• bu*, en zor kararın/olayın en hassas varlıklardaki etkileridir.

    boşanmak bazen gerçekten kaçınılmaz ve gerekli de olsa, en çok çocukları etkiler ve bilinçli olunmazsa onların yüreklerinde, ruhlarında ve yaşantılarında onulmaz yaralar açabilir...

    anne ve babasının boşanacağını öğrenen çocuk, ilk etapta şöyle çok olumsuz tepkiler verebilir :

    1. ağlama, üzüntü

    2. itaatsizlik

    3. okuldan kaçmak

    4. suç işlemek

    5. hırsızlık

    6. okul başarısında azalma

    ama, çözüm yolları adım adım uygulandığında bu etkiler en aza indirgenebilir:

    .......

    boşanmanın çocuk üzerindeki etkileri

    bir çocuk, doğup da bir aileye dahil olduğu andan itibaren, sevildiği, bulunduğu ortamda güvende olduğu, ihtiyaçlarının karşılanacağı ve korunacağı türünden temel mesajlar alır. boşanmak, bir çocuk için de bu saydığımız güvencelerin köklü bir değişiklik içerisine gireceği anlamına gelir. değişiklikler, özellikle boşanmanın ilk evrelelerinde çocuklar için en büyük tehdittir. şimdi bana kim bakacak, nerede yaşayacağım, okulumu değiştirmek ve arkadaşlarımdan uzaklaşmak zorunda mı kalacağım gibi sorular, endişe, güvensizlik ve korku gibi hislerle birlikte çocuğun iç dünyasını ele geçirir.

    boşanma krizi yaşayan ebeveynlerin çoğunlukla kendi duygusal ihtiyaçlarıyla o kadar gözleri kararır ki anne baba olduklarını unutabilirler. ancak yetişkinler boşanmalarının çocukları için de bir değişiklik olduğunu akıllarında tuttukları sürece herhangi bir değişikliğe bağlı bütün zorlukları aza indirgemek mümkün.

    herşeyi bir adım daha kolaylaştırmanın da uzmanlara göre 10 temel yolu var:

    1- çocuğunuzu, ona olan sevginiz konusunda temin edin. daima onun anne babası olmaya devam edeceğinize ve onun için her şeyin en iyisini yapacağınıza inanmasını sağlayın. ancak sonra onu bu konuda hayal kırıklığına uğratmayın. çocuğun ebeveyn sevgisi konusunda hayal kırıklığına uğraması, ileride sevgiye bağlı ilişkilerinde olumsuz etkilere neden olabilir.

    2- boşanmak, yetişkinlere ait bir olgudur. asla çocuğunuza evliliğinizi sona erdiren nedenlerden biri olduğu imasında bulunmayın, böyle bir sorumluluk üstlenmesine izin vermeyin.

    3- çocuğunuza artık iki evi olduğunu söyleyin. hem annesiyle hem de babasıyla yaşayabileceğini bilsin. asla “ziyaret etmek” ifadesini kullanmayın.

    4- yaşadığınız değişikliğin duygusal olduğunu çocuğunuza açıklayın. değişikliklerin her zaman kolay olamayacağını ancak her şeyin iyi sonuçlanacağını anlatın.

    5- çocuğunuza karşı dürüst olun. ona basit, yaşına uygun ve somut bilgiler verin. güçlü bir olasılık söz konusu olmadıkça yeniden barışmaktan ya da uzlaşmaktan söz etmeyin.

    6- çocuğunuzu asla terketmekle tehdit etmeyin. çocuklar durum ne olursa olsun anne ve babalarının ilgilerinin azalmasına dayanamazlar. bu yüzden cezalandırmak için onu terketmekle tehdit etmeyin.

    7- sırtınızı çocuğunuzun desteğine yaslamaya çalışmayın. çocukların, sizi ayakta tutacak kadar duygusal gücü olmaz. kimin kime destek olması gerektiğini unutmayın.

    8- sevginizi dokunuşlarla da gösterin. onu bol bol öpün, kucağınıza oturtun, beklenmedik anlarda sarılın. sevginizi göstermek ya da ifade etmek için özel anlar yakalamaya çalışmayın.

    9- birlikte hoşça ve bolca zaman geçirin. gülerek geçirilen zamanlar en iyi ilaçtır. ona özellikle zaman ayırın. birlikte yaptığınız özel şeyler onun kendini özel hissetmesini sağlayacaktır.

    10- kendinize ve içgüdülerinize güvenin. çocuğunuza güvenin, onun değişme ve öğrenme kabiliyetlerine inanın. kendiniz ve çocuğunuz için “en iyi”nin ne olduğuna karar verecek tek kişi o ve sizsiniz."

    kaynak: http://www.cicibebe.net/anasayfa/bosanma.htm

    çok değerli linkler: http://www.donusumkonagi.net/…k_uzerindeki_etkileri

    http://www.gata.edu.tr/…limler/cocukruh/bosanma.htm

    http://www.kurumsalhaberler.com/…zerindeki-etkileri

    http://www.okulpdr.net/bosanma.htm
  • birden cok parametreye baglidir. ebeveyn duzeyinde, bosanmalar iki taraf icin de maddi sikinti yarattigi icin (ve ozellikle kucukse cocugun anneye verilmesinden dolayi) genelde yasadiklari muhit, buna bagli olarak okul-egitim-arkadas grubu kalitesi (mesela cetelerin oldugu okullara gecme ya da suc oraninin daha yuksek oldugu guvenligi az muhite tasinma), vekaleti alan ebeveynin bosanmayla ve eski esiyle ilgili olumsuz duygulanim durumlarini ebeveyn-cocuk iliskisi ustune yansitmasi (yani ebeveyn-cocuk iliskisinin kalitesinin dusmesi, potansiyel olumsuzlasma), vekaleti alan ebeveynin maddi nedenlerle genelde daha uzun mesai yapmasiyla cocukla gecirdigi zamanin azalmasi gibi ve benzeri nedenlerin cocuk uzerinde bir cok olumsuz etkisi olabilir. ozellikle kucuk yastaki cocuklar icinse en yaygin etki, cocugun anne babanin arasinda olan sorunlarin kendi sebebiyle olduguna inanmasi'dir*.

    eger ebeveynseniz, bosanmayi dusunuyor ve bu basligi bu sebeple okuyorsaniz, en net tavsiye (cocugunuzun yasini ve anlama seviyesini goz onunde bulundurarak), kanli bicakli olmadikca iki ebeveyn olarak cocugunuza bosanacaginizi ve bu durumun tamamen sizin ikili iliskinizle ilgili oldugunu, onu hala ayni sevgiyle sevdiginizi ve seveceginizi, anne babasi olarak kalacaginizi ve gorevlerinizi yerine getireceginizi aciklayan bir konusma yapmaniz olacaktir. bu konusma icinde (bosanma orneklerine bakildiginda olmasi yuksek bir ihtimal oldugu icin soyluyorum) "annen biraz daha soyle bir kadin olsaydi/ senin bu annen/ yavrum babanin ne yapacagi beni ilgilendirmez ama ben annen olarak" gibi konusmalardan kacinmaniz tabii ki en guzeli olacaktir.

    fakat sunu demiyorum, farzedelim esinizle birbirinizden nefret ettiginiz bir noktaya gelmis durumdasiniz, yani iliskide yuzunu seytan gorsun'un son perdesini oynuyorsunuz. iste bu durumda bile "-mi$ gibi davranmalidir" degil dedigim. olumsuz, cozume yonelik olmayan diyaloglari mumkun oldugu kadar azaltmak proaktif yani cozume yonelik davranis gelistirme surecini baslatmak icin ilk adim da olabilir, bu ayri mesele. fakat bu konusmanin temel amaci durumu kendine atfetmeye hazir cocugunuzu rahatlatmak, durumun bu olmadigina, aranizdaki anlasmazliklarin hicbirinden onun sorumlu olmadigina cocugunuzu ikna etmek. ki bu aciklamayi yapmakla da is bitmiyor tabii ki, bu aciklamayi yapip ardindan ilk paragraftaki etkiler de sahneye girince, ben kotu bir cocugum annem babam ondan ayriliyor'la baslamasi olasi olan surec, gelecek yillarda mutlu olmayi hak etmiyorum'dan ozdeger dusuklugune, ve cocugun ilerideki iliskilerinde kacma ya da tam tersine iliskide karsi tarafi baskilama ve bogma gibi etkilerle de devam edebilir. madalyonun obur yuzu, tabii ki de cok daha kotu bosanmalar sonucunda bile koruyucu diger faktorler isiginda (sorumluluk alan buyuk anne babalar, maddi sikintinin olmamasi, anne babanin kotu gecen bir bosanmadan bir sure sonra kendilerine gelip cocuk icin gorusebilmesi gibi) cok az sayida olumsuz etki de yasayabilir. bu noktada sizin en iyi yapabileceginiz sey, cok degiskenli bu denklemde cocugunuzun en az etkilenebilecegi sartlari yaratmaya calismak, ki bunun temeli, sizin -kendinizin- bosanmaya nasil baktigi.

    daha fazla uzatmadan sadede geleyim: hayatta ustunde kontrolunuz olmayan seyler icin uzulmekten insana daha cok zarar verebilecek cok az sey vardir herhalde. hele de biraz bunu yapmaya megilli bir tipseniz, kendinizi sikca gunduz duslerine dalip kuruntular denizinde yuzuyor buluyorsaniz, insanlari kolay affedemiyor ve olan hemen her sey icin baskalarini suclama egilimindeyseniz, uzgunum ama saniyorum sizi de, cocugunuzu da cooook zorlu yillar bekliyor. bunu bu kadar bodos, ve bu kadar net soyluyorum, cunku bazen tamamen yabanci birinin ektigi dusunsel tohum, yillar sonra uygun ortam, sicaklik, nem esliginde filiz verebiliyor.

    yanisi, diyorum ki: aciya, gecmise; terk edilise ya da istemediginiz gibi gitmis ve bitmis(!) bir iliski ustune kurmaya ayirdiginiz zamani sistematik olarak azaltabilirsiniz. bunun bircok yolu var, bir profesyoneli gorebilirsiniz, self-help kitaplari her ne kadar hor gorulse de dogru kaynaklardan dogru basa cikma yontemlerini ogrenebilirsiniz; ya da ongorusu gelismis bir insansaniz bunu el yordamiyla da bulabilirsiniz; ki temel nokta surekli kendinizi gozlemleyerek kendinizi bu tip olumsuz dusunce ya da diyaloglar icinde buldugunuz anda, duruma mudahele ederek degistirmek. eger bir seyi kontrol etme sevdasindaysaniz, bu tip bir donemde en guzeli kendi dusunce akisinizi kontrol etmeye calismak olacaktir, ki bunu bir kere basardiginizda, ileride karsilastiginiz sorunlarda da bisiklete binmek gibi bir sey oldugunu gorecek, ve cozume yonelik davranisa yoneleceksiniz.

    bunlarin hicbiri, bir gecede olabilecek seyler degil; ama denemeye fazlasiyla deger. hayat enerjinizi eski esinizle ilgili "su an nerede, kiminle, neden, neden ben degil, neden boyle oldu" gibi takintilara yatirmaktansa, yoneltebileceginiz en ve tek dogru mecra cunku. siz secimlerinizsiniz, rahattan kontrol takintiliya degisen skalada her nereye dusuyor olursaniz olun, su an dustugunuz yerden daha iyisinde olmaniz mumkun, ve bagli oldugu ana degisken de alginiz; durumu degistiremiyorsaniz, alginizi degistirebilirsiniz.

    aciya, aska, dramalara, hikayelere ayirdiginiz hayat enerjinizi daha dogru kanallara yoneltmeniz dilegiyle, kullandigim-kullanmadigim tum kli$elere el salliyorum.
  • aslında pek bir fark yoktur. ha anneniz gitmiş, ha babanız...
    kaç yaşında olursanız olun aldatılmış, yaralanmış, aptal yerine konmuş gibi hissediyorsunuz kendinizi. yani haksızlığa uğruyorsunuz. anneniz mutlu, son yıllarda hiç görmediğiniz kadar neşeli, canlı görünüyor.
    babanıza bakıyorsunuz; biraz şaşkın, biraz uyuşmuş "o" da kendi deyimiyle"artık bir karar vermekten ötürü kafası dinç", bir adam oluvermiş.
    mutsuz ve huzursuz olan bir tek sizsiniz!
  • mutluluk da olabilir belki bu etkilerden biri bilemiyorum. elbette çoğunlukla kötü bir durum olsa da şöyle bir gerçek de varki boşansınlar, nolur bu işkence bitsin diye dua eden çocuklar da yok değil. annesini babasını deli gibi mutsuz, ruhsuz görmekten çok daha iyidir çocuğun boşanma olayını kabullenmesi bence. önemli olan çocuğa "mutsuzluğu ve bunun değişmesi için gerekli olanı" anlatmak sanırım..
  • edeplice yapilirsa mutsuz bir evlilik surduren ebeveyn yasaminin cocugun uzerinde biraktigi etkilerden cok daha sagliktir. elbette yasayacagi bir travma olacaktir ama anne ve baba akillica hareket edip bencillik yapmazlarsa cocuk bosanmayi da atlatir baska seyleri de. fakat turk toplumunda bu tip dusunceler pek kabul gormez "aman arada cocuklar var etkilenmesin" diye bosanmaya sicak bakilmaz oyle mutsuz mutsuz yasanir hayat gecip gider.
  • boşanamamanın çocuk üzerindeki etkileri kadar yıpratıcı değildir aslında.
  • sürdürülemez hale gelmiş bir evliliğin çocuk üzerindeki etkilerinden eminim daha az ve daha iyi etkilerdir. her gün kavga edilen bir evde anne baba ile yaşamaktansa; kavganın olmadığı bir evde, ebeveynlerinden biri olmayacak ama onunla da düzenli şekilde görüşebilecek şekilde yaşaması daha iyidir çocuk için.
  • eğer çocuk, çevresinin farkında olmadığı kadar küçükken boşanma olayı yaşanmışsa olmayan etkidir. yoktur çünkü. o çocuk annesiyle büyümüştür. "baba" kavramının içi boştur, babanın büyüyene kadar bir iki kez görülmesinden dolayı.
    bu durumda da çocuğu etkileyecek tek şey, "acaba babam olaydı nasıl bir aile olurduk lan biz?" şeklinde ara ara hayallere dalmasıdır. gerçi nasıl olduğu belli olmuştur, o sebeple ideal bir baba figürü yaratılır, birkaç dakika boyunca tebessüm edilir.
    hayallerden uyanınca bir sigara yakılır, ilerde asla babaya benzememe sözü verilir.
  • biten bir evliliğin üstüne yeni bir aile kurulduğu vakit o kurulanın adının aile olmadığını görüyorsunuz. yani boşanmak bir çocuğa aile denen şeyin bir kez kurulacağını gösteriyor. çocuksuz bir ailenin ayrılık kararı sevgililerinkinden çok farklı değil fakat işin içinde çocuk olduğunda onun hayatında bir yerde bu ayrılık bütün ayrılıklar için yapacağı tanımlamalarda, kararlarda, tercihlerde vs. etkili oluyor. bir de ailesi bölümüş çocuklar gelecekte ya o kavramdan uzak şeylere yöneliyorlar ya da onun bunun ailesine fazladan bir yakınlık duyuyorlar. sevgiliden ayrılmak, yaşadığı şehirden ayrılmak vs. o çocuk için ya çok basit ya çok korkutucu oluyor ki bu da ortada duramama halini ifade ediyor. bir dengesizlik bırakır boşanma çocukta. fakat ne olursa olsun mutsuz bir ailede yaşamanın vereceklerinden daha ağır etkiler görülemez diye düşünüyorum.
    önemli olan ayrılmamak değil, ayrıldıktan sonra çocuğunun yaşadıklarına daha yakın durmak. anne baba kendi yaşadıkları ruhsal bunalımlarla boğuşurken çocuklarını unutuyorlar. genelde uzun süren kavgalara, geçimsizliğe rağmen çocuk ayrılık olayına alışmamış oluyor, anne babalar da bunu göremiyor. bahsedilen etkiler tam da bu süreçte oluşuyor.
    çocuk ilgiye hasretse, yalanı alışkanlık edinmişse, parasal kaygıları küçük kafasına bir anda yerleştirmişse, etrafındakileri kıskanıyor ve ruhunda kötülüklere yer açıyorsa, kendine yeni bir hayat kurmaya uğraşan anne baba o hayatta bunları engellemeye de uğraşmak zorunda.
  • herkes diyor, butun mutsuz evliliklerin cocuklari "bu etkiler bo$anmamanin etkisinden daha kotu" diye. buna ragmen surekli bir "cocugum icin devam ediyorum" tribi butun ebeveynlerde.

    neyse, ebeveyn olan/olmak isteyen herkese bildireyim, cocugunuzu du$undugunuzu iddia ederek yalniz kalmaktan korktugunuzu gizlemekten vazgecin bi zahmet. mutsuz bir evlilikte cocugun ruh sagligi icin bo$anmak en guzel cozum. biraz fedakarlik yapacaksiniz i$te, ama en azindan kendinizi "cocugum uzulmesin diye yani" diyerek kandirmayin. kimse yemiyor.
hesabın var mı? giriş yap