boz
-
bir renk, grimsi..
(bkz: boz ayi) -
(bkz: moz)
-
iki cocugun, ki burada hareket cok mal oldugu icin uzulerek ifade edeyim, kiz cocuklaridir bunlar, kusecekleri zaman bir el hareketi ile beraber soyledikleri soz.
-
(bkz: the ring)
-
(bkz: yapboz)
-
bir at donu.
boz donda tüm beden, birbiri içine homojen olarak dağılmış kırmızı ve beyaz kıllarla kaplanmıştır.
boz bir atın bacaklarının uç kısımları, kuyruğu ve yelesi siyah ise, o atın donu boz değil ahreçtir. -
çocukken, küsmeden önce parmaklar uzatılıp talep edilirdi karşıdaki kişiden bu parmakları, yani arkadaşlığı bozması. saçma olmakla birlikte çok da mantıklı bir hareketti aslında. büyüdük de ne oldu? hala herkes küsüyor birbirine; haber vermeden*, gerekçe belirtmeden. hareketi mantıksız bulduk taşımadık olgunluğa bari arkasındaki dürüstlüğü taşısaydık.
ayrıca da boz denilen kişinin "bozmam banane banane, küsmek istemiyorum ben senle" şeklinde bir itiraz etme hakkı doğardı bununla birlikte. o da yok artık. küstüğünü anlayacak da, neden olduğunu anlayacak da...
demek ki neymiş? küçüklüğümüzden kalan ve maalesef küçüklüğümüzde kalan bir son şans, ultimatomvari bir hareketin söze dökülmüş haliymiş aslında. -
türkçede gri.
-
andrew bosworth'un nicki.
-
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap