• balıkesir’den sonra gördüğüm en sıkıcı şehir.

    adeta bir pazarlama harikası.
  • avrupa’da gördüğüm en güzel kasabalardan biri. bana sorarsanız koca koca şehirlerden daha güzel, daha huzurlu.

    ben çok sıcak bir yaz günü tek başıma gittim. bir kış gecesi kar yağarken sevdiceğimle gezmek istiyorum burayı diye notumu alıp ayrıldım.

    ayıcık dükkanını işleten gördüğüm en centilmen yaşlı adamı ziyaret edip iki çift laf etmeden ayrılmayın. eşinin evde yaptığı ayıcıklara iltifat ederseniz çok mutlu oluyor.
  • masal gibi şehir ancak max 2 gün yeter. biz amsterdam’dan tek gün tren git gel yapmıştık yorucu olmuştu ama yetti. bu arada çikolata dükkanları kokudan bir müddet sonra kafa yapmaya başlıyor cidden inanılmaz.
  • bu şehire minnewater park adında muhteşem bir parkla giriveriyorsunuz. devamı da girişine yaraşır şekilde büyüleyiciydi. her bir karenin içinde fotoğraf çekinmek, fotoğraflayarak yanında götürmek istiyor insan. benim için inanılmaz güzeldi. bahsedildiği üzere uzun süreli konaklamaya gerek yok, 2 gün gayet uygun bir süre. ama ölmeden önce görülecek yerler listenize ekleyebilirsiniz.
  • mükemmel mimariye sahip sıkıcı şehir. waffleları harika, mükemmel belçika el yapımı çikolatalar yiyebilir, hafif çiseleyen yağmur altında kahvenizi yudumlayabilirsiniz.
    not: sıkıcı olması ziyaretin amsterdam’dan sonra gerçekleşmesinden kaynaklanıyor. mutlaka ziyaret edilmesi gereken bir şehir.
  • çikolata kokulu sokaklarını ayrı, orta çağdan kalma havasını ayrı, gotik dokusunu ayrı, yağmurda faber castelle boyanmış gibi bir silüete bürünmesini ayrı sevdiğim masal kenti. hastasıyım.
  • ray abimizin deyimiyle: “it's like a fucking fairytale.”

    (bkz: teşbihte hata olmaz)
  • 50 üstünde ülke 300 şehir gördüm görülebilecek daha şirin ve güzel bir şehir görmedim. italya'da, fransa'da birkaç güzel kasaba olabilir . belki sirinlik anlamında eguisheim yaklaşabilir ancak her mevsimi ayrı bir dünya olan bu kuğu güzeli şehir gerçekten nadir bulunacak bir şehirdir.
  • orta çağ’ın gelişmiş kent devletlerinden biri olarak en öne çıkan özelliği kuşkusuz hiç bozulmadan günümüze kadar gelmiş orta çağ mimarisi olan rüya şehri. kuzey’in venedik’i olarak anılmasına sebep olan kanalları ve romantik görünümüyle, hayalperestleri kendine çekmeyi başardığı gibi, sokaklarındaki mimari güzellik ve her detayı dantel gibi işlenmiş inceliğiyle çok fotojenik bir şehirdir. kuzey rönesans’ının en canlı yaşandığı şehirlerden olan brugge, dönemin hans memling, durer, jan van eyck, gerard david, hugo van der goes gibi en ünlü sanatçıların bazılarını barındıran müzelere de ev sahipliği yapıyor.
  • galatasaray ile maçları olması vasıtası ile tekrar aklıma gelen belçika şehri. başlıkta her şey anlatılmış ama aşık olunacak, yaşanacak şehirler arasında benim için ilk 5'de.
hesabın var mı? giriş yap