• brexit neden uzadı? çünkü o dönemin başbakanı theresa may uzatmak için başvurdu. neden başvurdu? çünkü ab ile vardığı anlaşmayı parlamentodan geçiremedi ve anlaşmasız brexit'e sebep olmak istemedi.

    anlaşmasız brexit'i neden engellemek istiyorlar? çünkü anlaşmasız brexit ingiltereye çok büyük zararlar verecek. düşünün ki edirne türkiye'den ayrılmaya karar verdi ve ayrıldı, ee şimdi ne olacak? birden bire edirneliler türkiye'nin geri kalanına gitmek için vize alması gerekecek, yurtdışına mal satmak istediğinde türkiye'nin avrupa ve diğer ülkeler ile olan ticaret anlaşmalarından yararlanamayacak oturup her ülke ile yeni anlaşmalar imzalaması gerekecek, ikameti edirne olmayanların durumu ne olacak? ikameti edirne olup o sırada mesela istanbul'da olanlar ne olacak? edirne'den emekli olup şu an ayvalıkta yaşayan emeklilerin maaşını kim ödeyecek? izmirdeyken hasta olan edirnelinin sağlık sigortası olacak mı? işte tüm bunlar anlaşma ile belirlenen şeyler.

    anlaşmasız ayrılık ingiltereyi yeni kurulmuş bir ülke gibi ortada bırakacak, halk açlıktan ve ilaçsızlıktan ötürü ölmesin diye ingiltere amerikanın, hindistanın, fransanın, japonyanın kapısını çalmaya başlayacak. tüm bu ülkeler hayrına ingiliz besleyecek değiller, diyecekler ki peki tamam seninle ticaret anlaşması yaparım ama şartlarım şunlar, işine gelirse. brexitçiler de buna çözüm olarak 0 gümrük vergisi, 0 gümrük kontrolü gibi şeyler öneriyorlar, bu defa da ingiliz üreticisi gümrüksüz mallarla nasıl mücadele edecek sorusu ortaya çıkıyor. dahası hadi ingilizler hadi gümrüksüz aldı dışarıdan malları, peki kendisi nasıl ihracat yapacak? mesele sadece vergi oranları da değil, bunun uyulması gereken standartları vs var. anlaşma olmadan bunların denetimi yapılamaz, denetimi yapılamazsa da ingiliz malları o ülkeye giremez. yani çok çok karışık bir mesele, büyük bir kaos ve sizce bu kaostan işçiler ve küçük şirketler mi karlı çıkar bol miktarda imkana sahip büyük iş adamları mı? anlaşmasız brexit'i halkın çoğunluğu istemiyor, brexit'in kendisini(anlaşmalı veya anlaşmasız brexit seçeneklerinin toplamı) ise halkın sadece yarısı istiyor.

    ha bu arada, ayrılık anlaşmasının kendisi gelecekteki ticari ilişkileri belirlemiş olmuyor, yeni ticari ilişkiler kurulana kadar geçecek süre için geçerli olan bir anlaşma bu. yani brexit sonrasında ingiltere tüm dünya ülkeleri ve ab ile masaya oturacak ve asıl anlaşmalar önümüzdeki 5-10 sene içinde yapılacak. ticaret anlaşmalarının yapılması çok uzun sürüyor, anlaşmasız brexit demek bu anlaşmalar yapılana kadar kaos demek.

    başlığı okumuşmuş, olm başlığı okumayın sadece altındaki entryleri de okuyun eğer anlamak istiyorsanız. yahu başlıkta brexit neden uzadı, anlaşmasızı engellemek isteyenler neden engellemek istiyor hepsi yazıyor.
  • sonunda “a new hope”. hayırlısı olsun.
  • no deal brexit neden kotu? cunku antlasmasiz cikarsan uluslar arasi ticaret antlasmalrinicin acele etmen gerek ki ingilterede yasayanlar acliktan ve ilacsizliktan olmesin. acele yapilan antlasma ise faydadan cok zarar getirir. misal ingilterede whisky 3 yil beklemedikce adi whisky bile olamiyor, amerikan ticaret antlasmasi kabil edilirse 2 yillik siseye whisky demek zorunda kalacaklar. buyuk bir gelenegin yuzlerce yildir kabil edilmis bir kural cope gidecek. bunun gibi bir cok amerikan sikkolugu kabul edilmek zorunda kalinacak ve sadece paradan puldan degil gelenek ve kuraldan olacaklar.

    boris neden no deal brexit icin acele ediyor? adam fasist avrupanin herseyine, ozellkkle de ozgurlugune karsi. ama asil neden avrupa ordusu kurulmasi karari alinmasi, amerikan ve rus cikarlarina kesinlikle uymuyor. avrupanin bagimsiz bir ordusu olmasi demek amerikanin avrupa uzerindeki gucunu kaybetmesi ve rusya icin de baska bir tehditin ortaya cikmasi demek. brexit kampanyasini kim finanse etti arastirilirsa arkasinda hem amerika ( kaldiki trump abinin kampanyasini da ruslar desteklemisti) ve ruslar acikca gorulur.

    brexit neden bu kadar destek buldu? birincisi halka atilan pembe gelecek yalanlari, ikincisi milliyetcilik ucuncusu ise ortalama ingilizin cahil olmasi.

    sonuc? ıste geldi brexit zamani, biz gibi ingilterede yasayan yabancilari sanirim zor zamanlar bekliyor. tum ingilizler gibi no deal senaryasunda ac ve issiz, deal senaryosunda ise issiz kalma riskimiz var sonrasinda ise yukselen milliyetcilikle ugrasacagiz. elimizden de hayirlisi be gulum demekten baska birsey

    tanim: boyle ipne gibin pust gibin birsey.
  • bundan sonra ne olabilir konusunda times'ın hazırladığı şöyle bir grafik var: https://ibb.co/y3t9x2r
  • ben brexite kanan(!)ların cahil olduğunu düşünmüyorum. rica ediyorum biraz artık kendinizi bir ingilizin yerine koyun.

    ab'nin çalışma sistemi şu. üye ülkeler ab bütçesine bağış yapıyor ve sonra üye ülkeler yine bu bağıştan -durumlarına göre- alıyor. misal bir polonya için bu sistem çok güzelken ingiltere almanya gibi ağır top ülkeler için enayilik gibi duruyor. zira brexitçiler de misal 2016'da ingiltere'nin 13 milyar sterlin bağış yapıp bunun sadece 4.5 milyarının geri döndüğünü, 8.5 milyarının puf olduğunu söylüyor ve ''fuck this'' diye deliriyorlar. bu noktada ise sapına kadar haklılar. almanya'da da bu duruma sinir olanlar her geçen gün artışta. ulan almanya ve ingiltere, ab'nin geri kalanını -bu denli - sırtlamak zorunda mı? ne olur deyin bir ya!!! burada hiç mi yanlışlık yok? türkiye ekonomik kriz başlıklarında, yıllarca başkalarının parası ile zenginmiş gibi yaşamamızı eleştirmiyor muyduk? bak burada da paranın sahipleri "lan siz ne ayak" diyor işte. hak-lı-lar!

    peki brexit karşıtları ne diyordu? ab'nin çok büyük bir ticari ortaklık olduğunu, diğer ab ülkelerine bedelsiz ticaret, kolay yatırım gibi avantajların bu bağış-çık(!)tan daha değerli olduğunu söylüyorlardı.
    ingiltere'nin ihracatının yarıdan fazlası yine ab ülkelerine ve ingiltere'nin bir üye ülke olması böyle bir durumda çok değerli. şimdi ingiltere, ab'den çıkarsa diğer ab ülkelerine göre rekabette geriye düşecek (çünkü ab, önce ab'den alır) ve ekonomi kötü etkilenecek.
    ayrıca ingiltere'nin, ab adı ile olarak dünyadaki pazarlık gücü salt ingiltere adından daha güçlü ve şimdi bu ağırlık kaybedilecek. bu da yine ekonomik olarak risktir falan fistan...
    eh evet onlar da haklılar, tamam.

    peki yine brexitçiler ne diyor ''sorun değil, başka anlaşmalarla hallederiz. başka ticari anlaşmalar yaparız. ortak bir yol buluruz. kanada gibi mesela...''
    (ben burada yine brexitçilere katılıyorum da galiba o işler o kadar kolay olmuyor)

    işte işler o kolay olmadığı için brexit uzadıkça uzuyor. brexitçiler, ''ingiltere ve ab ticari açıdan birbirine muhtaç, anlaşmalar sizin de yararınıza olacaktır'' diyor; ab'nin ne dediğini ise anlamıyorum. herhalde yok öyle kolayca kaçmak diyorlar, ne bileyim. norveç veya isviçre'ye tanınan serbestiler ingiltere'ye de birliğin dışında tanınabilmeli. niye olmuyor? burada ab tarafında bir tuhaflık var. o kısmı ben tam anlamadım.

    ha, bir de göç mevzusu var bak... türkiye'den siktir olup gitmek başlıklarındaki motivasyon, avrupa'nın da hemen her ülkesinde var. her ab vatandaşı rotayı ingiltere ve almanya'ya çevirmiş durumda ve bu ülkelerdeki halk da artık illallah etti. hadi biz rahat rahat siktir olup gidemiyoruz, ingiltere bizi seçip alıyor. ama kendi halinde bir bulgar vatandaşının, yarın aniden ''ingiltere'de yaşayacağım ben lan'' demesine kimse engel olamıyordu. ingiltere'de ortalık doğu avrupalı kaynıyor ve biz nasıl suriyeli istemiyorsak onlar da istemiyor . işleri ellerinden alınıyormuş. zaten diyorum ya bir iki ağır top ülkenin dünyanın geri kalanını sırtlamak zorundaymış gibi davranılması ve o ülkenin kendi vasat vatandaşlarının durduk yere zora düşmesi saçma sapan bir şey. olmaz öyle şey.

    o yüzden brexit, yes!
  • brexitçiler cahil diyoruz ya, bakın sözlükte de bu "şekil a1'de göreceğiniz üzere brexit destekçileri cahil" olarak karşımıza çıkyorlar.

    neymiş ingiltere ab'ye 14 milyar sterlin bağış yapıyormuş ama paranın sadece 4.5 milyarı geri geliyormuş. yahu bu bağış falan değil, ab bütçesine ingilterenin düşen payı. peki bu bütçenin kullanımını kim belirliyor? üye ülkeler belirliyor, yani ingiltere belirliyor bütçeye koyduğu 14 milyarın ne olacağını. mesela bulgaristan'da yol projesine vermeye karar veriyorlar, yol projesinin mühendisliğini ingiliz bir firma yapıyor, sonra bulgaristanın yolları düzelince türkiye'de giden ingiliz mallarının ulaşımı hızlanıyor maliyeti düşüyor bu da ingiltere'nin ekonomisine daha fazla ihracat olarak dönüyor.

    anlayacağınız ingilterenin bağış yaptığı falan yok, her ülke "tamamen duygusal" sebeplerle bütçeye para koyuyor ve bu bütçe ile ne yapılacağına karar veriyor.

    neymiş, ingiltere ab ile değil dünya ile ticaret yapacakmış. yahu zaten dünya ile ticaret yapıyor ingiltere, bunu da avrupa birliğinin dünyanın geri kalanı ile imzaladığı ticaret anlaşmaları ile yapıyor. avrupa birliğini belçika'da bir dükkan falan mı sanıyorsunuz siz? avrupa birliği ingiltere'nin de dahil olduğu ülkeler topluluğu, yani ingiltere'nin de istediği şekli ile yapılıyor her şey. birileri avrupa birliği diye bir düllan açmış, ingiltere de oradan üyelik almış şimdi üyeliği bitirmeye çalışıyor gibi bir durum yok, ingiltere de zaten avrupa birliği. şimdi avrupa birliğinin gücü olmadan dikilecek amerikanın, çinin, hindistanın, avustralyanın karşısına hadi anlaşma yapalım diyecek.

    avrupa birliği ingiltereye muhtaç falan değil, ingiltere avrupa birliğinin değerli bir üyesi ve birliğin gücü azalmış olacak ancak ingiltere'nin göreceği zarar kadar olmayacak. frankfurt'ta, paris'te şirketler londra'daki şirketlerin ab pazarına erişiminin kesilmesi için ellerini ovuşturuyor. birden bire güçlü rakiplerinin iş yapması zorlaşıverecek.

    neymiş, herkes ingiltere'ye gidiyormuş çok göç alıyormuş. evet ingiltere'ye giden gerçekten de çok.

    ingiltere'de yaşayan ab vatandaşı sayısı ne? 3.7 milyon kişi. bakın, bunlardan vize istenmiyor, çalışma izni istenmiyor, izmir'den ankara'ya gider gibi diyorsun ve ingiltere'ye yerleşen ab vatandaşı sayısı türkiye'de yaşayan suriyeli sayısı kadar değil.

    yani öyle herkes ingiltereye gitmek istiyor, ingilizler denize düşmeye başladı gibi bir durum da yok. zaten ingiltereye geldiğinizde ab vatandaşından çok pakistanlı, hintli v.s. olduğunu göreceksiniz.

    dahası, ingiltere devleti zaten bu kişilerin gelmesini istiyor. ab'nin yasaları ab vatandaşlarının başka ülkede en fazla 3 ay ikamet etmesine izin veriyor, bu süreyi aşan kişiler eğer eğitim görmüyorsa veya işsiz ise sınırdışı edilebilirler. yani ingiltere'nin öyle işsiz güçsüz göçmenlerle mücadele derdi de yok, londra'ya gelenler çalışıyor çünkü londra çok çok pahalı. londra dışındakiler de çalışıyor, devlet desteklerine kanca takanların sayısı minimal düzeyde. zaten tüm araştırmalar da ab vatandaşlarının aldığından fazlasını vergi olarak ingiltere'ye ödediğini gösteriyor. hastaneler ispanyol, italyan, bulgar hemşireler ve doktorlarla dolu, sizin hayal dünyanızın aksine avrupa birliği vatandaşları ingiltere'nin üretken konukları.

    sözlükçü de olsanız cahil olmak zorunda değilsiniz.
  • brexite kananlar cahilin önde gidenidir.

    1. ab herşeyden önce iktisadi bir birliktir. midesi kaldırmayan yallah sovyetlere.

    2. ab üyeleri üyelik harcı vermezler. koskoca almanya'ya fitre-zekat verdirmişsiniz... elbette kurumların düzgün işleyişi için üyeler ortak bütçe oluşturacaklar. ortak pazar inşallah-maşallah-haleluyahla yürümüyor değil mi?

    3. britanya 2016'da 13 milyar gbp katkı yapıp 4 buçuk milyar gbp yardım almadı. 23 milyar 156 milyon gbp katkı yapıp 11 milyar 793 milyon gbp yardım aldı. gov.uk

    4. ab'ye verdiğinden daha az alanlara net contributor deniliyor. yani bütçeye net katkı yapan ülkeler. britanya ab bütçesine net katkı yapan 10 ülkeden birisi.

    5. britanya hemen hemen her alanda olduğu gibi bütçe konusunda da istisnalara sahip. 1984'te thatcher avrupa ekonomik topluluğu ile britanya'nın katkısını müzakere edip rebate mekanizması üzerinde anlaşmıştı. bu mekanizma, britanya'nın haksız bir şekilde diğer üyelerin tarım gibi politikalarını (özellikle fransa'nın) sübvanse etmemesini garanti ediyordu. yani birnevi vergi iadesi sistemi. 2016'da 23 milyar 156 milyon gbp katkı vermesi gereken britanya, rebate mekanizması sayesinde 17 milyar 873 milyon gbp katkı yaptı. yani yıllık 5 milyar 283 milyon gbp kendi cebine kaldı.

    6. brexitçiler haftalık 350 milyon gbp'nin ab'ye gittiğini iddia ediyor. en ufak bir şeref-namus kırıntısı taşımadıkları için bu noktada da halka yalan söylüyorlar. britanya, rebate sayesinde 350 değil 250 milyon gbp haftalık net katkı yapıyor ab'ye.

    7. bu 250 milyon pound'un 90 milyonu, yardım olarak tekrar britanya'ya geliyor. yani haftalık 160 milyon pound bir katkı söz konusu oluyor.

    8. ingiltere merkez bankası verilerine göre brexit, ilk aşamada britanya ekonomisi üzerinde %2lik bir daralmaya sebep olacak. bu da haftalık 400 milyon pound bir kayıp anlamına geliyor. 400 milyondan 160 milyonu çıkardığınızda britanya'nın ab üyeliği sayesinde aslında haftada 240 milyon pound kârda olduğu anlaşılıyor. kim kimi sırtlıyormuş?

    9. haftalık 160 milyon ingilizlerin cebine bile kalsa, bunu tarıma, eğitime harcamayacaklar. ne olur yorum yapmadan önce muhafazakar hükümetlerin bütçe eğilimlerini takip edin. austerity politikaları yüzünden hiç olmadığı kadar insanın yemek bankalarına düştüğü ifade ediliyor.

    10. ticaret müzakerelerinde tuhaflık ab'de değil, britanya'da. ab'nin kurulduğu günden bu yana 4 temel, değişmeyen prensibi var: insanların, paranın, malların ve hizmetin serbest dolaşımı. britanya'ya diyor ki, bu özgürlükleri koru, ortak pazar da ticaret anlaşmaları da köpeğin olsun. ama brexitin en önemli sebebi insanların dolaşım hürriyeti olduğu için britanya bunu kabul etmiyor. ab'ye üye 27 ülkenin, kendisi için prensiplerini terketmelerini istiyor. hassiktir ya, bu nasıl bir kibirdir... norveç, isviçre, izlanda ve lihtenştayn ab üyeleri olmamalarına rağmen ab bütçesine katkı yapıyor her yıl... britanya da yapmaya devam ederse, ona da tanınacak bütün bu efta üyesi ülkelere tanınan özgürlükler.

    11. hiçbir bulgar vatandaşı ''yarın ingiltere'de yaşayacağım lan'' diyerek göç edemez. 90 günlük serbest dolaşım hakkıdır onun adı. 90 günden sonra, iş bulmadan, kendini geçindirmeden, sosyal güvenlik kurumuna yük olmadan değil britanya'da, diğer 26 üyenin hiçbirisinde y a ş a y a m a z s ı n! o kadar aptal değil hiçkimse. vergi vereceksin, ssk'ya kaydolacaksın, diğer bürokratik işlemleri halledeceksin, devlete yük olmayacaksın.

    12. hiçkimsenin dile getirmediği bir nokta var: dönemin başbakanı david cameron, 2016 referandumundan önce britanya'nın üyelik şartlarını tekrar müzakere etmişti. ab, britanya'ya çok daha fazla alanda özgürlük, istisna tanımıştı. yani referandumdan ab'de kalma sonucu çıksaydı bile britanya eski şartlarda üye olmayacaktı. yeni şartlarda üye olmaya devam edecekti. bu yeni şartlar altında britanya istediğinde serbest dolaşımı bile durdurabilecekti. (emergency brake) ama kibir abideleri kabul etmedi bunu.

    13. kimsenin ingilizlerin işini elinden aldığı yok. polonyalı muslukçular meselesini araştırınız. ingiliz lordların yapmaktan imtina ettiği işleri göçmenler yapıyor. bu videoda yıllardır britanya'da yaşayan portekizli bir kadının haykırışını duyabilirsiniz. ''yıllarca sizin çocuklarınıza baktım, yaşlılarınızın bezini değiştirdim. şimdi beni niye ülkeden atıyorsunuz? ben size ne yaptım?'' diyor. 45 yıldır ülkede yaşayanların oturum izni yenilenmesi başvurularının reddedildiğini söylüyor milletvekilleri... ne olur biraz empati. aşırı sağcıların argümanlarına kendinizi kaptırmadan bir saniye düşünün, acaba bir bit yeniği olabilir mi bunda diye.

    yararlı linkler:

    https://assets.publishing.service.gov.uk/…f#page=49

    https://www.bbc.com/news/uk-politics-48256318

    https://en.wikipedia.org/…european_union_membership

    https://fullfact.org/…hority-350-million-explained/

    https://researchbriefings.parliament.uk/…y/cbp-7886
  • ab yi ovup duranlar abd yi unutuyor.
    zaten burdaki ilk amac brexit olunca abd nin cine yaptigi gibi ab mallarina fahis gumruk uygulamak ve ingiltre ile ticaretin onunu acmak.

    su an gumruk, ticaret ve sinir yetkileri ingilterede degil ab parlamentosunda oldugundan ingiltere ve abd adam akilli ticaretlerini gelistiremiyorlar. bana kalirsa alman firmalar ozellikle otomotiv firmalarini tir tir titreten olaydir brexit....

    ingiltere ab den kayiplarini bagimsiz ticaret anlasmalari yaparak avusturalya, abd, kanada, yeni zelanda ile kompanse edecektir.
  • resesyon olur veya olmaz gibi olayların tahminlerine bence çok takılmamak lazım çünkü çok büyük yapısal değişiklikler olacak. hem insan kaynakları hem siyaset çok etkilenecek, adeta savaş çıkması gibi.

    mesela airbus'ın üretiminin önemli bir kısmı ingiltere'de, şimdi bunun üretimi tamamen kıta avrupaya kaydırılmak zorunda kalınırsa ingilteredeki uzay teknolojileri endüstrisi nasıl etkilenecek?

    sadece uzay değil, finans, yazılım, müzik, sinema gibi bir çok konuda ingiltere ya dünyada 1.ci yada abd'den sonra 2.ci sıradayken ab içinde doğrudan rakibi yokken birden bire abd'nin bir numaralı rakibi olmaya kalkışabilir mi? kalkışırsa bu abd ile olan "özel" ilişkisini nasıl etkiler?

    dil bariyeri yüzünden çok haberimiz olmuyor ama 67 milyonluk fransa'da sadece lacoste tişört, şampanya dior parfüm üretilmiyor, bunların çok ciddi abd ve ingiltere ile rakip yazılım, finans ve uzay teknolojileri endüstrileri var. ingiltere'nin ab pazarına ve hatta dünya pazarına erişimi kısıtlanınca fransızlar palazlanabilir mesela. bu da ingilizlere çok pahalıya mal olabilir.

    bunlar öyle %2 aşağı %2 yukarı etkileyecek şeyler değil, bunlar bir ülkeyi yıkabilecek veya uçurabilecek şeyler. o yüzden resesyon olur mı olmaz mı tartışmasını çok gereksiz buluyorum, finansta yaşanan kaybı çilek üretimindeki artış ile kompanse edip durum kötüye gitmedi demek pek makul olmaz.
  • birleşik krallık'ın avrupa birliği'nden ayrılması, kısaca brexit, çeşitli kişiler, çıkar grupları ve siyasi partiler tarafından birleşik krallık'ın 1973'te avrupa birliği'nin önceli olan avrupa ekonomik topluluğu'na katılmasından beri yürütülen ve henüz bir sonuca ulaşamayan siyasi hedef.
hesabın var mı? giriş yap