• kralini yaparim ben bunun, komik oluyormusum filan umurumda olmaz.
  • kromozomsal veya parasal ortaklık olmayan, sadece maa$ alınan bir müesseseyi, herhangi bir nedenden dolayı savunma/sahiplenme kültürü ve edebiyatı. patricilerden kalma $öyle de alakasız bir atasözü var pleblere dair; (bkz: sikini bordroya sokma fotokopini kendin çekersin)
  • kolektif/kurumsal ile olan tabiyet ve aidiyet iliskisini "devlet baba" tipi ulus devlet catisi altinda ozumsemis, ogrenmis, eylemlendirmis bireylerin cogu zaman kendi kendine, buna nispeten daha serbest birey alaninin olustugu toplumlarda ise bordro'yu saglayan kurum araciligiyla yesertilmeye calisilan milliyetcilik turudur. bordro milliyetciligi kabaca maas bordrosunu aldigi kuruma baglilik, liyakat ve sureklilik ile toplumsal aidiyet hissinin olusmasi, ve bu butunleyici kolektif icinde kurumun bireye geri donusu olacagi varsayilan cikarlarinin korunmasi, ortak cikarlar ekseninde kurum-birey iliskisinin surekliligi esasina dayanir. iliskinin temel belirleyeninin somut nakit girisi, sosyal sigorta guvencesi oldugu kapitalist toplumlarda birey ile kurum iliskisinin olculebilir somut karsilikli cikar oldugu savlanabilir: birey kendi ve benzerlerinin emegi ve istiraki ile yukselen ve muhafaza edilen butunun cikarlarini kendi cikarlariyla olan iliski nispetince koruyacak, kollayacaktir. buna karsin sosyal guvencelerin devlet eliyle saglandigi toplumlarda bordro milliyetciligi devletin kutsiyeti, ulviligi gibi yerlesik birey-kurum iliskisi metafizigine sarkarak cemaatlesme durtusunu ortaya cikarabilir, ya da kurumun devlet ile iliskisi uyarinca "devlet"e eklemlenerek, standart milliyetcilige kat cikar.

    mumkun olan durumlarin hepsinde iki faktor belirleyicidir, birey'in yaratildigi toplum ve cevredeki yerlesik cemaatlesme dinamikleri ve birey-kurum pratikleri, kanaatleri, egilimleri. bu mevcut uyarinca birey kurum ve olusturdugu cemaat ile iliskilerini duzenler, revize eder ya da tabiyetine girdigi kurum (yine ilk durumdaki mevcuttan hareket ederek) kendi cikarlari uyarinca birey'i duzenler, revize eder, bordro milliyetcisine donusturur. bordro milliyetcisi bu sebeple iki durumda da ust-yapi milliyetciligine benzesir, onun eylem ve pratigini icsellestirerek hareket eder. ozel sermaye tabanli isletme ve kurumlarin tabiyetinde olan birey icin bu kurum ve cemaatin tabieytindelik, diger rakip isleme ve kurumlarin tabieytinde olmamakla anlamlanir. yani rakip, rekabetin nesnesi olarak kendi cikar iliskisini tehdit eden, bu sebepten de kolektif bir hareketle karsi durulmasi, savasilmasi gerekendir. bu savasin metodolojisi, mesru eylem plani da hic kuskusuz milliyetci ideoloji "savas"in tanim esnekligi ve tecrubesiyle yapilacaktir. bu noktada birey cikar iliskisi icinde oldugu kurum ve yarattigi tabi oldugu cemaat'i o cikar iliskisi dahilinde degil, hissi, duygusal, mesru hareket paydasinda karsisina alir. ozellikle kapitalist toplumlarda cogunlukla aile ve kucuk capli sosyal topluluk, istirakin sinirli ya da sifrira yakin oldugu alanlarda ise spor, magazin ve dine yonlendirilmis olan aidiyet acligi da boylelikle yonelimini bulur, kendisini gerceklestirecek yuksek tazyikli bir koridor bulur. kurum, kuruma olan tabiyet cercevesinde birey'in kendisini gerceklestirebildigi, iktidarsizlik ve aczine ilac olacak guce eklemlendigi bir voltron olarak, guce tapmanin da kolektif oznesine donusur.

    toplumsal iliskilerin bireycilik merkezinde yipratildigi kapitalist toplumlarda wal-mart ve turevi kurumlarin asssociate-lik sahtekarligi ile kuruma kazandirma sahtekarligina giristigi, isci cikarlari ekseninde bir sendika orgutlenmesi yerine ve karsisina, zottirik bir ortaklik iliskisi iceriinde aidiyet hissine ve firma cikarlarina yonlendirdigi bu milliyetcilik turu de en nihayetinde diger milliyetcilikler gibi istirak'i uyarinca kendisini gerceklestirmeye yonelik dogal bir aclik ceken bireyler ve onlarin olusturudugu toplumlarin egemen'in cikarlarina uyumlanmasi sistematiginden baska bir sey degildir. kapitalist birey toplumunda yetismis bireyin firma oryantasyon turlariyla, devlet baba geleneginde yetismislerin mevcut pratikleri "ekmek yedigi" kuruma adapte etmesiyle gerceklesen bu modelde en uzucu olan, ikinc grupta yetismislerin birinci gruba gecmelerinde yasandigi soylenebilir. hem pragmatik/oportunist bir saikle, hem de manevi cemaatlesme formasyonu ile vatan/bordro tabiyetine giren cogunlukla birinci nesil gocmen kitlelerin ve onlarin bordro ahlaginin, ortopraksisinin amerika'yi insa eden guc oldugunu sanirim soyleyebiliriz. en milliyetcilerin gocmenlerden, en bordro milliyetcilerinin de bu gecisi yapmis calisanlardan cikmasi, firmalarda da bu tip sorgusuz-sualsiz gonullu mucahit isgucune yonelim de bu anlamda tesadufi degildir.
  • bu konuda beni en şaşırtan örneğinden dayak yemişliğimiz var efenim. evet dayak, bildiğiniz taşlı sopalı dayak.

    şahsen orada değildim ama, çeşitli çevreci börtüböcek yandaşı gençlerimiz şimdi cevahir alışveriş merkezi denilen ucubenin olduğu bölgenin doğal bir gölete dönüşmesine müteakip, bir park olsun burası diye eyleme geçmişlerdi. bu inşaat bölgesinin durumu da senelerce bir hoş kalmıştı hatırlarsanız.

    sonuç ne midir? alışveriş merkezinin inşaat işçileri patrondan gelen "vurun!" emriyle saldırmışlardı bu bölgede küçük çaplı bir gösteri yapmak isteyenlere. ayrıca boşuna denmiyor herhalde alışveriş merkezleri en modern kapitalizmin katedralleridir diye. ne milliyetçiliği, basyabayağı fundamentalizm idi orada gördüğümüz.

    şimdi mutludurlar herhalde. böyle de bir anımız var işte.

    (edit, not filan:
    bir kavganın arasında kalmış gibi hissettim kendimi bir an. sağa sola böyle avalak avalak bakıyorum. tanımdır ve başka da bir şey değildir bu entry.)
    (bkz: anneni mi daha cok seviyorsun babani mi)
  • sadakat adi altinda sirketlerin calisanlarindan beklentisidir. komik ve gosterise yonelik bir beklenti oldugu tartisma goturmese de yiyen cok cikar bunu, ya korkudan ya safliktan. o yuzden her yonetimin mutlaka kenardan iteledigi bir stratejidir.

    bir donem microsoft'ta cok yaygindi, simdilerde en cok google yapiyor sanirim. "evet belki az maas veriyoruz ama biz google'iz ogluum heeey yeaaah you work for google". bordroda markaya degil fiyata bakiniz efendim, saygi sevgi ve keskul.
  • (bkz: memleket dogdugun degil doydugun yerdir) lafının biraz kıçından anlaşılması sonucu ortaya çıkan durum.

    ayrıca bi de şunlar var; (bkz: cyberpunk) (bkz: corporate wars)
  • o bordroyu hak etmek için eşşek gibi çalışmayanların eylemi (olsa gerektir). aksi hali çok acıklı ve saçma, zira.
  • yedigi kaba sicmak klişesi ile devamlı örneklendirilen, emeğin satılmasıyla milli aidiyetin paralel olduğunu ortodoks söylem ile devamlı bize hatırlatan kavram.
hesabın var mı? giriş yap