• ya dhfhfhdhsg allahım size süreci şöyle izah edeyim,

    bu boşanma dediğin şey anlaşmalı olursa iki dakika. gider pırıl pırıl duruşmanıza girer imzanızı atar boşanır bitirirsiniz sen sağ ben selamet. he tabi "avukata ne gerek var yeaaa" diyerek protokolünü google'a yazdırıp işi eline yüzüne bulaştıranlara bir şey demiyorum onların kaderi belli olmaz.

    çekişmelideki son durum şu:

    evlenme tarihi mayıs 2017.
    anlaşma sağlanamadı.
    çekişmeli davayı eylül 2018'de açtım.
    tam mahkemelerin bölünme dönemine geldi, ilk duruşma günü neredeyse 1 yıl sonraydı: temmuz 2019
    ikinci celse kasım 2019
    üçüncü celse 21 şubat 2020 - hakim yok.
    dördüncü celse 15 mayıs 2020 - pandemi sebebiyle duruşma yok.
    pandemi sonrası yapılacak celse 11 eylül 2020 - olacaktı ki yine hakim yok. mazeret topluyorlar.

    evlenmeyle boşanma davası arasında geçen süre 16 ay.
    davanın açılmasından itibaren geçmiş olan süre 24 ay.
    ve daha davacı tanıkları bile tamamlanmadı.

    normalde, süresi içinde bildirilmediği için davalı tanıklarının dinlenmemesi lazım. mahkemenin ilk hakiminin bu yönde ara kararı var. fakat hakim tabii ki değişti, yargılamanın başladığı hakimle bitmesi ender rastlanan bir doğa olayı. sonraki hakimin bu konuda ayrı bir kararı yok tamam da hakim tekrar değişirse ne olacağını bilmiyoruz. yani kanunen biliyoruz da işte "gerçek hayat" öyle olmayabiliyor.

    neyse konuya dönersek, efendim davalı da tanık dinletecek olursa hoppaaa bu en az 1 duruma göre 2 celse birden uzama demek. celseler arası 4 ay olsa uzamayı oradan hesap edin. o arada yine hakim olmaz pandemi olur şu çıkar bu çıkarsa ohooo.

    yani özetle,

    "yaaani kötü biri değil neticede, oldurabiliriz gibi yani neden olmasın, koskoca insanlarız artık bunu da beceremeyeceksek..." diyerek evleniyorsunuz, dönüp dolaşıp derdi bize düşüyor.

    evlilik öyle bir şey değil. okey canısı?
  • onlarca boşanma davası yürüttüm. anlaşmalı boşanmalar haricinde sadece 1 tanesi boşanmayla sonuçlandı. (o da halen temyizde)

    bu kadar tecrübeden sonra kesinlikle söyleyebilirim ki aile başka bir şey. gerçekten. aldatma sebebiyle açtığımız davalar oldu, şiddetli geçimsizlik, şiddet vs. sebeplerle açtıklarımız oldu. ama birbirlerine ne kadar uzak görünürse görünsün son noktadan bile dönüp tekrar bir araya gelebiliyor eşler. davanın başındaki kanlı bıçaklı olmaya hazır koca bir gün eşinin elinden tutup biz barıştık, davadan vazgeçiyoruz diyebilir. ya da boyu devrilsin bir daha yüzümü göremez diyerek vekalet veren kadın ''avukat bey ben eşimi seviyorum, düşürelim davayı'' diyebilir. eskiden şaşırırdım, artık şaşırmıyorum. hatta boşanma davası için gelenlere ''benim size sorduklarım dışında (özellikle tanığı olmayan olaylara ilişkin) ailevi sırlarınızı ortaya dökmeyin. ola ki ileri ki safhalarda barışma ihtimaliniz olur, o zaman bu anlatacaklarınız barışmanıza engel olabilir'' diyorum.

    ha bi de eşiyle barışan müvekkiller gelip 2 saat özür diliyorlar. sanırım beni sattıklarını düşünüyorlar barışmakla. dosyadaki vekillerini avukatları olarak değil de silah arkadaşları olarak görüyorlar çünkü. sırf bu sebeple dava devam ederken gece yarılarına kadar dert anlatıp içlerini döken müvekkiller oluyor. bi noktadan sonra avukatlıktan çıkıp psikolog da oluyoruz bu sebeple.

    hasılı gerçekten zor davalardır boşanma davaları.
  • ya simdi telefondan da uzun uzun yazilmaz ama... neyse belki google'larken denk gelen eden olur ben yine de yazayim.

    bosanmayi dusunen arkadaslar, sozum size, halden anlayan bir avukat kisi olarak konusuyorum dinleyin beni,

    eger oturup iki dakika sakin olamayacak kadar kafayi kirmadiysaniz, ya da ne bileyim esinizin insan gibi davranmasindan gercekten umudu kesmediyseniz, ne yapin edin, anlasmali bosanin.

    nafakada tazminatta velayette anlasamiyor olabilirsiniz, bakin kimin hakli oldugu onemli degil isterseniz dunyanin en hakli insani da olabilirsiniz, ama anlasmali bosanma icin taviz verme fikrini tumden reddetmeyin. muzakere iyidir.

    hemen aciklayayim,

    simdi siz esinize cok sinirlisiniz ve "donuna kadar almak" istiyorsunuz ya. esiniz "o halde hemen donuma kadar verip bir de ustune domalayim" demeyecek. buraya kadar tamam miyiz?

    diyelim ki siz 100.000 istediniz. bunu kazanmak icin yapmaniz gereken sey, esinize sinirsizca bok atip kendi halinizi sonsuz ajite etmek. esiniz yuzunden toplum icinde kabul gormekten aciz duruma dustugunuzu falan iddia etmeniz gerekecek, siz yapmasaniz bile avukatiniz yapacak bunu. esinizin kendinize bile yuksek sesle soylemekten kacindiginiz davranislari, ithamlari, kavgalariniz, kendinize yakistirmadiginiz her sey ortaya dokulecek. esinizin ereksiyon sorununu falan anlatacaksiniz.

    esiniz de, bu tazminati odememek veya miktarini dusurmek icin, ereksiyon kaybinin sizden kaynaklandigini cunku yatakta bir "soguk nevale" oldugunuzu falan anlatacak mesela. ne olacakti, "evet sayin hakim bende oteden beri bi boy kompleksi var" mi diyecekti?

    siz onun davranislarini anlatip bunlar sebebiyle tazminat istediginizde, zaten o da benim annem geldiginde ona bayat kurabiye ikram etti falan diyecek esiniz. akliniza gelmeyen davranislariniz, hayalinize gelmeyecek baglamlarda onunuze cikarilacak. is arkadasinizla is cikisi yediginiz yemek aleyhinize kullanilacak. esiniz "okuzluk ediyorsam kimden oturu haaa kimden oturu, iste bu kadir kiymet bilmez kaknemden oturu!!!!" diyecek. ne olacakti, "evet sayin hakim gercekten de okuzun onde gideninin tekiyim" mi diyecekti?

    ebeveynliginiz sorgulanacak, yillarca yemeden icmeden baktiginiz cocugunuza iyi annelik babalik edemediginiz iddia edilecek, bu esnada cocuklar size karsi manipule edilecek, bakin olacak bunlar. bunlarin yasanmadigi bir cekismeli bosanma olmaz, olamaz, siz ne kadar efendi insanlar olursaniz olun, bosanma davasinin "hukuku" efendilige uygun degil.

    cunku bu dava, turkiye uygulamasinda, uydurmuyorum istediginiz avukata sorabilirsiniz, tam bir "tukur cocum babanin suratina!!!" davasi. (replikte baba dendigi icin oyle yazdim, anne de olur.)

    yani sizin tazminat taleplerinizin bu tur bol atmalarla direkt alakasi var. "bosanmak beni manen cok hirpaladi ve derin var olus sancilari cekiyorum" denerek kazanilmiyor o tazminat. "beni eltime rezil etti!!!" denmesi lazim. veya aksine, "tamam da bir iliskide tum kusur nasil tek bir tarafta olabilir, iki yetiskin olarak bir sekilde anlasamadik iste" diyerek dusurulmuyor o tazminat. "ama o da agdasini ihmal etmesin allah allah!" falan gibi cevaplar gelecek. bakmayin boyle "parodisel" ornekler verdigime, belki agda konusu acilmayabilir ama inanin seviye cok dusuk olacak, asiri dusuk olacak, oyle dusuk olacak ki yukari tekrar nasil cikacaginizi bilemeyeceksiniz.

    bosanma davasinda "kuaforum bana boyle boyle dedi" diye esinden tazminat talep eden insan gordu bu gozler. ve kazandi da. cunku mesela esinin kuaforu ona bisey dememisti. ve bu davada, taraflarin ikisi de akademik unvan sahibi, ikisi de "hoca" insanlardi.

    iyisiyle kotusuyle yillar suren iliski, mahkeme dosyasi haline gelince birden bire "tum o yillarda birbirine zorla ve ancak tahammul edebilmis iki kader kurbani" hikayesine donusecek.

    tum iyi seyleri, iyi olan ne varsa hepsini, kaybedeceksiniz.

    bakin nolur. lutfen. eger ufak tavizlerle olabiliyorsa, yani is "ucun besin hesabina" kalmissa, gercekten, o hesabi yapmayin.

    manevi tatmini, icinizin sogumasini yuksek tazminattan beklemeyin.

    karsiligi cok agir.

    ayrica da iciniz zaten sogumayacagi gibi, mevcut atesin gecmesi de yillar alacak. cunku dava yillar suruyor. birebir kelime anlamiyla, cekismeli bosanma davaniz iki yildan asagi surmeyecek. (istanbul icin konusuyorum.)

    ha diyeceksiniz ki la sen ne bicim avukatsin, avukat para kazanacagi isi bu kadar kotuler mi?

    hayir arkadaslar, yani evet avukatligi elbette para kazanmak icin yapiyorum ama ben hayatin gecirilme ve paranin kazanilma sekline asiri onem veren biriyim. o yuzden, ne diyorduk, hayir arkadaslar, ben cekismeli bosanma davasindan "kazanacak" biri degilim cunku bu davalari almiyorum.

    iste o yuzden, para kazanacak olmama ragmen kafadan reddettigim bir surecin direkt tarafi konumunda olmayi size elbette tavsiye etmem. edemem, bu ikiyuzluluk olur.

    cekismeli bosanma konusunda sizi iyice gaza getiren ve basiniza gelecekler konusunda size bilgi vermeyen avukatlar bence etik davranmiyorlar ama o beni ilgilendirmez. yapmam gereken bildigimi soylemekti onu da soyledim.

    selametle,
    dagny.
  • boşanma davalarında vücutta çok ciddi protein ihtiyacı doğar. her türlü et ve süt ürünleri ihtiyacınız için şen kasap hayri bi tık uzağınızda..
    (bkz: şen kasap hayri)
    www.senkasaphayri.com
  • salı günü ikinci duruşmasının görüleceği bir tane bende mevcut... ilkine katılmadım, buna da katılmama kararı aldım bugün ve avukatımı arayıp bilgilendirdim... biteceğini bilsem giderdim, üçüncüye uzayacağı bariz belli olduğundan... en önemlisi de sırf meraktan dolayı yani... o koyun koyuna uyuduğunuz, sabahları birlikte uyandığınız, her akşam "ekmek lazım mı" diye aradığınız, evi terk ettiği halde, annesinin evinden sizi arayıp "canım lahmacun istedi" dediğinde cebinizdeki son 30 lirayla 40 km. yol gidip, o lahmacunu ona yedirip geri eve döndüğünüz, "sensiz uyuyamam, bu gece gitme" diyen insanın daha ne kadar çirkinleşebileceğini görmek için... insana iyi ders oluyor... artık öyle bir noktadayım ki duygusuz, hissiz, taş gibiyim... siz iyi niyetinizi adınız gibi bilseniz de iyi niyetinizden şüphe edilmesi çok acı... en acısı da tüm bunlara maruz kalmanızın sebebinin ne mal ne mülk istemeniz olması... sadece "eşit ve adil bir paylaşım" ile ayrılık talep etmeniz olması... en içimi acıtanı ise bununla beni muhatap eden insanların hz. ali'nin adaletine iman eden bir kültürden gelmesi...

    oysa evlilik doğru da olsa yanlışta olsa iki yetişkin bireyin isteği ve kararı ile gerçekleşmiyor muydu? bakın, türkiye'nin bir ilinden diğer iline birbirini bulmuş ve aynı yastığa başkoymuş iki insan yaklaşık 1,5 senedir aynı şehirde ve resmi olarak evli olmalarına rağmen bir kere bile karşılaşmadı oysa değil mi?

    bunun bilincinde olun hepiniz... ve lütfen, insan gibi ayrılın birbirinizden...
    size tavsiyem ise kendi içinde kendiyle hesabını görmüş birini bulmadan asla evlenmeyin...
    kendi içinde kendiyle hesaplaşmasını bitirememiş birinin kahramanı olayım derken madara edilirsiniz cümle aleme... sonra öyle aval aval "ben neydim, ne oldum, neredeyim" diye bakarsınız etrafınıza...

    ikincisi ise asla keskin köşeli takıntıları olan, sizi olduğunuz gibi sevemeyen biriyle hayatınızı birleştirmeyin...
    siz tahamül edebilien, karşıdakini olduğu gibi kabullenebilen biriyseniz hayatınız cehenneme döner...

    "aman o şöyle olsun, böyle olsun, ben idare ederim" dediğiniz noktada sonun başlangıcını gördünüz demektir.

    benden bu kadar...
  • her ne sebeple olursa olsun, boşanma davasının kararının verildiği an oluşan gerginlik, kız isteme anında evde kokan hava ile aynı oluyor. valla bak. esasında anlatmak istediğim şey bu değildi hakim bey ama böyle başladık neticede, şimdi bağlamasam, selbes derler insana.

    az önce tanık olduğum, nihayete ermesi anında, (bkz: gereği düşünüldü) tarafların boşanmasına karar veren hakimin taraflara da bunu tutanak dili ile değil de günlük üslupla anlatma çabası acayipti misal. nasıl bir ortam siz düşünün, hakim bile gerildi.

    -şimdi boşadık biz sizi.
    taraflar öööyle bak hakimin suratına. ''yani?'' vurgusuyla.
    -allah allah ne denir ki şimdi de bu durumda? anlaşmalıydı gerçi. haydi hayırlısı olsun o zaman.
    taraflar şaşır bu çabaya.
    - ben tutanağa döneyim.

    dönelim evet. ne varsa resmiyette var. tutanağı imzalamaya koşarak gitti diye kavga çıkarıp boşanmaktan vazgeçen insanlar gördüm ben. tutanak dili iyi. tutanak resmi. anlaşıldığı üzere beni de epey germiş. *
  • iste bak hayatta ne yaparsan yap buyuk konusmayacaksin. yillarca son derece bilincli ve tutarli olarak uzak durdugum bosanma davalarini kutur kutur alir oldum.

    ve dehsete kapildim.

    simdi mahkeme islerine uzak olanlar icin izah edeyim, her davanin bir "esas numarasi" olur. dosya numarasi yani. ankara 1. aile mahkemesi 2004/739 esas derseniz mesela, 2004 davayi actiginiz yildir. 739 da ankara 1. aile mahkemesinde 2004 yilinda acilmis 739'uncu davasiniz demektir.

    az once ankara'da bir dava actim, esas numarasi neredeyse 1800 ohannesburger. lan daha eylul bitmedi.

    ayda ortalama 200 desen, aralik sonunda 2400 olacak desen, ankara merkez adliyede 11 tane aile mahkemesi var, carp topla 26.400 dava eder. 52 bin 800 kisi. bir senede. tek bir sene tek bir adliye bolgesinde.

    gerci bunlarin hepsi bosanma degil tabii. bunun nafakasi var, velayeti, mal tasfiyesi, ziynet esyasi... var yani. ama netice olarak her yil nereden baksan 25 bin cift davalik oluyor. vay arkadas.

    sizi magdur eden veya icinizin artik almadigi evliliklere elbette katlanmayin ama bilinclenmek bundan ibaret degil sevgili kardeslerim. umuyorum bir gun o tur evlilikleri en bastan hic yapmayacak noktaya da evrilecegiz.
  • gece onikiye kadar mesaiye kalıp eve bakan kadını, evde çalışmadan yatan hödüğün kız kardeşinin duruşmada:
    "gece geç geliyodu ama nerden geliyodu bilmiyoruz" diye itham edebileceği davalardır bunlar.
    instagrama facebook' a foto koymak için evlenmeyin. boşanacaksanız da insan gibi boşanın.
  • "döndürüp dolaştırıp meseleyi nasıl hukuk ofisimin reklamına bağlarım" minvalli entrylerle dolup taşan başlık.

    bkz: bir üst entryim.
  • 4 dakika... evet tıpkı evlenirken her iki tarafında evet dediği süre kadardır boşanma davaları * da... ve yine "evet" dersiniz.

    - ...... yı eşin olarak kabul ediyor musun?
    - evet

    --------------------

    - ...... dan ayrılmak istiyor musun?
    - evet

    4 dakika. *
hesabın var mı? giriş yap