• bir ara resmî açılışı yapılan yerleri tekrar tekrar açıyorlardı. şimdi yapılmış şeleri tekrar tekrar yapıyorlar.

    (bkz: etimatik)
  • reklamlarından başka bir yerde görmediğim ürün. migros'ta yok, carrefour'da yok. ne iş
  • bor şöyle harika böyle harika, geleceğin petrolü, müthiş bir maden falan feşmekan derken yapa yapa anca deterjan yaptık.
  • morondur o moron
  • hijyen sağlıyor mu ona bir bakmak lazım ve bu konuda pek bir açıklama göremedim.
  • gözlemlediğim kadarıyla eksikliği hissedilen birkaç konuda elimden geldiğince yardımcı olmak istersem eğer;

    öncelikle polar maddeler (suda çözünebilen) polar çözücülerde, apolar maddeler (suda çözünemeyen) ise apolar çözücülerde etkisiz hale getirilir yani bulundukları ortamdan uzaklaştırılabilirler. kısaca genel olarak "leke" tabir ettiğimiz oluşumları su veya yağ kaynaklı diye ayırdığımız zaman onları da bir nevi polar ve apolar olarak ayrıştırmış oluyoruz. yani içerisinde yağ olmayan meyve suyu veya kola gibi lekeleri çok kolay su ile çıkartabilirken (çünkü polar yapıdalar) aynı şekilde yağ ve benzeri lekeleri de ancak apolar çözücüler (alkol, eter, hekzan, dietileter vb. ) etkisiz hale getirebilir yani bulundukları ortamdan uzaklaştırabiliriz.

    deterjan olarak tabir ettiğimiz maddelerin en genel özellikleri ise yukarıda da anlatılan bilgilerin ışığında yapılarında yüzey aktif madde (veya surfektant) tabir ettiğimiz maddeleri (yani hem polar hemde apolar yapıdaki maddeleri çözebilme yeteneği) taşımalarıdır. bu sayede giysilerinizde bulunan lekelerin kaynağı ne olursa olsun, onları çözerek bulundukları ortamdan uzaklaşmalarını sağlarlar, yani onları temizlerler.

    temizleme boyutuna gelince değinmemiz gereken bir diğer nokta ise hijyen konusu. hiçbir deterjan size hijyen sağlamaz, sağlayamaz. bacillus stearothermophilus ismini araştırın ve bu bakterinin ne kadar ısıya dayanaklı ve sporlu tabir edilen bir bakteri olduğundan mütevellit etkisiz hale getirilmesinin ne kadar zor olduğuna bir bakın ve "ohh çamaşırlarım mis gibi kokuyor" derken üstünde aslında neler neler olabileceğini de bir düşünün.

    tabi ki hem kimyasal hem de mikrobiyolojik yönden bilgisi olan insanların paranoya seviyesine ulaştıklarında normal hayattan zevk almalarına imkan yok ve bu kadar endişe etmeye de gerek yok. netice de patojen olarak tabir edilen hastalık yapıcı mikroorganizmalar ile sürekli haşir neşir değilsiniz ve derişik sülfürik asit, nitrik asit veya sodyum hidroksit çözeltileri ile günlük hayatta pek işiniz yok. olanlar zaten ne yapmaları gerektiğini biliyorlar.

    gelmek istediğim asıl nokta ise hijyen konusunun daha net anlaşılmasıdır. hijyen denilen kavram en basit tabiri ile sizi hasta edebilecek (yani patojen dediğimiz) mikroorganizmaların ortamda bulunmaması ve size bulaşmamasıdır (kontaminasyon). ısıya dayanıklı, asite dayanıklı, tuza dayanıklı gibi örneklerini çoğaltabileceğimiz bir sürü mikroorganizma türü mevcuttur ve bunların herbirinin uzaklaştırılabilmeleri için farklı yol ve yöntemlerin denenmesi gerekmektedir. mucizevi bir dokunuş ile hepsini öldürmek yani etkisiz hale getirmek istiyorsanız eğer, evlerinizde otoklav olarak tabir edilen kullanmış olduğunuz düdüklü tencerelerin daha büyüklerini sürekli kullanmanız gerekir.

    aklı başında (benimde içinde bulunduğum) hiçbir insan evladı ise tam hijyen sağlamak adına bu yola başvurmaz zaten ve başvurmamalı da. başka bir konuda aslında mikroorganizmaların aslında günlük yaşam kalitemiz için ne kadar önemli olduğunu da yazmak gerekirse (sayfalar yetmez) (bağırsak ikinci beyin) (%90 bakterilerden oluşuyoruz) hijyen konusunun doğru anlaşılabilmesi, deterjanlardan olan beklentinin daha iyi anlaşılabilmesi konusunda çok önem arz etmektedir.

    en son olarak, hijyen olarak tabir edilen kavramı sağlamadaki asıl etken sıcaklıktır, ve çamaşırlarınız yıkadığınız sıcaklık arttıkça etkisiz hale getirdiğiniz mikroorganizma miktarıda buna benzer olarak artacaktır. deterjanın cinsi veya miktarını arttırmanızın etkisi sıcaklık ile kıyaslanamayacak kadar azdır. aynı şekilde reaksiyon kinetiğinde de bilindiği üzere sıcaklık her 10 derece arttığı zaman reaksiyon hızı da yaklaşık olarak iki kat artacaktır. yani sıcaklık arttıkça aynı şekilde deterjanınızın leke çözebilme etkisi de aynı şekilde dolaylı olarak artacaktır. ama bu en yüksek sıcaklık en iyisi demek değildir, zira gereksiz yere sıcaklığı yükseltmek sadece giysilerinize ve elektrik faturanıza zarar verir. demem o ki, kanser olmamak için gereksiz yere fazla kimyasal kullanımı yerine doğru sıcaklıkları tespit ederek, boron gibi çok daha doğal mineral etkili deterjanlar ile minimum kimyasala maruz kalmak bence en mantıklısı. * *
  • bor bileşenlerinin su yumuşatma ve ağartıcı özelliklerinden faydalanan petrol türevi içermeyen bir deterjan. yıllardır eti maden personeline denetilerek saha araştırması yapıldı. bir günde biz deterjan yapalım diye ortaya çıkmadı. denemekte fayda var.

    kamu kurumlarının satış pazarlama konusunda kabiliyetleri sınırlı. mevzuatlar yönetmelikler arasında boğuluyorlar. çaykurun pazarda elde ettiği yerin benzerini deterjan sektöründe elde edebilirse milyarlarca dolarlık ithalat pastasından pay sahibi olacak.
  • eti matik olanını yıllardır kullanıyorum. çok çok çok memnunum.. hele kısa zaman önce çıkardıkları yeni formul gerçekten çok başarılı.

    ekolojik kimyasalları senelerdir denerim, eti matik kadar iyisini deneyimlemedim. hem leke çıkarıyor hem yapış yapış kimyasal kokmuyor. sabun gibi hissettiriyor.

    ki ben dini ve milli hassasiyetleri olmasına rağmen tüketimde kim işini iyi yapıyorsa onu tercih eden bir insanım. bir markayı sırf milli diye tercih etmek o markayı yan gelip yatmaya teşvik etmekten başka bir halta yaramıyor bu ülkede. omo, ariel kullanan bir insanken bu deterjanı kaliteli bulduğum için alıyorum. her lekeyi çıkarıyor sevdiceğim.

    tavsiye ederim.
  • ne moron ne baron olan...
hesabın var mı? giriş yap