2540 entry daha
  • mutsuz evliliklerin 3 ayda bitirilmesi. eskiden belli kesimler dışında çoğu evlilik saçma sapan çocuk evlilikleriydi ve sonlandırılması zordu.

    sosyal medya ve çevre. aldatmayan insan tanımıyorum artık bu gizli ilişkiler gizli olmaktan çıktı. 2 aile bakan insanlar arttı.

    para ve güç delisi eş, aile. tüketim toplumunun büyük sorunu. sonu 5 parasız şekilde akrabalardan para isteyerek biten evlilikler. çoğunda alkol ve uyuşturucu sorunu vardır.
  • dandik gözlemlerime göre kafadaki, ' boşanmak kakadır' algısının biraz kırılması.
    yoksa hiçbir dönemde ayılıp bayılarak evlilik yürütüldüğünü sanmıyorum.
  • yeni dünya düzeninin bizlere sunduğu yetkilere dayanarak birbirimizi rahatça boşuyoruz da o yüzden.

    bunu irdelemek için jenerasyon ve bu jenerasyonun evlilikten beklentileri konusuna eğilmek gerekiyor sanırım.

    daha eski kuşaklarda (mesela 1940- 1970'ler) genellikle "klasik" olarak adlandırabileceğimiz, annenin ev hanımı olarak evdeki işleyişi yürüttüğü, babanın da çalışarak eve para getirdiği bir düzen vardı. pek çoğumuzun anne babası bu düzen içinde büyüdü. sorunlar elbette vardı ama bir şekilde evlilik bağı genellikle pek bozulmadı. sorunlar bir sonraki nesle aktarıldı. (anamıza babamıza yani)

    anne babalarımızın dönemi belki biraz daha "karma" dönem olarak adlandırılabilir. (mesela 1970- 1990'lar) bu dönemde kadınları iş hayatında görmeye başladık. bazılarımız çalışan anne ve çalışan baba modelli bir evde büyüdük, bazılarımız klasik model diyebileceğimiz bir evde büyüdük. sorunlar yine vardı belki boşanmalar oldu belki olmadı. sorunları biz aldık attık cebe.

    2000'li yıllara geldiğimizde ise hepimizi dört bir yandan çevreleyen maddi ve manevi pek çok dönüşüm yaşadık.

    kadınlar daha özgür bir şekilde isteklerini ve arzularını ifade edebiliyorlardı ve en az erkekler -hatta bazen erkeklerden de çok- para kazanmaya ve statü sahibi olmaya başladılar. bu durum, elbette ilişkileri de etkiledi.

    çılgın kapital öncelikle zevklerimizi çeşitlendirdi. seçenekleri çoğalttı. seçenekler çoğaldıkça kafalar karıştı, karşılaştırmalar ve analizler arttıkça güven azaldı. ortada ne istediğini bilmez bir insan yığını kaldı.

    bir de bunun yanına "sosyal medya" dediğimiz bir mecra oluştu. yüzünü görmediğimiz, sesini duymadığımız insanlarla flört etmeye başladık. işler kolaylaştı ama aynı oranda da zorlaştı. çünkü burada da seçenek çoktu.

    kendisini sadece işiyle, kazandığı parayla ve başarısıyla tanımlayan bazı erkekler, karşısında tıpkı kendisi gibi kadınlar görmeye başladı. bazıları kendileri gibi olan bu kadınlara korkuyla karışık bir rekabet duygusu beslemeye başladı, bazıları nefret etti, bazıları hayranlık duydu.

    kendisini cinselliği ile tanımlayan bazı erkekler de karşısında tıpkı kendisi gibi kadınlar görmeye başladı. bazıları kendileri gibi olan bu kadınlara yine korkuyla karışık bir rekabet duygusu beslemeye başladı, bazıları yine nefret etti, bazıları yine hayranlık duydu.

    bu ve buna benzer onlarca durum içindeki kadın ve erkek evlendi ve büyük bir çoğunluğu boşandı.

    bence sıkıntı şundan kaynaklanıyor. kadın ve erkek tanımları değişiyor fakat bizim bilinçaltımız ve anne babadan aldıklarımız bu tanımları tam anlamıyla kabul etmiyor.

    evlendiğimiz anda o cebe attığımız sorunlar, anne baba modellerimiz hortluyor ya da geçmiş travmalarımızı depreştirecek olaylar yaşıyoruz.

    erkek, kadının bir şekilde kendisine ihtiyaç duymasını istiyor. kadın ise çoğu zaman bunu zayıflık olarak görüyor "kendi işimi hallederim ben sana kalmadım" diyor.

    kadın, erkeğin çok para kazanmasını istiyor, rahat yaşamak istiyor ama aynı zamanda sadece anne olarak tanımlanmak istemiyor. erkek, kadına "anne ol" dediğinde "ben sadece anne değilim tamam mı!" diyor.

    erkek, kadına "seni her halinle severim" diyor ama "çocuk doğur ama hemen 36 bedene de geri dön" de diyebiliyor çünkü bunu yapan "mükemmel" kadınlar var.

    kadın, erkeğe " seni her halinle severim" diyor ama " bilmem kimin kocası terfi almış, ev almışlar bilmem nereden. sen hala yerinde sayıyorsun" da diyebiliyor çünkü bunu yapan "mükemmel" adamlar var.

    bir de tüm bu durumların parlak bir vitrini var. tabii ki sosyal medya. gösterilen hayatlar var ve yaşanan hayatlar. iki hayat arasına sıkışmış insancıklar.

    yani... bu örnekler uzar gider.

    evlilik artık "aman evleneyim olmazsa boşanırım" noktasına geldi.

    evlenmek kadar boşanmak da normal ve doğal elbette benim bahsettiğim bu boş vermişliğin bir ön kabul olması.

    boş verdiğiniz ve önemsemediğimiz bir olaya saygı duymazsınız. saygı duymadığınız şeyden vazgeçmeniz de çok kolay olur.

    bence biz önce kendimizi tanımaya çalışalım, aile meselelerimizi halletmeye niyet edelim. ilişkiden beklentilerimiz nedir onu çözmeye çalışalım. bak bu işi yapan terapistler var, bir sürü uzman var. illa delirmeniz mi lazım. altınızdaki arabaya yatırım yapacağınıza ruhunuza yatırım yapın ruhunuza (bak sinirlendim yine didaktik ablaya bağladım. neyse ben de böyleyim annem)

    hiç değilse bu süreçlerin sonunda gerçekten evlenmek isteyenler evlenecek ve gelecek nesiller biraz daha sağlıklı büyüyecektir. (tabii kısmet bu işler) *
  • hayatım düzene girsin diye evlenirsen düzenin kölesi olursun..
    evlilik seni çok eşlilikten tek eşliliğe düşürecekse yürümez o iş.
    hiç cinsel hayatı olmayana cennet gibi gelir fakat.
  • yalanlar aldatmalar yapılan şirket evlilikleri toplum baskısı sosyal medya uzar gider güzellik gelir geçer insanlık baki
  • sosyal medya ( insanların elindekine şükretmemesi ) instagramda yaşanan hayatlara özenmeleri
  • türk örf adetleri nedeniyle, insanlar birbirlerini yeterince tanımadan evleniyor. iki sevgili gezip eğlenirken hayat güzel gelebilir fakat önemli olan o insanla aynı evin sorumluluğunu yüklenebilecek misin? karşı tarafı ne kadar iyi tanıyorsun. aynı evde yaşamaya başlayınca işler değişmeye başlıyor farklı farklı huylarını görüyorsun karşı tarafın. bu nedenle kişiler aynı evi en az 6 ay paylaşmadan evlenilmemeli. bunun dışında tabiiki; saygı, sevgi, sadakat ve güven duygularını insanların sürdürememeleri. ailelerini her şeylere karıştırıp ilişkiyi mahvetmeleri de bu oranı arttırıyor tabi.
  • evlenmeden önce mükemmel olan erkek yada kadının evlendikten sonra kızıl bir ejdere yada hanzo bir adama dönüşmesi.
  • bilmiyorum
  • boşanmanın evlenmek gibi doğal bir hak olarak görülmeye başlanması. evet tabiki haktır ama eski nesilde utanılacak bir şeydi. insanlar göğüsünü gere gere pat diye boşanmazdı. şimdi çok normal karşılanıyor. o manada.
2957 entry daha
hesabın var mı? giriş yap