brief encounter
-
1945 yapımı david lean filmi. evli bir kadının tren istasyonunda tanıştığı evli bir adamla yaşadığı aşkı ve çelişkileri konu alan film fish'i çok etkilemiş olacak ki misplaced childhood albümünde yer alan mükemmel parça bitter suite'in ilk bölümüne ismini verdirmiş...
-
kocaman gözleriyle ve caresiz gozuken durusu ile savaslararasi yillarin huzunlu ingiliz kadinini onumuze getiren celia johnson'un asmis oyunculugu ve asiri derecede kullanimi ile illallah dedirten voice over(seslendirme)'leriyle ilgi ceken 1946 yili askacisi filmi. dusuncemce buram buram bastirilmislik kokan oykusu insani sarsmayi basarsa da, belki de donemin getirdigi kaygilarla, butunluk duygusunu olusturacak ayrintilar ve kisi ozelliklerini verecek sahneler eksik kalmistir. ornegin, kadinin kocasini aldatmamak icin caba sarfetmesine neden olacak arkaplan verilmemis, seyirci yalnizca oyunculuga dayanarak kadinin korumaci bir gecmise sahip oldugunu cikartabilmistir. tiyatrodan yetisme david lean de herhalde oyunculuga guvendigi icin boyle bir sey yapmistir.
onemli bir ayrinti, filmin tum sahnelerinin studyoda cekilmis olmasina ragmen, tren sahnelerinin gercek olmasi ve bunlarin hicbirinin bayagi durmamasidir. -
rachmaninoff piyano konçertosu no.2 ile izlenmese bile adı hatırlanan, imdb'de top 250'ye girmiş, http://en.wikipedia.org/wiki/brief_encounter linkinden hakkında bilgi edinilebilen film.
-
gelmiş geçmiş en iyi aşk filmlerinden biri kabul edilir.
-
çok basit bir öyküsü, iç monologlu bir anlatımı ve düzgün bir sentaksı vardır ama çok spesifik bir dönemin moral dünyasını yansıtmasından kelli, 40'larda çevrilmiş bir dolu film gibi eskimeye yüz tutmuştur, seneye eskir. brief encounter'ı 1946'da ingiltere'de sinemanın onca şaşırtıcı icadından, efektinden bihaber şekilde izleseydik çok daha manalı gelebilirdi zira hem savaşa giden bir dolu erkeğin yokluğunda daha özgür bir yaşam imkanı bulan, belli oranda serbestleşen kadınlara sadakatin önemini vurgulamıştır hem de klasik anlatımıyla, ingiltere'de oradan oraya giderken kullanılan trenlerde vuku bulan mebzul miktardaki karşılaşmanın yarattığı hissiyatı bugün before sunrise'daki gibi gerçekleşmesini umduğumuzdan daha olası daha günlük şekilde anlattığı için seyircide ekşi sözlük tespitleri okur gibi bir etki yaratmıştır.
yani eskiliği dönemselliğinden kaynaklanır yoksa misal 50'lerin filmleri hiç eskimemiştir, eskimeyecektir.
(bkz: bundan evvelki tramvaylar ne kadar iyiydi) -
1945 yapımı film noel coward'ın still life isimli oyunundan uyarlanmış olup, celia johnson başrolü trevor howard ile birlikte paylaşmıştır. david lean bu filmiyle en iyi yönetmen dalında oscar'a aday gösterilen ilk ingiliz yönetmen olmuştur. filmin geniş bir alt katmana, savaş arka fonuna vs. sahip olmamasının nedeni, uyarlandığı oyunun sadece yarım saatlik sade bir eser olmasından ileri gelir.
bence david lean'in en iyi filmi budur. bütün o uzun epik filmlerini bir kefeye, brief encounter'ı bir kefeye koysam terazi ancak eşitlenir. çünkü brief encounter, sonrasındaki 60 yılda çekilen binlerce aşk filminde yapılamayan bir şeyi yapmış bir filmdir. aşkın ve ihanetin anatomisini tüm organlarıyla, doku doku, hücre hücre yansıtmış; insana dair bu en kompleks soyut kavramın matematiğini abaküs sadeliğinde izleyicinin önüne koymuştur. bu filmi bayıcı bulduysanız ya gerçekten aşık olmamış, ya da aşık olduğunuzu sanmışsınız demektir.
ikinci izleyişte filmin ilk yarısı bambaşka bir boyut kazanır, derinleşir. öyle derinleşir ki, celia johnson'ın gözlerine bakarak aklını okuyabilirsiniz. voice-over'ları duymanız gerekmez.
romantizm ve gerçekçilik bu filmde belki de bir daha hiç yapılamayacak şekilde birleştirilmiştir. -
kürk mantolu madonna insana biterken nasıl bir yumruk atıyor, nefesini kesiyorsa aynı etkiyi yapan film. özellikle celia johnson hayatım boyunca izlediğim en iyi oyunculuklardan birisini sergilemiş. 1945'te çevrilmiş de olsa eskimemiştir, eskimez.
-
bir filmin çok ötesinde, "gitme kal" deseydim diyenler için..."gitme kal demeni istiyorum, gitmek istemiyorum," mesajını veren film, tabii anlayanlar için
-
grup : everon
album : north
parca no : 2
alone in his empty room
he read that book page by page
in search of truth
of comfort or some hope
he read ‘if you knock, my door will open’
but those he tried were all locked tight
like flickering lights
bits of memories crossed his mind
countless shattered pieces
that refused to fall in place
he read ‘i'll search for all the lost ones’
but how much more lost could he be
he shook his fist at heaven
stood up for all the broken souls
i will not forget the words
he spoke to me that day
he said ‘man, if you believe, would you ask one question
in my name because to me god never speaks:
does he still rest on sundays, and look at his creation,
and think it was good ?’
he could barely breathe
hardly grab just one clear thought
the walls were closing in on him
his time was running out
he read ‘if you ask, you will be given’
and he thought of everything he had lost
he shook his fist at heaven
stood up for all the broken souls
i will not forget the words
he spoke to me that day
he said ‘man, if you believe, would you ask one question
in my name because to me god never speaks:
does he still rest on sundays, and look at his creation,
and think it was good ?
does he think it was good ?’
it was a brief encounter
but after all these years it's still on my mind
nobody mourned for him
there were no flowers on his grave
i hope at last you got your answer
and if so, would you let me know ? -
filmin tüm sahnelerinin stüdyoda çekilmiş olmasına rağmen, benim gerçekten tren garında çekildiğini zannettiğim film. hakikaten çok gerçekçi.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap