boşanma oranlarının artma sebepleri

• kadına, erkeğe, kayınvalideye ve bazen de kayınbabaya göre değişecek sebeptir. baldız ve kayınçoya ne oluyo onu halen çözemedim.
• ekonomik sebepler, kitle iletişim araçlarının gelişmesi ve cinsellik.
• insanların artık birbirine tahammülü kalmadığı için.
  eve geldiğinde saçma sapan nedenlerle sana bağıran agresif bir adam, kapristen ve dırdırdan başka birşey yapmayan bir kadın. evlenmek nasıl iki kişinin iradesiyle yapılan bir eylemse boşanmak da iki kişinin iradesiyle yaptığı eylemlerin sonucu.
  insanlar mutsuz. insanlar;işinde mutsuz, evinde mutsuz. mutsuz. herkeste bir koşturmaca. herkeste hayat telaşı. herkes yorgun. herkesin borcu var. kimsenin kendine ayıracak zamanı, kimsenin kaliteli zaman geçirecek gücü yok.
  ekonomik nedenler:
  dört kişilik bir aile bir gün gezmeye gitse;
  sinema-100 tl (mısır-içecek vs olmadan)
  hadi sahilde yürüdün bi saat
  bi akşam yemeği minimum 150 tl
  eğer hiç bişey yapmasan (sinema örneği vermemdeki sebep de yine en uyguna gelen aktivite olması) 250 tlyi bir günde harcıyorsun. bu ülkenin yarısından fazlası aylık 2040 tl ile ayı geçiriyor. yapamıyor. kimse sokağa çıkıp kaliteli vakit geçiremiyor. evden dışarı attığın tek adım 100 tl ile başlıyor. mutlu olmak için, eğlenmek için maddi gücün yok.
  iş yerinde maruz kalınan mobbing ev içinde yaşanan stresleri tetikleyen temel faktörlerden. akşama kadar birileri tarafından sürekli aşağılanan, ezilen insan öfkesini daha aciz insanlara uyguluyor.
  saygısızlık:
  ne zaman ki karşındaki insanın ailesine, işine, hayatta önemli gördüğün değerlerine saygı duymamaya başlarsan orada kopmalar da başlıyor. bu kimi insan için dindir, kimisi için ailesi kimisi için de tuttuğu takımdır. her insan, beraber hayat geçirmek istediği insanın onun yaşam tarzına ve onun düşünce tarzına saygı duymasını bekler. biz toplum olarak esnek yapıda değiliz. en ufak farklılığa tahammülümüz yok. gece geç uyuman yaşadığın insanın gözüne batabilir ya da sabah erken uyanman. çok çamaşır yıkarsın eleştirilirsin, az çamaşır yıkarsın giyecek şeyim yok denir. erkek kadının ailesini beğenmez, kadın erkeğin. bir evin içinde birbirinin yaşam sınırlarına saygı duymak zorundasın. aksi takdirde bu da ilişkinin ilerlemesini engelliyor.
  görev dağılımı:
  evliliklerde kadın tüm evin yükünü sırtlanmak zorunda değil. bir erkek olarak bir kere eşine kahvaltı hazırlamadıysan, bi kere evini süpürmediysen bu karşındaki insana yaptığın en büyük saygısızlık. yemek yapmayı bilmiyorsan bile akşam yemeğinin yanına salata yapabilirsin. ben bu anlamda kadınların çok iş altında ezildiğini düşünüyorum. erkeklerin ev işlerine ufak da olsa katılmasını beklemek her insanın hakkı. nöbetten çıkıp iki saat uyuyup evi temizleyen, sana yemek hazırlayan insan bir yerden sonra tükenir. yorulur. karşınızdaki insanı görüp üzülmüyorsanız, annenizin o evin yükünün altında ezilişini hatırlayın beyler. her gün yorgunluktan salonda uyuyakaldığı koltuğu hatırlayın.
• ekonomik olarak özgürlüklerin artması ve en önemli sebeb özgürlüğün tadı
• para para para
• istenmeyen,içten gelmeyen,samimiyetsiz evliliklerdir. dünya evriliyor ve düzene giriyor rahat olun. yaşasın medeni kanun!yaşasın hürriyet!
• sosyal medya.
  niçin mi?
  bakınız: hanım kızımız ile koca beyimiz pazar kahvaltısında bıdı bıdı yerde, bıdı bıdı yerden sonra zımbırtı manzarasında kahve içiyorlar. canları sıkılıyorsa hemen bir tatile gidiyor ve bir örnek giyinerek “biz bir bütünüz, zevklerimiz bir, en iyi çift biziz!” imajı ile şahane pozlarını veriyorlar. elbette bunu gören diğer hanım kız ile kocası hiç bir aktivite yapmıyor, rutin ve 30 yaşın yaklaşma telaşı ile ilk bulduğu kadın/erkek ile evlendiği için hayat çok sıradan ve umduğu kadın/erkek o değil! mutsuzluk artar, tatminsizlik artar ve şiddetle geçinilmez. sonrası güllük gülistanlık. ideal erkek/kadın arayışı, ideal mutluluk yok arkadaşlar. kalan 30-40 yıllık ömrümü telaşla bulacağım ilk evlenmelik erkek ile geçireceğime bekarlığa bekarlık katarım. canım bekarlığım (kalp)
• aile kurumunun bilincine varmadan evlenmektir. boşanma oranlarının yüksekliğini çiçeği burnunda bir avukat olarak iştah açıcı buluyorum. insanlar hata yapmazsa nereden ekmek yiyeceğiz?
• insanlara belli bir yaşı geldikten sonra aşırı derecede yapılan evlenme baskısı. evliliğin bir zorunluluk olarak her fırsatta dayatılması. bana göre evlenmeden önce kişilerin birbirini ve çevresini çok iyi tanıması gerekiyor.
• bunu her zaman söylerim, millet çocuk yetiştirirken geleceğini o kadar düşünüyor ki yok oğlumuzun evlenmeden evi olsun yok arabası olsun birşeyden geri kalmasınlar, çiftler evlendikten sonra ortak bir paydada çabalayacak konuları kalmıyor
  
  hoş bir tabir olmasada insanlar çocuklarına sadece sevişmeyi bırakıyor. bu arkadaşlarda çabalamadıklarından dolayı ilk sıkıntıda boşanma yolunu seçiyor yok heyecanımız bitti yok aşkımız azaldı vs.
  
  o yüzden işte bir babanın çocuğuna yapması gereken şey ona ev almak yerine o evi nasıl idare etmesi gerektiğini öğretmek, benim ailem 30 seneyi geçik süredir evli, her sıkıntıyı beraber çektiler sağlık ,ekonomik
  
  kısaca aileler çocuklara sunii bir ortam yaratmamalı hayatın keşliğine atmadan destek olarak ama aşırı kaçmadan ilgilenmeli