• iyi kaynatılmamış süt ve süt ürünlerinden geçen ciddi bir bakteriyel enfeksiyon.
    özellikle hayvancılıkla uğraşan ve uyanık mandıra sahiplerinin yoğun olarak yaşadığı ancak buna karşın gıda yönetmeliklerini ve halk sağlığını kimsenin takmadığı ülkelerde görülür.

    öyle ki eğer günün birinde halk sağlığı denen kavrama saygı duyan ve hatta bu konuda kafa yoran pek çok insanın bulunduğu bir ülkeye giderseniz vizit sırasında bel ağrısı sebeplerinde brusella'yı ayırıcı tanı olarak saymanız önerilmez. zira bu sözcük ağzınızdan çıkar çıkmaz vizitteki herkes susar, dönüp size bakar. mesai arkadaşlarınızın bir kısmında "o da ne ki?" şeklinde açıklanacak bön bir bakış görülmesine karşın diğer grup size daha bir yukarıdan, adeta "az gelişmiş ülkenin köylüsü seni!" bakışıyla bakacaktır. konu ekibin başındaki prof veya öğretim üyesinin "burada brusella görülmez bayan." açıklamasıyla bir an örtülür gibi olsa da ilk kahve molasında etrafınıza bu gizemli hastalığı öğrenmek isteyen asistanların doluşması ile bir süre daha gündemde kalır.

    neden bu ülkelerde görülmez brusella? çünkü buralarda süt ürünleri, özellikle de peynir yapımını düzenleyen, hatta inanması zor ama kontrol eden yasa ve uygulamalar vardır. her önüne gelen peynir ve yoğurt yapamaz, yapan da belirli esaslara uymak durumundadır.

    ülkemizde ise şöyle yürür işler:

    - mahmıt emmi... getirdim sütü, daha yeni sağmışlar ılık ılık, tam 100 litre.
    + tamam yiğenim... az altını yakıver onun... aha bu da süt derecesi. 40 dereceye gelince mayayı boca edersin içine.
    - ama emmi... önce bir kaynatıversek, mikrop neyin varsa ölse?,
    + de get yigenim... 100 litre sütü kaynattırıp yarısını buhar edip bana 50 kilo peynir mi yaptıracan... böyle maya vurursan 70 kilo peynir eder, peynirin kilosu kaça gidiyor biliyon mu onu sen, sen mi verecen 20 kilonun parasını, he?
    - sen de doğru diyosun mahmıt emmi, ama ya satacağımız mandıra istemezse?
    +ne mandırası yiğenim? yengen pazarda satacak onları taze köy peyniri diye. hadi sallanma soğumadan kat mayayı, milangaz boşa yanıyo.
    - ...

    evet, bir tıp fakültesi üniversitesi intaniye* kliniğinin tüm öğretim üyeleri ve hemşirelerinin pazardan toplu aldıkları peyniri paylaşıp evlerine götürmeleri sonucu hep birlikte brusella olup çalıştıkları intaniye kliniğinde bir hafta yatak döşek yattıkları bir ülke burası.

    ambalajsız, nasıl yapıldığını bilmediğiniz peynir ve yoğurt almayın ve yemeyin. köy peyniri ve köy yoğurdu etrafta uyanık peynirciler olmadığı sürece lezizdir.
  • türkiye'de bilhassa köylerde oldukça yaygın olduğuna hatta insan ölümlerine neden olduğuna inandığım ancak örtbas edilen ya da cehaletten dolayı teşhis edilemeyip istatistiklere tam olarak yansıtılamayan hastalık.
    peynir üreten bir firma olarak laboratuarımızda yaptığımız çiğ sütle ilgili deneylerde tesadüfi olarak rastladığımız ve hastalıklı hayvanın sahibini bulmak ve onu korumak için satın aldığımız çiğ sütleri köylere göre ayırıp köy bazında yaptığımız deneylerde 7 köyden ikisinin pozitif,birinin şüpheli ve diğer 4'ünün de negatif çıkması üzerine hümanist duygularla şahısları bulmayı bir kenara bırakıp durumu hemen tarım bakanlığı'na bildirdiğimiz hastalık.

    brucella,insanlarda ağrılı grip belirtileriyle başlar. en çok etkilenen eklemler kalça, diz ve dirseklerdir. bazı hastalarda klinik olarak ürogenital semptomlar belirgindir.ayrıca mide-barsak(kanlı ishal,ileri aşamalarda kontrolsüz kanlı dışkı,akabinde sadece kanama), akciğerler, kan yapan organlar, cilt ve nadiren de kalp-damar sistemi ve beyin (menenjit) etkilenir.

    belirtileri ilk başta grip benzeri belirtiler olduğu için teşhis konulması güçtür ve hasta bu şikayetleri grip belirtileri olarak düşünüp doktora başvurmakta geciktiğinde tedavi daha da güçleşir.hastalık, çok yoğun antibiyotik tedavisi gerektirir zira antibiyotiğe dayanıklıdır ve birden fazla antibiyotiğin haftalarca uygulanması sözkonusu olabilir.tedaviye zamanında başlanmazsa hastalık, ölümle de sonlanabilir.
    brucella insanlara daha ziyade çiğ süt ve ürünleriyle bulaşır.et ile bulaşma ihtimali et, genellikle pişirilerek tüketilen bir ürün olduğundan zayıftır.diğer bir bulaşma yolu ise açık yara ve deri üzerine doğrudan temastır.hayvan gübresi ile bulaşan ve pişirilmeden tüketilen (salata malzemesi ve benzeri)sebzeler de hastalık kaynağı olabilir.solunum yolu ile zayıf da olsa bulaş ihtimali vardır
    insandan insana bulaş ise çok az bildirilmiştir.

    brucella'dan korunmak için alınabilecek kişisel tedbirler:
    -köylü pazarlarından yoğurt ve peynir satın alınmamalıdır.brucella pastörize edilmeden yapılmış bir peynirde 2 aydan fazla yaşayabilir.yaşam süresi tuz konsantrasyonun derecesiyle de ilintilidir.tuz oranı arttıkça mikroorganizma ömrü kısalır.keza ph'ın düşmesi ile de mikrorganizma ölümleri artar
    -dondurmasını kendi üreten pastaneler de riskli olabilir;zira pastörize edilmemiş bir sütten yapılan dondurmadaki brucella 0 derecede 2,5 yıla kadar yaşayabilir.
    -eğer çiğ süt satın alınmışsa kaynatılmadan tüketilmemelidir
    -hayvanların karaciğer, dalak gibi organları brucella açısından daha risklidir.bu tür etlere çıplak elle dokunulmamalı,bu tür etler tüketileceklerse yüksek ısıda ve pişkin olarak tüketilmelidirler(70 derece ve üstü/15 dakika ve üstü)
    -çiğ sütten yapılan ve buzdolabında saklanan tereyağı ve krema gibi ürünler de oldukça risklidir zira brucella ciddi bir tuz konsantrasyonu barındırmayan bu tür ürünlerde buzdolabında 140 günden fazla yaşayabilir.
  • genellikle hayvanlari etkileyen bir bakteri cesidi..hayvancilik acisindan onemli bi tehlikedir..degisik turleri vardir..pastorize edilmemis sut ve bundan yapilan urunleri kullanan insanlara da bulasabilir..insanlarda gorulen turunde genellikle inmeyen ve cok uzun sure devam eden yuksek ates ve terleme, yorgunluk, basagrisi, ve psikonorotik semptomlar gosterir..cok uzun bir yumurtlama donemi oldugundan ve belirtileri yuzunden teshis edilmesi zordur..genelde lenf nodlarina ve eklemlere yerlesir, yogun eklem agrilari yapar, omurilige yerlesmesi durumunda tedavide gec kalinirsa felce bile yol acabilir..
  • 2010 yıl itibariyle kktc'deki brusellalı hayvan sayısı 1204'tür. bu rakamın 900'üyse koyunlardır. itlaf edilen brusellalı hayvan sayısına gelince bunların 81'i inek ve 92'isi koyundur. kıbrıs'ın kuzeyinde toplam büyükbaş hayvan sayısı 45 bin, küçükbaş hayvan sayısıysa 230 bindir.
  • veteriner hekimlikte meslek hastalığı* olarak geçer ve en önemli enfeksiyondur.

    hayvancılık açısından önemi; hastalığın çabuk yayılması, kontrol ve mücadele güçlüğü, uzun süreli tedavi ve fazla olmasıdır. böylece hayvansal protein kaynakları olumsuz yönde etkilenir, hayvan ve hayvansal ürünlerin ticareti engellenir ve hayvan yetiştiricilerinin sosyo-ekonomik gelişimleri engellenir.

    insan sağlığı açısından önemi; fiziki yetersizlik, iş gücü kaybı, tedavi ve hastane giderleri sebebiyle ekonomik kayıptır.

    brucella abortus: sığır ve insanı,
    brucella melitensis: koyun, keçi, sığır ve insanı,
    brucella sus: domuzu,
    brucella ovis: köpeği etkiler.

    laboratuar ortamında brucella agar'da üretilebilir. 37c'de 2-7 gün arasında inkubasyon süresi vardır.

    dört tane fajı vardır.
    tibilisi: b. abortus
    weybridge: b. abortus, b. sus
    berkeley: b. abortus, b. sus, b. melitensis
    i2q: b. melitensis

    iki tane antijeni vardır. bunlardan a antijeni b. abortus'ta daha fazla, m antijeni ise b. melitensis'te fazladır. bunlardan serolojik tanıda yararlanılır.

    etkenin dayanıklılık özelliği ise değişiklik gösterir.
    - 63-65c'lik pastörizasyon ısısında 30 dk dayanabilir.
    - tereyağında 4 ay yaşayabilir.
    - sütte birkaç gün canlı kalır
    - dondurmada 1 ay yaşayabilir.
    - %10 tuz içeren salamura peynirde 45 gün canlı kalabilir.
    - direkt güneş ışığında maruz kalırsa birkaç saat içinde ölür.

    hayvancılıkta kullanılan aşılar 2 çeşittir.
    1- aglutinojen aşılar: uzun süreli bağışıklık sağlar. aglutinasyon veren antikor oluşumu sebebiyle serolojik testlerde yanıltıcıdır.
    bu aşı tipi inaktif ve canlı aşı olarak uygulanır.
    inaktif aşı: h-38 aşısı
    canlı aşı: rev-1 ve s-19 aşılarıdır. rev-1 aşısı 3-8 aylık oğlak ve kuzulara yapılır. ömür boyu korur. bunun yanında rev-1 8 aylıktan büyük dişi koyun ve keçilere 12 ay ara ile 2 kez yapılır. s-19 aşısı 4-8 aylık danalara yapılır. 7 yıl boyunca koruyucu etkisi vardır. 8 aylıktan büyük dişi sığırlara ise 24 ay ara ile 2 kez yapılır.

    2- aglutinojen olmayan aşılar: bunların bağışıklık düzeyi düşüktür. ancak aglutinasyon veren antikor oluşumu olmadığından serolojik olarak güvenlidir.
    bu tipte kullanılan aşılar ise 45/20 r ve rb51 aşılarıdır. rb 51 b. abortus, b. melitensis, b. ovis'e karşı tam koruma sağlar. ancak rb51 serolojik yanıt oluşturmaz ve klasik brucella tedavisinde kullanılan bazı antibiyotiklere dirençlidir.

    damızlık boğalara 6 ay ara ile 3 kez kan serumu muayenesi yapılır. eğer sonuç pozitif çıkarsa boğalar kastre edilir (kısırlaştırılır). çünkü boğalar etkeni sperm ile saçarlar.

    brucella bildirimi zorunlu bir hastalıktır ve tazminatlıdır. tazminat ise hayvanın o anki değerinin 3/4'üdür.

    *: meslek hastalığı denmesinin sebebi ise veteriner hekimlerin brucella aşısı yaparken iğneyi yanlışlıkla, bilmeyerek, farketmeyerek kendisine batırmasından ve hayvanı muayene ederken kuyruğunu sallayarak kuyruğun göze gelmesinden veya göze temasından kaynaklanmaktadır. hayvan kuyruğunu sallayarak etkeni bulaştırabilir.
  • 1,5 yıl önce çok ağır bi şekilde geçirip bugün tekrar testinin pozitif olduğunu öğrendiğim, yine fizyolojik ve psikolojik sıkıntıya sokacak olan lanettir.
  • yıllar önce lise zamanlarımda geçirdiğim hastalık... bana nasıl bulaştığını bilmiyorum bile.. 1 hafta yüksek ateş ve baş ağrısı ile doktor doktor gezmeme (kaybolan dengemle 8 çizerek yürüyor ve öyle geziyordum doktorları) ve o kadar tahlil yaptırmama rağmen en sonunda bir doktorun "bi de brusellana bahalım yav" diyerek tahlil yaptırmarıp çok yüksek seviyede hastalığın çıkmasıyla tedaviye başlamıştım.. 2 hafta kadar ssk'da yattım 5 tane dedenin yanında ama bu 2 hafta süresince toplasan 2 lokma yemek yememişimdir, ne yediysem kustum.. boyuna serumun dibine vurmuştum.. hastaneden çıktıktan sonra da 90 tane streptomisin iğnesi vurulmuştum böyle götüm kevgire dönmüştü bir kaç ayda... hastalıktan önce fazlaca kilolu olan, arkadaşları tarafından ayı olarak çağırılan ben hastalığı atlattıktan sonra çita gibi olmuştum varın bu lanet hastalığın ne olduğunu siz düşünün. aman dikkat...

    edit: şimdilerde iz olarak eklem romatizması kaldı.. eklemlerim sızladığında aklıma gelir ve bu hastalığa lanet ederim..
  • çooook çok ağır geçirdiğim hastalık.

    her şey bir halsizlikle başladı. askerdeydim o zaman. bir günlük halsizlikten sonra karın ağrısı ve bacaklarımda ağrı başladı. durumumun kötü olduğunu söyleyip hastaneye sevk istedim. mart ayının sonuydu covid yeni patlamıştı. beni hastaneye götürmediler, midem ağrıyor diye lansor verdiler :)

    bir gün böyle yattım. ertesi gün karnımdaki ağrı dayanılmaz hale geldi ve bacaklarımın üstüne güçlükle basar oldum. artık kendimi kaybettim bağıra çağıra beni hastaneye götürün dedim.

    acilde apandistten şüphelendiler, rebound da vardı çünkü. ama tomografide apandisit olmadığı anlaşıldı. sonra kan testi bir geldi crp 390. hayvan gibi enfeksiyon var. 3 gün sonra bir doktor geldi dedi ki sen bruselloz olmuşsun teşhis koyduk.

    hastalık hastanedeki 4. gün en ağır semptomlarına ulaştı. bacaklarım tamemen tutmaz oldu. belim, karnım gövdemin sağı ve solu dayanılmaz şekilde ağrıyordu. ne tarafa yatsam fayda etmiyordu. saat başı ağrı kesici için yalvariyordum. ağrı kesici yapılınca bir saat uyuyordum sonra yine aynı. bu süreçte 10 gün boyunca su bile içmedim, hiçbir şey yemedim. sadece serum. testislerim de nasibini aldi. bir de orşit oldum. onlar da şişti ve cok ağrıyordu.

    10 günlük ağır antibiyotik tedavisinden sonra crp düşmeye değerler düzelmeye başladı ve ağrılarım azaldı. 22 gün boyunca hastanede kaldım. son on gün yemek yiyebildim. psikolojik boyutu da cok ağırdı. ziyaret ve sehirlerarası seyehat yasak olduğu için ailemden kimse de gelemedi, o dayanılmaz ve geçmeyecegini düşündüğüm ağrıları yalnız yaşadım.

    22 günün sonunda taburcu oldum, 4 hafta daha antibiyotik aldım ve iyileştim. eskisinden 13 kg daha hafif olarak...

    bugün yine test verdim biraz çabuk yoruluyorum bu aralar, umarım bir daha yaşamam, kimse yaşamaz.

    doktorlar sürekli soruyordu ama ne çiftçilikle ne hayvanlarla alakam yoktu. taze peynir tüketmemiştim(hatırladığım kadarıyla) ama başıma geldi. hala da bilmiyorum nereden bulaştı, çevremde de kimseyi duymadım.
  • organların sapıtmasına örnek kontrol edilemeyen dışkılama organları gösterilebilir. kontrolsüz ve istemsiz işemeler ve sıçmalar görülebilir.
  • 40-41 dereceyi bulan gelip gecen değişken ateşle seyreden; eklemler, karaciğer, kan hücreleri, lenf sistemi, kaslar ve testislerde granulamatoz iltihapla seyreden; doksisiklin ve streptomisin tedavisi uygulanan; tedavisi zor enfeksiyöz hastalık.
hesabın var mı? giriş yap