• referandum yapılalı 6 sene, brexit tamamen gerçekleşeli 2 sene oluyor ama ingilizler hala bir faydasını bulmaya çalışıyorlar.

    singapore on thames olacaktı güya, vergiler arttı. tüm dünya ile ticaret yapacaktı güya, zaten tüm dünya ile ticaret yaptığını ama brexit ile avrupa ticaretinin daraldığını gördü ve g7 ülkeleri arasında en düşük büyüme ve en yüksek enflasyona sahip bir ülke haline geldi.

    brexit fırsatlarından yararlanma bakanlığının şimdiye dek bulduğu fikir tünel içlerindeki acil durum tabelalarında yuvarlak rakamlar kullanmak gibi şeyler.

    şaka değil ha, baya önde gelen brexitçi çıkıp brexit sayesinde tünel içindeki acil durum tabelaları istediğimiz gibi düzenleyip yuvarlak rakamlar kullanacağız diyor: https://www.lbc.co.uk/…post-brexit-jacob-rees-mogg/

    brexit'in bir faydasını henüz bulamadılar. bordo yerine mavi pasaport gibi şeylerden bahsediliyordu ama onlar için bir ab zorunluluğu yok zaten.
  • dün brexit mevzusuna dair ayrılık yanlısı bildiri dağıtan bir teyzeden türkiye'nin seneye avrupa birliğine gireceğini öğrendim. kendisine kibarca 'teyze biz siksen giremeyiz ab'ye, ben türküm oradan biliyorum' desem de kendinden emin bir şekilde seneye ab içerisinde sınırsız dolaşım hakkı ve yerleşim hakkı alacağımızda diretti. görünen o ki dünyanın her yerinde politikacılar yalancı ve insanlar büyük ölçüde akıldan mantıktan uzak.
  • birleşik krallık'ta yaşayan biri olarak son tahlilde kararları özet geçeyim çünkü gördüğüm kadarıyla insanların kafası çok karışmış durumda.

    öncelikle yapacağım yorumlar brexit iyi ya da kötü diye algılanmasın, o başlı başına çok uzun ve apayrı bir konu. sonda söyleyeceğimi en önce söyleyeyim neredeyse yapılabilecek en iyi anlaşmalar yapıldı. her ne kadar masanın bir ucunda güneş batmayan imparatorluk olsa da diğer tarafı da eu. ancak bu kadar kazanımla masadan kalkabilirsin.

    krallık uzun bir zamandır deniz sahasını eu ile paylaşıyordu ve bu durumdan özellikle ingiliz balıkçılar ve milliyetçiler rahatsızdı. her ne kadar balıkçılık ekonomisi krallığın gelirlerinin çok küçük bir kısmını da oluştursa(%0.01'den az), ingilizler sembolik olarak kara sularının tamamen kendi kontrollerinde olması fikrine çok önem arz ediyorlardı. müzakerelerin başından beri geri adım atmadılar ve istediklerini aldılar. eu'lu balıkçılar, özellikle de hollandalı balıkçılar burada kaybeden taraf oldu. fakat deniz ürünleri eu ve uk arasında serbest pazarda satılmaya devam edecek.

    krallık en büyük tavizi kuzey irlanda meselesinde verdi. irlanda cumhuriyeti ve kuzey irlanda arasında sınır(bkz: hard border) olmayacak fakat büyük britanya ve kuzey irlanda arasına gümrük koyulacak. burada masadan eu karlı ayrılan taraf.

    boris johnson, kanada tarzı bir ticaret imtiyazımız olacak dedi. gümrük birliği içinde serbest ticaret(yeni kısıtlamalarla) devam edecek. yeni kısıtlamalar belki can sıksa da bundan iyisi pek mümkün değil ve krallık eu ile bir yabancı gibi değil imtiyazlı bir ortak gibi devam edecek.

    turistik seyahatlar dışında iki taraf arasında serbest dolaşım bitti. hatta çeşitli denklikler de kaldırıldı(diploma, sertifika, lisanslar vs). bireyler diğer tarafa taşınmak istediklerinde çeşitli yeterlilik ve denklik belgeleri almak durumunda. çeşitli bilgi paylaşımları ve suçlarla mücadelede ortaklık ise aynen devam edecek(ekonomik veriler, kaçakçılıkla mücadele vs).

    finans ve sigortacılık kuruluşları krallığın vergilerinin yüzde 10 gibi büyük bir rakamını oluşturuyor. finans kuruluşları artık eu ve krallık arasında serbest olarak çalışamayacak. faaliyet göstermek isteyen kuruluş diğer taraftan lisans almak zorunda. krallık burda büyük yara alıyor, sektör yaklaşık olarak yüzde 10 daralmış durumda ve ileride yüzde 20 lere kadar çıkabilir bu rakam. bu sektörden yaklaşık 10.000 iş pozisyonu ise eu ya kaymış durumda. ama londra hala dünyanın en büyük finans merkezlerinden olmaya devam ediyor. dublin, frankfurt ve luxemburg ise bu konuda brexitin kazananları.

    brexit sonrası etkilere baktığımızda ise bu ayrılık iskoçya'nın birleşik krallıktan çıkmasına ön ayak olacakmış gibi görünüyor. daha önce iskoçlar bağımsızlık referandumu yapmıştı fakat halk eu'dan çıkmamak için birleşik krallık'ta kalmayı seçti. şimdi ise birleşik krallık eu dan çıktı. iskoçların çoğunluğunun ayrılığı istememek için bir nedeni kalmadı. eu da açık açık iskoçlara, birleşik krallık'tan ayrılırlarsa kapılarının açık olduğunu belirtti.

    iyisiyle kötüsüyle bir tarih bitti ve yeni bir tarih başlıyor. en sevindirici taraflarından birisi ise iki taraf da bu konuyu artık arkasında bırakıp önüne odaklanabilir.

    stay hungry stay foolish londra'dan bildirdi efendim.
  • brexit için halk desteği git gide düşüyor ve gelinen noktanın felaket olduğunu nigel farage bile kabul ediyor: https://twitter.com/…ews/status/1605995259099348993

    ha tabi ona göre brexit özünde kötü değil de bu versiyonu kötü. yani ingiltere'de gerçek brexit yaşanmıyor, o yüzden işler sapa sardı.

    bu sırada halkın brexite bakışı da şöyle: https://www.thetimes.co.uk/…s-poll-latest-n3x7b22qv

    brexit'e oy vermiş olanların bile sadece %30'u brexit'in iyi olduğunu düşünüyor.

    yani üzücü bir durum, ne diyeyim? milli egemenlik goygoyunu ve ırkçı fantezileri hobi olarak yine kullanın da dikkatli olun çünkü bu istekleriniz gerçekleşebilir.

    ne oldu hani avrupa birliğinin zincirlerinden kurtuluyordunuz? 10 sene sonra brexit'i desteklemiş insan bulamaz hale geleceksiniz east midlands sokaklarında.

    ab'den şaşan perişan olur. türkiye daha girmeden uzaklaştı ab'den, geldiğimiz noktaya bak.
  • brexit'ten medet umanlardaki hata, önlerindeki tek engelin ab olduğu sanrısı.

    aşırı solcular avrupa birliğini neoliberal kapitalist örgüt olarak görür ve sevmez. çünkü neden? çünkü emeğin ve sermayenin serbest dolaşımı.

    aşırı sağcılar ise avrupa birliğini sosyalist yapı olarak görür ve sevmez. çünkü neden? çünkü işçi hakları, insan hakları, hayvan hakları, çerve koruma kanunları v.s.

    bu iki tayfa da brexit olunca kendi ideolojilerini gerçekleştirmenin bir adım yakınına gideceklerini sandılar. yani aşırı sağcılar avrupanın çevre ve diğer kısıtlamalarından kurtulup tamamen serbest, liberteryen bir ülke yaratacaklarına inandılar. solcular ise avrupanın serbest ticaret dayatmalarından kurtulup eşitlikçi ve sosyalist bir devlet kuracaklarına inandılar.

    sonra şok! meğersem ülkenin yarısına yakını solcu yarısına yakını sağcıymış ve ab'den çıkınca komünizm gelmediği gibi teksas da olunmuyormuş.

    referandumdan bu yana ingiltere siyaseti şaklabanların elinde. komünist olacağız veya sıfır vergi full serbest ticaret bölgesi olacağız diye bekleyenler kendini sirkte buldu.

    brexit'in en büyük zararı ab ile olan ticaretin zorlaşmasından değil ülkeyi iç siyasetin küçük hesaplarına terk etmesinden geldi.
  • ingiltere'de brexit'e destek kalmadı halk arasında, hatta halkın 3'te 2'si yeniden ab'ye üye olunması için referandum yapılmasını desteklemeye başladı: https://www.independent.co.uk/…oin-eu-b2250813.html

    yeniden referandum yapılması brexit sonrası hiç popüler değildi, ab'de kalalım diyenler bile madem girdik bir yola bi nereye gittiğini görelim diyorlardı.

    yol tabi ki bombok bir yere çıktı. ab'de olmamanın tüm zararları hissedilirken hiç bir faydası hissedilmiyor ve bunun da sebebi şu: halk mütabakatı yok.

    sağcılar diyordu ki: ab'den kurtulup işçi hakları insan hakları çevre koruma gibi şeyleri çöpe atacağız ve adeta singapur gibi olacağız, ekonomiyi ticareti coşturup kapitalizmi sonuna kadar yaşayacağız.

    solcular diyordu ki: ab'nin mecbur kıldığı serbest piyasa ekonomisinden kurtulup her şeyi kamulaştıracağız, sosyalizme geçeceğiz.

    brexit komünistlerin ve radikal kapitalistlerin iş birliği ile mümkün oldu ve ingiltere bu iki grubun kavgası ile baş başa kaldı.

    mesela liz truss az daha emeklilerin tüm birikimini uçurup ülkenin ekonomisini patlatıyordu, hatırladınız mı? işte o hamlesi saf kapitalizm yoluna döşenen bir taşın sonucuydu ve çok kısa sürede başbakanlığı kaybetmesi ile sonuçlandı. neden? e çünkü ingiltere'de halkın çok ufak bir kısım böyle bir şey istiyor. yerine rishi sunak geçti, onun eli biraz daha hafif biraz daha ölçülü hareket ediyor ama o yolda ilerliyor. peki halk desteği ne durumda? iktidardaki safkan kapitalistlere halk desteği %20'lere gerileri, işçi partisi %50'lere dayandı.

    peki işçi partisi %50'ye varan oy oranı ile seçilince komünizmi mi getirecek? yahu tabi ki hayır, bunlar saf kan sosyalist politikaları abarttığı anda halk desteği %20'lere düşecek.

    ingiltere halkının komünizme geçme talebi de yok. ingilizler adil bir serbest piyasa içinde sağlık ve işçi hakları ile korunmak istiyorlar ama brexit'çi sağcılar ve solcular ya liberteryen bir ingiltere ya komünist bir ingiltere istiyor. yani bunu aynı kişi istemiyor olabilir ama iki komşunun biri devlet her şeyi yönetsin sosyalizm gelsin ve diğer komşu da her şey serbest piyasa olsun devlet hiç bir şeye karışmasın, herkes parasına göre hareket etin istiyorsa onların ortalaması "serbest piyasa içinde hak ve sorumluluklar" gibi bir şey olur.

    sonuç olarak, ingiltere bu kısır döngüden çıkmak için avrupa birliğine ihtiyaç duyuyor. yani tepeden birinin "piyasa serbest, isteyen istediği işi yapar ama bunu yaparken de atıkları nehre dökemez işçileri de sömüremez" demesi gerekiyor. bu iki tarafı da tatmin etmez, zaten o yüzden ab "kötüdür" ama bu iki grubun da huzur içinde yaşamasının tek yoludur.
  • son tahlilde biraz banal bir şekilde son buldu brexit süreci. henüz ab ve uk parlamentolarının onaylaması lazım ama herkes bıktı, basacaklar onayı geçecekler.

    ingiltere temelde almak istediğini aldı, bunu alabilmek için de vermesi gerektiği ödünleri de verdi. sıfır sürpriz resmen.

    serbest dolaşımı bitirmek için ortak pazardan çıkmak dışında bir opsiyon yoktu, have your cake and eat it too dendi ama tabi ki olacak olan oldu ve ingiltere pazarı ile ab pazarı ayrıldı, ingiltere'nin ab pazarına erişimi, ab'nin de ingiliz pazarına erişimi sınırlandırılmış oldu.

    yerlilik düzeyi yeterli olan mallara(yani çinden parçaları alıp birleştirip ab'ye satmak yok, malın değerinin en az %55'i ingiltere'den veya ab'den gelmesi lazım) gümrük vergisi ve kota olmadan birbirine satabilecek ab ve ingiltere.

    ispanyol domates, fransız şarabı, alman arabası ingiltereye akmaya devam edecek. ingiliz cheddar'ı, ale'ı, scotch'u da avrupaya akacak.

    ingilizler için ispanyol plajlarında içmek, avrupalılar için is 2-3 ay londrada kalıp ortamlara akmak, dil öğrenmek aynen devam.

    europol, suçlu veri paylaşımı, para aklam v.s. gibi konular aynen devam.

    ingiliz mühendisin, avukatın, doktorun, hemşirenin lisansı ab'de artık geçerli olmayacak. ab'de çalışmak için denklik almaları istenecek.

    ingiliz avukatlık firması, sigorta şirketi, bankası ab'de artık faaliyet gösteremeyecek. göstermek istiyorsa ab'ye taşınıp lisans alması gerekecek.

    yani ab ingiltere'yi cezalandırma yoluna gitmiş gibi durmuyor. bu ab'de de hoş karşılanmayacak, kamuoyu yoklamaları insanların ingiltereye yumuşak davranılmasını istemediğini gösteriyordu.

    yani n ingiltere aldı yürüdü, ne ab ingiltereye haddini bildirdi. baya baya ingilterenin talepleri karşısında ne olacaksa o oldu gibi duruyor.

    şimdi anlaşma metninin kendisi 2000 sayfaymış, şeytan ayrıntıda gizlidir ama genel hissiyat ab'nin gidene dur denmez dediği, mutluluklar dilediği bir ayrılmaya benziyor. arkadaş kalalım dendi.

    dramanın tamamı ingilterede yaşandı, bakalım ayrılmanın bu şekilde son bulmuş olması ab'de dramaya sebep olacak mı?

    ab'de de bence biraz dramaya ihtiyaç var. dağılalım dense, dağılıp ne yapacağız? federasyon olsak artık desen, ona da iştah yok.

    ingilterenin çıtır bir sevgili bulması durumunda ab'nin de aynaya bakacağını düşünüyorum. "nesin sen?" diyecek avrupa birliği.

    kendi ülkesinin kokuşmuş siyasetinden bıkanlar ab'ye sığınmaya çalışınca ab hemen diyor ki bu benim haddim değil. belki de haddi olmalı? belki de bulgarlar mafyadan bıkınca ab yumruğunu vurup bulgar siyasetini yola getirmeli? belki de katalunyalılar kralın polisi tarafından coplanınca ab madrid'in kulağını çekmeli?

    dağılmak hakikaten de opsiyon değil be. doğu avrupayı ruslar kapar, almanlar fransızlar birbirini yer, güneyliler iki koyun güdemez, diktatörlükten diktatörlüğe oradan da sıcak plajlarda içmeye koşar.

    ingiltere'nin bizimle aynı kulüpte olmak istememesi hüzünlü.
  • ingiltere iktidarinin işi bilmedigini gösteren referandum.

    oysa ki referandum tek yerine iki maddeli olmaliydi

    1- britanya birlik den ciksin mi
    2- molotov kokteyli atanlar serbest birakilsin mi

    böylece kampanya sürecinde birlikten cikma yanlilarini parmakla gösterip terörist olarak itham edebilirlerdi
  • dün debe'ye giren gümrük birliğinden ayrılmanın sonucunun ne olduğunu eklemek istedim. bu konu ile ilgili küçük bir araştırma yapmıştım.
    avrupa birliği ve ingiltere arasında ticaret tam olarak %68 düştü
    özellikle yemek endistürisi bu düşüşten çok etkilendi.
    süt ve krema ihracatı %96 azaldı.
    balık ihracatı da %80den fazla azaldı. burada klasik bir ayrılmak için oy vermiştim ama şimdi pişmanım diyen balıkçı bir amca
    geçen sene tarımda romanya'lı mevsimlik işçiler gelemeyeceği için sadece romanyalılara özel bir ayrıcalıkla serbest dolaşım hakkı tanıdılar.
    daha böyle yüzlerce sorun var. araştırıp bulabilirsiniz. ingiliz politikacılar bunu yerel ürünlere yönelin gibi işe yaramaz ve kısa dönemli beyanlar ile idare etmeye çalışıyorlar ancak durum gerçekten zorlu görünüyor. bence pandemi gündeminin ardından bu sorunlar daha fazla dile getirilmeye başlaycak. ama bir yandan da ingiliz ekonomisi de bunu kaldırabilecek ve destekleyebilecek güçte. şu ilk sancıları atlatırlar ise ve ardından bakın çıktık ne iyi oldu propagandalarına da başlarlarsa bu sefer asıl sınav avrupa birliğinin kalanı için başlayacak.
  • referandum demokrasiler için büyük tehlike bu artık iyice belli oldu. kapsamlı düşünülmesi gereken konularda sorumluluktan kaçıp halkın önüne sandık koyarsan halkı en iyi kandıran oyunu kazanır.

    brexitte de işte aynısı oldu, cameron söz vermiş bulundu ve sandığı koydular, tabi boşluğu gören boris golü attı. peki niye referandum hatalı hamle? çünkü konu çok boyutlu, sadece göçmen konusu değil işin içinde iskoçya var, irlanda var, ticaret anlaşmaları var.

    özet olarak referandum ülkelere zarar veriyor eğer meseleler referandum ile çözülecekse o zaman meclislerle temsili demokrasi niye var? işte asıl mesele bu.

    bakın o kadar laf karaladım türkiyeye gelemedim, tayyip her başı sıkıştığında referandumu niye çıkartıyor çünkü halkı iyi manipule ediyor da ondan.
hesabın var mı? giriş yap