• iki elin parmak sayısı kadar yorum girilmesine rağmen toplasan 10 çeşit bira içip kendini bira konusunda bilirkişi sananların boşa salladığı, (mekanın avukatı değilim, bu yüzden mekanın kendisi hakkında yapılan yorumlar ilgim dahilinde değildir) hiçbir bilgi birikimine dayanmayan bu boşa sallamaların insanları yanlış yönlendirebileceği başlık. öncelikle belirtmek isterim ki bazı kişiler tarafından “gazsız” olarak nitelendirilen bu biralar hatalı değildir, tam tersi bir şekilde biracının kontrolü dahilinde bu şekilde servis edilmektedir. ilgili biracının butik (craft) olarak ürettiği bu biralar dikkat ederseniz geleneksel ingiliz tipi casklardan tulumba şeklinde çekilmektedir. seri üretim endüstriyel biralarda (piyasada her yerde satılanlar) ise durum farklıdır, yapay bir şekilde basınçla gazlandırılan (force carbonation) bira yine fıçılardan basınçla tahliye edilerek bardaklarımıza doldurulur. cask’larda ise yapay gazlandırma yoktur, gazlanma filtre edilmemiş biranın içinde yer alan bir miktar canlı mayaların birada kalan şekerleri tüketmesiyle doğal bir şekilde oluşur, bunun için elbette bir olgunlaşma süresine ihtiyaç vardır ve bu süre tercihe bağlı olarak 1 haftadan 1 yıla, hatta daha fazlasına kadar değişebilir. force carbonation’a alışkın toplumumuza böyle biralar fazla olup onlar için en uygunu soda veya efes&tuborg&heineken&becks&corona türevleri içmektir. öte yandan doğal yollarla gazlanan bu tarz craft biralar diğer yapay gazlıların bünyede yaratmış olduğu aynı şişkinlik etkisini yaratmaz. gaz mı istiyor bünye, yoksa aroması olan gerçek bir bira mı? tadı biraya benzer gazlı bir şey içeyim, sadece ferahlamak istiyorum ben diyorsan yukarıda saydıklarımı iç. yok, ben birayı yemekle tüketirim, dünyada yüzlerce çeşiti olan biranın her birini bilirim, hangi yemekle hangi tür biraların uyum sağladığını çok iyi bilirim dersen o zaman bunun gibi butik üreticilerin ürünlerine yönelmen gerektiğini sen de biliyorsun.

    isı konusuna gelelim. evet, bu biralar senin bildiğin biralar kadar soğuk değil sözlük. çünkü bu biralar “ale” tipinde biralar ve bazıları oda ısısında dahi içilebilir, öyle içilmesi gerekir, beğenmiyorsan ve senin tarzına hitap etmiyorsa yine yukarıdakileri içeceksin! nasıl kırmızı şarap beyaza göre daha yüksek ısıda içiliyorsa ale birada da öyle, kırmızı şarap severler ale’ye beyaz şarap severler lager’e. türkiye’de satılan biraların çoğu “lager” tipi olduğu için soğuk içmeye alışkınız. çünkü bu biraların aromaları yok!, ve su gibi ne kadar soğuk olursa o kadar makbul. öte yandan belirli bir aromaya ve tada sahip olan ale biraları düşük ısılarda içmek demek onun bütün aromalarını öldürmek demektir. oda ısısında için demiyoruz ama lager birayı 4c’de içiyorsan aleyi 8c’de içeceksin, ki bu bile çok genel bir yönlendirme olur. zira siyah bir porter birası içeceksen, veya %12 alkol oranı olan bir barleywine birası içeceksen 13c’de de içebilirsin, 5c’de içiyorsan zaten bu birayı senfoni orkestrasını kulaklıkla dinliyorsundur! aroması olan bira daha yüksek ısılarda içilir kısacası, ısı ideal içim ısınından ne kadar düşerse aroma da o kadar gizlenmiş olur…

    tüm bunlar dışında bu biraların tatları ve aromaları elbette eleştirilebilir ve türlerine göre puanlama yapılabilir, ki bunun için çeşitli web siteleri mevcut. ama bu tarz biralar için “yüksek ısıda servis edildi”, “gazı düşüktü” yorumları yaparsanız size gülerler haberiniz olsun, alay konusu olur hesabınız. bu yüzden örneğin stout birada sadece guinness içip (çok satan her zaman en iyisi değildir) buradaki karbon stout’u eleştirmek doğru değil, karbon’u savunmak değil amaç ama guinness’e kadar da bir dünya stout bira var, ayrıca şahsi yorumum en azından hissedilir bir gövdeye sahip olmasından ötürü karbon guinness’ten çok çok daha iyidir, diğer kriterleri saymıyorum bile. sadece efes içip en iyi pilsen tipi birayı içtim demek ne kadar yanlışsa sadece guinness içip en iyi stout birayı içtiğini sanmak da o kadar yanlış.

    sonuç olarak, şahsi yorumuma göre türkiye’deki kısıtlı imkanlar göz önüne alındığında bira sever kişilerin çekinmeden tercih edebileceği, gerçek bira kültürü edinmiş kişiler için istanbul’da tatmin edici bir mekan. gazlı arpa suyu içmek isteyenler için istanbul’da yüzlerce farklı isteklere ve bütçeye hitap eden başka mekanlar uygun olabilir… bira hakkında daha fazla bilgi sahibi olmak, paylaşım ve önerileriniz için http://butikbira.blogspot.com/
  • bastan soyleyeyim mekana gitmedim
    ama...
    bir biraya 8-9 euro verilir mi ya? simdi kuzey avrupadan ornek vermeye calisan yazarlar falan turer; kazanc duzeyine baktigimizda kuzey avrupada bir biraya 8 eurp vermek normaldir belki ama kuzey avrupa haric baska bir cografyada bir biraya 8-9 euro verilmez. verilmemeli. biralari kendi yapiyorlarmis da kendilerinden karaciger mi katiyorlarmis?

    bulundugum cografyada iki adimda bir kendi birasini yapan barlar var, bir biraya 1,5 eurodan fazla vermezsiniz amk. vallahi ayip oluyor.
    ha ama onlarin kirasi var degil mi?
  • istanbul, gayrettepe'de bir brew pub.

    web sayfasi: http://www.bbc-tr.com/
    facebook: http://www.facebook.com/bosphorusbrewingcompany

    bira meraklilarinin denemesi gereken bir yer.
  • biralarindan icmedik ve beer 81 disindakilerin "gazli" olmamasi tarzlari (ve biraz da ureticinin tercihi) sebebiyledir; yanlis veya kotu yapildiklarindan degildir. bu gaz hikayesi yuzunden bu biralar ficidan normal basincli sifonlar yerine ingiliz usulu beer engineler ile cekilirler.
  • kız arkadaşım sayesinde haberim oldu buradan. rahatsız sandalyeleri haricinde pub tadını şehrin göbeğinde yaşatabilen, biraz küçük olduğundan zaman zaman çok sıkış tepiş olabilen, anglo-sakson expat'ların ve turistlerin yoğun ilgisine mazhar olan bu hoş mekanda, fıçı biralar 10 lira, ana yemekler 25-30 lira sularında seyrediyor.

    biralarının bazıları (türkiye'de hasretliğini çok çektiğim yüksek alkollü belçika birası tadını yakalatan "haliç gold", guinness muadili koyu renkli %4 alkollü "karbon" ve yumuşak içimi, güzel lezzetiyle iyi bir sarışın olan "81" gibi) gerçekten takdire şayan, ki bunların hangilerinin ne zaman tap'lerde bulunacağı belli olmuyor, talep tahminleme için henüz çok az done olan bu genç zamanlarında stok bitimi sık yaşanan bir durum maalesef.

    biraya meraklıysanız henüz pek az bilinen bu mekanı arkadaşlarınıza tavsiye ederek before it was cool havası atma şansı yakalayabilirsiniz. ayrıca buranın kısa zamanda yakaladığı başarıya da hayvan gibi özendim. keşke cebimde birkaç yüz bin lira sermaye olsa da ben de bu işe girebilsem.*
  • nihayet geçtiğimiz cuma günü gidip, biralarını tadabildiğim mekan. denediğim biralarla ilgili kısaca yorumlarımı yapacağım ancak önce mekanla ilgili düşüncelerimi belirteceğim.

    öncelikle mekan yeri itibariyle tamamen plaza insanlarına hitap edecek bir havada. cuma günü iş çıkışı saatinde gitmek bu nedenle hiç mantıklı bir tercih olmuyor. bütün entrylerde yazıldığı gibi içerisi fazlasıyla ingiliz veya yabancı insanlarla dolu. bu kişilerin büyük çoğunluğunun türkiye'de çalışan yabancılar olduğunu tahmin ediyorum. turistlerin rahatlıkla gidip, bulabileceği bir yerde değil ama mutlaka giden turistler de vardır. dediğim gibi cuma akşamı gittiğimiz için rahat rahat oturacak bir yer bulamadık, garson bize içeride 3 kişilik yer var dedi ve gösterdiği yer 3 kişilik ayakta durulabilecek bir boşluktu. sadece bardağımızı koyabileceğimiz raf gibi bir şey vardı. biz de dışarda oturmayı tercih ettik. servis kalabalık nedeniyle sık sık aksıyor ve maalesef yetişemiyorlar.

    yemek menüsü çok zengin değil. çok alışık olduğumuz türde şeyler de pek mevcut değil. şahsen yemek fiyatlarını da çok yüksek buldum. o fiyata değecek şeyler bulmak pek mümkün değil. o nedenle bir dahaki gidişimde karnım tok gidip sadece biralara odaklanmayı planlıyorum.

    biralara gelirsek, microbrewery konusunda bilgi sahibi bir insan değilim. yurtdışında kendi birasını yapan yerlerde bira içmişliğim var ancak o mekanlar yıllardır bu işi yapan, biralarını oturtmuş mekanlardı. buradaki biralar henüz çok yeni. eminim her yaptıkları seride daha iyi olacaktır biralar. o yüzden çok keskin yorumlar yapmak doğru değil. ben haliç gold, karbon stout, ipa ve heybeliada(brew 81 istedim, bu geldi) denedim. içlerinden en çok haliç gold'u beğendim, ikinci sıraya da heybeliada'yı koyabilirim. karbon stout bildiğim kadarıyla en son çıkardıkları bira ve açıkçası olmamış. stout olarak guinness içmiş bir kişinin beğeneceğini sanmıyorum. ayrıca birada oldukça belirgin bir metal tadı vardı ki iyice soğuttu beni bu biradan. ancak 33 cl. lik biranın fiyatı için istenilen 10 lira gayet normal bir fiyat bence. istanbul'da en sıradan mekanda 30'luk efes veya tuborg'un fiyatının 8 lira, markette satılan biraların 4,5 lira olduğunu düşünürsek bu biralara 10 lira olması gayet normal.

    sonuç olarak, bira seven bir insanın imkanı varsa en az bir kez gidip denenmesi gerek diye düşünüyorum. yemek yemeye gerek yok, sadece 2-3 tane bira içip çıkılabilir. ayrıca haftasonu gidilecekse akşam saatine kalınmaması daha iyi olur, daha hızlı ve düzgün bir hizmet alınabilir diye düşünüyorum.
  • 26 tl'ye "bira" satan mekandır.

    bu tarz mekanlarla ilgili fiyat konuşmayı hiç sevmem; ama 26 tl verip karşılığında 33cl bira aldığım mekana direkman küfrü basarım hiç kimse kusura bakmasın.

    konsept hoş, fikir güzel, mekan da temiz ama bosphorus screwing company olmuşlar fiyatlardan dolayı.. bu haliyle orta düzey yöneticileri 1-2 kere getirir instagram'a foto koydurur sonra da kapanır gider...
  • atatürk'ün içtiği bira da dahil hepsinden içtiğim ama sonuçta (galiba) en çok haliç'i beğendiğim biracı.

    edit: sitelerinde menü'ye tıkladığınızda çıkan mesaj da ilginçtir.
    "unfortunately it is unlawful for us to display any information about what we do."
  • varlığından yeni haberdar olduğum, hayalimdeki işi gerçeğe dönüştürmüş kişilerin işletmeciliğini yaptığı ve başarılı olacağını düşündüğüm bir girişimcilik örneği. şu an için 5 farklı biraları varmış. henüz deneme şansı bulamadım, ancak en kısa zamanda denemek için can atıyorum.

    zamanla bu tarz brewerylerin sayılarının artacağını düşünüyorum. istanbul'da bu alanda çok ciddi bir potansiyel var. avrupa'nın genelinde ve abd'de çok yaygın bir pub türü ancak türkiye'de bira kültürü efes pilsen'den ibaret olduğu için bugüne kadar kimsenin düşünmemiş ya da cesaret edememiş olması normal.

    taps var alternatif olarak ama onları brew pub kategorisine sokmak mümkün değil. gebze'de büyük bir tesiste üretimlerini yapıyorlar.

    umarım başarılı olur ve devamı gelir bu tür mekanların.
  • i.p.a., yabangee, 81 ve karbon'u bira kültürünü bilenleri, dünyanın bir kaç yerinde farklı biralar içmiş insanları tatmin edecek düzeyde. yemek menüleri ilk başta çok iyiydi ancak sonra minimize ettiler nedense. gelgelelim şu güzelim şehirde bangers & mash yiyebileceğiniz nadide bir mekan olmasıyla da gönülleri fena çalıyor. ek olarak cider getirseler uçarlar şeklindeki görüşümü her gittiğimde kendilerine iletsem de, henüz ikna olmuş değiller.

    umarım başarıyla devam ederler, ek olarak cider getiren örnekleri de açılır. pub'un vatanında yıllarını geçirmiş birisi olarak söyleyebilirim ki zaten 10 çeşit o pub'a özgü brew, çok görülür bir şey değil, çok karlı olmamakla da beraber.

    önerilerim: bir iki tane sağlam, güven veren lokomotif brew'in olur, üstüne şişe biralarını eklersin. kopparberg (favori) ya da magners (plase) hatta savanna (neden olmasın) cider mutlaka olur, hatta çok nadir bulunan sevilen cider'lar da düşünülebilir. quiz night yaparsın, sunday roast'ın olur. bir kaç çeşit kırmızı/beyaz şarap, bir kaç iyi scotch, cin, pub yemekleri ve hatta pasta üstünde çilek olarak pimm's ithal edersin. o zaman yıkılır buralar.
hesabın var mı? giriş yap