• yıllar önce (rahat on yıldan fazla) e!entartainment kanalında bir röportajını izlemiştim. artık çok büyük filmlerde, projelerde olmadığını, bunun peşinde koşmadığını bazı şeyleri sindirmek gerektiğini söylemiş ve sadece film çekmek, sette olmak ve sette ölmek istediğini söylemişti. “öyle büyük aktörlük, büyük roller peşinde değilim, ben sette olmanın peşindeyim. çünkü bu gerçekten bir aşk”demişti.

    o yüzden son yıllarda büyük projelerde değildi ama burnu büyüklük etmeden bir sürü iş yapıyordu, küçük proje, küçük rol demiyordu. çalışkandı ve kibirli değildi. üne, popülariteye, paraya ihtiyacı olmamasına rağmen işe gitmeyi seviyordu. film çekmeyi seviyordu. çalışkandı ve işine aşıktı.

    gelmiş geçmiş en yakışıklı, en karizmatik aktörlerden biridir. gülüşü ve coolluğu, her tür güneş gözlüğünün yakıştığı, en seksi ve çekici aktörlerden biridir. kel erkeklerin idolüdür. efsane bir ses tonu vardır.

    hollywood daki diğer ünlüler tarafından da hep ayakları yere sağlam basan, iyi aile babası, eş ve mütevazi biri olarak tanımlanır.

    demi ile en popüler oldukları dönemde bile çocuklarını büyütmek için la'den uzaklaşıp daha içerde bir çiftlik evinde sakin ve normal bir aile gibi yaşamayı tercih etmişlerdir.

    keza ikinci eşiyle de yine kısa bir flört sonrası evlendi ve yıllardır mutlu mesut bir aile hayatı sürdürüyor.

    gerçek hayatta da hep beyefendi, herkese, her şeye saygılı adamlardan biriydi.

    insan üzülüyor. hep iyilere, efendilere oluyor olan. hayat adil değil. tüm iyi enerjilerimi yolluyorum ona. umarım çok daha uzun süre normal ve sağlıklı yaşar.

    edit: john travolta kendi instagram hesabında paylaşmış: “bruce ve ben en büyük hitlerimizden ikisini birlikte paylaştığımızda iyi arkadaş olduk, pulp fiction ve bak şu konuşuna. yıllar sonra bana dedi ki, “ john, sadece bilmeni istiyorum ki başına iyi bir şey geldiğinde, başıma geliyormuş gibi hissediyorum.” işte bu kadar cömert bir ruh.”

    pek çok aktör arkadaşı da benzer paylaşımlarda bulunuyor.

    yine yıllar önce david letterman show'da, bir sürü ünlüye sormuşlardı. tanıdığınız en ünlü gibi olmayan, mütevazı, normal bir hayat süren hollywood yıldızı kim gibi bir soruydu. büyük çoğunluk yine bruce willis demişti. yaşım çok küçüktü ve çok şaşırmıştım, bu kadar insanın (hepsi çok ünlü oyunculardı) tek ismi sürekli söylemesi ve çoğunlukla “ayakları yere sağlam basar” demeleri şaşırtmıştı.
  • evimizde imzalı fotoğrafı olan aktördür.

    sene 87-92 arası yamulmuyorsam, daha ilkokuldayım ozmanlar ben. abimle birlikte mavi ayın ve dolayısıyla bruce willis'in hastasıyız. kendisi de yeni yeni tırmanıyor o sıralarda şöhret merdivenlerini. neyse abim bir gün mektup yazıyor bruce willis'e, müzik kasetinde yer alan adrese. aradan aylar geçiyor, bir bakıyoruz, posta kutusunda çok kötü bir el yazısıyla üzerine isim adres yazılmış bir mektup. açınca ne görelim, henüz saçları olan bir adamın şahane gülümserken bir fotoğrafı ve üzerinde imzası. bir de mavi küçük bir kağıtta not;

    "ilginiz için çok teşekkür ederiz. ancak bu bir fan clup adresi değildir, bundan sonraki bu tür taleplerinizde lütfen bla bla adresine yazın."

    o gün bugündür hiç bir filmini kaçırmadım bruce abimin. birlikte tırmanmaya devam ettik merdivenleri.
  • sirtina fabian ernst formasi gecirip inönü'de maca ciksa, temiz 10-15 dakika kimsenin farkina varamayacagi insan..
  • sol frame'de görünce öldüm zannettiğim. koşup aynaya baktım da öyle ikna oldum.
  • hanımı hakkında yorum annemden geldi.

    - karısı bu mu?
    - evet anne.
    - neci bu.
    - eski topmodel.
    - hımm... güzel kız seçmiş, diğerleri gibi orospu suratlı değil.
    - m.e.*
  • türk izleyicisinin aklında, mavi ay'da "hadi ama maddie" derken ağzının kenarıyla gülümsemesiyle kalan oyuncu. liselileri bırak, üniversiteliler bile bilmez bunu..
  • cool'luk bu adamdan once var miydi merak ediyorum. (bkz: mavi ay) cok basariliydi
  • afazi konuşma yetisini yitirmek canlarım. keşke şu sözlüğe kopyala yapıştır yapmadan neymiş lan bu deseniz.

    “bir oyuncunun başına gelecek en kötü hastalık” da değil. afazinin dereceleri var ve neye bağlı olduğu da dereceyi değiştiriyor. willis'in ciddiyeti afazinin bunamaya bağlı (demans nedeni ile) olması.

    çocukluğumdan beri o yamuk tatlı gülüşünün hastası olduğum adama bunun olmasına çok üzüldüm. beyin hasarı sonrası tabi çok zor ama inşallah düzelir.

    edit: instagramda ailesinin paylaştıklarını görünce bu tatlış adamın o alıştığımız muzip bakışlarının ve yamuk tatlı gülüşünün yavaş yavaş kaybolduğunu görüp üzülüyorum. allah'tan sosyal medyada gördüğümüz kadar ile ailesi müthiş kenetlenmiş şekilde, son kaçınılmaz da olsa ellerinden geleni yapıyorlar.
  • "son yıllarda oynadığı her film berbat."

    adam afazi hastası. konuşma kabiliyetini kaybediyor yavaş yavaş. son yıllarda ikinci sınıf filmler yaptığı doğrudur. ama sor bir niye. ailesine biraz daha iyi şeyler bırakabilmek için cok sayıda ve kalitesiz filmler yaptığı söyleniyor. ihtiyacı vardır yoktur tartışılır, ama bunu bir aile büyüğü refleksiyle yaptıysa, sadece takdir etmek gerekir.

    siz onu oyunculuğuyla, beyefendiliğiyle, die hard serisi ile, pulp fiction ile, 12 monkeys ile hatırlayın. son zamanlarına takılmayın.

    2/16/23 edit. hastalığı ilerlemiş, frontotemporal demans teşhisi konmuş. etkili bir tedavisi de maalesef yokmuş. ilk çıkışı olan mavi ay dizisinde, cybill shepherd ile olan kimyaları da çok güzeldi.
  • --- spoiler ---

    moonlighting'daki piç rolünden sonra the sixth sense haricinde hatırı sayılır bir numarası olmayan adam.

    --- spoiler ---

    aynen kanka;

    the sixth sense öncesi;

    (bkz: die hard) 1-2-3
    (bkz: hudson hawk)
    (bkz: the last boy scout)
    (bkz: death becomes her)
    (bkz: pulp fiction)
    (bkz: 12 monkeys)
    (bkz: last man standing)
    (bkz: the fifth element)
    (bkz: the jackal)
    (bkz: armageddon)

    the sixth sense sonrası;

    (bkz: unbreakable)
    (bkz: hart's war)
    (bkz: tears of the sun)
    (bkz: sin city)
    (bkz: lucky number slevin)
    (bkz: 16 blocks)
    (bkz: planet terror)
    (bkz: live free or die hard)
    (bkz: surrogates)
    (bkz: the expendables)
    (bkz: red)
    (bkz: moonrise kingdom)
    (bkz: looper)
    (bkz: glass)
    (bkz: motherless brooklyn)

    evet son 10 senedir bir çok üçüncü sınıf ve vizyona dahi girmeyen dvd filmlerinde rol aldı ama bu yukarıda bahsi geçen filmlerin arasında bir çok kült film var. en kötü ihtimalle hepsi vasatın üstü ya da gayet iyi filmler. hepsi de blockbuster. daha da bu tip vizyon filmleri var yazmadıklarım ama puanları düşük ve kötü eleştiri alanlar.

    bu arada kendisi önceliği müziğe vermiş durumda. aktörlüğü artık büyük ihtimalle bir hobi ve yan gelir olarak görüyor.

    kendisi 2 de emmy ödülü sahibidir.

    boş yapmayın da ne yaparsanız yapın arkadaş, rica ediyorum.

    edit: kendisi hakkında gelen son haberler sonrası, yakın zamanda girdiğim bu entry benim için çok üzücü oldu. sağlığına kavuşmasını ve en azından müziğe devam edebilmesini dilerim. üşütme bizi reyis.
hesabın var mı? giriş yap