de dahil ederken bir ay sonra boktan sebeplerle sizden ayrılmak isteyebilir.sizi sevdiğini bilirsiniz ve herşeyin güzel gittiğini sanırsınız ki yanılmışsınızdır.bir ay sonra yine konuşmak ister ki siz seviyorsanız tamam dersiniz koşa koşa gidersiniz.herşey yine süperdir ama bir hafta sonra yine konuşmaz sizinle, yine dumur olursunuz, ararsınız ne acar konusur ne geri döner, cevap dahi vermez.aylar sonra sizi görmek ister.hala içinizde birşeyler kalmışsa olur dersiniz cehennemin dibinden gelir de yine sarıp sarmalar, seni özledim der, muhtemelen de özlemiştir ama 3 gün sonra çok konuşmak istemiyorum, daralıyorum, seninle ilgisi yok herkes için böyle der, anlam veremezsiniz. hayatınızdan tamamen çıkartmadıkça bu boyle gider.sonunda dayanamayıp siktir edersiniz.tam olarak böyle bi tecrübem oldu.hastalığının farkındaydı ama sinir krizlerine, dengesiz hareketlerine, umursamaz tavrına ve özlediğinde ise geçmişte olanlara bakmadan geri dönmeye engel olamıyordu.sırf sevgilileriyle değil aileleriyle de muhtemelen sorunludurlar.boylelerini sevmeyin diyemeyeceğim çünkü baştan kendisi söylemedikçe bilemezsiniz.sonradan baktınız dengesiz davranışları var ufak ufak kaçın.yada iyisimi direk bırakın.iyi günündeyse arayıp soracaktır, kötü günündeyse muhtemelen umrunda bile olmazsınız.değneğin iki ucunda yaşarlar da bi türlü ortasını bulamazlar.
  • eğer borderline olan kişi de size aşık olursa daha da zor olacak durumdur. çünkü o kişi kendinin az da olsa farkındadır. normal olmadığını, hatalar yaptığını içinde bi yerlerde hisseder. yazmışlar yukarıda da, bir gün severek öldürecek durumdadır, bir diğer gün ben ayrılmak istiyorum diye gelir, onun için de kolay değildir. zaten kendi problemleri varken, zaten ruhu hassas ve kalbi her an elinde gezerken bir de ilişkisinin ne durumda olduğu onu daha da yorar. dipteyken gerçekten diptedir ve çıkış yolu bulamaz. her yer karanlıktır. bence onu olduğu gibi kabullenmeye çalışın, zaten onu bu haliyle sevdiniz, kendinizi de yıpratmayın evet, onu değiştirmeye çalışmayın, hasta olduğunu kabul edin. gerçekten ama gerçekten seviyorsanız, ve onun da sizi sevdiğine eminseniz, onu bırakmayın.
  • öncelikle: uzak dur! bu başlığa gelme sebebin belli. aklında sorular ve ben de söylüyorum sana: arkana bakmadan kaç. acaba deme. ben düzeltirim deme. ucu bana dokunmaz deme. beni hep sever bana borderline değil deme. ileri seviyede değil deme. ama seviyorum diyor deme. kaç işte.

    aşık değildim ama seviyordum. bence bu da sayılır. başkalarının canı yanmasın psikolojisi bozulmasın hayatı kaymasın falan diye bu başlığı okumaya gelenlere bir faydam olur belki diye yazıcam. uzun mu olur kısa mı olur bilmiyorum.

    sen oku, üzül, sinirlen diye yazmıyorum inan ki. okuma hatta.

    şu şarkıyı dinleyince gözümden yaş gelmiyorsa ben olmuşum diyip kucağımda iki kedi ile başlıyorum o zaman. denedik ve anladık.

    --- spoiler ---
    ilişkinin başlarında çok seviyorlar sizi. deli gibi hem de, abartısız. abartılı hoşlanmaya başlıyorlar ve öyle şeyler söylüyorlar * ve
    yapıyorlar ki, sizin de hislerinizi uyandırıyorlar.
    (bkz: love bombing)

    binlerce verilen söz, ilişkinin daha ilk ayında gelecek için planları. bu planlara erken derseniz, aynı şeyi hissedemezseniz üzülürler. ilişkinin her evresinde manipüle olursunuz.

    gelecek planı derken bayağı gelecek planı. evleniceksin benimle değil mi soruları, evlenince nerede yaşacağına karar verilmesi, çocuk planlaması yapma, hatta sayısına kadar pazarlık etme, hatta ve hatta çocukların ismine kadar yapılan pazarlık vs vs bu arada 19 yaşındayım ve üniversitede ilk yılım…

    tüm bu planlar karşısında ilk bi boğulursunuz normal olarak. hayır da diyemezsiniz çünkü o zaman ne demek hayır? sen beni sevmiyor musun? ileride birlikte olmayacaksak neden sevgiliyiz? falan filan. manipüle oluyorsunuz evet ama karşı taraf da bilerek yapmıyor ki! gerçekten öyle hissediyor ve söylüyor. ama hasta düşünceler işte, gerçek değiller.

    bunlara alıştıktan ve siz de istemeye başladıktan sonra (ki çok zor bir şeydir, adapte olamazsanız ilişki biter, bitirin gitsin zaten. biz acemiydik :') ) bu sefer namlunun ucu size çevriliyor zaten. borderline hastamız istediği her şeyi elde edince, hevesi kaçıyor. sevgisi azalmaya başlıyor. artık sevgi denirse. sizin kalbinizde ise bilimum sevgi, aşk vs.

    sevgisi azalan hastanın izleyebilceği iki yol var. iyi biriyse* verdiği sözler nedeni ile yanınızda kalıp dener, kötü biriyse* çekip gider.

    benim payıma düşen şahıs kaldı, denedi, kendini de beni de yıprattı. bir şeyler hissetmek için kendini zorladı, hastalığı arttı. arttıkça benden uzaklaştı ama bana gerçeklerle ilgli hiçbir şey söyleyemediği için yalanlar söyledi, rol yaptı. son görüşmemizde utanmadan “benimle evleniceksin de mi?” diye sordu ve bir sürü şey yaptı. sonrası ise mesajla artık duyguları olmadığını öğrendim. neden son zamanlarda bana öyle dedin sorusuna aldığınız yanıtsa, denedim anlasana!

    böyle kalakalıyorsunuz ortada sevgili suserlar. eski mesajlara bakıyorsunuz, onun verdiği sözleri düşünüyorsunuz. kabusta mıyım diyorsunuz? şaka mı bunlar diyorsunuz. gerçeklik algınızı yitiriyorsunuz. kendinizde suç arıyorsunuz. ona da soruyorsunuz, naptım ben? bi şey mi yaptım… o güzel sevgini azaltacak ne yaptım…

    cevap basit, insanlık yapıp siz de onu geri sevdiniz. sevmeseniz ömür boyu sizi severlerdi oysa.

    ilişkinin başında hastalığını öğrenmiştim ve olur da birlikte güzel olamazsak ben gidersem ona ne olur diye depresyona girmiştim.* olan tabi ki hep iyiye oluyor. hiç bana bir şey olur mu diye düşünmemiştim, bu başlığı okumama ve herkesin verdiği uyarılara rağmen.
    --- spoiler ---

    sonuç olarak, ilişki hemen hemen böyle ilerler. hep gel gitli, bi seviyorum bi sevmiyorumlu, senin için her şeyi yaparım'dan senin için yaptığım şeylerden zevk almıyorum artık'a döner. ilk başta size gösterdikler deli gibi ilgiye kanmayın. kendileri de inandıkları için cidden yolunuza bile serilirler ama aldanmayın.

    size karşı nasıl mı etkileri kalıyor? manyak oluyorsunuz. ilgi bağımlısı hale getiriyorlar. ben mesela bir ilişkideki plan seviyesi ne olmalı kestiremiyorum. hem artık her şey çok yavaş aksın hiç kimse bir şeye söz vermesin anlık gelişsn olaylar diyorum. hem de o kadar alışmışım ki karşıdaki insanın ömür boyu beraber olucaz seni hiç bırakmıcam laflarına, tekrar aynı şeyleri bekliyorum.

    işte sizin sonraki ilişkilerinizde sağlıklı olamamanıza ve ne istediğinizi bilmemenize neden oluyorlar. onlar hayatınızdan çıktıktan sonra siz kalbinizden çıkarmayı başarsanız bile zehirlemiş oluyorlar çoktan sizi. çok geç. ders başarınızdan ailenizle olan ilişikinize, sinir stres seviyenizden yeni insanlara olan önyargılarınıza dek katkıları var. sonrası yönelilen terapi seansları, mindfulness egzersizleri, vs.

    ha bu şu değil ki her borderline hastası terk eder. hayır ama psikolojisi bir öyle bir böyle insan sizi çok yorar. yapmayın bunu kendinize. sevgiyi de bitirir aşkı da. dışarıda milyonlarca insan var manyak mısınız? gidin başkasını bulun.
  • dertsiz başına dert arayan bir arkadaşım dolayısıyla başlıktaki "biri" oluverdiğim durum.

    kesinlikle rahat batmış ya da gerçekten mazoşist ruh halleri içinde bir insandan bahsediyorum. utanarak söyleyeceğim ki, bi ağzına sıçmadığım kaldı. ama yine de aşktan meşkten bahsediyor.

    belki bir borderline için mazoşist bir insanın aşkı, kederli ruhu için bulunmaz bir nimet olacaktır. ama yaptığı her şey için kendini her an bir misli daha fazla suçlayacak olan aklı, borderline ruhunu besleyecektir.

    karşı tarafın alacağı yıkım ise gerçekten çok çok daha fazla. bir an melek; bir an şeytan olan biriyle beraber olmaya alışamayacak. alıştı diyelim, karakterinden ödün verecek. kendine saygısı büyük oranda yitecek. nasıl davranması gerektiğini hiç bilemeyecek. sürekli manipüle edildiği ve psikolojik bir harbin en başından kaybeden tarafı olduğu için hep suçlu psikolojisinde yaşayacak. acaba nerede hata yapıyorum düşüncesiyle boğuşup duracak.

    aşık olduğu kişiyse bilecek ki karşısında şekil verebileceği bir oyun hamuru var. ne isterse o hale sokacak. bölecek, parçalayacak, ufalayacak. tekrar birleştirecek. atacak, tutacak.

    daha ne diyebilirim bilmiyorum. üzücü bir aşk deneyimi.
  • devamlı kendinizi suçlu ve hatalı bir şeyler yaptığınızı hissetmenize neden olan bir durumdur. acaba şunu desem yanlış anlar mı? şöyle yapsam ne der? terkeder mi? alınır mı? her dediğinizi sürekli ölçüp tartmayı gerektirir ve bu insanı son derece yorar. normalde hiç sahip olmadığınız iğrenç sabah anksiyetelerine neden olabilir.

    işin sonunda defalarca yaşayacağınız ayrılma birleşme döngüleri, sinir krizleri, laf sokmalar, nedensiz alınganlıklar duyguları yıpratır. o uğruna sayfalarca şiirler yazdığınız, geceleri uyumadığınız aşk da sonunda bir gün biter. sonunda o kişiye karşı üzülme, acıma karışımı bir duygu tortusu kalır. bilirsiniz ki, o ne sizle ne de herhangi bir kimse ile hiç bir zaman huzur ve mutluluk bulamayacaktır.
  • şiddetle kaçınılması tavsiye edilebilecek impulsif davranış ve artçılları salvosu, bungee jumpingin yer çekimsiz ortamda yapılan versiyonudur, küstürdüm barışamam ayrıldım kavuşamam türküsüne konu mankeni olmuş abimizin yaşadıklarının başlangıç noktasıdır, ne ötesi ne de berisi vardır, ilaç tedavisine kombine bilişsel davranışçı terapilerin prognozu olumluya çevirmesi sadece olasıdır.
  • sonucunda ya sabir tasi olursunuz yada sinir hastasi. ortasi yok.
hesabın var mı? giriş yap