• aslında çok da enteresan olmayan bir konunun harika bir şekilde işlenmiş olduğu film. gerçek bir dram. başroldeki arkadaşımız çok iyi iş çıkarmış.(bkz: andrew garfield) nedendir bilmem; half nelson ve ryan gosling geldi aklıma. onu da çok ama çok sevmiştim.
  • bir insanın geçmişini arkada bırakmaya çalışırken, o geçmişin onu bırakmayıp eninde sonunda yakalayabileceğini anlatan güzel bir ada filmi.
  • bir film daha ne kadar güzel olabilir ki?

    zamanın pek yakınından gelen edit: çok koydu lan
  • anlatacaklarını hafif hafif anlatan ağır film. andrew garfield sakin oyunuyla 'boy a' ve ötesi olup acıdan içimizi kanırtıyor. anglo-amerikan olmanın verdiği aksan avantajını pek güzel kullanan garfield, the imaginarium of doctor parnassus'un en iyi şeyi olan anton rolünde ve the social network'ün eduardo saverin'i olarak da kendini sevdirmişti. şimdilerde taze spider man'imiz olarak arz-ı endam eyleyecek olan bu genç yeteneğin önü açık galiba sinemaseverler. ay, bir ömür gedik edasıyla konuştum, tiksinçim.
  • ölmeden önce izlenmesi gereken bir film.
  • geride bıraktığımız hayat asla bir geçmiş değildir.
    asıl geçmiş gelecektir.
  • el clasico yerine cnbc-e'de rastlayıp ilgimi çeken ve sonuna kadar seyretmiş olduğum film. ben x zaten çok etkilendiğim bir filmdi, bu filmi de ona benzettim. hikayesi çok etkileyici, daha sonra araştırıp gerçek olaya dayandığını öğrendiğimde dehşete kapıldım açıkçası.

    --- spoiler ---

    beni en çok etkileyen sahnesi ise, rüyasında siyah kapişonlu kişilerin gelip jack'i darp edip asmasıydı. ha bir de son sahneler yeterince ciğer sıkıştıran türdendi. ama film bitişinde nedense o vurucu etkiyi hissedemedim. ya bir noktayı atladım filmde, ya da sonu olmamış yani filmin. ikisinden biri.

    --- spoiler ---
  • hayat bir garip,

    tv izlemiyorum ben. * hic, sıfır. yıllardır bu boyle. dun gece saat 23'u geciyordu acayım dedim, actım. oyle dolasıyorum. denk geldi, yaptım kahvemi, baktım ingiliz aksanı, takıldım.

    nasıl guzel bir oyuncululuk, ne kadar samimi ve yalın. sevdim. kurgu da guzel. lakin rahatsız edici bir konu. rahatsız oluyor insan. konu itibari ile zaten dikkat cekecek bir film olurmus, olurmus da; bana kalırsa filmi basarılı yapan sakin ve yalın anlatımı. aksiyonsuz, siddetsiz,

    oyle bir kerede.

    bunu yazmamak haksızlık olur ayrıca:

    andrew garfield sen ne saskın, ne tatlı, ne saf, ne masum bir adamsın. goruntun aynen boyle, ustelik o karaktere ragmen.
  • jonathan trigell isimli yazarın aynı adlı romanından uyarlanan filmdir. film güzel kotarılmış amma, romanın korkunç james bulger cinayetini kullanarak, olaya çocuk katillerin tarafından bakarak tartışmalar yaratıp cukkayı götürme, deveyi hamuduyla, fili mamuduyla yutma amacı gözlerden kaçmamalıdır.

    --- spoiler ---

    hayat kurgudan daha garip değil her zaman. boy a'da ıslahevinde intihar eden/linç edilen karakter, gerçek hayatta suç ortağı gibi 8 sene sonra yeni bir kimlikle salıveriliyor. şu an ise çocuk pornosu indirdiği için iki yıllığına hapiste. ayrıca öldürdükleri kişi, kendilerine sataşan yaşıtları bir kız değildi. alışveriş merkezinden planlı bir şekilde kaçırıp işkenceyle öldürdükleri 3 yaşında bir çocuktu.

    --- spoiler ---

    böyle bir hadise için ikinci şansa kim mi karar verecek? ben verdim. alın size ikinci şans:

    şlaaaaaakkk !!!

    ( ( ( 0 )
  • andrew garfield'ın iyi bir performans gösterdiği film.
hesabın var mı? giriş yap