• borekciler bana hep mahzun bir yalnizligi hatirlatir.
    hele ki sabah işe gidis saatlerindeki halleri...
    herkese siparisini yetistirmeye calisan garson, tezgahta hizli hizli börek dograyan adam, kasada henuz uykusunu acamamis patron belki de calisan...
    borekciler genelde insan trafiginin en yogun oldugu yerlerde hayat bulurlar.
    yakininda otobus duragi, aktarma noktasi, servis beklenen yer falan bir insan bekleme yerine yahut ona giden yola yakindir.
    sabahin kör saatinde evinden cikan, yakasinin renginin ne oldugu fark edilmeyen emekcilerle doludur.
    kimisi fabrikaya gider kimisi bankadaki o kocaman bankonun arkasindaki ruhsuz kubik alana...
    borek dediginde zaten gercek borek gibi degildir aslen.
    peynirlisi peynirli degildir.
    kiymalisinda kiymadan cok her sey vardir.
    en durust olani da küt boregidir.
    bol yagli salt yufkadan pisirilmis gudik bir sey.
    ustune pudra sekeri serpilerek yeniyor ya hani.
    insanin bunyesini kandirdigi daha ibretlik baska hangi an olabilir ki...
    parani tasarruflu harcayarak karnini "tok" tutmanin derdindesin.
    oysa durup kendine disardan bakinca bayagi uzucu sahne.
    evde kahvalti yapip cikabilecek kadar ne vaktimiz var ne de oyle bir luksumuz.
    hele aylardan kasim oldu muydu baslar karanlikta evden cikip karanlikta eve girmeli donemler.
    borekcilerin o beyaz flüoresanli ortami sabah beynine mih gibi kazinir.
    caren yoktur ise giderken, o borekciye ugrayip 5 liralik peynirli yersin, belki yanina bir ufak cay.
    ya da aslen su bardagi olan "buyuk" cay...
    lukstur hem borek yemek her gun her gun.
    arada borekciden pastaneye kiyasla daha uygun olan "sicak poğaça" alinir...
    tabii onda cesit bol.
    patateslisi gelir, kasarlisi olur ama icinde eriyik olan kasar midir belli olmaz.
    iki tane uc tane...
    borek kesen adam hizlica tezgahtan alip kese kagidina koyar, elini goremezsin bile.
    hatta bazen dusunursun ulan iki peynirli dedik acaba patatesli mi atti, oyle gibi geldi diyerek strese girersin.
    on liradan ucuza çıkarsın genelde sabahlari...
    bazen bes liradan daha az tutar aldiklarin.
    borekciler yalniz insanlarla doludur.
    ailesini evde uyur birakip ise giden insanlarla cevrilidir.
    bazen masalar dolu olur, bir masayi paylasirsin tanimadigin diger emekcilerle.
    herkes onune bakar, sonradan gelen afiyet olsun der ve o anda tabak onune konur garson tarafından.
    borekcilerdeki en guzel gun, aybasinin ilk haftalarinda yasanir.
    zira maasini alan emekci kendine kucuk kiyaklar yapar. su boregi yer maasin ilk gunu, hem de bir bucuk porsiyon söyler, bazen yanina mesrubat soyler bazense direk buyuk cay.
    giderek fakirlestigimiz su ulkede, kazanclarini ucu ucuna idare eden buyuk bir kitlenin icinde, kendine boyle kucuk "kacamaklar" ya da "oduller" belki de "simarikliklar" yapmak, kendimiz icin yapabildigimiz en siradisi mutluluk olur cogu zaman.
    "yok o kadar da degildir" diyen bir sabah gidip baksin bu dedigim tarife uyan borekcilere...
    oradaki hayatlar, gercegin ta kendisi aslinda.
    yalniz bireylerin hayatlarindaki bir rutinin, birbirinden habersizce hayatlarini idame ettikleri bir yer borekci...

    hele ki cumartesi sabahlari vardir ki o daha hüzünlüdür.
    cumartesi de calisan emekciler, haftaicine oranla daha seyrek bir nufus gibi dursa da azimsanmayacak bir kalabaliktir.
    cogu zaman cumartesi ziyaretcileri biraz fazla alirlar.
    aileleriyle kahvalti yapamayanlar, 20liralik borek alip iki uc belki de dort kisi paylasirlar isyerlerinde.
    bir de kulaginda kulakligi ile gelen şık giyimli kadinlar olur.
    onlar da emekcidir ama yarim gün calisacagindan oglenden sonra baska planlari vardir ve evden çıkarken daha ozenli hazirlanmislardir.
    onlar da oglenden sonra iyi bir lokantada kafede yemek yiyecek olsa da gune küt böreği yiyerek başlamaktan beis gormez.
    zira epi topu isyerinde 3 kusur saat calisacaktir sonra ozgurdur.
    oglenden sonraya para kalsin diye sabah en ucuzu secer cunku.

    borekciler yalniz insanlarin bulusma noktasidir.
    huzunlu, mahzun, kimsesiz, ruhu kayip...
  • bu meslek erbabının çoğu bingöllü ya da kiğılıdır; tezgahta kürt böreği varsa kesinlik payı artar, şaşmaz. sabahın ilk ışığıyla başlarlar çalışmaya; tezgahtaki mal bitmeden nadir kapatırlar dükkanı.
  • ankara'da yoktur, iğrenç bir durumdur.. istanbul'da ise her yerde. daha otobüsteyken (ankara-istanbul) sabahın köründe, bakarım açılmış mı diye (beşiktaşta bir börekçi), iner inmez hop kahvaltıya. süper oluyor vıcık vıcık yağlı, garip bir kıyma. ya da pudra şekerli kürt böreği.
  • parası az, boynu bükük öğrencinin uğrak mekanı olan veya derhal olması gereken yerlerdir börekçiler. "aaa evden çıkarken para almayı unutmuşum. karnım da aç* napacam ben şimdi 2 milyonla ooof of... aha börekçi dur gireyim." gibi öğrenci feryatlarının şu hali almasındaki kutsal etkendir börekçiler: "oh be ne güzeldi o kıymalı börek... hem hızlı* hem hesaplı* ben böyle her gün üç milyon koysam kenara aman da aman; üç çarpı otuz eşittir doksan sonracıma şurdan da kısarsam bıdı da bıdı..." (öğrenci adamın bütçe hesabının tuttuğunu ben görmedim şu ana kadar, fakirin umudu...) şu entariyi diktikten sonra gideyim bir börek yiyeyim bari, canım çekti. oradan ayıracağım şu kadar milyon çarpı bilmemkaç gün eşit...
  • eski$ehir'de $air fuzuli caddesi'ndeki kervan borekcisi..patatesli olurdu sabahlari erken..iyiydi..
  • hayatini erkeklerle oyun oynamak ve onlari somurmek uzerine kurmus bayanlar icin kullanilan eski bir tabir.
  • nedense bunlarin hemen hepsi de meshurdur. hatta bir borekci acacaksaniz, isterseniz o i$te yeni olun, yine de isletmenize koymayi dusundugunuz ismin basina meshur koymadan acamazmi$siniz gibi bi' izlenim bile uyandirmistir kimi bunyelerde. borekciler odasi var da onlar mi $art ko$uyor, nedir, bilemedim.
  • yersin miden bulanir. yemiyim bi daha dersin. sonra gider yine yersin. sirri budur bu adamlarin.
  • bizim işyeri civarında bundan bir tane var, paketcileri dolgun memeli çıtır kızlar oluşturuyor. adamın pazarlama dehasına hayran kalıyorum hergün.
hesabın var mı? giriş yap