• eskiden babalar kizlarini zorla verdikleri gibi buradan gelinlikle cikiyorsun kefenle gelirsin dedikleri icindir. kiz da bilirki bosanma sansi yok olsa bile babasi evine almayacak. ama artik babalarin kizlari prenses oldugundan baba evine dönmese bile bosanmasi toplumda yadirganmaz. tabi artik kizlarin okumasi vede ekonomik özgürlüklerini elde etmeleri de bir etkendir.
  • aykut kocamanın gerçeklerle ilgili "bir gün ortaya çıkmak gibi kötü bir huyu vardır" lafının teknolojik gelişimi.
  • bir yıl kadar önce şunu yazmışım.

    *****
    *****
    " elalem ne der? ben ne yerim, ne içerim, nereye giderim?" derdi bitti

    iki yüz sayfa yazmaya gerek yok.
    boşanma oranları arttı çünkü insanlar boşanabiliyorlar artık.

    *****
    *****

    hala aynı düşünüyorum. insanlar boşanabiliyor diye boşanma oranları arttı. ama bir de o boşanmaya getiren sebepler var. onlar da arttı elbet.

    ben onlara yalnızlık aletleri diyorum. daha doğrusu atibey öyle diyor... bilgisayar, cep telefonu ve yanında sosu olan internet ile birbirlerimizin yatak odasına girmiş durumdayız. birbirimizle yarışıyoruz. facebook'ta gördüğünüz kocişimle kahvaltı keyfi bu yüzden işte. kadın orada "ben aslında mutluyum" cümlesine inanmaya çalışıyor.

    eskiden insanlarla tanışma olanağı sadece mahalle, iş, ve akrabaların tanıdıkları ile sınırlı iken bugün cep telefonuna yazdığın iki harf ile senden binlerce kilometre uzakta olan kişilerle tanışabiliyorsun. sonra uçak diye bir şey var... biniyorsun bir saat sonra şurada `:http://media.dunyabulteni.net/…/2013/08/07/kafe.jpg` kahve içip yeni tanıştığın ruhun gözünün içine bakabiliyorsun... evlendiğin kadın ise seni üsküp'te şampuan ihraç ediyorsun sanıyor. üstelik eşini aldatıp geri dönerken ona yalnızlık aletleriyle çiçek bile alabiliyorsun...

    elimizde iletişimimizi sağlayan aletlerin hepsi aslında yığınla açgözlülük üreten yalnızlık aletlerinden başka bir şey değil. bu kadar bilgi bu kadar haber fazla aslında bize. kocaman bir sofraya oturtmuşlar bizi; yemeklerin hepsine ulaşıp yemeye çalışıyoruz. haliyle ana yemek heba olup gidiyor.

    ve sonra boşanıyoruz. çünkü boşanabiliyoruz. sonra da özgürüz artık diyerek elimizdeki yalnızlık aletlerinde hürriyet arıyoruz. kremalı pasta nefis gözüküyor o yalnızlık aletlerinde evet ama kremanın ekşidiğini göstermiyor o nalet olası aletler...

    göstermeyecek de...
    bir masalın peşinden koşup duracağız.
  • ülke olarak akıl sağlığımızı yitirmiş olmamızı da eklememiz gereken sebeplerdir.

    hatta ilk sıraya yerleştirmeliyiz.

    -boşanıyoruz!
    -neden?
    -ilk gün ki gibi değilsin!
    -sen?
    -beni sen bu hale getirdin.

    -boşanıyoruz!
    -neden?
    -geçim sıkıntısı
    -iyi günde, kötü günde demiştiniz?
    -.......

    şiddetli geçimsizliklere sözüm yok. lakin boşanmaların çoğu eften püften sebepler. özellikle çocuğu olanların boşanmasına karşıyım. icabında hayatını zehir edeceksin ama o çocuğu mutlu bir birey olarak yetiştirmek zorundasın. canın sıkılınca siktir olup gidemezsin. o çocuk annesinden yada babasından uzak kalmak zorunda değil, sen doğru bir seçim yapmadın diye!
  • toplumsallıktan bireyselliğe geçişin yan etkilerinden biri..."birey" kavramı toplumun bir parçası olarak algılanırken, şimdi birey değil "ben varım" mantığı ile gidiyoruz. dolayısı ile eskiden insanlar birey olmanın farkında oldukları için topluma bağlı, toplumun gelenek göreneklerine , ahlaki ve bilimsel değerlerine bağlı iken, şimdi her birey farklı bir değer. dolayısı ile benim değerim sana uymadı ise sen benim için yoksun, boşarım, terkederim, umursamam, benim değerimin doğruluğunu sana dikte etmeye çalışırım ister kocam, karım ol ister annem babam.
    o günün yaşam şartları da göz önünde bulundurulmak kaydı ile ortak değerlere herkes uyduğu için saygı , sevgi, ahlak , çalışmak gibi kavramlar herkeste aynı şeyi ifade ediyordu. ancak günümüz şartları için her değer herkeste aynı şeyleri ifade etmiyor.örneğin(lütfen bu örnek yanlış anlaşılmasın kimseye mesaj vermeyi amaçlamıyorum) ramazanda oruç tutan insanların yanında yemek yemekten imtina edilirdi. bu oruç tutanlara saygıdandı. ancak şimdi ben oruç tutumuyorum yemek yemek hakkım bana da saygı duyulmalı yargılanmamalıyım mantığı yayılmaya başlamadı mı?ikisi de saygı örneği ancak iki farklı algılama şekli.
  • toplum olarak saygısızlığın ve tutarsızlığın sonucudur.
    işi sadece ekonomik sebeplerle sınırlandıramayız. evlenen kadınların çoğu deli gibi kilo alıyor ve bakımsızlaşıyorlar. bu durum hem kendisine hem de partnerine saygısızlıktır. erkek için de aynı şeyler geçerlidir. "karakter" çok önemli bir çizgidir. tartışmalarda kişiliğe hakarete başlandığı anda o evlilik bitiyor. saygı olmayan yerde düzen de olmaz.
  • 1-kadınların çalışma hayatında aktif rol almaları(yani erkeğe bağımlılığın eskiye nazaran azalması.

    2-teknolojinin ilerlemesi

    2a-insanların her şeyden haberdar olmaları. daha iyi alternatiflerin bir "selam" uzağında olması.

    2b-tüketim hızının ses hızına yaklaşması. her şeyin çok çabuk tüketilmesi.

    3-insanların toplumlardan kopmaları. kendi mutluluklarını başkalarının düşüncelerine göre şekillendirmemeleri.

    4-'evlilik kutsal bir kurumdur' palavrasının azalarak bitmesi.

    5-dini değerlerin yıpranması.
  • sosyal medya
    sosyal medyada beğenilme isteği
    sosyal medyada flört isteği
    sosyal medyada keşfetme isteği
    sosyal medyada keşfedilme isteği
    sosyal medya
    sosyal medya
    sosyal medya
  • ilişkilerin 'çıkar' üzerine kurulu olması.
  • (bkz: aşk-ı memnu) .
hesabın var mı? giriş yap